28 Şubat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
28 Şubat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

19 Şubat 2022 Cumartesi

28 Şubat

    28 şubat 1997,  Türkiye gibi büyük bir Devlet için yaşanmaması gereken bir gündür o gün. Bu tarihte doğan bir bebek şu an üniversiteyi bitirmiş ve iş hayatına atılmış bir gençtir, o günleri hiç hatırlamıyor. Sadece televizyon ve internetten araştırarak, bilgileri öğrenmiştir. Şeyh Edebali'nin bir sözü vardır;

'' Geçmişini bilmeyen, geleceğini de bilemez. Geçmişini iyi bil ki, geleceğe sağlam basasın. Nereden geldiğini unutma ki, nereye gideceğini unutmayasın''

   Evet ne güzel söylenmiş bir söz. Bizim bu yazıyı yazmamızdaki amacımız ise, geçmişi iyi öğrenmek, ona göre geleceğe sağlam adımlarla yürüyebilmektir.

   Biz o gün olanları kısaca yazalım, sonra analiz yazımıza başlayalım.

28 Şubat
28 Şubat

   Tarih 28 Şubat 1997 idi. O gün uzun bir Milli Güvenlik Kurulu toplantısı yapılmıştı. Toplantıya hükümetten Başbakan Necmettin Erbakan, Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller ve yetkili Bakanlar katılmıştı. Bu toplantı sonunda öyle kararlar açıklandı ki, adeta post modern bir darbe yapılmıştı hükümete, medya üzerinden. Kararları Başbakan imzalamadı o gün.

   ALINAN BİLDİRİDEKİ KARARLARDAN BAZILARI KISACA ŞÖYLEYDİ;

- Tarikatlara bağlı okul ve yurtlar devletin yetkili organlarınca denetim altına alınmalıdır

- 8 yıl kesintisiz eğitim, tüm yurtta uygulamaya konulmalı

- Kuran kursları Milli Eğitim Bakanlığının sorumluluğu ve kontrolünde olmalı

- Yurdun değişik yerlerinde yapılan dini tesisler gündemde tutularak, belli çevrelere mesaj vermek amacıyla siyasi istismar konusu yapılmamalı

- 677 sayılı yasa ile men edilmiş tarikatların ve bu kanunda belirtilen tüm unsurların faaliyetlerine son verilmelidir

- İrtica nedeniyle askeriyeden çıkarılan personeller istismar edilerek TSK'yı dine karşıymış gibi göstermeye çalışan bazı yayın organlarının yayınları kontrol altına alınmalıdır

- Tsk'dan ilişiği kesilen personeller diğer kamu kurum ve kuruluşlarında istihdamına imkan verilmemelidir

- Aşırı dinci kesimin faaliyetleri yasal ve idari yollarla engellenmelidir

- Belediyeler yasasına aykırı olarak sergilenen olayların sorumluları hakkında gerekli yasal ve idari işlemler kısa zamanda sonuçlandırılmalı

- Kıyafetle Türkiye'yi çağdışı bir görünüme sevk edecek uygulamalara mani olunmalı

- Kurban derileri rejim aleyhtarı örgüt ve kuruluşlar tarafından toplanmasına mani olunmalı

- Ülke sorunlarının çözümünü ümmet kavramı bazında ele alan girişimler yasal ve idari yollardan önlenmelidir

   Kararların kısa özeti bu şekildeydi. Peki o günlerde söylenen bazı sözler vardı. Birde onlara bakalım.

   O GÜNLERDE SÖYLENENLER;

- Sincan'da demokrasiye balans ayarı yaptık

- 28 şubat bin yıl sürecek

- Gerekirse silah bile kullanırız

- Beceremediniz artık bırakın

- Rektörler uyardı

   Bu kararlar ve söylenen sözlerden sonra ülke olarak neler kaybettik. Onları analiz olarak maddeler halinde yazalım.

   NELER KAYBEDİLDİ?

- Karardan sonraki yıllarda yaklaşık 35 milyar dolar fazladan direkt faiz ödendi

- Bankalardan hortumlanan para yaklaşık 50 milyar dolar oldu

- 28 Şubatın toplam ekonomik zararı yaklaşık, 280 milyar doların üzerinde oldu

- İnsanlar fişlendi

- Öğretmenler soruşturma geçirdi

- Yatırımlar azaldı, döviz aşırı arttı

- Büyüme azaldı

- Enflasyon % 99'lara çıktı

- Demokrasimiz yara aldı, parti kapatıldı

- Şiir okudu diye 1999 yılında, o zaman İstanbul Belediye Başkanı olan Sayın Erdoğan'a hapis cezası verildi

   Şükür o günler artık geride kaldı. Peki ya kalmasaydı neler olurdu. Onları maddeler halinde yazalım. Bu yazdıklarımızı empati yaparak çok iyi düşünelim. Ya o günkü durumlar hâlâ şimdi, devam etseydi ?

   28 ŞUBAT KARARLARI DEVAM ETSEYDİ, ŞU AN NELER OLURDU?

- Üniversitelerde başörtülü öğrenciler okuyamayacaktı

- Askerde çocuğunun yemin törenine başörtülü anneler giremezdi

- Başörtülü olarak memurlar işe gidemeyecekti

- Peruk satışları tavan yapardı !

- 12 yaştan küçüklere Kur'an-ı Kerim öğretilme yasağı devam ederdi

- İmam Hatip ve Meslek Lisesini okuyan öğrencilere uygulanan katsayı uygulaması devam ederdi

- Üniversiteler de ikna odalarına devam edilirdi

- İrtica kelimesi, gündemden düşmezdi

- Öğretmenler soruşturma geçirmeye devam ederdi

- Vakıflar kapatılmaya devam ederdi

- Türk Silahlı Kuvvetleri'nden ihraçlar yapılmaya devam edilirdi

- Halkın fişlenmesine devam edilirdi

- Yöneticiler hakkında kovuşturmalar devam ederdi

- Halkın seçtiği partileri, irtica ile kapattırmak için çalışmalara devam edilirdi

- İrtica brifingleri verilmeye devam edilirdi

- Terörle mücadele bu kadar ilerleyemezdi

- İrtica ile önleri kesilen gençler kendilerini geliştirip iha, siha, helikopter ve bunun gibi teknolojik ürünler üretemezdi

- Yapay senaryolar kurulmaya devam ederdi, başka irtica bahaneleri için zeminler hazırlanırdı

- Bir emirle gazetelere istenen  manşetlerin atılmasına devam edilirdi

- Batı çalışma grubu gibi oluşumların kurulmasına, devam edilirdi

- Yurt dışına beyin göçü çok artardı

- Askeriyeye lazım olacak savunma araçlarını, yurt dışından almaya devam ederdik.

- Heronlar alabilirsek alırdık, ama görüntüler önce başka ülkelere gidip, bize saatler sonra görüntüler kesilerek gelirdi!

   Yazımızın sonuna yanaştık değerli okuyanlarımız. Bazen insan hayatında öyle anlar olur ki, uzun zaman unutamaz. 28 şubat dönemi de böyle anlardan biriydi. O zamanları en çok hissedenler üniversitelerde okuyan başörtülü öğrencilerdi. Allah C.C. buna benzer günleri bir daha bizlere yaşatmasın. Bu da sizlerin elinizde. Nasıl mı ? Bunları yapanlara o imkan ve gücü ellerine vermeyerek. Yoksa yine olabilir mi, her zaman olabilir. Tarih tekerrürden ibarettir. Etrafınızdaki başka ülkelere bakın, her sene 2-3 ülkede darbe denemeleri olmaktadır. O yüzden bir daha olmaz diye düşünmeyin.

   Bizler bu yazıyı yazarak herkesin olanları tekrar hatırlamasını, hiç bilmeyen kişilerin empati kurarak yaşananların neler olduğunu hissetmelerini istedik. Birlikten kuvvet doğar, önemli olan insanların birbirine saygı duyması, Vatan için çalışması, kardeşler gibi birbirlerine yardımcı olmasıdır. Bu bilince her zaman hayatımızda yer vermeliyiz.

   Yazımızı başka tanıdıklarınıza gönderdiğiniz için şimdiden tekrar hepinize teşekkür eder, başka bir yazımızda daha görüşmek dileğiyle, herkese Saygılar sunarız...



Kaynaklar; Şeyh Edebali Sözü, wwwtrcooltextcom 

Öne Çıkan Yayın

Moskova'daki terör saldırısı ile verilmek istenen mesaj