25 Ocak 2022 Salı

Dünya deprem ülkeleri, Dünyadaki deprem kuşakları nelerdir

   İnsanın doğumundan ölümüne kadar iç içe yaşayacağı bir durum üzerinde bugün yazmak istedik, konumuz deprem. Önce deprem nedir tarifine bakalım, sonra yazımıza devam edelim.

   Deprem nedir nasıl oluşur alınacak önlemler nedir, şimdi bunları sırayla yazmaya başlayalım.

   Deprem ne demek, deprem nedir kısa bilgi, deprem neyden oluşur: Yer kabuğu içindeki kırılmalar nedeni ile ani olarak ortaya çıkan titreşimlerin dalgalar halinde yayılarak geçtikleri ortamları ve yer yüzeyini sarma olayına denir. Bu depremle ilgili konuları inceleyen bilim dalına ise Sismoloji denir. 

   Deprem sırasında açığa çıkan enerjinin ölçüsüne depremin büyüklüğü denilip, Richter ölçeği (magnitude) kullanılarak, latin rakamlarla yazılır. Ölçüm ve hesaba dayalıdır.

   Derinliklerde olan depremin yeryüzünde hissedildiği bir noktadaki etkisinin ölçüsüne ise depremin şiddeti denilip, Mercalli ölçeği kullanılarak, romen rakamları ile yazılır. Gözlem ve deneyime dayalı bir değerdir.


Deprem nedir nasıl oluşur alınacak önlemler

   Yer kabuğunu oluşturan levhaların hareketleri sonucu oluşan gerilme ve sıkışmalar, kabuğun bazı bölümlerinde yüzyıllar boyu enerji biriktirir. Biriken enerjiler zaman zaman ortaya çıkar. Yer kabuğundaki bu hareketli kısımlara fay denilir.

   Birbirlerinin hareketini engelleyen levhaların arasında sürtünme başlayıp birbirlerine sürtünmesi sırasında, büyük kaya kütlelerinin arasında kalan zayıf yerler (fay) zorlanırlar ve buralarda gerilme enerjisi birikir.

   Zorlanma ve sürtünmenin etkisiyle kısa bir zamanda çok şiddetli bir kırılma ve hareket ortaya çıkar. Oluşan ilk harekete ''deprem'' yani ana şok, sonraki sarsıntının etkisiyle zayıf diğer kısımlarının kırılmasına da ''artçı depremler'' yani artçı şoklar denir.

  Depremler 3 çeşittir:

- Tektonik depremler (yeryüzündeki depremlerin yaklaşık % 90'ı bu gruba girer).

- Volkanik depremler.

- Çöküntü depremler.

  Denizlerde oluşan depremlerden dolayı büyük dalgalar oluşur, buna da tsunami denilmektedir.

     

Deprem nedir kısa bilgi


Dünyadaki Deprem Kuşakları Nelerdir, dünya deprem kuşakları nelerdir, dünya deprem kuşağı, deprem kuşakları dünya, yeryüzündeki deprem kuşakları, dünyanın deprem kuşakları, dünyadaki deprem ülkeleri:

1) Pasifik Deprem Kuşağı ülkeleri, dünyadaki depremlerin yaklaşık % 81'i burada oluyor.

2) Alp Himalaya Deprem Kuşağı ülkeleri, dünyadaki depremlerin yaklaşık %17'si burada oluyor. Yani Alp Himalaya deprem kuşağı haritası dünyanın %17'sini ilgilendirmektedir.

3) Atlantik Deprem Kuşağı nerededir: Atlantik Okyanusu ortasında yer alan levha sınırı boyunca uzanmaktadır. 

   Atlantik Deprem kuşağı ülkeleri hangileridir: Şili, Güney Amerika kıyıları, Meksika, Orta Amerika, Amerika'nın batı kıyıları, Alaska'nın güneyi, Filipinler, Japonya, Yeni Gine, Yeni Zelanda ve Pasifik Adaları.

   Büyük Okyanus'un Asya ve Amerika kıtalarına komşu olan sınırları, Pasifik Deprem Kuşağı'nda yer almaktadır.

   Endonezya'dan başlayıp Himalaya'lar ve Akdeniz üzerinden Atlantik Okyanusu'na uzanan kuşağa, Alp-Himalaya deprem kuşağı ülkeleri, Akdeniz Himalaya deprem kuşağı ülkeleri denilmektedir. Türkiye'nin büyük bölümü, bu kuşakta yer almaktadır.

  Dünyadaki Okyanuslar

1) Büyük Okyanus (Pasifik Okyanusu).

2) Atlantik Okyanusu (Atlas Okyanusu).

3) Hint Okyanusu.

4) Arktik Okyanusu (Kuzey Buz Denizi).

   Dünya Deprem Ülkeleri şunlardır:

   Dünyada çok sıklıkla deprem görülen ülkeler şöyledir, dünya deprem ülkeleri sıralaması: Japonya, Hindistan, Türkiye, İran, Meksika, Çin, Endonezya, Peru, Amerika'nın batı kıyıları, Şili ve Rusya.

   Türkiye'deki Deprem Kuşakları Nelerdir, Türkiye'deki deprem kuşaklarının isimleri nelerdir, Türkiye'de deprem kuşakları, Türkiye'deki deprem kuşağı:

   1) Kuzey Anadolu Deprem Kuşağı.

   2) Güneydoğu Anadolu Deprem Kuşağı.

   3) Batı Anadolu Deprem kuşağı.

   Türkiye'deki Deprem Haritası

   Haritadan Türkiye'deki tehlike derecesinin durumunu, renklerden anlayabiliyoruz. Koyu renklerden açık renklere gidildikçe tehlike durumu azalmaktadır.

       
Türkiye'deki deprem kuşakları

   Deprem olunca hemen herkes Richter ölçeğine göre depremin büyüklüğü kaçtır diye merak eder. Bu değer 0.1 den başlar 9'un üzerine kadar çıkabilir. Peki bu değerlerden bizler kısaca neler anlayacağız, en basit anlatımla şunları diyebiliriz:

   Richter ölçeği nedir, richter ölçeği ne demek, richter ölçeği neyi ölçer: Çevremizde olan bir depremin veya birden fazla depremlerin aletsel büyüklüğünü hesaplamak için kullanılan ölçeğe denilmektedir.

Richter Ölçek Değerlerinin Yaklaşık Anlamları

0-3 arası: Genelde sismograf makineler hisseder, dünyada yılda yaklaşık 300.000 adet olur.

3-5 arası: İnsanlar hisseder, büyük hasarlar vermeyebilir, dünyada yılda yaklaşık 55.000 adet olur.

5-6 arası: Belli yapılar zarar görebilir, dünyada yılda yaklaşık 790-800 adet olur.

6-7 arası: Büyük zararlar verebilir, dünyada yılda yaklaşık 110-120 adet olur.

7-8 arası: Çok büyük zararlar verebilir, dünyada binalar zor dayanır ve yılda yaklaşık 17-18 tane olur.

8-9 arası: Yüzlerce kilometrelik alanda etkisini gösterir, dünyada az görülür, yılda yaklaşık 1 kere.

9 ve üzeri: Belli bölgeleri haritadan silebilir, dünyada az görülür, 100 yılda yaklaşık 5 kere olur.

  Deprem hayatımızın her anında vardı, var olmaya da devam edecektir. Bundan dolayı her zaman hazır olmalıyız. Deprem öncesi ve sonrası yapılması gerekenler nelerdir, deprem öncesi ve sonrası alınacak tedbirler nelerdir, şimdi onlara bakalım.

  Deprem Öncesi yapılması gerekenler nelerdir?

- Evler kaygan zeminlere yapılmamalı.

- Yapılar depreme dayanıklı yapılmalıdır.

- Vadi içlerine, akarsu yataklarına, çok kar yağan ve çığ gelen yamaçlara evler yapılmamalıdır.

- Eski binalar test yapılıp, sağlam değilse güçlendirilmelidir.

- Dolap üzerlerine, depremde kayacak malzemeler konmamalıdır.

- Soba ve ısıtıcılar duvara iyice sabitlenmelidir.

- Dolaplar duvara sabitlenmeli ki, deprem anında yıkılmasınlar.

- Avize, klima gibi eşyalar duvar ve pencerelerden yeteri kadar uzağa, kanca ile asılmalıdır.

- Mutfakta kayacak eşyaların altına metal parçalar konulup, kaymaması sağlanmalıdır.

- Rafların önüne bant yada tel konabilir, kaymalar olmaması için.

- Gaz vanası ve elektrik sigortaları otomatik olmalıdır.

- Binadan acil çıkarken kullanacağımız yolun üzerinde eşyalar olmamalı.

- Acil çıkış kapıları açık ve aydınlık olmalı.

- Deprem sonrası evdekilerle nerede ve nasıl buluşulacağına dair planlar yapılmalı.

- Önemli evrakların yedekleri hazırlanıp, su geçirmeyecek bir şekilde korunmalı.

- Binalarda yangın söndürme cihazları olmalıdır.

  Deprem anında ve sonrasında yapılması gerekenler şunlardır:

  Deprem Anında Ne Yapmalıyız, deprem anında yapılması gerekenler nelerdir, deprem anında yapılacaklar, deprem sırasında yapılması gerekenler nelerdir?

- Çök.

- Tutun.

- Kapan.


Deprem sırasında ne yapılır

   Ülkemiz konumu itibari ile dünyanın en güzel yerindedir. Bunun yanında da bir deprem kuşağı üzerindedir. Bu yüzden her gün deprem olabilir diye, evlerimizi en sağlam nasıl yapabiliyorsak, öyle yapmaya çalışalım. Böylece bir deprem olduğunda, evimiz enkaza dönüşmesin. Bunun yanında da deprem eğitimini öğrenmiş olmalıyız. Yani deprem anında ne yapmalıyız, deprem sarsıntısı bitince neler yapmalıyız? Onları şimdiden ne kadar iyi öğrenirsek, Allah korusun bir deprem anında kendimizi, yakınlarımızı ve başkalarının kurtulmasına sebep olabiliriz.

   Deprem Sonrasında Yapılması Gerekenler, deprem anında yapılmaması gerekenler, deprem sonrası yapılması gerekenler, depremde alınacak önlemler, deprem sonrası alınabilecek önlemler nelerdir, deprem sonrasında ne yapmalıyız, deprem sonrasında neler yapmalıyız, deprem sonrası yapmamız gerekenler nelerdir, deprem sırasında yapilmasi gerekenler kısa, deprem sonrası alınacak önlemler kisaca:

1) Deprem anında sakin kalın.

2) Balkon, merdiven ve asansörlerden uzak durun.

3) Çök, kapan, tutun hareketi ile hedefinizi küçültün.

4) Yangın ve patlamaları engellemek için ocağı, su vanasını ve gaz kokusu alınmıyorsa elektrik şalterini kapatın.

5) Afet ve acil durum çantanızı yanınıza alarak hızlı adımlarla binayı terk ediniz.

6) e-Devlet üzerinde size belirtilen en yakın toplanma alanına yürüyerek gidiniz.

7) Yetkililer çağrıda bulununcaya kadar toplanma alanında kalın.

8) Toplanma alanından barınma alanına geçiş için yetkililerin yönlendirmelerini bekleyiniz.

9) Acil yardım araçlarının hızla ulaşım sağlamalar için ilk 6 saat aracınızı kesinlikle kullanmayın ve trafiğe çıkmayınız.

10) İletişim sistemlerinin kilitlenmemesi için operatörünüz üzerinden arama yapmayınız. Sms ve internet tabanlı uygulamaları tercih ediniz.


Deprem sonrası ilk 6 saatte yapılacaklar

   Bir çok hadiste depremde vefat edenler Hükmî Şehid (Ahiret şehidi) sayılmaktadır. Sebep olarak ölüm anında çektikleri acı ve sıkıntılar gösterilmektedir. Bugüne kadar olan depremlerde vefat eden tüm vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, Milletimize ve Ailelerine sabırlar diliyoruz. Başka büyük olabilecek depremlerden, Allah C.C. Ülkemizi ve Milletimizi korusun.

  Depremlerle ilgili merak edilen bazı sorular ve cevapları:

* Türkiye deprem kuşağında mı: Evet.
* Kaç çeşit deprem vardır: 3 çeşit vardır, bunlar tektonik, volkanik ve çöküntü depremlerdir.
* Çöküntü depremler Türkiye'de nerede görülür: Kömür madenlerinin galerilerinde ve heyelanların olduğu bölgelerde görülür.

   Başka bir yazımızda yine görüşmek üzere, herkese Saygılar sunarız...



   Kaynaklar: AFAD 2018 Türkiye Deprem Tehlike Haritası, depremafad site, diyanethaber site, google, Türkiye depremleri, deprem nerede oldu bugün, deprem nasıl oluşur, deprem son dakika türkiye, deprem haberleri, deprem oldu mu, deprem büyüklüğü, deprem derecesi, deprem şiddeti, deprem nasıl oldu, deprem mi oldu, deprem nerede oldu son dakika türkiye, deprem nerede oldu türkiye'de, richter ölçeği nasıl okunur, deprem çeşitleri nelerdir, deprem çeşitleri kısa bilgi, deprem çeşitleri ve özellikleri, deprem çeşitleri ve açıklamaları, dünyadaki okyanus isimleri, dünyadaki okyanusların adları, deprem sonrası yapilmasi gerekenler maddeler halinde, deprem tedbirleri, deprem önlemleri nedir, deprem önlemleri kısaca, deprem önlemleri maddeler halinde, depremden korunma yolları, depremden korunmak için neler yapmalıyız, depremden korunmak için yapılması gerekenler, depremden korunmak için neler yapabiliriz, depremle yaşamak, deprem korunmak için neler yapmalıyız, DÜNYA DEPREM ÜLKELERİ, depremle birlikte yaşamak, DÜNYADAKİ DEPREM KUŞAKLARI NELERDİR, deprem anında neler yapmalıyız, son depremler, deprem ile birlikte yaşamak, ülkemizdeki fay kuşakları nelerdir, deprem olunca ne yapmalıyız, türkiye'nin deprem bölgeleri, türkiye deprem bölgeleri, türkiye'deki deprem bölgeleri, son dakika deprem istanbul depremi, deprem istanbul, beklenen büyük istanbul depremi, istanbul deprem son dakika, kandilli deprem, afad deprem, son dakika istanbul deprem, kandilli deprem istanbul son dakika, kandilli deprem son dakika istanbul, istanbul'da deprem son dakika, istanbulda deprem, istanbul son dakika deprem, istanbul depremi son dakika, kandilli istanbul deprem, deprem öncesi yapılması gerekenler 4. sınıf, ÖNEMLİ BİLGİLER, kandilli rasathanesi.

24 Ocak 2022 Pazartesi

Tavşan kaç tazı tut oyunu, Sağ gösterip sol vurmak, Gündem

   Bu yazımız da Dünyada en çok kullanılan taktik bir oyundan kısaca bahsedeceğiz. Yani yazımız kısa olacak ama etkisi büyük olacak. Konumuzun adı; Tavşan kaç Tazı tut, oyunu.


Politika oyunları

   Tavşan kaç tazı tut ne demek kısaca örnekle açıklayalım. Küresel üst akıl Dünyada eğer bir yerlere operasyon yapacaksa, genelde bu tavşan kaç, tazı tut oyununu hemen senaryoya koyar. Yani farklı ülkelerde suni gündemler oluşturup, milletin bir yere odaklanmasını sağlar. Kendileri ise başka taraflarda operasyonlara başlarlar, kısaca sağ gösterip sol vurmaya çalışarak bizleri oyalamak (ilgimizi başka taraflara çekerek) isterler. Bu yüzden çok dikkatli olmalıyız.

Siyaset oyunları

   Yapay gündemler oluşturulmaya çalışılınca bizler hemen dünyaya bakarız, nerede bir kıpırdanma var? Sizlerde böyle olursanız, kimse kolay kolay bizleri yenemez. Birlikten kuvvet doğar, her zaman. Yoksa onlar kendilerinin düşündüğü büyük planların altyapısını, belli zaman içinde başka yerlerde pişirip, dünyaya servis etmeye başlarlar.

   Bu yüzden her zaman temkinli olmalıyız. Ülkemizde suni gündemler çok oluşmaya başlıyorsa hemen dünyayı izlemeye almalıyız. Yoksa oyun kuranlardan değil, oyunu oynayan oyuncular oluruz.

Günümüz için başta Karadeniz'e (Rusya-Ukrayna) sonra son 3 yıl olduğu gibi Akdeniz'e, sonraları ise sırayla:

- Kazakistan'a.
- Libya'ya.
- Azerbaycan'a.
- Kıbrıs'a.
- Yunanistan'a.
- Bosna Hersek'e.
- Suriye'ye.
- Tunus'a.
- Irak'a.
- Gazze'ye.
- İran'a.
- Mısır'a.
- Suudi Arabistan'a.

- Bizimle işbirliği yapmak isteyen Afrika Ülkeleri'ne dikkat etmemiz lazım. 

   Her an birileri bu ülkelerde oyunlar yapmak için planlar hazırlıyor olup, bizlerinde dikkatini başka yöne çekmek için, ülkemizde farklı farklı suni gündemler yapabilirler. Ve bu gündemlerde birbirinden alakasız konular olabilir, tek ortak amaçları ise bize hedef şaşırtıp, bizlere zaman kaybettirmektir. O yüzden dikkatli ve uyanık olalım, suni gündemlerle uğraşmayalım, büyük oyunlara odaklanalım.

   Başka bir yazımızda daha görüşmek üzere, herkese Saygılar sunarız...



   Kaynaklar: trcooltext, sağ gösterip sol vurma ile ilgili sözler, küreselcilerin planı, google, TAVŞAN KAÇ TAZI TUT OYUNU, küreselcilerin planları, SAĞ GÖSTERİP SOL VURMAK, suni gündem ne demek, GÜNDEM, planlara karşı dikkatli olmak, tavşan kaç tazı tut oyunu sözleri, tavşan kaç oyunu, sağ gösterip sol vurma ne demek, dünyada tavşan kaç tazı tut mu oynanıyor, tavşan tazı oyunu, sağ gösterip sol vurmak ne demek, siyasi oyunlar, tavsan tazı, ANALİZLER, yapay gündem nedir.

23 Ocak 2022 Pazar

Dinimiz İslam varken, Ateizm ve Deizm gibi Düşünceler

   Nasıl ortaya çıkıyor dinimiz İslam varken, ateizm ve deizm gibi düşünceler? Bugünkü yazımıza önemli bir soru ile başladık. Öncelikle bazı tarifleri yazalım, sonra analizimize başlarız.

   İslam dini nedir kısaca, Müslümanlık nedir: Sözlükte teslim olmak anlamına gelen ''İslâm'', terim olarak Hz. Adem Peygamber'den itibaren Allah'ın insanlara gönderdiği Tevhid inancına dayalı hak dinin adıdır. Bu dini kabul eden insanlara ise ''Müslüman'' denilir.

     
İslam dini nedir

Şimdide ateizm, deizm ve buna benzer düşüncelerin tariflerini yazalım, ateist deist ne demek:

Ateizm nedir kısaca, ateizm ne demek, ateist ne demek kısaca: Tanrıyı ve dini inkar etmek demektir. Tanrı'nın var olmadığını ileri süren kişiye ateist denilir ve bu kişiler ateist düşünceler ile hayatlarını boşa harcamaktadırlar.

Deizm nedir kısaca, deizm ne demek kısaca, deizm ne demektir, deizm nedir kisaca, deist ne demek kısaca, deist nedir kısaca, deist nedemek, deistlik nedir: Tanrı var ama tanrı ile benim aramda kimse yok anlayışı (Peygamberi, vahyi, melekleri ve kitabı inkar etmek). Buna inanan kişilere deist denilir.

Nihilizm nedir: Kısaca hiççilik demektir. Bunlara inananlara nihilist denilir. Bunlara göre hiç bir şeyin hakikati yoktur. Nihilistlere göre insanlar güçlüler ve zayıflar diye ikiye ayrılır.

Agnostisizm nedir: Bilinmezcilik veya bilinemezcilik demektir. Tanrının varlığının veya yokluğunun, bilimsel olarak ta evrenin nereden oluştuğunun bilinemeyeceğini ileri süren felsefi bir akımdır.

   Dikkat ettiyseniz bu kelimelerin sonu hep izm ile bitiyor. Peki o zaman bu ''izm'' ne anlama geliyor. Anlamı; Kelime sonlarına gelerek geldiği ismi bir akımın, bir fikir yumağının adı haline dönüştürür. 

   Bugün bu kelimeler karşımıza çıkar, yarın sonu yine izm ile biten başka kelimeler. Yani sonu gelmez kelimelerin ve anlamların. Mesela yarın biri çıkar Ateizmin A'sını, Deizmin D'sini alıp, sonuna da ''izm'' ekleyip, ''ADizm'' diye bir kelime yapar. Anlamına da % 50 Tanrıya + % 50 Tanrı ile aradakilere inanmak diyebilir. Bizlere düşen dikkat etmek ve uyanık olmak.

   Günümüzde gençler ve bazı yetişkinler, farklı felsefi düşüncelere kendini kaptırabiliyor. Bizlerde uzunca düşünerek bunların sebep ve bağlantılarını hem yazmak hem de bazı sorular sormak istedik. Daha sonra ise düşünmek isteyenlere sorular sorarak, yazımızı İnşâAllah bitirmeye çalışacağız. 


Ateizm ne demek

- Günümüz de okuyup, gerçekleri araştırmak yerine, videolar seyrederek her şeyi hazır bulma kolaylığına mı gidiliyor?

- İslam'ın 5 şartından biri olan Kelime-i Şehadetin ne anlama geldiğini iyice okumayıp, idrak edilmediğinden bunlar olabilir mi ? (Şehadet ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur ve yine şehadet ederim ki, Muhammed (s.a.s) O'nun kulu ve Peygamberidir).

- 20-30 yıl öncesine göre zenginleşen gençlik, yokluğun ne olduğunu mu unuttu acaba?

- Ateistim diyenlerin çoğu büyükşehirlerdeymiş, niçin acaba? Her şeye kolaylıkla ulaşıp, zorluk çekmedikleri için mi?

- Teknolojinin gelişmesi ile algı operasyonlarına niçin kolay kanılıyor?

- Çocukların oynadığı oyunların içinde, gizli mesajlar veriliyor mu?

- İnsanlar niçin kendinin kontrolsüz olmasını hissetmek istiyor?

- İnsanlar nereden ve nasıl geldiğini, niçin unutmaya başladı?

- Hep dünya için çalışmak isteği (seküler yaşam) neden artmaya başladı?

- Zamanla yaşadığı gibi inanmaya başlamak, neyin habercisi?

- Şükürsüzlük artmaya başlayınca, âlemin tesadüf sonucu meydana geldiğine inananları mı artıyor?

- Dîni bilgileri sahih kaynaklardan ve gerekli din bilginlerinden öğrenmeyen kişilerde, ilerde dinden niçin soğumalar olabiliyor?

- Dini bilgilerin gençlerin yoğun olduğu sosyal medyalarda, gençlere daha rahat ulaşacak şekilde anlatılması gerekmez mi?

- Din üzerinden ticaretle zengin olma hayalleri veya siyasi kariyer yapma isteği, bazılarını dine karşı soğutabilir mi?

- Bazı kişi veya grupların farklı din yorumları yaparak, insanları dinden soğutma çabaları olabilir mi?

- Dünyada olan doğal afetler, bizim hâlimize şükrümüzü artırması gerekirken, bazılarında niçin karamsarlığa yol açabiliyor?

- Kur'an-ı Kerim'i okuyup anlama oranı, azalıyor mu / artıyor mu?

- Medyada sistematik haberlerle yapılan, İslâm karşıtlığı haberlerinin arkasında neler planlanıyor?

- Her yapılan yanlışı İslâm'a ve Müslümanlar üzerine niçin atma çalışmaları var? Başka dinde yapılan yanlışlar ise niçin gizlenmeye çalışılıyor?

- Dinimiz İslam'ın en temel bilgilerinin yer aldığı İlmihal kitaplarını, gençlik ne kadar okuyor? 

- Kur'an-ı Kerim'in ilk inen ayeti, Oku'dur. Kur'an-ı Kerim-i okuyarak, dinimizi daha iyi öğrenmek için insanlar arasında bir yarış olmalı normalde, değil mi?

- Yokluğun ne olduğunu unutan kişiler, şükrü demi unutmaya başlıyor acaba?

- Peygamberlere hakaretler, neyin habercisi, kimler ne planlıyor hiç düşündünüz mü? 

- Bugün birisi kendimize hakaret etse, yapmadığımızı bırakmayız, ama Peygamberlere hakaretler veya alaya alıcı konuşmalar yapanlara kalben buğz yapıyor muyuz?

En zor ateist soruları

   ATEİSTLER ŞU SORULARA NE CEVAP VERİR ACABA, cevaplanamayan ateist soruları, en zor ateist soruları ve cevapları, ateistlere sorulacak tek soru, ateist soruları kısa:

- Ateistim diyen birine şu soru sorulsun, ne cevap verecek merak ediyoruz. Deprem anında koca koca binalar sallanıyor, peki sen ve 10 arkadaşın bir araya gelse o binayı azda olsa sallayabilir misiniz?

- Şu salgın hastalık ortamında oksijenin ne kadar önemli olduğunu, makinelere bağlanarak daha iyi anladık. Bu oksijeni tüm dünyaya sunan kim ? Bir makineye bağlanan insan için binlerce Lira para fatura ödeniyor, o zaman şu soruyu sormak lazım ateistim diyenlere. Dünyadaki yaklaşık 8 milyar insana oksijen kesilse, ne yapacaksınız?

- Çevremizde yetişen sebze ve meyvelerin, bir ahenk içinde nasıl yetiştiğini gözlemlemek bile, Allah'ın ne kadar büyük olduğunu bize göstermez mi?

- İnsan vücudundaki damar uzunluğu yaklaşık 100.000 km'dir. Bir insan olarak bu kadar uzunluktaki sistematik bir damar yapısını yapabilir misiniz? Ateistim diyenler, bir düşünsün bunu.

- Bahçeye 2 tane tohum atıyorsunuz, aylar sonra bir bakıyorsunuz, kocaman bitki olmuş. Acaba nasıl oluyor bunlar, hiç düşündünüz mü?

- Aşırı yağmur yağınca, seller oluyor. Acaba o an hiç düşündünüz mü, bu binlerce ton ağırlığındaki sular, nasıl havada duruyor? Siz bırakın binlerce tonu, 1 ton yükü havada tutabilir misiniz?

- Çevremize aşırı kar yağınca, oluşan kütlenin toplam ağırlığı yüzbinlerce ton olabiliyor, o zaman bu kadar ağırlık gökyüzünde nasıl duruyor, bunu hiç düşündünüz mü?

- Şimşek çakınca oluşan enerjinin büyüklüğünü hiç mi görmüyorsunuz?

- Bedavadan solduğumuz havanın içindeki gazların oranı bir an olsa değişerek, zehirlenme olsa ne yapacaksınız? 

- Deprem anında niçin korkuyoruz, binalarda yan gelip niçin oturamıyoruz?

- Denizlerde oluşan tsunami dalgalarının karşısında durabilir misiniz?

- Faaliyete geçen yanardağlardaki lavların karşısında hiç durabilir misiniz? Ortalama 950 derece

- Yeryüzünde içecek sular çekilse, kaç gün yaşayabiliriz?

- Dünyada tüm ağaçlar birden kurusa, neler olur hiç düşündünüz mü?

- Topraklarda hiç bir sebze ve meyve yetiştirilemez duruma gelse, ne yaparsınız açlıktan?

- En basitinden 100 m2 bir ev yapılırken kolonların sağlam olmasına dikkat edilir, yıkılmaması için. Peki yüzölçümü yaklaşık 510 trilyon m2 olan dünyamız, nasıl kolonlar olmadan ayakta duruyor? Sadece bu örnek bile Yüce Yaradan'ın büyüklüğünü anlamamıza yeterde artar, değil mi?

   Evet, bunlar gibi onlarca başka soru yazabiliriz. Allah C.C. tüm âlemin tek sahibidir. Bizler bu dünyaya yiyip, içip, sefa içinde yaşamak için gelmedik. Burası bir imtihan dünyası, imtihanda alacağımız notlar çok önemli, o notlarla öbür âleme gideceğiz. Bu yüzden Allah'a bol ibadet yapmalıyız, bol tövbe istiğfar yapmalıyız.  

   Bu kadar yazıdan sonra yine Yüce Yaradan yok diyenler varsa, sorularımızdaki durumları kendi başlarına bir yapsınlar da görelim, değil mi? Allah'tan başka galip yoktur (Lâ Galibe İllâllah).

İslamiyet ne demek

   Birileri farklı bahaneler ortaya sürerek, dinimize saldırmakla ne ellerine geçiyor? Gençleri dinimizden uzaklaştırıp, ateizm ve deizm gibi düşüncelere mi sevk etmek istiyorlar? 

   Amaçları nedir, toplumun en önemli yapıtaşı olan aileyi içten mi çökertmek istiyorlar? İnsan başı dara düştüğünde veya sıkıntıya girdiğinde Allah'a dua eder. Birilerini bu niçin rahatsız ediyor?

   Birileri yok şurada ateizm, yok burada deizm artıyor diyerek! aslında kendilerinin ''reklamını mı'' yapıyorlar. Böylece dikkat çekerek bir kaç kişi de olsa, kendi taraflarına insan almanın planlarını mı yapıyorlar ? Bildiğiniz gibi reklamı iyi yapan, dikkati kendi tarafına çeker. Yani aslında fazla olmayan durumları çok abartılı göstererek, kendilerinin reklamlarına, bizlerimi çekiyorlar? Çok dikkat diyelim.

   Birde son zamanlarda ortaya çıkan bir kelimeden de bahsedip, yazımızı şimdilik sonlandıralım, kelime ''metaverse''. Nedir kısaca, sanal evren demektir. Mesela diyorlar ki, İstanbul'dan sanal arsa aldım şu kadar paraya. Peki o zaman bizde soralım, madem arsa aldın, gidelim bir piknik yapmaya veya gidelim çiçekler, sebzeler ekelim. Arsa aldığım diyen kişi, sizi o gerçek arsaya götürebilecek mi ? Tabii ki de hayır, o zaman fazla sanal dünya ile konuşmaya gerek var mı sizce? 

   Burada şunu unutmayalım asla, bu sanal işlere ilk girenler (genelde bunlar bu işi planlayan büyük firmalardır) iyi para yatırırlar. Sonra milleti buralara çekip, kendileri bir zirve yapınca, eldekileri satarlar. Sonra ne mi olur ? En son girenler kaybeder, tepedekiler paraları saymakla bitiremezler. Yani her şey sanal, dikkat edin. Hayal işlere para yatırmayın, elle tutulur gözle görülür metalara para yatırın. 

   Ayrıca farklı bu tarz konuların bir ortak amacı da şu olabilir mi diye düşünün deriz. Hayatı çok basite indirgeyip, kolayca para kazanmak hırsı ile milleti dinden ve ibadetten uzaklaştırmak mı ? Böyle olan insanlar belli bir zaman sonra sıkıntı ve bunalıma girip, ne yapacağını bilemez hâle gelebilir. Böyle sonuçlarda bunları planlayanların çok işine gelir.

   Bir yazımızın daha sonuna geldik, amacımız sizlerin milleti ve devleti için başarılı bireyler olmanızdır. Başarılı olurken hem dünya için, hem de yarın ölecekmiş gibi Ahiret için çok çalışmalısınız. Şunu asla unutmayalım, sadece maddi mutluluklar insanları bir yere kadar mutlu edebilir. Önemli olan manevi olarak ta mutlu olmanızdır. 

   Yazımızı okuduğunuz ve başkalarının bilgilerine ilaveler yapmak için onlara yazımızı gönderdiğiniz için hepinize teşekkür ederiz. Başka bir yazımız da daha görüşmek üzere, herkese Saygılar sunarız...



   Kaynaklar: dergi diyanet site, trcooltext (resim), kendimi değersiz hissediyorum, deiste sorulacak sorular, DİNİMİZ İSLAM VARKEN, dinimiz islam, deiste sorular, ATEİZM ve DEİZM GİBİ DÜŞÜNCELER, ateiste sorulabilecek sorular, ateiste sorulan sorular, sonu izm ile biten, deist ne demektir, deizim ne demek, en iyi ateist soruları, ateist nedir, ateist ne demektir, nihilizm ne demektir, agnostisizm ne demek, ateizm deizm, adizm nedir, adizm ne demek, deizm kısaca nedir, deis ne demek, DİNİ KONULAR, ateiste sorular.

18 Ocak 2022 Salı

Yerliyi küçümseme Yabancıyı övme Hayranlığı, Darbe yılları

   Yazımıza bir kelime tarifi ile başlamak istiyoruz, küçümsemek nedir?

   Küçümsemek ne demek: Küçük görmek, değer ve önem vermemek, küçüksemek.

   Küçümseme nedir, küçümseme ne demek: Sözlük anlamı küçükseme demektir.

   Övme ne demek, övme nedir: Sözlük anlamı övmek işi.

   Son zamanlarda ülkemizin yaptığı teknolojik hamlelerini bazıları ha bire küçümsüyor. Yok %100 yerli değil, yok bunları yapanlar oldu vs.. Bizim hamleleri küçümseyenler yabancı başka markaları örnek gösteriyorlar. Artık bu dakikadan sonra onlara durun 1 dakika diyeceğiz. Niçin mi, onların övündükleri, yere göğe sığdıramadıkları markaların % kaçı yerli acaba diye onlara soracağız? 

   Mesela en ünlü marka cep telefonunun neredeyse %70'i Çin ve Asya ülkelerinde üretilmekte, bilgisayarlar da öyle. Ünlü Alman araba markalarının yedek paçalarının hepsi Almanya'da üretilmiyor, toplama yapıyorlar. Ama bu beğenmeyenlere sorsanız bu markaları %100 Alman veya Amerikan malı zannediyor veya zannetmek istiyorlar! Neden acaba?

     
Yabancı hayranlığı

   Biz bu kişilerden şunu beklerdik, 1960 ve sonrasında darbe ve muhtıralarla ülkemizi durdurmaya çalışanlara karşı cesur bir haykırış. Onlara şunun hesabını sorsaydınız keşke. ''Ey darbe ve muhtıra yapanlar! Sizler 40-45 senedir ülkemizi geriye götürmeye çalıştınız, eğer darbeye yorduğunuz kafayı, bu teknolojik ürünlere biraz yorsaydınız, bugün belki de 30-40 tane markamız her alanda Dünya'da zirveye koşacaktı, ama sizler engellediniz, bizim hakkımızdı bu''. Niçin böyle bir şey yaptınız? 

   Ama gel görün ki bunu soracaklarına, acaba darbe yine nasıl yapılabilir diyenlerin ekmeklerine yağ sürmeye devam ediyorlar. O zaman bizde şunu söyleriz. Sizler daha çok yabancı markanın ürünlerine hayranlıkla bakmaya devam edersiniz. Çünkü üretmeyen toplum, bir yerde durdurulabilir.

   Ayrıca bazıları bilmez, savunma sanayimize silahlar lazımdı. Para ile almak istedik ama bizlere satılmadı 15-20 yıl öncesinde. Satılanlarda ise onlarca şart vardı. İsterseniz daha uzağa gitmeyelim, yakın tarihimize bakalım. S-400'ler alınmadan önce Amerika'dan Patriotlar istendi ama satmadılar, parasıyla değil mi almak? 

   Acaba niçin satmadılar, bizim teknolojik hamleleri küçük görenlerin, bunları düşünmelerini istiyorum. Sonra ülkemizin yaptıklarına bir bakarlarsa, ülkemizin ne kadar büyük olduğunu anlarlar. Yapılanları görmek istemeyenler, hiç bir şey yapılmadı diyebilirler. Veya zaten görevleri yapmaktı, yapacaklar tabii, derler. 

   O zaman bizde şu soruyu soralım. Darbe yıllarında niçin yapılmadı, hiç bunları sordunuz mu, yoksa sormak mı istemediniz? Ya da en basitinden 60-70 yıl önce yapılan uçağımız ve arabamıza neler oldu diye hiç sordunuz mu? O araba ve uçak çalışmalarımız devam etseydi şu an kaç tane dünya markamız olurdu değil mi? Bunların hesabını birilerine bugüne kadar niçin sormadınız? Önce bunları sorarsanız daha iyi olur. Sonra yerli ürünler için eleştirileriniz varsa bakılır. Yapıcı eleştiri her zaman bizlere fayda verir, daha çok gelişmemizi sağlar. 

   Eğer geçmişte niçin yapılmadığını sormak istemeyip, yine de eleştirilerinize devam edecekseniz, o zaman bizde şunu diyelim sizlere. Kimseyi tutan yok, kısıtlayan yok, buyurun daha iyisini sizler yapın. Bizlerde varsa yapıcı eleştirimizi yaparız, yoksa alkışlarız. Buyurun meydan sizin, yeter ki yapmak isteyin.


Türkiye'nin büyük gücü

   Ülkemizin ve gençlerin kıymetini bilelim, yoksa birilerine para versek bile bize istediğimiz ürünleri satmazlar. Her şey apaçık ortada, görmek isteyenler biraz ülkemize, birazda yurtdışına baksa yeter. En basitinden 1 sene önce Amerika maske bulamayınca, başka Avrupa ülkelerinin maskelerine nasıl el koydu, onu düşünsünler. Demek ki para her zaman işe yaramıyor, önemli olan kendimizin üretmesidir. 

   Yazımızın sonuna gelirken bu kısa ama anlamlı yazımızı ne kadar çok tanıdıklarınıza gönderirseniz, onlarında bilgilerine ilaveler yapmasına sebep olabilirsiniz. Şimdiden herkese teşekkür eder, başka bir yazımızda daha görüşmek üzere, Saygılar sunarız...



   Kaynaklar: sözlük site, trcooltext (resim), ne kadar yerli, YERLİYİ KÜÇÜMSEME YABANCIYI ÖVME HAYRANLIĞI, daha iyisini yapacak olanlar varsa, DARBE YILLARI, bugüne kadar niçin yapmadınız, yerliyi küçümsemek, yabancıyı övmek, küçümsemek önem vermemek, başkalarının başarısını küçümsemek, birini övmek, hiç kimseyi küçümseme, birini küçümsemek ne demek, ANALİZLER, daha iyisini siz yapın.

17 Ocak 2022 Pazartesi

Geçmişten günümüze gemiler, Eski gemiler, Geminin tarihçesi

   Masmavi rengiyle adeta insanları büyüleyen denizlerden, yukarılara doğru baktığımızda bembeyaz bulutlarla kaplı gökyüzünü görürüz. Bu görüntüleri görünce Allah'a 1000 kere şükretsek azdır. Çünkü bir tarafta yeşilliği, bir tarafta beyazlığı, bir tarafta ise maviliği bizlere Allah C.C. sunmuştur. Bu doğa güzelliklerini denizler üzerinde bir yunus balığı gibi yüzen, gemilerden seyretmek ise harika bir durumdur. Evet, bu yazımızda gemilerden bahsedeceğiz. 

   Gemi nedir, gemi ne demektir: Su üzerinde yüzen, yük ve insanları taşımaya yarayan büyük deniz taşıtlarına denilir. 


Gemilerin tarihi gelişimi

   GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE GEMİLER, Geminin geçmişten günümüze gelişimi kısaca, geçmişten günümüze gemilerin değişimi, gemi tarihi gemiler, gemi ve gemicilik tarihi, gemilerin gelişim süreci, gemi tarihçesi, geminin tarihsel gelişimi, gemi hakkında bilgi, gemilerin gelişimi, gemilerin tarihi gelişimi şöyledir:

   ESKİ GEMİLER, GEMİNİN TARİHÇESİ, Geminin icadı.

   Dünyada ilk gemiyi kim yaptı, ilk gemi ne zaman icat edildi, ilk gemi ne zaman yapıldı, eski gemi türleri, gemi nasıl icat edildi, dünyanın ilk gemisi: Tarihi geçmişi eski olan tarihteki ilk gemiler yaklaşık M.Ö. 4000 yıllarında Eski Mısırlıların, uzun kamışlı tekneler yapmasıyla görülmeye başlanmıştır. Sonra yıllar geçtikçe teknelerin özellikleri ve boyları da büyümeye başlamıştır. Daha sonra Vikingler uzun tekneler yapmaya başlamıştır. Sonra kalyon tekneler yapılmaya başlanmıştır. Zaman geçerek 19. yüzyılda ise yelkenli teknelerin yerini buharlı gemiler almaya başlamıştır. İlk gemi resmi, ilk gemi resimleri aşağıdaki gibidir.
     
Gemi hakkında bilgi

  Gemilerin şu an o kadar çok çeşidi var ki, say say bitmez. Bu çeşitliliği kısa kısa yazıp, sonra analizimize başlayalım.

  Gemi çeşitleri genelde şu isimlerle olmaktadır, Gemi çeşitleri ve isimleri, Gemi türleri ve isimleri, Gemi türleri nelerdir, Gemi adları, Gemi türleri isimleri:

- Balıkçı gemileri.

- Yolcu ve Taşıt taşıyan gemiler.

- Yük gemileri.

- Askeri muharebe gemileri.

- Askeri destek gemileri.

- Hizmet gemileri.

- Bilimsel araştırma gemileri.

- Gezinti ve Yarışma gemileri.

Kısa olarak gemi çeşitliliğini yazdık, şimdi analizimize başlayalım.

   Dünyada sanayi devrimi ile yaklaşık 1800'lü yılların ilk çeyreğinde buharlı makineler, gemilerde kullanılmaya başlamıştır. Daha sonra buharlı gemilerde uskur tekniği (gemilerin arkasında ve suyun içinde olan pervane) çok kullanılmaya başlayınca, yelkenli gemilere olan talep azaldı. Zırhlı savaş gemilerin donanmalarda kullanılmaya başlaması ile sektör ivme artırmaya başladı dünyada.

   Osmanlı'da ve Türkiye'de gemilerin zamanla yolculuğu nasıl olmuştu ? Bunları inceleyip, yazmaya başlayalım. Fatih Sultan Mehmet'in 1453 yılında gemileri karadan yürüterek İstanbul'u fethetmesi, Osmanlı'nın deniz kuvvetlerine ne kadar önem verdiğinin önemli bir göstergesidir.

   Osmanlı'nın en önemli denizcisi Barbaros Hayreddin Paşa'dır (1478-1546 yılları) veya gerçek adıyla Hızır Reis'tir. Başarılarından dolayı Kanuni Sultan Süleyman 1533'de Barbaros'u devlet hizmetine çağırdı ve onu Kaptan-ı Derya (donanma komutanı) olarak atadı. Barbaros Paşa çok değerli denizciler yetiştirdi. Bunların bazıları şunlardır;

- Turgut Reis.

- Salih Reis.

- Piri Reis.

- Murat Reis.

- Seydi Ali Reis (Hint Okyanusuna açıldı) ve Kılıç Ali Reis'tir. 

   Barbaros Hayreddin Paşa 27 Eylül 1538 tarihinde haçlı donanmasına karşı Preveze Deniz Savaşı'nı kazanmıştır. Zaferin kazanıldığı 27 eylül günü, daha sonraları ''Türk Deniz Kuvvetleri Günü'' olarak kutlanmaktadır.

   Osmanlı zamanında Van Gölü üzerinde yüzen ilk Türk gemilerini, 3 tane Kadırga inşa ederek Mimar Sinan yapmıştır 1577 yıllarında.


Geminin tarihsel gelişimi

   

   Osmanlı'da 1650 yılına kadar kürekli gemiler (Kadırga) vardı. Bu yıldan 1840 yıllarına kadar yelkenli gemiler oldu.

   Osmanlı Donanması 1827 yılında ansızın yapılan Navarin Baskını ile 50 den fazla gemisini kaybetmişti. Bu durum tedirginliğe sevk etti ve Sultan Mahmut 10 yıl içinde yaklaşık 20 tane yelkenli gemi yaptırdı. Sonra bu gemiler yapılırken bir yandan da buharlı gemilere geçiş yavaş yavaş adımlarla başladı.

   Böylece askeri denizcilikte olan hamleler, makineye dayalı sanayileşmenin başlamasına sebep olmuştur. 1840 yılları Osmanlı'da buharlı gemilerin çoğalmaya başladığı zamandır. Bu gemilerden ticari amaçlı filo yapılmıştır. 1850 li yıllardan sonra ise yelkenli gemi yapımı bitmeye başlamıştır. Yelkenli gemilere uskur eklenerek, buharlı gemilere dönüştürülmeye başlanmıştır. Buharlı gemilerle beraber denizaltılarda yapılmaya başlamıştır dünyada. Osmanlı'da savaşta kullanılmak üzere ilk denizaltı Abdülhamid zamanında 1886 yılında İsveç yapımı alınmak için 2 tane sipariş verildi. Denizaltılardan birine Abdülhamid, diğerine Abdülmecid adı verilip 1888 yılında donanmaya katıldı.

  Kısaca Osmanlı'da sırayla şu gemiler olmuştur, eski gemi isimleri, tarihi gemi isimleri:

- Kadırga (kürekli gemi).

- Yelkenli Kürekli Gemi (kalyon).

- Buharlı Gemi.

- Denizaltı Gemisi.


Gemilerin gelişim süreci

   Cumhuriyet döneminde ise ilk denizaltı siparişi 1925 yılında Hollanda'ya 2 tane ile yapıldı. 1928 yılında ise Türk donanmasına teslim edildi. Bu denizaltılar yaklaşık 20 yıl görev yaptı.

   Ülkemiz 1960 ile 2000 yılları arası durdurulmaya çalışıldı darbe ve muhtıralarla (1960 darbesi, 1971 muhtırası, 1980 darbesi, 28 şubat 1997 post modern darbesi). 

   Daha sonra ise 2007 e-muhtıra ve 2016 yılı 15 temmuz darbe girişimi ile ülkemize çok zamanlar kaybettirildi. Şimdi düşündüğümüzde 1960 ile 2016 arasındaki 56 senede bu darbeler ve muhtıralarla ülkemizin enerjisi boşa harcanmasaydı neler olurdu ? Bununla ilgili 12 ay önce geniş bir analiz yazısı yazmıştık, ve ülkemizin trilyon dolarlar kaybettiğini detayları ile yazmıştık. Yazımızı tekrar okumak için linki şöyledir. Geçmişte olanları unutmadan çok çalışmak, herkesin görevidir. Bu kadar darbe ve muhtıralarla uğraşan ülkemiz bunlara rağmen, son 20 yıldır deniz araç ve teknolojilerinde çok büyük gelişmeler kaydetmiştir. Şimdi bunları yazalım, böylece gençlerimiz kendilerine daha büyük hedefler koyarlar. Böylece çok çalışarak, Vatana hizmet ederler. 

SORU: Gemilerin alt kısmı neden kırmızı olur?

Başlıca nedeni geminin paslanmasını önlemektir.

GÜNÜMÜZDE GEMİLERİMİZİN TEKNOLOJİK GELİŞİMLERİ

Milli savaş gemilerimiz.   

Amfibi gemilerimiz.

Sismik araştırma gemilerimiz.

Sahil güvenlik gemilerimiz.

Lojistik gemilerimiz ve botlarımızı kendimiz üretebiliyoruz, % 70 yerlilik oranı ile.

   Silahlı insansız deniz araçları üretip, bunların sürü şeklinde hareket eden versiyonlar üzerinde de çalışmalar devam etmektedir şuan.

   Ayrıca envanterde olan önceki deniz araçları, günümüz teknolojileri ile modernize edilmektedir. Üretilen ve modernize edilen deniz araçlarımızın silah, radar, muhabere ve elektronik sistemleri yerli ve milli ürünlerle donatılmaktadır. Örnek, Atmaca Gemisavar Füzesi.


Gemilerin gelişimi

  

   Önceden bizlere satılmayan sistemlerin benzerlerini, şimdi ülkemiz üretmeye başlamıştır.

   Ülkemiz dünyada kendi savaş gemisini Milli olarak tasarlayan ve inşa eden 10 ülkeden biridir. Hem de uygun fiyat ve daha iyi özelliklerle.

   Üretilecek fırkateynlerimiz de yerli ve milli ana silah grubumuz olan, dikey atım sistemli hava savunma füzelerimiz (MDAS) kullanılacaktır. Normalde bu dikey atım sistemi bugüne kadar dışarıdan alınıyordu.

   Yeni tip denizaltılarımız vardır.

   Üzerine iha'ların ve helikopterlerin inebileceği amfibi Anadolu Gemisi'nin, hizmete alınması için çalışmalara devam edilmektedir.


Gemi türleri ve isimleri


  MİLGEM Gemi'mizden 5 tane olup, 3 tane daha yapılması için çalışmalara başlanmıştır ve aynı anda inşa edilecektir. 

  Bu MİLGEM Gemilerimizin isimleri şunlardır:

- TCG Heybeliada,       (Ada Sınıfı Korvet Projesi).

- TCG Büyükada,         (Ada Sınıfı Korvet Projesi).

- TCG Burgazada,        (Ada Sınıfı Korvet Projesi).

- TCG Kınalıada,          (Ada Sınıfı Korvet Projesi).

- TCG İstanbul F 515,   (İlk Milli Fırkateynimiz) 2023'de görev başında olacak, İstanbul Fırkateyni.


Gemi tarihçesi

  

  İnsansız ve otonom deniz araçlarımız yapılıyor. Bu araçlarla beraber kara, deniz ve hava araçlarının müşterek görev yapacağı sistemler tasarlanmaktadır. Örnek, ilk Silahlı İnsansız Deniz Aracı ULAQ.


İnsansız deniz aracı Ulaq

   

   Denizaltı ve uçak gemilerine farklı silah, sensör ve elektronik sistemler entegre edilip, ihracat yapılmak için çalışmalar devam edilmektedir.

   Ayrıca yerli ve milli imkanlarla yapılacak Uçak gemimiz ile dünya zirvelerinin arasında olmaya çalışacağız.

  DOĞALGAZ ARAMA GEMİLERİMİZ, Sondaj Gemilerimiz:

- Fatih Sondaj Gemisi, Fatih Sondaj Gemimiz.

- Yavuz Sondaj Gemisi, Yavuz Sondaj Gemimiz.

- Kanuni Sondaj Gemisi, Kanuni Sondaj Gemimiz.

- Dördüncü sondaj gemimizde yakında katılacak filoya, adı henüz açıklanmadı (Abdülhamid Han, olsa güzel olur diyelim).

   

Abdülhamid Han Sondaj Gemisi

  SİSMİK ARAŞTIRMA GEMİLERİMİZ 

- Barbaros Hayreddin Paşa.

- Oruç Reis.

   Dünyada büyük ülke olmak istiyorsanız, istihbaratınız çok iyi olmak zorundadır. Bu yüzden ülkemiz epeydir çalıştığı projeyi hayata geçirdi. TCG Ufuk istihbarat gemisi, ülkemizin ilk istihbâri gemisi olarak üretilmiş olup, içinde 194 farklı yerli firmanın ürünleri mevcuttur. Bu gemi istihbaratımıza çok önemli bilgiler sağlayacaktır, yolu ve istihbaratları açık olsun.


TCG Ufuk

   

   Karada, havada ve denizde büyüyen ülkemizin bundan sonraki hedefi, uydu istihbaratı ile uzaydaki yerini alıp İstihbaratımıza büyük faydaların getirilmesidir.

   Evet 1960 ile 2000 yılları arasında ülkemizi olur olmaz tartışmalarla geri bırakanlara rağmen, son 20 yıldır ülkemizde çok güzel projeler yapıldı. Bu hızla projelere devam edersek, önümüzdeki 10 sene içinde denizciliğin her alanında dünyada çok önemli yerlerde olacağız İnşaAllah. Yapılan bunca hizmetlerin daha da artması için, bizlere ne görev düşüyorsa yapmalıyız. Her fâni gibi bizlerde bu dünyada bir yolcuyuz, önemli olan bizlerden sonrasına önemli eserler bırakabilmektir. Böylece dünyadaki mazlumlara, Müslüman kardeşlerimize daha çok yardımcı oluruz.

   Not: Geminin bölümleri isimleri için yoğun talep gelirse, yazımıza sonra onları da ekleriz.

   Gemilerle ilgili merak edilen bazı sorular ve cevapları:

* Bir gemi kaç ton: 12.000 tondan başlayıp 240.000 tona kadar dünyada gemiler vardır.

* Bir gemi kaç ton yük taşır: 5 bin tondan başlayıp 400.000 tona kadar yük taşıyan gemiler vardır.

* Buharlı gemiyi kim icat etti: Amerikalı Mühendis Robert Fulton. 

   Bir yazımızın daha sonuna gelirken hepinize ayrıca teşekkür ederiz. Çünkü yazılarımıza gösterdiğiniz ilgiler, bizleri daha çok yazmaya sevk etmektedir. Ne demişler bir elin nesi var iki elin sesi var veya birlikten kuvvet doğar. Başka bir yazımızda daha görüşmek üzere, hepinize Saygılar dileriz...

   Birinci Adres Sitesi


NOT 1: Türkiye'nin 4. gemisinin adı 2022 yılında, Abdülhamid Han sondaj Gemisi oldu.

NOT 2: Bu yazımızı 2022 yılında hazırlamıştık. Bugün 27 Mayıs 2025 ve bir karar açıklandı. Buna göre Türkiye'nin ilk yüzer doğalgaz üretim platformu Osman Gazi, 29 Mayıs 1453 günü Dolmabahçe'den Filyos'a uğurlanacaktır. Bu platform 20 yıl görev yapacak olup, günlük üretimimizi 9,5 milyon metreküpten 20 milyon metreküpe çıkaracaktır. Yüzer platform Osman Gazi yaklaşık 3 top sahası büyüklüğünde ve 300 metre boyundadır. Toplam 8 milyon hanenin doğalgaz ihtiyacını karşılayacak olan Osmangazi yüzer platform, Vatana ve Milletimize hayırlı olsun. 

     

Yüzer platform Osman Gazi 

NOT 3: Türkiye'nin sahip olduğu 4 sondaj gemisine ilaveten 2 tane ultra derin deniz sondaj gemisi satın alınıp, Aralık 2025'te Türkiye'ye getirilmiştir. Bu gemiler Türkiye bayrağına boyanıp, isimleri verilecektir. Böylece toplam 6 tane sondaj gemisi, Türkiye'nin büyük gücünü işaret edecektir.



   Kaynaklar: ssb başkanlık, roketsan site, denizmuzesidzkktsk site, stm site, sözlük site, günümüzdeki gemiler, gemi çeşitleri isimleri, savaş gemisi tipleri, geminin gelişim süreci, gemilerin gelişim süreçleri nelerdir, gemilerin tarihçesi, gemi gelişimi, gemilerin tarihsel gelişimi nedir, gemiler tarihçesi, gemilerin gelişme tarihi, geminin tarihi, yelkenli gemilerin tarihi, gemi ne zaman icat edildi, sondaj gemilerimizin isimleri, milli gemilerimiz isimleri, gemiler ne zaman icat edildi, gemilerin altı nasıldır, amfibi savaş gemisi tr 1453, tr 1453 savaş gemisi, amfibi 1453 savaş gemisi, tr 1453 amfibi savaş gemisi, savaş gemisi çeşitleri, eski gemi resimleri, gemi resimi, gemi resmi çizimi, gemi resimleri çizimleri, gemi resim çizimi, gemi çizimi, gemi çizimleri, eski gemi çizimi, dünyadaki ilk gemi, kadırga ve kalyon arasındaki farklar, gemi tipleri nelerdir, buharlı gemi ne zaman icat edildi, geçmişteki gemiler, gemilerin geçmişten günümüze gelişimi, gemi ne zaman icat edilmiştir, eskiden gemiler, yüzer yapı nedir, türkiye'nin ilk yüzer gaz üretim platformu, osman gazi yüzer platformu, türkiye'nin ilk yüzer üretim platformu osman gazi, yüzer platform osmangazi nedir, osman gazi yüzer üretim platformu, türkiye'nin ilk yüzer doğal gaz üretim platformu, YAPILAN YATIRIMLAR, geminin gelişimi.

15 Ocak 2022 Cumartesi

Hello Türkiye kampanyası, Gücünü ve potansiyelini keşfet

   Marka nedir? Bu sorunun cevabı, ülkelerin geleceği demektir. Çünkü ne kadar Marka bir ülke olursanız, o kadar çok tanınırsınız. Şimdi markanın kısa bir tarifine bakalım, sonra kısa analizimizi yazmaya başlarız.

   Marka ne demek: Bir işletmenin mal ve/veya hizmetlerini bir başka işletmenin mal ve/veya hizmetlerinden ayırt etmeyi sağlayan, baskı yoluyla yayımlanabilen ve çoğaltılabilen işaretlerdir.

   

Hello Türkiye tanıtım


   Uzun teknik tanımını yazmadık, kısaca özet hali ile bu olan Marka, uluslararası anlamda değeri büyüktür. O yüzden ülkemiz için ''Türkiye Markasını'' hep birlikte ne kadar çok güçlendirirsek, dünyada ülkemizin değeri o kadar çok artar. Dolayısı ile daha çok turist merak edip, ülkemizi ziyaret eder. Şunu da bilmekte fayda vardır. En iyi tanıtım, doğallığı olan reklamlar ile olur.

   Bizde Birinci Adres olarak, üzerimize düşen görev ne ise onu yapmaya çalışıp, ülkemizi daha çok tanıtacağız, çok çalışacağız. 1 kişiden ne olur demeyin. Birler toplanıp onlara, onlar toplanıp yüzlere, yüzler toplanıp binlere, binler toplanıp on binlere, on binler toplanıp yüzbinlere, yüzbinler toplanıp milyonlara ve milyonlar toplanıp milyarlara ulaşabilir, reklam ve tanıtımlarla.

          
Hello büyük Türkiye

   İletişim Başkanlığı'nın hazırladığı güzel video var, bizler onu yurt dışına reklam edeceğiz. Biz elimizden geleni karınca kararınca yapalım, gerisi bir şekil gelir diyelim. 

   Merhaba ne demek, merhaba nedir: Sözlük anlamı selam demektir.

   Türkiye'nin yeni reklam tanıtımı #helloTürkiye olarak yapıldı, çok güzel olmuş, başarılar dileriz.

   Sitemizi takip edenler bu yazımıza çok şaşırmış olabilir. Çünkü bizler genelde uzun analiz yazıları yazarız, bu yazımız ise çok kısa oldu. Sebebi ise bu yazımızın ulaşacağı dünyadaki insan sayısı düşünülünce, tanıtım etkisi çok büyük olacak olup bizleri mutlu edecektir. Sizlerde bu yazının linkini tüm tanıdıklarınıza gönderebilirseniz, onlarda okuyup videoyu seyredebilirler.

       

Merhaba büyük Türkiye


   Eğer yurt dışında yaşayan tanıdıklarınıza gönderirseniz, onlarda kendi tanıdığı yabancılara gönderip, ülkemizi reklam edebilirler. Şimdiden hepinize teşekkür eder, başka yazılarda görüşmek üzere Saygılar sunarız...



   Kaynaklar: iletisim başkanlığı, hello turkiye, merhaba türkiye, merhaba turkiye, turkiye, gücünü ve potansiyelini keşfet, hello Türkiye kampanyası, HELLO TÜRKİYE KAMPANYASI, hello Türkiye tanıtımı, GÜCÜNÜ ve POTANSİYELİNİ KEŞFET, welcome, wel come, merhaba istanbul, merhaba ankara, merhaba izmir, merhaba antalya, merhaba bursa, hello türkiye tanıtım kampanyası, hello türkiye nedir, hello türkiye tanıtım reklamı, merhaba merhaba, DOĞA TARİHİ YER, türkiye markası.

2 Ocak 2022 Pazar

Maliye Bakanlığına öneri, Kdv iadelerinde yaşanan sorunlar

   Bu yazımızda ticaretle uğraşan herkesi ilgilendiren bir konu üzerinde durup, önerilerimizi yazacağız. Bu önerilerimiz firmalarımızdan ziyade, Devletimize daha çok fayda sağlayacaktır. Konumuz KDV, yani Katma Değer Vergisi olacak.

   Katma Değer Vergisi nedir, Kdv nedir, Kdv ne demektir, Kdv ne anlama gelir, Kdv nedir ne ise yarar: Kısaca tarif etmek gerekirse, Türkiye'de ticaretle uğraşan firmaların ödediği bir tüketim vergisidir. Bu verginin oranları günümüzde %1 ile %18 arasında değişmektedir. Bu vergi ilk defa 25/10/1984 tarihinde 3065 numaralı kanunla kabul edilip, 2/11/1984 yılındaki Resmi Gazete'nin 18563 numaralı sayısında  yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

      

Kdv Önerileri


   Bir firma, üretici fabrika veya toptancıdan ürün alırken + KDV ödeyerek alır. Daha sonra bu firma ürünün üzerine kâr ve KDV ekleyerek, perakende fiyatı ile ürününü satar. Buraya kadar her şey, ticaretin olması gereken prosedürleridir. Daha sonra her 3 ayda bir mali müşavirler firmanın gelir-gider dengesine bakarak, firmanın ne kadar kâr ettiğini hesaplayıp, firmalara bildirirler ve firmalarda ona göre devlete, gelir vergisini öderler.

   Kdv nasıl hesaplanır, artı Kdv nasıl hesaplanır, fiyat artı Kdv ne demek, Kdv hesaplama, Kdv oranı hesaplama, Katma değer vergisi hesaplama: Fiyatın üzerine eklenerek hesaplanır. Örnek verecek olursak 100 Lira olan bir ürün için Kdv %18 ise 100 + 18 = Fiyat Kdv dahil, 118 TL olur.

   Kdv hariç hesaplama. ya da Kdv dahil hesaplama. ürünün fiyatı ile alakalıdır. Eğer fiyata Kdv eklenmişse Kdv dahil, eklenmemişse Kdv hariç fiyattır.

   Kdv kim öder: Ürünü satan satıcı firmalar.
 
   KDV İADELERİNDE YAŞANAN SORUNLAR ve ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

   Şimdi devlet ne ister her zaman? Fabrikalar çok ürün üretsin, firmalarda üretilen ürünleri satsın. Böylece devlet hem KDV, hem de gelir vergisi kazansın. Firmalar aldıkları her ürüne + KDV öderler. Yani daha ürün mağazaya gelmeden bir vergi ödemiş olurlar. Daha sonra aldıkları bu ürünleri hemen satamazlarsa, ödedikleri KDV'yi geri alması gecikir. Dolayısı ile hem KDV'yi geri alamazlar, hem de gelir elde etmediği için devlete gelir vergisi ödeyemezler.

   Bunun yanında her ay çıkan bazı vergileri de ödemek durumunda kalırlar, yada ödeyemezlerse devlete borçlu gözükürler. Bu yüzden bizler düşünüp, bazı öneriler hazırladık. Eğer bu önerilerimiz Devletimiz tarafından uygulamaya alınabilirse, herkese faydası olabilir. Şimdi sırayla önerilerimizi yazmaya, başlayalım.

      

Kdv için Öneriler


   MALİYE BAKANLIĞINA ÖNERİ, KDV Konusundaki Önerilerimiz, Kdv önerileri, Kdv için öneriler:

- Ödenen KDV vergileri, firmaların (iç piyasaya ürün satan) her ay ödeyecekleri başka vergi borçlarından kesilip, kalan borçlar firmalar tarafından devlete ödenebilir.

- Her 3 ayda bir hesaplanan gelir vergisi borçlarından, ödenmiş KDV miktarları düşürülüp, kalan gelir vergisini firma (ihracat yapmayan) devlete hemen öderse, bundan yararlanabilir.

- 3 aylık gelir vergisi borçlarından sonra yine KDV alacağı varsa firmaların (iç piyasaya üreten veya satan), bu ödenen KDV vergileri firmaların ödeyeceği Bağkur prim borçlarından düşürülüp, kalan gelir vergisi miktarı ''devlete peşin'' ödenmek şartıyla uygulamaya alınabilir.

- 3 aylık gelir vergisi borçlarından sonra yine KDV alacağı firmaların varsa, bu ödenen KDV vergileri firmaların (ihracatçı olmayan) ödeyeceği Sgk prim borçlarından düşürülüp, kalan gelir vergisi miktarı ''devlete peşin'' ödenmek şartıyla uygulamaya alınabilir.

- KDV oranı %18 olan gruplarda, bu oran yarıya %9' a düşürülebilir.

- KDV oranı tüm ticari işlerde %5 olarak sabitlenebilir. Böylece her iş basit bir hâl almış olur, ticarette kolaylaşır.

- Taze siparişle üretim yapılan malların ihracatında olan ihraç kayıtlı işlem prosedürü (KDV ödemeden ihracat durumu), başka ticaretler içinde uygulanabilir olmalı. Örneğin; İkinci el makinelerin alım ve satımı. Bu işlemlerde minimum bir fiyat konulur, örnek 10.000 $. Bu fiyat rakamının üzerinde olan ikinci el makineler, ihraç kayıtlı satılabilmelidir.

- Ürünlerin satış etiketlerinin üzerinde alış ve satış fiyatları KDV dahil, karekod kodlarla birlikte olmalıdır. Bu ürünler perakende mağazalarda bitene kadar, aynı fiyattan satılmalıdır, böylece stokçulukta kimse yapamaz. Maliye'de bununla ilgili özel bir birim oluşturulmalıdır. Bunlar her gün mağazaları müşteriymiş gibi, gezip denetlemelidir. Stokçuluk yapan olursa (fiyatları aşırı artırıp), çok ağır cezalar anında uygulanıp, online olarak firmalar takip listesine alınmalıdır.

  En Önemli Kdv Önerimiz:

- Toptan ürün satılırken toplam fiyatın üzerine +KDV eklenip, fatura kesilmektedir. Bu uygulama tamamen kalkmalı, aynen perakende fişindeki gibi KDV, fiyatın içinde olmalıdır. Böylece bir karmaşıklıkta ortadan kalkmış olur. Yani KDV içinde miydi, değil miydi durumu olmaz, her şey basite indirgenmiş olur. 

   +Kdv ne demek: Ürünün fiyatına Kdv eklenmiş demektir.

   Ayrıca KDV olmadan yani fatura kesilmeden ürün satılma durumu ortadan kalkar. Bazen haberlerde duyuyoruz, fatura kesmeden ürün satanlar diye. Eğer dediğimiz gibi olursa devletimiz vergisini alır, kayıplar olmaz, sorun önlenmiş olur.

- Bu ürünler üzerine KDV dahil etiketler yazılırsa, firmaların giriş faturaları net olarak ortaya çıkar. Böylece düşük faturalar kesilmişse eğer, kolayca tespiti yapılır. Kazanan önce Devletimiz olur.

   Site olarak bizler önerilerimizi yazdık, bazılarınız bunlar ne faydalar getirebilir diye sorabilirsiniz. Bizlere göre daha ilk ayda ticarete olan ilgi, kesilecek aylık fatura adetleri ve toplam fatura rakamları en az %10-20 arası artar. Sonraki aylarda da bu miktar sürekli artarak devam eder. Böylece ürün sirkülasyonu çok artıp, Devletimiz daha çok gelir vergisi kazanmış olur. Bu sayede Devletimiz ilave kazanacağı vergilerle, vatandaşlarımıza daha çok hizmet yapar. 

   KDV ile ilgili merak edilen bazı sorular

* KDV Devlete mi gider: Hesap yapılan KDV, indirilecek olan KDV'den eğer fazla ise aradaki fark devlete ödenir, değilse firma tarafından bir sonraki aya devredilir.

* İndirilecek KDV nedir: Firma tarafından bir şeyler alındığı zaman satıcılara ödediği KDV'nin kayıt yapıldığı, izlendiği ve hesaplanan KDV'den düşürülene kadar bekletilen miktardır.

* KDV yi Türkiye ye kim getirdi: Ekim 1984 yılında kabul edilen 3065 sayılı kanun, 1 Ocak 1985 tarihinde uygulanmaya başladı. O günlerde Başbakan, Rahmetli Turgut Özal idi.

   Bu yazımızla amacımız dünyada daha çok büyüyen bir Türkiye olmasını istememizdir. Buna bir katkıda bizler sağlayabilirsek, ne mutlu bizlere. Dünyada çok büyümek için, millet ve devlet olarak çok çalışmalıyız. Analiz yazımızı yazmak bizden, gerisi Devletimizin kararıdır. Başka bir yazımızda görüşmek üzere, herkese Saygılar sunarız...


NOT 1: Bu yazımızı Ocak 2022 tarihinde yazmıştık. 6 temmuz 2023 tarihinde yayımlanan Resmi Gazeteye göre Kdv ne kadar arttı, Kdv ne kadar 2025, Kdv oranı nedir? Cevap: %18 olan mallar KDV oranı % 20 olan mallar yapıldı ve %8 olan mallar KDV oranı % 10 olan mallar yapıldı. 



   Kaynaklar: hmb site, mevzuat site, gib site, kdv içinde fiyat, online kontrol, online takip, kdv sorunları, katma değer vergisi ne demek, kdv oranları arttırıldı, genel kdv oranı, katma değer vergisi oranları, kdv oranı yüzde kaç, kdv oranı % 1 olan mallar, %20 kdv hangi ürünlerde, %20 kdv nelerden alınır, ANALİZLER, online kontrol.

31 Aralık 2021 Cuma

Nasrettin Hoca nereli, Nasrettin Hoca nerede doğdu

   Bugünkü yazımızda büyük bilge insandan bahsedeceğiz. Kendisi güldürürken bizleri düşündüren, Türk ve İslâm düşünürüdür. Evet hepinizin de kolayca tahmin edebildiği gibi bu kişi, Nasreddin Hoca'dır, şimdi Nasreddin Hoca hakkında bilgiler yazmaya başlayalım.

   NASRETTİN HOCA NEREDE DOĞDU, Nasrettin Hoca'nın Hayatı Kısaca, Nasrettin Hoca nerelidir ve nerede yaşamıştır, Nasrettin Hoca nerelidir nerede yaşamıştır, Nasrettin Hoca nerede yaşamıştır, Nasrettin Hoca ne zaman doğdu, Nasrettin Hoca kaç yılında doğmuştur, Nasrettin Hoca kaç yılında doğdu, Nasrettin Hoca nerde doğdu, Nasrettin Hoca kaç doğumlu, Nasrettin Hoca nereliydi, nerde Nasreddin Hoca, nereli Nasreddin Hoca, Nasrettin Hoca nın hayatı, Nasreddin Hoca nın hayatı:

   Nasreddin Hoca kimdir diye sorulunca şöyle deriz. 1208 yılında Eskişehir'in Sivrihisar ilçesine bağlı eski adı Hortu Köyü, yeni ismi ''Nasreddin Hoca Beldesi'' olan yerde doğmuştur. İlk bilgilerini din görevlisi olan babasından öğrenmiştir. Sivrihisar ve Konya medreselerinde eğitim almıştır. Kendi köyünde ve Sivrihisar'da imamlık ve vaizlik yapmıştır. Bilgisini daha çok artırmak amacıyla Akşehir'e gidip eğitimi bitince buraya yerleşti. Asıl görevi hocalık olmasına rağmen katiplik, müderrislik, kadılık ve mahkemelerde bilirkişilikte yaptı. Kimi zamanlarda ise geçimini çiftçilik, bahçıvanlık ve pazarcılıkla sağladı.

    
Nasrettin Hoca kaç yılında doğdu

   Nasrettin Hoca nerede vefat etmiştir, Nasrettin Hoca nerde vefat etti, Nasrettin Hoca kaç yılında vefat etti: 1284 yılında, 76 yaşında, Konya Akşehir'de vefat etmiştir. 

Nasrettin Hoca'nın mezarı nerededir: Nasreddin Hoca Mezarlığı'nın tam ortasındaki Nasreddin Hoca Türbesi'nde yatmaktadır.

   Her yıl 3 ile 10 haziran arası Eskişehir /Sivrihisar ve Nasreddin Hoca Beldesi'nde, ''Nasreddin Hoca Doğum Şenlikleri ve Anma Haftası'' düzenlenmektedir. 

   Bunun yanında da 5 ile 10 temmuz arası Akşehir'de ise ''Nasreddin Hoca Şenliği'' düzenlenmektedir.
    
Nasrettin Hoca nerde

   Nasreddin Hoca'nın hayatını kısaca yazdıktan sonra, kişiliğini ve özelliklerini maddeler halinde yazmaya başlayalım. Çünkü Nasreddin Hocamızı çocuklar ve gençler ne kadar iyi tanırsa, geleceğe bakışları ve düşünceleri daha büyük olur.

  NASRETTİN HOCANIN KİŞİSEL ÖZELLİKLERİ

- Mizah adamıdır.

- Güler yüzlü, tatlı bir insandır.

- Büyük düşünür olup düşünerek insanları güldürmeye sevk etmiştir.

- Keskin zekasıyla hazır cevaptır.

- Bilgilidir ama hiç bir zaman bilgiçlik taslamamıştır.

- İyi bir öğretmendir.

- Kalp kırmaz.

- Akıllı ve bilge insandır.

- Gönül adamıdır.

- Toplum insanıdır, hep halkıyla iç içe olmuştur.

- İnsanlara yol gösteren bir önderdir.

- Hoşgörülüdür.

- Merhametlidir.

- Zor zamanların insanıdır, millete neşe vermiştir.

- Eleştirileri zekice yapar, kimseyi gocundurmamıştır.

- Kendine özeleştiri yaparak, olgunluk göstermiştir.

- Abartılı ve hayalici değildir.

    
Nasrettin Hoca kaç yaşındadır

  FIKRALARININ ÖZELLİKLERİ

- Fıkralarda asıl konu insandır.

- İnsanın gülünç tarafları, yanlışları, zaafları, hataları, sakarlıkları ve çaresizliği ele alınır.

- İnsan ilişkilerindeki bazı sorunlar üzerine durulur.

- İnsana, topluma, çevreye ve diğer varlıklara karşı saygı ve sevgi esastır.

- Alaycı ve küçük düşürücü bir tutum olmaz.

- Eleştirilerle yol gösterilir.

- Bütün dünya insanlarının sorunlarını fıkralarında işler.

- Fıkralarda ahlaki kurallara sıkı sıkı bağlıdır, ayıplı ve küfürlü cümleler yoktur.

   Hocanın fıkraları 15. yüzyıldan itibaren sözlü kaynaklardan yazıya geçirilmeye başlanmıştır. Bu fıkralar ilk kez 1837 yılında İstanbul'da ''Letaif'' adıyla basılmıştır. İlk resimli Nasreddin Hoca kitabı ise 1869 yılında yayımlanmıştır. 1968 yılındaki bir derlemede Nasreddin Hoca'nın 445 fıkrası yer almıştır. Unesco 1996 yılını, Nasreddin Hoca Yılı ilan etmiştir. Böylece dünyada daha çok yaygınlık kazanmıştır.

  NASRETTİN HOCA'NIN FIKRALARI, Nasreddin Hoca Fıkraları, Nasreddin Hoca hikayeleri, Nasrettin Hoca Fıkraları:

- Kavuk.
- Ya Tutarsa.
- Sakal.
- Bahşiş.
- İpe Un Sermek.
- Hırsızın Hiç mi Suçu yok.
- Parayı Veren Düdüğü Çalar.
- Ye Kürküm Ye.
- Eşek.
- Kim daha büyük.
- Taşınma.
- İnanmazsanız ölçün.
- Fıkra kazan doğurdu.
- Tartı, Kedi.

  Bu fıkralardan birini şimdi yazıp, beraber okuyalım.

       
Nasrettin Hoca kaç yılında doğmuştur

   KAZAN DOĞURDU, Nasrettin Hoca'nın kazan öldü fıkrası, Nasrettin Hoca'nın kazan doğurdu fıkrası kısa, Nasrettin Hoca kazan doğurdu fıkrası yazılı:

   Hoca'nın hanımı bir gün, büyük bir kazana ihtiyaç duyar. Ama evlerinde uygun bir kazan bulamaz. 

   Hanımı Hoca'ya;

- Efendi, git de komşudan kazan isteyiver, der. Hoca komşunun kapısını çalar. Kapı açılınca Hoca ezile büzüle:

- Komşum, şey, şu sizin kazanı bize ödünç verebilir misiniz? Hanım bulgur kaynatacak da, der. Meğer hocanın komşusu cimrinin birisiymiş.

- Veririm Hocam, veririm. Ama işi bitince hemen getir, diye Hoca'yı sıkı sıkı tembihler. 

   Hoca bu sözden çok incinir ama hiç belli etmez. Hoca'nın hanımı işi bitince Hoca'ya kazanı verir:

- Tamam bey, kazanın işi bitti, geri götürebilirsin, der.

   Hoca kazanın içine bir tencere koyarak komşusunun evine gider. Komşusu kazanın içindeki tencereyi görünce merakla sorar:

- Hayrola Hocam! Bu tencere de ne böyle?

- Hiiç! Senin kazan doğurdu da, diye cevap verir Hoca. 

   Bu sözleri duyan cimri komşunun sevinçten gözleri parlar. Tencereyi de kazanı da alır, teşekkür bile etmez.

   Aradan epey bir zaman geçer. Hoca tekrar kazana ihtiyaç duyar. Komşusuna gidip kazanı ister. Komşusu, ''Galiba bizim kazan tekrar doğuracak'' diyerek sevinerek hemen kazanı Hoca'ya verir. Aradan günler, haftalar geçer ama Hoca kazanı geri götürmez. Açıkgöz komşusu kaygılanır. 

'' Umarım kazana bir şey olmamıştır'' diye düşünür. Gider, Hoca'nın kapısını çalar.

- Hocam, hani şu benden aldığın kazan var ya. Onu geri alabilir miyim? diye sorar.

   Hoca üzgün üzgün bakar.

- Ah komşum ah! Üzülmeyesin diye gelip söylemedim. Başın sağ olsun, senin kazan öldü, der.

   Komşusu öfke ve şaşkınlıkla sorar:

- Aman Hocam! Güldürme beni, kazan hiç ölür müymüş? Hoca komşusuna gülümseyerek bakar ve şu cevabı verir:

-A benim akıllı komşum! Kazanın doğduğuna inanıyorsun da, öldüğüne neden inanmıyorsun?

      
Nasrettin Hoca kazan doğurdu fıkrası

   Nasrettin Hoca ile ilgili merak edilen sorular ve cevapları:

* Nasreddin Hoca nerelidir nerede yaşamıştır, Nasrettin Hoca nereli nerede doğdu, Nasreddin Hoca nerede doğdu ve öldü, Nasrettin Hoca nerede ölmüştür, Nasrettin Hoca'nın doğum yeri neresidir, Nasrettin Hoca nerede öldü, Nasrettin Hoca nerede doğmuştur, Nasrettin Hoca nereli idi, Nasreddin Hoca nerede doğdu nerede öldü, Nasreddin Hoca nerede doğdu ve nerede öldü, Nasreddin Hoca nerede ne zaman doğmuştur, Nasreddin Hoca nerede doğdu ve oldu, Nasreddin Hoca nerede vefat etti, Nasreddin hoca nerede doğmuştur, Nasreddin hoca nerede dogdu: Eskişehir Sivrihisar'ın köyünde doğdu, Konya Akşehir'de vefat etmiştir.

* Nasreddin Hoca kaç yılında doğdu, Nasreddin Hoca doğum tarihi, Nasrettin Hoca doğum tarihi, Nasrettin Hoca hangi yılda doğmuştur, Nasreddin Hoca kaç yılında doğmuştur, Nasrettin Hoca'nın doğum tarihi kaçtır: 1208 yılında.

* NASRETTİN HOCA NERELİ ve mezarı nerede: Eskişehir doğumlu, mezarı Akşehir'de.

* Nasrettin Hoca kaç yaşında öldü, Nasrettin Hoca kaç yaşında vefat etti, Nasrettin Hoca kaç yaşındadır, Nasreddin Hoca kaç yaşında öldü: 76 yaşında. 

* Nasrettin Hoca'nın kazan doğurdu fıkrasının konusu nedir: Hayatta her zaman olumlu durumlarla karşılaşmayız, bazen olumsuzluklarla da karşılarız. O yüzden hepsine hazırlıklı olmalı, ona göre her zaman empatiler içinde olmalıyız. Hayatta her zaman kazanan olmayız, bazen kaybedende oluruz. 

* Nasreddin Hoca nereli ve mezarı nerede: Eskişehir doğumlu olup mezar Nasreddin Hoca, Konya Akşehir'dedir. 

   Böyle bilge bir insan olan Nasreddin Hoca, yaptıkları ile zamanında çevresine örnek olmuştur. Onun keskin zekası herkesi şaşkına çevirmiştir. Bir anda verdiği kıvrak cevaplar, dikkatleri üzerine çekmiştir. Hiç bir konuşmasında aşağılayıcı ve argo sözler yoktur. Böyle bir öğretmeni bugünün gençleri örnek alırsa, gelecekte ufukları daha parlak olur. Herkesin Nasreddin Hoca gibi kişisel özelliklere sahip olmasını diler, başka bir yazıda daha görüşmek üzere herkese Saygılar sunarız...



   Kaynaklar: eskisehirktb site, aksehir site, konyakultur site, nasrettin hoca kimdir, nasrettin hoca kimdir nerelidir, nasreddin hoca doğum yeri, nasrettin hoca'nın 445 fıkrası nedir, nasrettin hoca nerede yaşıyor, nasrettin hoca kaç yaşında vefat etmiştir, nasrettin hoca ne zaman doğmuştur, nasrettin hoca kimdir kısaca ve öz, nasrettin hoca'nın fıkrası, nasrettin hoca'nın kısaca hayatı, nasrettin hoca'nın hikayesi, nasrettin hoca'nın kısa bir fıkrası, nasrettin hoca'nın komik fıkraları, nasreddin hoca hangi yılda doğdu, nasreddin hoca ölüm tarihi ve yeri, nasreddin hoca nerede öldü?, nasreddin hoca doğum ve ölüm tarihi, nasreddin hoca ne zaman doğdu ve nerede doğdu, nasreddin hoca ne zaman doğmuştur, nasreddin hoca'nın mezarı nerededir, nasrettin hoca hangi tarihte doğdu, nasrettin hoca hangi tarihte doğmuştur, nasrettin hoca ne zaman vefat etmiştir, nasrettin hoca ne zaman yaşamıştır, nasrettin hoca nerede vefat etti, nasrettin hoca'nın evi nerededir, nasrettin hocanın mezarı nerededir, nasreddin hoca kac yilinda dogdu, ÖNEMLİ BİLGİLER, nasreddin hoca bilim.

Öne Çıkan Yayın

Türkiye'nin çorbaları, En güzel çorbalar, Farklı çorbalar