23 Mart 2022 Çarşamba

S400 ile kuşların yolculuğu, S400 alan ülkeler hangileri

   Dünyada günlerdir, aylardır, yıllardır hep konuşuluyor S-400 hava savunma sistemi. Bizler bu sistemin teknik detaylarına çok girmeyeceğiz. Onları zaten Askeri yetkililerimiz, Bakanlık yetkililerimiz ve Devletin üst Yönetimi biliyor. Bizler bu yazımızda bu S400 hava savunma sisteminin niçin çok konuşulduğuna dair kısa bir analiz yazısı yazacağız.

   Devletimiz ülkemize karşı başka bir ülkeden füze atılma ihtimaline karşı Amerika'dan Patriot füze savunma sistemini almak istedi. Ama Amerika ipe un sermeye başlayınca Devletimiz Rusya ile görüşmeler yapıp S 400 hava savunma sistemini almaya karar verdi, hem de yaklaşık yarı fiyatına. Bunu alırken teknoloji transferi içinde görüşmeler yapıldı yani parçalar üretme, birlikte yüksek modeller üretebilme..vs..

Niçin S400
Niçin s400

 Şimdi bazıları ne gerek vardı bu S-400 hava savunma sistemine diye sorabilir (600 km mesafeden hedef tespit edip, 400 km'de tehdit algılandığında harekete geçebiliyor). En son Rusya Ukrayna savaşını hep beraber görüyoruz. Yarın öbür gün başka bir Devletle bizim savaş yapmayacağımızın bir garantisi var mı? 

   Eğer böyle bir savaş olursa, füzede atılabilir, başka büyük silahlarda. Ayrıca fazla uzağa gitmeyelim, 15 Temmuz'u yaşadı ülkemiz. O zaman ne gerek var diyenler şu soruları cevaplasınlar, bizlerde öğrenelim.

   SORULARIMIZ

1) Bir yerden ülkemize füze veya büyük roket atılırsa bunları havada kuşlar mı tutacak?

2) Kuşların bizim bilmediğimiz, böyle yetenekleri mi var?

3) Özel mıknatıslar mı çekip, havada yakalayacak?

4) Atmosferdeki oksijen bombayı görünce, kimyasal bileşime girip bombayı eritecek mi?

5) Yarasalar mı yakalayacak?

6) Işınlar mı bombaya havada etkileşim yapıp tutacak?

7) Yağmurlu havalarda kullandığımız şemsiyeler mi koruyacak bizleri?

   Bizim aklımıza gelen ilginç bazı sorular bunlar. Sahi ülkemize büyük bomba veya füze atılırsa, nasıl önleyeceksiniz bunu? 84 milyon Türkiye Vatandaşı bu sorunun cevabını sizlerden bekliyor.

   Sorularımız şimdilik bitti. Devletimiz yıllar öncesinden parası ile yurt dışından silah almanın ne kadar zor olduğunu gördü. Bunun için S-400 tarzı savunma sistemlerinin benzerinin küçük boyutlu ve menzillerde olanlarının üretimine, yıllar öncesinden başladı. Model isimleri şöyledir:

   Sungur, Hisar-A, Hisar-O, Hisar-U (yeni adıyla Siper). Bu ve diğer savunma araçları ile ilgili detaylı bir yazıyı önceden yazmıştık, tekrar okumak isteyenler yazımıza bu linkimizden tekrar bakabilir.

   Ülkemiz 8,15 ve 25 km menzilli hava savunma sistemlerini yaptı. Şimdi ise 100 km menzilli Siper'in testleri yapılmaktadır. Devletimizin amacı bu Siper'i menzil ve irtifa anlamında daha da geliştirip başlangıçta S-400 ayarında bir savunma silahı haline getirmektir. Daha sonra ise bu irtifa, menzil ve teknik özelliklerini artırarak, dünyada cinsleri ile yarışan bir hava savunma sistemi hâline getirmeye çalışacaktır. Bir söz derki, ''başlamak bitirmenin yarısıdır''. Bu yüzden önemli olan başlamaktır, ilk adımı atmaktır.

Siper Hava Savunma
Siper Hava Savunma

   Ruslar S-300 'ü ilk 1979 yılında ürettiler eski SSCB tarafından. Sonra S-400 'ü ilk 1993 yılında, S-500 'ü ise ilk 2019 yılında ürettiler. Daha sonraları için akıllarında S-600 ve S-700'de olabilir. Onlar bu teknolojileri yaparken ülkemiz ise maalesef darbelerle, kılık kıyafetlerle ve irtica denilen sanal tehditlerle uğraştı. 

   Eğer ülkemiz o zamanlar bu tarz teknoloji işlerine yoğunlaşsa idi, Ülkemizin savunma sistemi şimdi nerelerde olurdu. Üretmek her ülkenin görevidir, bunu pandemi zamanında daha çok anladık. Üretim yapmayan ülkelerin kapıları bir anda kapanırsa, şaşırıp kalabiliyorlar.

S-300 alan Nato'daki ülkeler: Yunanistan, Bulgaristan, Slovakya.

S-300 alan diğer ülkeler: Ermenistan, Suriye, İran, Azerbaycan, Venezuela, Cezayir, Mısır, Ukrayna, Belarus, Kazakistan, Vietnam.

S-400 alan ülkeler: Çin, Belarus, Türkiye.

S-400 almayı düşünen ülkeler: Hindistan, Suudi Arabistan, Katar.

   Ülkemizde yapılan yatırım ve araştırmalarla merdivenler, teker teker sağlam adımlarla çıkılmaktadır. Bundan şüphemiz yok ve bu hızla gidersek gelecekte savunma silahlarımız çok daha iyi olacaktır İnşâAllah. O günlere hep beraber kavuşmayı diler, başka bir yazıda görüşmek ümidiyle herkese Saygılar sunarız...



   Kaynaklar; pngwing site, roketsan site, google site, s 300 alan ülkeler hangileri, s 400 alan ülkeler hangileri, s400 alan ülkeler hangileri, s400 ne zaman alındı, s 400 neden alındı, s 400 leri neden aldık, s400 niye alındı, s 400 ile kuşlar, s500, S 400 İLE KUŞLARIN YOLCULUĞU, S400 ALAN ÜLKELER HANGİLERİ, s400 niçin alındı gerek var mıydı, siper vs s400, hisar-u vs s-400, s400 kuş, s-400 nedir, s-400 ne işe yarar, s-400 türkiye, türkiye'nin s-400 füze sistemi, s-400 rus füze savunma sistemi hakkında, s-400 çıkışı, füze attılar da biz mi kullanmadık, s-400 özellikleri nedir, s-400 özellikleri nelerdir, s-400 ne malı, s-400 nerenin, türkiye neden s-400 alıyor, türkiye neden s-400 aldı, s-400 hava füze savunma sistemi, s-400 hava savunma sistemleri, s-400 füze savunma sistemi, s-400 füze savunma sistemleri, hisar hava savunma sistemi, siper hava savunma sistemi ve özellikleri, siper hava savunma sistemi özellikleri, siper hava savunma füzesi, siper hava savunma füzeleri, hisar hava savunma füzesi, hisar hava savunma füzeleri, hisar hava savunma füze ailesi, yerli ve milli hava savunma füze sistemimiz, hisar hava savunma füze sistemleri, hisar-o hava savunma sistemi, hisar-u hava savunma sistemi, türkiye'nin uzun menzilli hava ve füze savunma sistemi, siper vs s-400, ANALİZLER, s400 nedir.

21 Mart 2022 Pazartesi

21 Mart Dünya Down Sendromu Farkındalık Günü +1 Farkla

   İnsanoğlu bu dünyaya bir ziyaretçi olarak gelir, yaşar ve ziyaret zamanı bitince bu dünyadan gider. Dünyaya gözlerini açan her 800 çocuktan 799 tanesi vücudunda bulunan 46 kromozom ile hayata merhaba der. Kalan 1 tanesi ise +1 kromozom fazlayla, yani 47 kromozom ile hayata gözlerini açar.

   Bu kardeşlerimiz bizler için çok değerlidir, onlar birer hasta değildir. Onlar +1 kromozomla bizden farklıdırlar. Bu yüzden dünyada 21 Mart günü, dünya down sendromu farkındalık günü, olarak kutlanmaktadır.

   Her insan gibi down sendromlu kardeşlerimizde eşit haklara sahiptir. Onlar bizlere göre öğrenmede biraz güçlük çekmektedirler, o yüzden biz onlara çok hoşgörülü olmalıyız. Onların kendilerine ait yetenek ile ilgilerinin olduğunu ve isterlerse bu yeteneklerini çok iyi geliştirebileceklerini bilmeliyiz.

21 Mart
21 Mart Dünya Down Sendromu Farkındalık Günü 

   Bu kardeşlerimizi kendimizden daha çok sevmeliyiz, onlara karşı hiç bir ön yargıda bulunmamalıyız. Onların hayata sımsıkı sarılabilmesi için ne geliyorsa elimizden yapmalıyız. Şunu asla unutmamalıyız, bugün o kardeşimiz down sendromludur, belki biz veya başka bir yakınımızda olabilirdi onun yerine.

   Bu down sendromu her ülke ve milletten çocuklarda olabilir. Bilinen en büyük faktör hamilelik yaşıdır, yani hamilelik yaşı büyüdükçe oluşma riski artar. 

   Down sendromlu kardeşlerimizde görülen bazı fiziksel özellikler ise şöyledir: 

- Çekik küçük gözler.

- Basık burun.

- Kalın ense.

- Kısa parmaklar.

- Avuç içindeki tek çizgi.

- Kıvrık serçe parmak.

- Ayak başparmağının diğer parmaklardan daha açık olması gibidir.

  Dünya Down Sendromu Farkındalık Günü Mesajları

  - Down sendromu bir hastalık değil, genetik bir farklılıktır. Bu genetik farklılığa sahip kardeşlerimizle birlikte dünya daha güzel olacaktır. Bu dileklerle günlerini tebrik ederiz.

  - Down sendromlu tüm kardeşlerimize ve kıymetli ailelerine sağlıklı ve mutlu günler dileriz.

  - Gülen yüzleri ve neşelerinin hiç eksik olmaması dileklerimizle kardeşlere ve değerli ailelerine hayırlı günler dileriz.

  -  Hayata +1 ile farklar katan değerli kardeşlerimizin gününü kutlarız.

   Bu gün nedeniyle tüm down sendromlu kardeşlerimize ve onlara bakan kıymetli ailelerine ömür boyu sağlık, mutluluk ve huzurlar diliyoruz. Her zaman yanlarında olduğumuzu bilmelerini isteriz.

   Yazımızın sonuna geldik, başka bir yazımızda daha görüşmek üzere, herkese Saygılar sunarız...



   Kaynaklar; saglik site, aile bakanlık, dünya down sendromu farkındalık günü hangi gün, 21 MART DÜNYA DOWN SENDROMU FARKINDALIK GÜNÜ +1 FARKLA, down sendromu belirtileri nelerdir, +1 farkla tıpkı sizin gibiyiz, 21 mart dünya ne günü, 21 mart down sendromu farkındalık günü nedir, dünya down sendromu nedir, 21 mart dünya down sendromu günü nedir, 21 mart down sendromlular günü, 21 mart hangi gün, 21 mart tarihinin önemi nedir, 21 mart dünya down sendromlular farkındalık günü, 21 mart dünya down sendromu farkındalık günü mesajı, GÜNLER, dünya down sendromu farkındalık günü ne zaman.

2023 Cumhurbaşkanı Adayları hangi tarihte Açıklanacak

   2021 yılı Mayıs ayında (yani aylar önce) bir analiz yazısı yazmıştık, dünyada olan durumlar ve düşünülen büyük planların tarihi ile alakalı. Yazımızın sonuna doğruda 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimi ile alakalı bir tahmin yazmıştık. Bu yazımızı tekrardan okumak isteyenler, bu linkimize bakabilir.  

   O günkü yazımızda, yani Mart 2022 itibari ile bundan 10 ay önce, kısaca şunları yazmıştık:

   Türkiye konusunda şu soruyu sormayı düşünen çok kişi olduğunu tahmin ediyoruz. 

   ''..2023 başkanlık seçimleri 2 aday üzerinde olacak, %50+1 gereği. Bu 2 adaydan biri belli, diğeri ise belli değil, ne zaman belli olacak, kim olacak acaba?

Cumhurbaşkanlığı
Cumhurbaşkanlığı

..sizlere şimdilik sadece şunu diyelim''. 20 mayıs 2022 ile 20 Haziran 2022 tarihler arasını bekleyin, bu tarihten önce % 99 duyacağımıza ihtimal vermiyoruz şu an. Sebebi...

   Nerdeyse 1 yıl önce yazdığımız bu tahminimiz % 95 tutacak. Bazıları nerden bu kadar tahmin edebildiniz diye düşünüp, soruyor ? Cevap olarak iyi inceleme ve gözlem yaptık, sonra olabilecek sonuçlar arası bağlantılarla iyi bir analiz yaptık, diyebiliriz.

   Bunun gibi başka bir iddiamız daha vardı, oda tuttu yaklaşık. Bundan sonraki yıllar için 4-5 tane başka tahminlerimizde var, bunları diğer yazılarımızda yazdık. Sitemizdeki tüm yazıları okuyabilirseniz, hepsini sizlerde görebilirsiniz.

   Sizler için inceleyip analiz ederek yazmak, bizler için büyük bir onurdur. Yazılarımızı her zaman tanıdıklarınızla paylaşabilirsiniz. Özellikle bu yazıyı tüm tanıdıklarınıza gönderin ki onlarda okusunlar, bilgilerine yeni bilgiler eklesinler. Şimdiden başka yazılarda görüşmek üzere herkese Saygılar sunarız...



   Kaynaklar; tccb site (resim), adaylar kim, CUMHURBAŞKANLIĞI, cumhurbaşkanı adayları ne zaman açıklanacak, 2023 CUMHURBAŞKANI ADAYLARI HANGİ TARİHTE AÇIKLANACAK, cumhurbaşkanı adayları kimler, 2022 cumhurbaşkanı adayları, cumhurbaşkanlığı seçimi ne zaman, cumhurbaşkanı seçimi ne zaman, cumhurbaşkanı adayı kim, cumhurbaşkanı adayları 2023, cumhurbaşkanı adayı kim olur, cumhurbaşkanı adayı kim olacak, ANALİZLER, cumhurbaşkanı adayları kimdir.

20 Mart 2022 Pazar

Meslek Odaları ile ilgili durumlar, Meslek odaları kanunu

   Yıllardır konuşulan bir konu üzerine yazacağız bugün ''Meslek odaları'' kanunu. Peki niçin konuşuluyor yıllardır derseniz, odaların yılın bazı dönemlerinde yaptıkları açıklamalardan (bildirgeler) dolayıdır cevabını yazarız. 

   Biz burada örnek bir odayı yazacağız, çünkü yaşanan bazı problemler olmuştu 2013-2014-2015'te. Daha sonra o zamanki Bimer'e, daha sonra ise Cimer'e gerekli yazılar yazıldı. En son 2019 yılında lazım olan bilgi ve detaylar gerekli mercilere iletilmiş olup kanun çalışmaları yapılıyordu, bunu C. Başkanı'mızda açıklamıştı o zamanlarda. Sonra araya birden pandemi girdi, kaldı öylece. Sadece Avukatların baroları ile ilgili düzenleme çıktı 2020 yılında, diğer odalar kaldı. Pandeminin yoğunluğu bitti gibi, dolayısı ile kanun çalışmaları her an gündeme tekrar gelebilir.

   Bu problemin o zaman olduğu oda TMMOB'ye bağlı bir odaydı. Şimdi TMMOB'ya  (Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği) kayıt yaptırmak mecburi midir, bununla ilgili durumu onların açıklamaları ile önce bir yazalım.

Meslek Odaları
Meslek Odaları

- 1983 yılında çıkan iki tane KHK ile TMMOB Kanununun 33.maddesi; ''Türkiye'de mühendislik ve mimarlık meslekleri mensupları mesleklerinin icrasını iktiza ettiren işlerle meşgul olabilmeleri ve mesleki tedrisat yapabilmeleri için İhtisasına uygun bir odaya kaydolmak ve azalık vasfını muhafaza etmek mecburiyetindedirler..''.

   Bu açıklamaya göre mecburiyet var ve istifa etmeye kalksanız bile edemiyorsunuz. İstifa şartlarında şu yazıyor:

- Yönetim kurulu toplantısında alınan......sayılı karar gereği mesleğinizi icra etmediğiniz ve......mühendisi ünvanı ile imza yetkisi kullanmayacağınıza dair aşağıda belirtilen taahhütnamenin noter onaylı...

   Kısaca odaya üye olmalısınız deniyor ve ayrılmak istediğiniz zaman, odaya noterden mühendis ünvanını kullanmayacağınıza dair taahhüt vermelisiniz deniyor. Peki o zaman bizler soralım;

  SORULARIMIZ;

- 4 yıl Üniversite'yi Mühendisler boşuna mı okuyor?
- Üniversiteyi bitirmek önemli değil, önemli olan odaya mı üye olmak?
- Biz niye bir odaya noterden mühendislik daha yapmayacağımıza dair, bir taahhütname verelim?
- Eğer böyleyse hiç kimse mühendislik okumasın, direkt odalara kayıt yaptırsın. İstenen bu mudur?
- Bu odaların açıkladığı bildirileri tasvip etmeyip, ayrılmak isteyenlerin istifasını kabul etmeyip, zorunlu aidatı ödemeyen üyelere, haciz işlemi için tebligatlar gönderdiniz mi?
- Bu tebligat gönderdiklerinizden bugüne kadar kaç üyeye haciz işlemi yaptınız?
- Mezun olan tüm mühendis ve mimarlar, odanıza üye mi?
- Herkes üye değilse, size üye olanlara mecburiyet var deyip, ayrılmak isteyip ayrılamayan ve aidat ödemeyenlere niçin haciz tebligatı gönderiyorsunuz? 

   Bazı durumları anlatıp, sorularımızı yazdık. Peki şimdi bu odalar önceden nasıl açıklamalar yapmıştı, bizler bazılarını yazalım. Sizlerde okuyunca konuyu daha iyi anlamış olursunuz.

  ODALARIN ORTAK AÇIKLAMALARINDAN BAZILARI YILLAR 2013-2018;

- Gücünüz halkı sindirmeye yetmeyecek, devlet terörünü durdurun, zorbalığa son verin.
- Tmmob, Taksim Meydanı'nın bir parçası olan Gezi Parkı'nın yağmalanmasına karşı gelişen direnişi büyütecektir.
- Bu haklı itiraza karşı ülkenin her noktasında ağır yaralanmalar ve ölümlere sebep olan polis terörüne bir an önce son verilmelidir, sorumlular istifa etmelidir. Gözaltına alınanlar ivedilikle serbest bırakılmalıdır.
- Tmmob kadroları, sokakları ve meydanları özgürleştiren bu ülkenin onurlu insanları ile omuz omuza, yan yanadır.
- Bugün ülkemizin dört bir uyanında baskı ve zor kol geziyor. İktidarın baskı aygıtları nefes almak için ayağa kalkan halkın üzerine ölüm yağdırıyor.
- Tayyip Erdoğan ise kendi halkını gaz bombalarına boğmuş, sokak ortasında işkence yaptırmış, yurttaşlarını sakat bırakmış ve ölümüne neden olmuş bir hükümetin başıdır.
- Polisin uyguladığı vahşet ve zorbalık, kent meydanlarına, revir hizmeti sunan meslek odalarımıza, kahvelere, iş yerlerine, evlerin içine dek uzanmış durumda. 
- AKP'nin son dönemde 4+4+4 formülü ile eğitim sistemini bir gecede gericileştirme girişimleri..
- Anayasa tümüyle askıya alındı. Parlamento işlevsizleştirildi..
- Toplumumuzu içten içe çürüten bu karanlık tablonun sorumlusu, yıllardır ülkemizi dinci, gerici ve piyasacı bir anlayışla yönetenlerdir.
- 16 Nisan 2016 tarihinde gerçekleştirilen şaibeli referandum sonucunda ülkemizde parlamenter sistem kaldırılmış..
- Milli Güvenlik Kurulu kaldırılmalı, bugüne kadar yapılan toplantı tutanakları ve gizli yönetmelikleri açıklanmalıdır.
- Türk Ceza Kanunu yeniden düzenlenmeli, başta terörle mücadele yasası olmak üzere düşünce ve örgütlenme özgürlüğünü sınırlayan bütün yasa, yönetmelik ve uygulamalar kaldırılmalıdır.
- İmam Hatip Liseleri kapatılmalıdır.
- Din dersi kaldırılmalı...müfredattaki ırkçı, cinsiyetçi, militarist, dinci yaklaşımlar ayıklanmalıdır.. Başta eğitim sistemi olmak üzere toplumu gericileştiren tüm uygulamalara son verilmelidir.

   Bu açıklamaların benzeri olan başka açıklamalarda vardır. Bizler sadece birazını yazdık. Şimdi bu açıklamalara bakınca bunlar meslek odası mı, yoksa siyasetçimi diyebilirsiniz? Yada bu kadar açıklama yapıyorlarsa, siyasete girsinler, değil mi? Buradaki açıklamaları üyelerin belli kısmı, kabul etmemektedir. Ama odaya mecburiyet üye olma var deniliyor 1983 yılındaki KHK maddelerine dayanılarak. O zaman çözüm neler olabilir, onları yazalım.

  MESLEK ODALARI ile İLGİLİ ÇÖZÜM ÖNERİLERİMİZ;

- Bu odalarda aidat kesinlikle olmamalı, olacaksa da devlet bir bakanlıkta birim kurup, orası toplamalı.
- Üye olma zorunluluğu kaldırılmalı.
- Günümüzde artık her şey nerdeyse e-devlet üzerinden yapılıyor. Burada bunun kontrol ve yönetimini sağlayan bir sistem, e-devlete entegre edilebilir.
- Bu odalara üye olanlar hayatında belki 1 veya 2 kez odaya uğramıştır. Dolayısı ile üyelik niçin olsun, kaldırılsın.
- Oda olacaksa çeşit çeşit ve gönüllülük esasına göre olmalı. Ayrıca bilime fayda yapacak şekilde projeler geliştirmeliler.

   Hem üyelerden para toplansın, hem de üyelerin tasvip etmediği konularda devlete karşı açıklamalar yapılsın, bu kabul edilemez. Devletin güvenliği içinde sorun olur.

   Konu ile ilgili kısa açıklamalarımız ve önerilerimiz bu şekildedir. Bu konunun çıkacak bir kanunla ülke gündeminden düşürülmesi gerekir. Çünkü ülke olarak dünyada yapacak çok işlerimiz var. Bu tarz konularla meşgul olma, zaman kaybıdır. Çalışmak lazım, böylece büyüyen ülkemiz mazlum coğrafyalara daha çok kol kanat gerer. Bu şekilde ülke olarak çok dua alırız. Unutmayalım dua, en büyük manevi güçtür.

   Meslek Odaları Hangi Bakanlığa Bağlıdır?
   Cevap: Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı

   Bir yazımızın daha sonuna gelmiş bulunmaktayız. Başka bir yazımızda daha görüşmek üzere, herkese Saygılar sunarız...



   Kaynaklar; tmmob birlik haberleri bülteni mayıs 2013, Tmmob Seçim Bildirgesi 2018, trcooltext site, meslek odaları kanunu ne oldu, meslek odası kanunu ne oldu, meslek odası açıklama, MESLEK ODALARI İLE İLGİLİ DURUMLAR, meslek odaları kanunu için öneri, MESLEK ODALARI KANUNU, meslek odası kanunu için öneri, meslek odaları nedir, meslek odaları ney, ANALİZLER, odalar kanunu.

15 Mart 2022 Salı

Milletvekili Olmak İsteyenlerde Aradığımız Özellikler

   Bir seçim daha yaklaşıyor. Bugünkü yazımızda herkesin aklından geçen ama hepsinin yazılı bir yerde olmadığı bir konu üzerinde yazmaya karar verdik. 

   Konumuz; Milletvekillerinde Hangi Özelliklerin Olmasını İstiyorsunuz?
   Milletvekili nedir: Anayasa'ya göre millet meclisine seçimle giren milletin temsilcisi, vekil, parlamenter, mebus.

   Her 5 yılda yapılan Milletvekili Seçimleri önemlidir, çünkü seçilen Vekiller ülkemizi her yerde 5 yıl boyunca temsil edeceklerdir. Gerek yurtiçi, gerekse de yurtdışında. O zaman bizde yazmaya başlayalım.

TBMM
TBMM

  Milletvekili Olmak İsteyenlerde Halkın Bekledikleri:

- Zeki.
- Saygılı.
- Vefakar.
- Cefakar.
- Hoşgörülü.
- Merhametli.
- Yardımsever.
- Halk ile iç içe olan.
- Takım çalışması ile birlikte düşünen.
- Yiğit.
- Cesur.
- Azimli.
- Vatansever.
- Mücadeleci.
- Ülke sevdalısı.
- Dobra dobra konuşan.
- Çalışmadan yorulmayan.
- Arkadaşlarını yalnız bırakmayan.

   Aklımıza gelen istediğimiz özellikleri yazdık. Çok fazla özellikler istemedik sanırım, değil mi? Az yazılmış diyenlerinizde olabilir, ilaveler yapılabilir.

   Bizler en az olması gerekenler neyse onları yazdık. Çünkü dünya ısınıyor, her yerden farklı haberler, savaş haberleri gelebiliyor. O yüzden Türkiye daha çok büyümeli. Bunu  da takip edecek olanlar, Milletvekilleri olacaktır. Bizde şimdiden nasıl Vekiller istediğimizi yazalım ki aday olmak isteyenler, 2 kere düşünsünler.

   Şunu asla unutmayalım. Vekillerimiz bizi yurt dışında ne kadar iyi temsil ederlerse, Ülkemiz o kadar çok büyür. Ülkemiz büyüdükçe, dünyadaki mazlum insanlara olan desteğimiz artar, onların bol duasını alırız. O dualar bizim daha da büyümemize sebep olacaktır İnşallah.

   Dünyadan milyarlarca dualar almak ümidiyle bir yazımızın daha sonuna gelmiş bulunmaktayız. Başka özlü bir yazımızda daha buluşmak dileği ile hepinize Saygılar sunarız... 




   Kaynaklar; tbmm site (resim), milletvekili olmak isteyenlere tavsiyeler, milletvekili olmak isteyen, MİLLETVEKİLİ OLMAK İSTEYENLERDE ARADIĞIMIZ ÖZELLİKLER, kimler milletvekili olmalı, milletvekili ne demek, milletvekili özellikleri, ANALİZLER, milletvekili olacak.

13 Mart 2022 Pazar

Hastanelerimiz ve Çalışanlar hakkında, 14 Mart Tıp Bayramı

   Bu yazıyı yaklaşık 2 yıldır yazmayı düşünüyorduk, nasip bugüneymiş. Çünkü hastanelere gittiğimizde bekleme anlarımızda hastaları uzaktan gözlemliyoruz. Psikolojileri nasıl, ruh halleri nasıl. Bu aslında bir vatandaşlık görevi gibi geliyor bizlere. Çünkü bulunduğumuz yer bir hastane, yani buraya gelen insanlar bir hastalığı için gelmektedir. Dolayısı ile buraya gelen kişilerin psikolojileri, dışarıda keyif kahvesi içen birine göre iyi olamaz hiç bir zaman. Kısaca derdi olanların çare aradığı bir yerdir hastaneler.

Hastane
Hastane

   Kimi evde veya yolda bir kaza geçirip acil getirilmiştir, kimi ani bir kalp krizi ile, kimi ani bir ameliyatlık durum ile, kimileri de rutin muayeneleri için gelmiştir hastanelere. Allah'a Şükür şu anki hastane binaları 4 ve 5 yıldızlı otel konforunda. Eskiden bir odada 6-12 arası kişi kalıyordu, şimdi ise nerdeyse herkese bir otel suit odası konforunda, odalar veriliyor. Devletimiz 30 Büyükşehre, Şehir Hastaneleri yapmak için çalışmalara başlamıştır. Bunların 14 ildeki hizmete başlamıştır, 5 tanesi devam etmektedir. Kalan 11 şehirde ise yakın zamanda yapılacaktır.

Hizmete Giren Şehir Hastaneleri; Yozgat, Elazığ, Mersin, Adana, Isparta, Kayseri, Manisa, Eskişehir, Ankara Bilkent, Bursa, İstanbul Çam ve Sakura, Konya, Tekirdağ, Balıkesir.

Yapımı Devam Eden Şehir Hastaneleri; Kütahya, İzmir, Kocaeli, Gaziantep, Ankara Etlik.

   Devletimizde şu an 20 tane ambulans helikopter ve ambulans uçaklar vardır (görevde olan 17 helikopter + 3 uçak ambulans). Bunun yanında 5400 adet ülkemizde değişik türlerde ambulanslar vardır. Bunlar deniz ambulansı, motorize ambulanslar, çeker ambulanslar (paletli), yeni doğan ambulanslar, obez ambulanslar, acil ilk yardım ambulansları ve çoklu ambulanslardır.

Ambulans Helikopter
Hava Ambulans

Ambulans
Ambulans 

Ambulans
Ambulans

   Ayrıca eskiden hastanelerin dar ve uzun koridorları vardı ve muayene odalarının kapılarında bekleyenlerle beraber koridorlar, dolup taşıyordu. Şimdiki hastanelerin koridorları nerdeyse, çocukların rahat maç oynayacağı büyüklükte. Bunları yapan Devletimize teşekkür ederiz. Ayrıca eskiden hastanelerde o an için paranız yoksa, siz veya cenazeniz rehin kalabilirdi. Şu an bu durumlar ortadan kalktı şükür. 

   Bu durumun daha iyi anlaşılması için, eski ve yeni hastanelerden bir kaç örnek resimler ve video ekleyelim. Daha sonra ise analiz yazımıza başlayalım. Dediğimiz gibi 2 yıldır aklımızda ne oluştuysa sizlerle paylaşmak istiyoruz. Amacımız birlikte büyüyen Türkiye ve daha sonra dünyadaki tüm mazlumlara yardım eden büyük Türkiye'nin olabilmesi için çalışmaktır. Bu adeta çınar ağacının büyürken, bir yaprağı olabilmek gibi bir durumdur.

   ESKİ HASTANELERDEN VİDEO ve RESİMLER

   Bu konuda en iyi video rahmetli Savaş Ay'ın videosudur. Youtube'a şunu yazarsanız videoyu kolayca bulabilirsiniz; SSK Hastaneleri 1998 Yılı A Takımı Savaş AY.

                                                                        Resimler 

Eski Hastaneler
Eski Hastaneler

Eski Hastaneler
Eski Hastaneler

   MODERN HASTANELERİMİZDEN BİRİNE ÖRNEK

   Avrupa'nın en büyük yoğun bakım kapasitesine sahip hastanelerinden biri olan İstanbul Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi'nin Resimleri ve Açılış Videosuna bakalım. Nerelerden nerelere geldiğimizi, daha iyi anlarız.

                                                                 Hastane Resimleri

İstanbul Başakşehir
Çam ve Sakura Hastanesi

Çam ve Sakura
Çam ve Sakura Hastanesi 

                                                                       Videosu



   Sağlıkla ilgili gerekli donanımları, eski ve yeni hastanelerin karşılaştırmalarını yazdıktan sonra şimdi gelelim asıl konumuza, yani ''Analiz Yazımıza''. Bu analizi 3 başlıkta inceleyeceğiz, böylece herkes açısından akılda ne sorular varsa yazmış olacağız.

  Eskiden hastanelere gidip muayene olup, ilaç almak için neler yapılırdı. Onları bir hatırlayalım

- Normal bölümlere gitmek için sabah 6'da kalkılır ve yola konulurdu.

- Eğer normal bir bölüm değil de, acilliği olan bölümse bazen gece 4-5 de kalkılır, otobüs varsa binilirdi. Eğer otobüs yoksa yürünür veya taksi çağırılıp, hastanenin yoluna konulurdu.

- Hastaneye varınca muayene odasının kapısında ayakta kuyruğa girilirdi, sıra almak için.

- Saat 7:30 olunca kapı açılır ve şanslı iseniz o gün için ayrılan sıralardan kağıt numara alınırdı.

- Sıra numarası alabildiyseniz karnenizle beraber, kayıt yaptırırsınız.

- Saat 9:00 olunca doktor gelir ve kapıyı gözetlersiniz, isminiz okunana kadar.

- Doktor gelince muayenenizi olur, reçete kağıdınızı alırsınız.

- Sonra anlaşmalı olan eczanelere bakar, ilacınızı almaya çalışırsınız. Tabii eczanede ilaçların hepsi varsa.

- Eğer ilaçların hepsi yoksa veya anlaşmalı eczane bulamazsanız, başka eczaneye gider % 100 parayı ödeyip, ilacınızı alırdınız. Bu parayı da 3 ay sonra devletten geri alırdınız.

- O zamanlar şehirde bulunan eczanelerin %5 ile %10 arası anlaşmalıydı, gerisi %100 paralı satardı ilaçları.

  Eskiden prosedürler bu şekildeydi, ya şimdi nasıl?

- Telefonla istediğiniz doktoru seçip, önünüzdeki 15 gün içindeki boş günlerden birine randevu alırsınız.

- Muayene vaktinden 30 dk önce yola çıkar, hastaneye gider, kaydınızı yaptırırsınız.

- Sıra numaranız tabelada yanınca, muayene olur, online reçeteniz yazılır.

- İstediğiniz eczaneye gidip, ilacınızı alırsınız, ödenmesi gereken düşük oranlarda.

   Bu detayları yazdıktan sonra şunu söylemek isteriz. Biz birlik olduğumuz sürece dünyada kimse bizleri tutamaz. Şimdi hazırsanız 3 tane alt konu başlıklarını yazmaya başlıyoruz.

   1) HASTALAR için ANALİZLERİMİZ

   Hastalar hastanelerin gerçek sahibidir. Dün siz, bugün komşunuz, yarın akrabanız, başka gün arkadaşlarınız, diğer gün hemşehirileriniz gider. Şimdi hastaneye gittiğimizde nasıl davranmalıyız, onları yazalım.

- Hastaneye gittiğimizde dışarıda çok kullandığımız acil durumunu kıyıya bırakmalıyız.

- Hastanede sabırlı olup, sıramızı bekleyeceğiz.

- Hastaneye gelen başkalarına karşı saygıda kusur etmeyeceğiz.

- Adı üstünde hasta olduğumuz için psikolojik olarak iyi olmayabiliriz. Bu yüzden kimseyle tartışma yapmamalıyız.

- Eğer hastanede sinirimizi bozacak bir durum olur ise, kimseye kızmadan direkt hastanedeki ''Hasta Hakları'' birimine başvuralım durumu anlatalım, durum çözülsün.

- Eğer hasta haklarında da çözülmezse, orada yaşadığınız durumu tüm detayları ile ''Cimer'' üzerinden Sağlık Bakanlığına başvurun. 

- Ayrıca e-nabız üzerinden doktorun hizmetine, düşük puan verin.

  Cimer ve Bakanlık gerekli tahkikatı yapıp, size bilgi verecektir.

  Hiç bir zaman fevri davranıp, hastanelerde görevlilerle münakaşa yapmayın. Şunu unutmayın herkes kurallara uyduğu sürece, her şey çözülür.

  Ayrıca hastanede kavga çıkartırsanız, hukuki yaptırımları vardır. Bunun yanında başkasının muayene olma hakkına da girmiş olursunuz, buda kul hakkına girer. O yüzden her zaman anlayışlı olalım.

   2) SAĞLIK ÇALIŞANLARI için ANALİZLERİMİZ

   Sağlık çalışanları hastanelerin ev sahibidir. Yani hastalar onların misafirleridir ve her gün başka hastalar, sağlık görevlilerimize adeta misafirliğe giderler. Şimdi hastaneye gelen misafirleri sağlık personellerimiz nasıl karşılamalıdır, onları yazalım.

- Hastaneye gelen tüm hastalara hoş geldiniz demeliyiz.

- Hastaneye gelen kişiler, dışarıdaki gibi çok pozitif olamayacağı için, onların psikolojilerini iyice analiz etmeliyiz.

- Kendimizi onların yerine koyarak, empatiler yapmalıyız. Ekstra ne derdi olabilir, diye düşünmeliyiz.

- Oraya gelen herkes zengin değildir. Belki cebinde ilaç alacak kadar ancak parası olabileceğini düşünmeliyiz.

- Ne olursa olsun onlara karşı tepeden bakma gibi bir davranış düşünmeyelim.

- Bu ülkede sizden daha ağır görevlerde çalışan insanlarımız olduğunu asla unutmayalım (her an bir çatışmada kurşunlar arasında kalabilecek polis / asker gibi veya yerin yüzlerce metre altında çalışan madenciler..vs..Bu tarz işlerde çalışanları düşünerek, işimizin kıymetini bilip, işimize daha sıkı sarılalım.

- Kimseyi hiç bir zaman küçük görmeyelim, kendimizi onun yerine koyup düşünelim. Belki onun yerinde siz, sizin yerinde ise onun olabileceğini unutmayalım. Halimize her zaman şükredelim.

- Bir hastanın yüzünü güldürerek hayır duasını almanın, en büyük kazanç olacağını sakın unutmayalım.

- Hasta olan misafirlerimize karşı, hep ilgili olalım.

- Bunlara rağmen saldırgan tutumlu birisi olursa görev başında, soğukkanlı olup acil durum kodları ile güvenliğe haber edelim.

- Ayrıca konu ne olursa olsun, görevimizi hiç bir zaman aksatmayalım. Eğer bir sorununuz olursa bunu üst amirlerinizle paylaşıp, çözümler arayalım.

- Eğer çözüm arama yerine hasta ile tartışma yaparsak herkes strese girer, buda kimseye bir şey kazandırmaz. Hasta bizi, hasta haklarına şikayet eder, bizde hastayı güvenliğe bildiririz.

   3) HALKIN BEKLEDİĞİ ACİL ÇÖZÜMLER için ANALİZLERİMİZ

   Hastalar ve Çalışanları analiz ederek yazdıktan sonra, şimdi toplum olarak neler isteniyor, neler düşünülüyor onları yazalım. 

- Son zamanlarda MHRS üzerinden randevu almada sorunlar oluyor. Devletimiz bunu derinlemesine araştırmalı. Eğer birileri bilerek bunu sabote etmeye çalışıyorsa, gerekli cezalar verilmeli. Hiç bir hastamız bekletilip, mağdur edilmemelidir.

- Hastane girişlerinde kayıt yapılırken hiç bir hasta azar işitme gibi bir durumla karşılaşmamalıdır. Böyle bir durum olursa hasta hemen, hasta haklarına başvurup, durum hızlıca incelenmelidir. 

- Cimer'e hastaneler ile ilgili gelen şikayetler acil kodu ile hemen incelenmelidir. Gerekirse o gün çözülmelidir durum. Yani Cimer üzerinde çok sıkı denetim olmalı, hem Bakanlık hem de Cumhurbaşkanlığı üzerinden.

- Hastalar zar zor randevu alıp, o günde hastaneye gidince sağlık çalışanları şu an grevde, muayene yok gibi bir durumla karşılaşmaması gerekir. 

- Randevusunu alıp hastaneye gelen, kesinlikle muayenesini olmalıdır. Belki de hasta olan kişi çok uzaktan geliyor, bu yüzden iyice denetim olmalıdır.

- Kısaca hasta olan hiç bir şekilde zor durumda kalmamalıdır, adı üstünde gelen kişi hasta olmuş, derdine çare arıyor. Bunu da hastanelerden başka nerede bulabilir, değil mi?

- Hastanelerde grev durumlarına mesai saatleri içinde kesinlikle izin verilmemelidir. Akşam saat 5'den sonra izin verilebilir. Bu durum hastalara aksettirilmemelidir.

- Yine grev yapmaya kalkan olursa maaş kesintisi ve gerekli soruşturmalar yapılmalıdır. Hastaneye gelen hiç bir kimse hastanelere ve Devletine karşı küstürülemez, kimse hastadan ve devletten büyük değildir. Şu unutulmamalıdır, hastalar olmazsa ne hastaneler işe yarar, nede çalışanlar. Herkes boş boş oturur.

- Hastaneye hastalar gitmezse, ilaç yazılmaz. Bu sefer eczane ne yapacak? Dolayısı ile eczanelerde boş kalır, yani her şey birbirleri ile bağlantılıdır.

   Yazımızın sonuna yaklaşıyoruz. Buradaki yazdıklarımızı herkesin dertlerini duyup, orta bir yolda analiz ederek yazdık. Böylece herkes huzur ve mutluluk içinde hastaneye gider, hastanedeki çalışanlar ise huzur ve mutluluk içinde işini yapar. 

   Yazımıza gösterdiğiniz ilgi için teşekkür eder, tüm çalışanların 14 Mart Tıp Bayramı kutlu olsun. Daha nice bayramlara sağlık ve mutlulukla kavuşmalarını diler, başka bir yazımızda görüşmek üzere, herkese Saygılar sunarız...


NOT 1: Bu yazımızı 13 Mart 2022 tarihinde hazırlamıştık. Bugün 14 Ağustos 2024 ve bugünkü tarih itibari ile yapımı biten Şehir Hastanesi sayısı 25 ve sağlık çalışan sayısı 1.462.000'dir. Bu yazımızı 2022 yılında hazırlarken yapımı devam eden hastanelerin hepsi şu an bitip, hizmete açılmıştır. Bunlara ilave olarak şu şehir hastanelerimizde yapılıp açılmıştır: Antalya, Erzurum, İstanbul Göztepe, İstanbul Cemil Taşçıoğlu, Kahramanmaraş ve İstanbul Lütfi Kırdar Şehir Hastaneleri. Böylece şu an toplam 21 ilimizde, 25 tane hastane hizmettedir.

NOT 2: Yapımı devam eden, sonra yeni açılacak şehir hastaneleri ise şöyledir: 

- İstanbul Sancaktepe Şehir Hastanesi.
- Sakarya Şehir Hastanesi.
- Mardin Şehir Hastanesi.
- Denizli Şehir Hastanesi.
- Trabzon Şehir Hastanesi.
- Diyarbakır Şehir Hastanesi.
- Rize Şehir Hastanesi.


   Kaynaklar; saglik site, camsakurasehirsaglik site, hemşireler, doktorlar, baharaydinlatma site, dormakaba site, google site, mhrs randevu sıkıntısı, randevu sıkıntısı, mhrs randevu alamama sorunu, mhrs 15 gün randevu alamama, hastaneden randevu alınmıyor, şehir hastaneleri isimleri, HASTANELERİMİZ ve ÇALIŞANLAR HAKKINDA, hastane çalışanları için öneriler, halkın bekledikleri, 14 MART TIP BAYRAMI, hastane randevu sorunu, hastanede rehin kalan hastalar, hastanelerde nasıl davranmalıyız, savaş ay ssk hastaneleri, hasta için öneriler, hastaların hastanede karşılaştığı sorunlar, sağlık kurumlarında karşilaşilan sorunlar, tıp bayramı nasıl yazılır, 14 mart ne günü, 14 mart dünya ne günü, tıp bayramı ne zaman, türkiye o günleri unutmadı kalabalık hastaneleri, şehir hastanelerimiz, şehir hastaneleri hangileri, şehir hastaneleri hangi illerde bulunuyor, şehir hastanelerinin farkı nedir, şehir hastanesi ücretli mi, açılacak şehir hastaneleri, türkiye'deki şehir hastaneleri listesi, türkiye'de kaç şehir hastanesi var, 14 mart tıp bayramınız kutlu olsun, çam sakura hastanesi, YAPILAN YATIRIMLAR, hastalar için öneriler.

9 Mart 2022 Çarşamba

Antalya Mutabakatı Rusya Ukrayna, Yunanistan ve Almanya

   Rusya ve Ukrayna savaşı ile ilgili 2 tane analiz yazısı yazmıştık. Bu yazılarda dünyada çözüm adresinin sadece Türkiye'nin öncülüğünde kurulacak masada olacağını belirtmiştik. Daha sonra Devletimizin yoğun çabaları sonucu 10 Mart 2022 Perşembe günü Antalya'da (Antalya Diplomacy Forum) Dışişleri Bakanlarının toplantı yapacağı kararını, Sayın Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu 7 Mart 2022 tarihinde twitter adresinden duyurdu.

   Bu haber tüm dünyada çok olumlu karşılandı. Çünkü şu an itibari ile bu savaşı ne Amerika, ne 
Avrupa Birliği, ne NATO, nede İngiltere durdurabilir. Durdursa durdursa sadece Türkiye durdurabilir, bunu tüm dünya devletleri biliyor. Çünkü Türkiye başka ülkeler gibi menfaat işlerine bakmaz. Önce insanların mutluluğu ve huzuru, daha  sonra ise devletlerin kazan kazan politikası ile birlikte çalışmasına bakar. Perşembe günü için dünyaya güneş farklı bir doğacak İnşaAllah. Çünkü arada Türkiye varsa, dünyada çözülemeyecek sorun yok demektir.

   Mutabakat nedir: Uzlaşma demektir.

Antalya Mutabakatı
Antalya Mutabakatı

   Peki Perşembe günü yapılacak toplantıda ne kararlar çıkabilir. Öncelikle buradan bazı kararlar çıkacağını bekliyoruz, bu yüzden biz bu toplantının adına Antalya Mutabakatı demek istiyoruz. Bunlarla ilgili analizlerimizi yazmaya başlayalım o zaman. 

  ANTALYA MUTABAKATI için olası KONUŞULACAKLAR ve ÇIKABİLECEK KARARLAR

- Rusya tarafı niçin savaşı başlattığını anlatacak, kendi geçerli sebepleri ile.

- Ukrayna tarafı niçin NATO'ya girmek istediğini anlatacak.

- Rusya Ukrayna'ya, NATO'yu istemediğini kaç kere size bildirdim diyecek.

- Ukrayna bizimkisi masumane bir istekti, bazı ülkelerde bize destek veriyordu diyecek.

- Sonra Rusya, sizi destekleyenler şu an ortada yok diyecek.

- Ukrayna evet maalesef, haklısınız. Birden ortadan kayboldular diyecek. Şu an her anlamda yanımızda Türkiye var diyecek.

- Rusya, iyi ki Türkiye gibi bir ülke var. Biz yıllardır Türkiye ile iyi ilişkiler içindeyiz diyecek. Türkiye olmasaydı biz, bir araya zor gelirdik diyecek.

- Ukrayna, olanları kıyıya bırakalım. Şimdi ne yapacağız onu konuşalım diyecek. İkimizin de dostu olan Türkiye'de masada diyecek.

- Rusya önerilerini sunacak, başta NATO ve Ab'ye girmeyeceksin. Sonra Kırım, Donbas ve Luhansk için taleplerini bildirecek.

- Ukrayna NATO ve Ab'den bizde soğuduk. Diğer konular için orta yol konuşabiliriz diyecek.

- Sonra Türkiye söz alarak, biz iki ülke halklarının savaş içinde kalmasını istemeyiz. Ortak bir yolda buluşun, sonra beraber karar alın diyecek. Ayrıca savaşlardan kimsenin bir şey kazanmadığını bildirip iki tarafı ikna için çalışacak.

- Toplantı sonuna yaklaşırken iki bakan kendi ülkelerinin Başkanlarına bilgi verecekler. En sonunda bir ortak notada buluşup, anlaşma imzalanacak.

- Bir ihtimal Rusya ve Ukrayna Başkanları biz Ankara'da anlaşma istiyoruz da diyebilirler.

- Anlaşma Putin'in baştan beri istediği şartları kazanacağı için, ona avantajlar sağlayacak. Ama bunun olmasında Türkiye'nin çok büyük katkısı olduğunu bildiği için, zafer naraları atmayacak, Türkiye'ye teşekkür edecek. 

- Ukrayna'da burada kazananlardan biri olacak. Çünkü uzaklardaki devletlere fazla güvenilmemesi gerektiğini yaşayarak görmüş olacak. Ayrıca yanı başında Türkiye gibi bir dostu olmasının kıymetini daha iyi anlayacak.

- Böylece Rusya ve Ukrayna yan yana huzurlu yaşamanın yollarını bulmuş olacak. Çocuklar ve bayanlar mağdur olmayacak, babalar ise savaşmayacak. Birlik ve kardeşlik bölgeye tekrar gelecek.

- Sonuçta en büyük kazanan, iki ülkenin halkları ve Türkiye ile olan dostlukları olacaktır.

   Bu anlaşmanın imzalanması başta Amerika ve İngiltere olmak üzere bazı ülkelerde biraz şok etkisi yaratacak. Dünyaya huzuru getirmek için baştan beri çalışan Türkiye'nin değeri ise dünyada daha çok artacak. Bunun ilk meyveleri daha şimdiden gelmeye başladı, Yunanistan ve Almanya'dan gelen görüşme talepleri ile. Bunlarla ilgilide kısa notlar yazıp, analiz yazımızı bitireceğiz.

  YUNANİSTAN BAŞBAKANI GELİYOR, 13 MARTTA

   6 ay önce bir yazı yazmıştık, komşu ülkelerimiz için. Yazımızın başlığı ''Neden Acaba'' idi. Bu yazımızı tekrar okumak isteyenler için linkimiz şöyledir. Bu yazımızı dikkatlice okursanız, Türkiye ile hangi ülke iyi geçinmek isterse onların kazanacağını, uzaklardan medet beklememeleri gerektiğini yazmıştık. Rusya ve Ukrayna Savaşında olanlardan sonra Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, Cumhurbaşkanımız Erdoğan'dan randevu istedi ve 13 Mart 2022 Pazar günü görüşme yapılacağı açıklandı. Bu görüşme Yunanistan için büyük bir fırsat olacaktır, çünkü Türkiye kimseyle kavgalı yaşamak istemez. Birlik için de yaşamak isterse, başka ülkelerin dolduruşuna gelmeden konuşmak isterse, kazanan Yunanistan olur. Bu fırsat ayağına gelmişken, Yunanistan'ın iyi değerlendireceğini düşünüyoruz.

Kiryakos Miçotakis
Kiryakos Miçotakis

  ALMANYA BAŞBAKANIDA GELİYOR 14 MARTTA

   Son dakika haberi olarak Almanya Başbakanı Sayın Olaf Scholz'ünde Türkiye'ye geleceği bildirildi. Rusya Ukrayna savaşı dünyada dengeleri değiştiriyor. Dünya yeniden güç dengesine göre şekillenmeye başlıyor artık.

   Sayın Başbakan bazı konuları görüşmeye gelecek. Bizim gözlemlediğimiz konular şunlardır:

- Ortadoğu'daki doğalgazın Türkiye üzerinden Almanya'ya ulaştırılması için istekler.

- Akdeniz'de işbirliği artıralım diyecek.

- Bayraktar TB2 almak istediklerini bildirmek isteyebilirler. Bu olursa Avrupa'ya biz teknoloji satmaya başlayacağız.

- Türkiye ile her zaman iyi ilişkiler içinde olmak istediğini sunacak.

- Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girmesi için çalışacağını bildirecek.

- Türkiye'ye daha çok Alman Turistin gönderileceğinin bildirilmesi.

- Hazır giyim ithalatı için yeni işbirlikleri istediğini söyleyecek.

   Şimdiden Sayın Başbakan'a hoş geldiniz deriz. Düşünülen işbirliği temennileri iki ülkeye hayırlar getirir İnşaAllah. 

Olaf Scholz
Olaf Scholz

   Bilgi Notlarımız

   Rusya telefon kodu +7, Rusya telefon numarası örneği 007, Rusya plaka kodu RUS'tur.
   Ukrayna telefon kodu +380, Ukrayna telefon numarası örneği 00380, Ukrayna plaka kodu UA'dır.
   Almanya telefon kodu +49, Almanya telefon numarası örneği 0049, Almanya plaka kodu D'dir.
   Yunanistan telefon kodu +30, Yunanistan telefon numarası örneği 0030, Yunanistan plaka kodu GR'dir. Antalya telefon kodu 242, Antalya plaka kodu 07'dir. 

   Türkiye ve Dünya için önemli değere sahip olan bir analiz yazımızın daha sonuna geldik. Yazılarımızı tanıdıklarınıza gönderip, onlarında bilgilenmesini sağladığınız için hepinize teşekkür ederiz. Başka bir yazıda daha görüşmek üzere herkese Saygılar sunarız...



   Kaynaklar; mfa site, twitter/mevlutcavusoglu, antalya valilik, tcbb site, sozluk site, ANTALYA MUTABAKATI RUSYA UKRAYNA, Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba, YUNANİSTAN VE ALMANYA, antalya mutabakatında neler olabilir, antalya mutabakatında neler olur, rusya alan kodu, rusya tel kodu, rusya kod numarası, rusya ülke kodu, rusya'nın plakası, antalya alan kodu, antalya tel kodu, antalya telefon alan kodu, antalya telefon kodu kaç, karşılıklı mutabakat ne demektir, yunanistan örnek telefon numarası, yunanistan plaka işareti, almanya örnek telefon numarası, almanya kod numarası, almanya tel kodu, ANALİZLER, mutabakat ne demektir.

7 Mart 2022 Pazartesi

Rusya ve Ukrayna'dan sonraki Savaş planı ve Kıtlık senaryosu

   27 Şubatta yazdığımız Rusya Ukrayna savaşına göstermiş olduğunuz ilgiye teşekkür etmek için, bir sonraki hamleyle ilgili bir yazı daha yazmaya karar verdik. Bildiğiniz gibi önceki yazımızda Rusya'da birileri Putin'i saf dışı bırakmak için senaryolar yapmış olabileceğinden bahsetmiştik. Bu olursa Rusya'ya küreselci biri gelebilir ve sonraki hedefin Türkiye olacağını yazmıştık, o yazımızı tekrar okumak isteyenler bu linke bakabilir.  Bildiğiniz gibi Putin 15 Temmuz gecesi sabaha kadar Türkiye'yi takip etmişti. Çünkü oda yanı başında Amerika destekçilerini görmek istemiyordu. 

   Bazıları bu nasıl olacak, öyle kolay mı gibi soruları içinden geçirdi. Bizde bu konuyu biraz detaylı irdelemek istedik ve analiz yaparak yazımıza başlayacağız İnşaAllah. Yazmak bizden, okumak ve başkalarına okutmak ise sizlerden olacaktır. O zaman başlıyoruz.

   Rusya Ukrayna arasındaki savaşın nasıl durdurulacağına dair analizimizi 27 Şubat'ta detaylıca yazmıştık. Burada Türkiye'nin arabuluculuğu ile bu savaş ancak bitebilir, şu an görünen odur. Rusya ve Ukrayna heyetleri Türkiye'de yapılacak toplantıda barışırlarsa barışırlar. Yoksa savaş bitmez. Eğer Ukrayna barışmak istemezse durum ABD'nin işine gelir. Eğer Rusya barışmak istemezse, buda Rus halkı için zor sürecin başlaması demektir. Yani her şey Türkiye'de orta yolun bulunması ile ancak olur, olmazsa da ak koyun kim, kara koyun kim ortaya çıkar. Türkiye'nin amacı bölgede herkesin huzurlu yaşamasıdır. Ama başkaları oyun üstüne oyunlar kurmaktadır.

   Rusya Ukrayna savaşına bakınca, aklımıza acaba diye soru geldi? Birileri Rusya'yı ele geçirme planı yaptıysa bu savaşın benzer planını Balkanlar ve Yunanistan üzerinden provokasyonla bize de yapmış olabilirler mi? Yani Yunanistan ile Türkiye'yi bir bahane ile (Adalar, Balkanlar, Kıbrıs, Akdeniz'deki gazdan dolayı..?) savaşa çekmek, Türkiye Yunanistan arasında savaş çıkartmak olabilir mi? Dikkat diyelim!

Türkiye
Türkiye Yunanistan

   Bunu destekleyen en büyük neden, Yunanistan'a Amerika'nın ha bire silah yığmasıdır. Neden Dedeağaç'a tanklar, helikopterler, silahlar yığıyor? Şimdilik Rusya Ukrayna arasındaki durumu gözlemliyorlar. Ayrıca 3 ay önce Kosova ile Sırbistan arasında gerginlik çıkmıştı, bunu da bununla bağlantılı olarak iyi düşünün.

   Bunun yanı sıra Kıbrıs konusunda hem Amerika'nın hem de İngiltere'nin tutumları ve yapmak istedikleri ortadadır. Kıbrıs üzerinden de bizleri tahrik edip, Yunanistan'la bizi savaşa çekme planları var gibi görünüyor, dikkat diyelim! Akdeniz'deki doğalgaz meselesi ise herkesin malumu, her an bir provokasyon yapma derdindeler.

   Akdeniz'e yakın bizim nükleer santralimiz var yapılmakta olan, bunu  Ruslar yapıyor. Rusya Ukrayna savaşına bakarken bunu da göz ardı etmeyelim. Yani Rusya ile aramızı açma girişimlerinden biride bu. Hiç bir şey tesadüf değildir, yeter ki aradaki bağları iyi analiz edelim. Sonra gerisi çorap söküğü gibi gelir.

   Sonuç olarak eğer Amerika Rusya'yı devre dışı bırakıp, oraya kendilerinden birilerini getirirse, ülkemizin 360 derece çevresi (şu an 270 derece çevrili zaten) Amerika üsleri ile dolmuş olacak. Daha sonra Yunanistan ile bizim aramızda bir provokasyonla, savaşa çekmek isteyecekler. Türkiye bu numarayı yer mi, yemez! Amerika'da bunu bildiği için önce Rusya'yı ekarte etmenin peşinde, daha sonra ise Türkiye'yi ele geçiremesem bile ne kadar zarar versem o iyidir mantığı ile bakıyor olaylara. 

Amerikan üsleri
Amerika Üsleri Haritası

   Verilecek zararla Türkiye 20 yıl geride kalsa, onlara yeter. Çünkü Amerika Türkiye'yi engelleyemezse, Afrika, Ortadoğu ve Asya'daki tüm planları sekteye uğrayacak. Burada bulunan ülkeler, Türkiye'den güç almaya başladı. Kısaca Türkiye durdurulamazsa, kendi planları yan yatacak. Ana AMACI budur. Post modern darbe denemeleri, Gezi Olayları, Mit Krizi, 17/25 yargısal darbe teşebbüsleri..vs..buna örnektir. Hepsinde Türkiye zayıflatılıp, geri bırakılmak istendi. Amerika savaşlarla veya darbelerle bizleri deviremeyeceğini bizden çok iyi biliyor. Bu yüzden büyümemizin yavaşlaması için elinden geleni yapacaktır, bunu asla unutmayınız!

   KITLIK SENARYOLARI

   İnsanlığın korktuğu durumların belki de en büyüğüdür, kıtlıkla baş başa kalmak. Bunu dünyanın para baronları yıllar önce iyi çözdü. Bu yüzden özellikle son 3 yıldır dünyanın baronları, piyasadan çok büyük miktarlarda ham maddeleri topluyor. 100 bin, 500 bin, 1 milyon ton veya adetlerde. Bunu toplamalarındaki amaçlarını sırasıyla yazalım, buna göre gerisini sizler düşünün.

AMAÇLARI;

1) Dünyada KITLIK VARMIŞ havası estirmek.

2) Bu kıtlık havası ile insanları tedirgin etmek.

3) Tedirgin olan insanların daha çok ürün satın almasını sağlamak, 2 yılda alacağını 1 yılda almak gibi.

4) Böylece piyasada aşırı talep olacağı için, fiyatlar aşırı zamlanacak.

5) Dolayısıyla maldan kat kat paralar kazanacaklar.

6) Fiyatları aşırı artan ürünlere karşı millette tepki oluşturmak.

7) Bu oluşan tepkileri, kendi amaçlarında kullanmak için planlar yapmak.

8) Eğer ülkelerin liderleri, kendi dediklerine karşı hareket ediyorsa milletin bu tepkisini daha da ileri durumlara yükseltmek için, piyasaya az mal verip fiyatları çıkabildiği kadar yukarılara çıkartmak.

9) Böylece oluşan tepkiler artınca, bunları seçim zamanı kullanmak için algı operasyonları hazırlamak.

10) Seçim zamanı ise milletin kararlarının değişmesine sebep olmak, kendi düşündükleri siyasetçileri önemli yerlere getirmek.

11) Millete kıtlık havası oluşturup, milletin aklında şu bilginin oluşmasını sağlayacaklar. ''Acaba bu dünya nüfusu fazla, gıda yetmeyecek o yüzden nüfusun azalması gerekir''. Gerekirse fazlalık nüfus yaşamasa da olur!

12) Hatırlarsanız yıllar önce dünya nüfusu 500 milyona inmeli diyenler vardı. Bu aradaki bağlantıyı siz düşünün. Burada bizi ilgilendiren konu, Allah C.C.'nün yarattığı bu dünyayı, sadece kendilerinin yönetebileceği hissini insanlara vermeye çalışmalarıdır. Buda çok tehlikeli bir durumdur, Allah'a şirk koşuyorlar bir bakıma. Aman dikkat! diyoruz.

Kıtlık Senaryoları
Kıtlık Senaryoları

   Bu yazdıklarımız bazılarınıza çok ütopik gelebilir, ama dünyadaki stok piyasasını biraz takip ederseniz veya bu işleri bilen birilerine sorarsanız ne demek istediğimizi daha iyi anlarsınız. Son zamanlarda stok işiyle stokçuluk birbirine karıştırıldı. Stok fazla üretilen veya sipariş iptali olan ürünleri satmaktır, stokçuluk ise karaborsacılık yapmaktır (olan ürünleri saklayıp fiyatların zamlanmasını beklemektir).

   Daha önceki bir yazımızda dünyayı ''dijital algı'' ile yönetiyorlar demiştik. Bu yazımızda algının detaylarını anlatmıştık, o detayları tekrar okumak için linkimize buradan bakabilirsiniz.

Şunu unutmayalım dünyada kolay kolay kıtlık olmaz, eğer bizler iyi şekilde üretim yaparsak. Çünkü Allah C.C. her insanın rızkını verir. Şimdi diyebilirsiniz, Afrika'da onlarca insan var, açlıktan ölme riskiyle yaşıyor. Onlar açlık içinde yaşamaya sevk ediliyorlar. Çünkü Afrika'da aç yaşayan insanlar var, ama başka yerlerde obezite yaşayan insanlarda var, yani ''açgözlülük'' var. Bir tarafta yemekleri ve ekmekleri çöpe atanlar, bir tarafta ise yemek ve ekmek bulamayanlar. Dünya insanlığı bu açgözlülüğünden kurtulursa, herkes rahat doyar değil mi? Ayrıca Afrika'yı yüzyıllardır sömürenler kimler, onlara iyi bakın deriz.

Allah C.C. bu nizam-ı âlemi, kusursuz bir şekilde yaratmıştır. İçinde ister 50 milyon insan yaşayabilir, isterse 50 milyar insan. Bunu Allah C.C. bilir ve her insanın rızkını da verir. O yüzden Allah'ın işlerine birileri sakın karışmasın. Bizler kendi işimize bakalım. Bizler doğayı kirletmezsek ve etrafı aşırı şekilde ısıtmazsak dünya kendi dengesinde gider. Böylece ne kıtlık olur nede insanların aç kalması. En basit bu sene o kadar kar yağdı ki topraklar üretim için çok bereketli hâle geldi. Her şeyi bilen, gören ve duyan Allah C.C.' dür, ona bol dua ve tevekkül edip, durumlara karşı sabretmeliyiz.

   Sonuç olarak yukarıda anlattığımız 2 konuyu (savaş ve kıtlık), dijital algı ile birlikte düşünürseniz, dünyada olan her şeyin arasındaki bağlantıları çok rahat sizlerde görebilirsiniz. Bu bağlantıları gördükçe, hiç bir şeyin tesadüf olmadığını, olaylar arasındaki organik bağların nasıl kuvvetli olduğunu görmüş olursunuz.

   Ayrıca şimdiden önemli bir bilgiyi de yazalım. Algı operasyonları ile kıtlık ve savaş planları yapanların bir sonraki hedefleri şu 2 konu olacaktır. Biz şimdiden tüm dünyayı uyaralım. Şimdiden kimse algı oyunlarına gelmesin.

YENİ HEDEFLERİ, ÖNÜMÜZDEKİ YILLARDA

1) Enerji; Kesintiler filan olacak denilip, insanları korkuya sevk etmek.

2) Su; İçecek su bitecek diye, algı operasyonları yapmak.

   İlave bilgi olarak Rusya telefon kodu +7, Rusya telefon numarası örneği 007, Rusya plaka kodu RUS, Ukrayna telefon kodu +380, Ukrayna telefon numarası örneği 00380, Ukrayna plaka kodu UA'dır.

   Önemli bir yazımızın daha sonuna geldik. Sizlerle beraber büyüyen sitemizi, sizler gibi binlerce kişinin okuması için tanıdıklarınıza gönderebilirsiniz. Şimdiden herkese teşekkür eder, başka bir yazımızda daha görüşmek üzere Saygılarımızı sunarız...


   Kaynaklar; harita site, stok, stokçuluk, RUSYA VE UKRAYNA'DAN SONRAKİ SAVAŞ PLANI, amerika'nın planı, KITLIK SENARYOSU, amerika'nın rusya planı, türkiye çevresindeki amerika üsleri, türkiye çevresindeki amerikan üsleri, amerika'nın türkiye'yi kuşatma planı, abd'nin türkiye'yi kuşatma planı, türkiye'nin çevresindeki amerikan üsleri, türkiye'nin çevresindeki amerika üsleri, rusya alan kodu, rusya tel kodu, rusya kod numarası, rusya ülke kodu, rusya'nın plakası, ANALİZLER, amerika'nın ukrayna planı.

27 Şubat 2022 Pazar

Rusya ve Ukrayna'da neler oluyor, Perde arkasında Amerika

   Gündem çok yoğun ve hiç istemediğimiz, üzücü görüntüler dolu medyada. Evet hepinizin de yakından takip ettiği Rusya ve Ukrayna Savaşı'ndan bahsedeceğiz bu yazımızda. 

   Neler oluyor, Rusya niçin savaş başlattı? Ne zaman bitecek? Mazlum Ukrayna Halkı neler yapıyor? Arka planda ne oyunlar planlanıyor olabilir?...vs...Kısaca sorular çok. Biz en iyisi adım adım gidelim, hiçbir şey bilmiyormuş gibi sırayla gelişmeleri paragraflar halinde yazalım, sonra analizimizi yazmaya başlarız.

   Öncelikle gerek Rusya, gerekse de Ukrayna ne Avrupa Birliği'ne, nede Nato'ya üye değildir. Bunu yazımıza başlarken yazdık ki, yazacaklarımız daha iyi anlaşılsın.

   RUSYA NİÇİN Savaş Başlattı UKRAYNA'YA?

   En kısa anlatımla Rusya Ukrayna'nın NATO'ya girmesini istemiyor, bunu açık açık söyledi. Sebep olarak ta Nato'nun üye ülkeler vasıtasıyla, Rusya'yı çepeçevre sarmasından endişe duyuyor. Putin şunun olacağını düşünüyor. Eğer çevrem Nato ülkeleri ile dolarsa, yarın birleşip Nato, Rusya'ya saldırabilir. Bu yüzden kuşatılmayı istemiyor, Nato'ya güvenmiyor. Dolayısıyla Ukrayna'nın Nato'ya girmesine sıcak bakmadı. Ukrayna'da girebilirim deyince olanlar oldu, Rusya Ukrayna'ya savaş açtı. Daha sonra kendisine yakın diğer 2 ülkenin de girmesini istemiyoruz dedi. Bunlar Finlandiya ve İsveç'ti. Haritaya bakılırsa, Putin'in ne demek istediği daha iyi anlaşılmaktadır.

Rusya
Rusya Ukrayna Harita

   RUSYA'NIN UKRAYNA'YA Savaş Açmasının Arkasında Neler Olabilir?

   Bizim gördüğümüz kadarıyla Rusya aslında Ukrayna'ya akıl verip, gaza getiren başta Amerika ve İngiltere'ye karşı sinirli. Bu yüzden Ukrayna'nın Nato'ya girmesini istemiyor. Ayrıca Avrupa Birliği ile de takıntısı var. Bu durumların hepsi birleşince, Putin savaşı başlattı. Peki Putin'in güvenmediği Nato nedir, hangi ülkelerden oluşur, kısaca onu yazalım.

   NATO Nedir Kısaca?

   Nato ingilizce açılımı ''North Atlantic Treaty Organization'' Türkçe adı ise ''Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü'' olan uluslararası askeri bir ittifaktır. Görünen amacı siyasi ve askeri yollarla üyelerini korumayı taahhüt edip, anlaşmazlıkların barışçıl yollarla çözülmesini taahhüt eder. Ukrayna olayında gördüğümüz gibi gerçekte bunları yapabiliyor mu, kocaman?

   NATO 1949 yılında Belçika'nın başkenti Brüksel'de 12 devlet ile kurulmuş olup, şu an 30 üyesi vardır. Bu ülkeler şunlardır:

Birleşik Devletleri-1949     Norveç-1949        Estonya-2004.

Belçika-1949                        Portekiz-1949       Letonya-2004.

Birleşik Krallık-1949          Türkiye-1952       Litvanya-2004.

Danimarka-1949                  Yunanistan-1952   Romanya-2004.

Fransa-1949                         Almanya-1955      Slovakya-2004.

Hollanda-1949                      İspanya-1982         Slovenya-2004.

İtalya-1949                           Çek Cumh.-1999    Arnavutluk-2009.

İzlanda-1949                       Macaristan-1999    Hırvatistan-2009.

Kanada-1949                        Polonya-1999        Karadağ-2017.

Lüksemburg-1949                Bulgaristan-2004   K. Makedonya.

Nato
Nato

   Nato komitelerinde kararlar ''oybirliği'' ile alınır. Bu yüzden bir Nato Kararı, tüm ülkelerin ortak iradesini ifade etmektedir. Nato'nun günlük faaliyetleri ortak bütçelerden finanse edilmektedir. 

   AMERİKA'NIN Amacı Neler Olabilir?

   Gördüğümüz kadarı ile Amerika'nın asıl amacı, Türkiye'yi Rusya veya Ukrayna'dan birine taraf aldırıp, savaşa dahil ettirmek. Çünkü Türkiye'nin hem Rusya ile, hem de Ukrayna ile ilişkileri yüksek düzeyde. Bunu bilen Amerika, bizi savaşa sokmak için, bir tarafta olmamızı istiyor. Bunu İngiltere'de istiyor ama o biraz bunu çaktırmadan yapıyor. 

   Eğer Amerika bunu başarırsa aklında şu var. Bir bahane ile Karadeniz'e gelip, uzun zaman gitmemek. Yani Karadeniz'deki doğalgaz ve önemli madenlere el koymaya çalışacak. Aynen Irak'a huzur getireceği deyip, yıllarca petrollerine nasıl el koydu ise. Bunun benzerini Karadeniz'de yapmayı aklından geçiriyor. Boşuna savaş çıksın diye diller dökmedi, Ukrayna'ya gaz verip, ortada bıraktı.

   Ayrıca Türkiye'ye Rusya ve Ukrayna'dan çok sayıda turistler geliyor. Savaş ile bu turistlerin gelmesini engelleyip Türkiye'nin turizmini Amerika baltalamak istiyor. Kısaca Türkiye'nin ekonomik krize girmesini istiyor. Bununla ilgili demeçleri vardı zaten Biden'ın, Amerika Başkanı olmadan önce. Sayın C. Başkanımız için, bedel ödemeli diyordu. Bunu da bir yazımızda yazmıştık, tekrar okumak isteyenler bu linke bakabilir.

   Amerika gerekirse 3. dünya savaşı yaparız Rusya ile diyerek, aslında Rusya'ya gözdağı vermiyor. Çünkü Rusya her şeyi hesaba alarak başlattı savaşı. Biden burada diğer devletlere ima ile gözdağı veriyor. Ya benimle hareket edersiniz, yada Ukrayna gibi yem olabilirsiniz demek istiyor. Yani kelime oyunları ile taktikler peşinde.

   AB Ne Yapıyor?

   Avrupa Birliği gördüğümüz kadarıyla ancak ''..cağız, ceğiz..'' cümleleri kurar. Başka bir şey yapabilir mi, zor. Çünkü Avrupa'nın doğalgazının %40'ını Rusya karşılıyor. Dün AB Komisyonu Başkanı, Rusya'nın uluslararası para transfer sistemi olan Swift'ten çıkarılacağını duyurdu. Peki bu işe yarar mı ? Bize göre zor. Çünkü Rusya'dan aldıkları gazın parasını nasıl ödeyecekler. Ödeyemeyecekleri için, kışın ortasında kendileri doğalgazsız kalıp, donarlar. Bu hamleyi Putin hesap etmemiş midir ? Fazlası ile yapmıştır. 

   Mesela ödemelerini Çin ile alabilir (Cips sistemi ile) veya kendi yaptığı ve yaygınlaştırmayı düşündüğü Spfs sistemi var. (Dünyadaki diğer bu ödeme sistemlerini önceden bir yazımızda ayrıca yazmıştık, buradan isterseniz okuyabilirsiniz.) Kısaca Rusya planını önceden hazırlamıştır. Bu sistemler çalışırsa, Dolar ve Euro'nun dünyadaki tahtı da yıkılmaya başlar. Yani olan Amerika ve Avrupa'ya olur. Rusya bize göre çok etkilenmez.

   UKRAYNA DEVLET Başkanı Zelenskiy, Ne Yapmak İstiyor ?

   Önce Rusya ve Ukrayna hakkında yaklaşık bazı kısa bilgilere bakalım, sonra cevabı analiz yaparak yazalım.

                                      RUSYA                                    UKRAYNA

Nüfusları:                    145 milyon.                             41 milyon.

Yüzölçümleri:             17 milyon km2.                      600.000 km2.

Asker Sayısı:               950.000.                                   260.000.

Tank:                           12.500.                                     2.500.

Savaş uçağı:                770.                                             70.

Bayraktar Tb-2:             0.                                              12.

Deniz Filo:                   600.                                              35.

Denizaltı:                       70.                                                0.

Ticari Filo:                 2.800.                                          400.

Roketatar:                  3.400.                                          500.

Zırhlı araç:                 30.000.                                        12.000.

Savunma Harc.:         42 milyar $.                               10 milyar $.

   Gördüğünüz üzere Rusya Ukrayna'dan yaklaşık 4 kat büyük her yönden. Bunun yanında Rusya'nın elinde yaklaşık 4.000 tane nükleer başlık bulunmaktadır. Ama bunları kullanacağını zannetmiyoruz. Eğer kullanmaya kalkarsa o zaman ortalık toz duman olur.

   Zelenskiy başta Amerika ve Avrupa Birliği'ne çok güvenerek Nato'ya girmek istedi. Sonra Rusya'nın sinirlenmesi ile savaş başladı. Daha sonra Zelenskiy'i gerek Amerika, gerek se Avrupa yalnız bıraktı. Daha sonra neyle baş başa kaldığını anlayan Zelenskiy, dünyadan yardım istemeye başladı. Etrafındaki çoğu ülke sadece laflar söyledi.

   Daha sonra Zelenskiy'in ordusunda bulunan Bayraktar Tb-2'ler aktif kullanılmaya başlanınca Ruslar'a zarar vermeye başladı. Kendi de meydanlara çıkıp, sonuna kadar savaşacağım dedi. 

   Bu arada Zelenskiy geçenlerde Türkiye'ye boğazları gemilere kapatın dedi. Bunu duyunca aklımıza 3 neden geldi, bunlardan dolayı demiş olabilir diye. Bu nedenler şunlardır;

1) Amerika ve Avrupa'dan yalnız kalınca, halkını düşünerek yardım anlamında istedi Türkiye'den.

2) Art niyetli olarak Türkiye'yi taraf aldırıp, savaşa mı sokmak istiyor acaba? Bu ihtimal her zaman olabilir ama biz şimdilik temkinli giderek, bunu düşünmediğini varsayıyoruz.

3) Birde ha bire Bayraktar Tb2 şöyle yaptı, şunu vurdu demesi, bizi biraz huylandırıyor. Not olarak kalsın burada. Çünkü işin içinde üst akıl varsa, bir tuzak planda var demektir. Eğer üst akıl boğazı kapatın deyip TB-2'leri ha bire diline doluyorsa, boğazda bir Rus gemisine Tb-2'den roket mi atacaklar sorusu aklımıza geliyor. Böylece bizi savaşa çekmeye çalışabilirler, ama biz bu oyunu yemeyiz.

   Bu arada Suriye'nin kendine çaresi yokken, kalkıp direkt Rusya'ya taraf olması gözlerimizden kaçmadı. Esad'ın Suriye'de döktüğü mazlumların ahı, bir gün çıkar kendisinden. Ama ne zaman, Allah bilir.

   Türkiye Nato'ya ve Avrupa Birliği'ne bir şey yapmadığı için biraz kızgın. Çünkü insanlar ölürken bir şey yapmayacaksanız, ne zaman yapacaksınız? Türkiye o yüzden biraz bekledi, baktı ki bunların bir şey yapacağı yok ve Devletimiz kolları sıvadı, arabuluculuk için.

   Hem Putin  hem de Zelenskiy ile arası iyi olan C. Başkanımız Erdoğan bir an önce savaşın bitmesi için gece gündüz çalışmaya başladı. Çünkü savaşın kimseye faydası olmaz, olan mazlum insanlara olur. Türk Devleti için önce insanlık gelir, menfaat gözetmez. Çünkü bizler Osmanlı'nın torunlarıyız, 600 yıl iyilikle dünyaya hükmetmiş bir neslin devamıyız. Bize zorda olana yardım etmek düşer. İyilik bizim her zaman şiarımızdır.

   SAVAŞ NASIL DURDURULABİLİR 

   Gördüğümüz kadarı ile bu savaşı ancak 3 durum durdurabilir. Gerisi ..ceğiz, ..cağız'dan başka bir şey yapamaz. Nedir bu 3 durum?

1) Rus Halkının Putin'e karşı tavır alması, savaşı durdur diye, vicdanen.

2) Ayrıca ölen Rus askerlerinin sayısı çok olursa, bunların aileleri de Putin'e karşı tavır alabilir.

3) Sayın C. Başkanımız Erdoğan'ın iki liderle arası iyidir. İkisi ile önce ayrı ayrı anlaşıp, sonra Türkiye'de bir masada buluşarak anlaşma imzalanabilir. Çünkü ikisi de şu an Dünya'da sadece Erdoğan'a güvenmektedir. Bunun yakında olacağına yürekten inanıyoruz.

   SON BİR NOT: 

   Birde aklımıza şu geldi, yukarıda üst akıldan bahsettik ya. 2024 yılında Rusya'da seçimler var. Eğer birileri Putin'in ayağını kaydırmak için, Ukrayna'yı kışkırtıp üzerine mi çekti acaba? Böylece Putin'in savaşı başlatıp itibar kaybetmesini, daha sonra ise 2024 yılındaki seçimde tekrar Başkan seçilmemesini istemiş olabilirler. %10 dahi olsa bu ihtimalide unutmayalım deriz. Bu ihtimal doğru çıkarsa, o zaman hedef direkt Türkiye demektir. Çünkü Yunanistan'a asker yığıldı, Ermenistan'a yığıldı, Irak ve Suriye'ye yığıldı, Güney Kıbrıs'ta zaten var. O yüzden çok dikkatli olalım!

   Birde Rusya'nın Ukrayna Başkanını değiştirmek için savaş başlattı deniliyor. Bize göre olasılığı düşük, neden mi ? Çünkü yerine gelende NATO'ya girmek isterse, benzer durumlar olabilir. Kısaca Putin NATO'yu çevresinde görmek istemiyor. Putin bu konuda haklımı diye içinizden hemen soru geçmiş olabilir. NATO'nun bugüne kadar ''NELERİ YAPMADIĞINA'' bakarsanız, cevap ortaya kendiliğinden çıkmış olur.

   Uzun bir yazımızın sonuna geldik. Biliyoruz hepiniz yazıyı okurken ne uzunluğu fark ettiniz, nede zamanın nasıl geçtiğini. Biz yazılarımızda öz analizlere yer vermeye çalışırız. Amacımız sizlerle beraber dikkat çekici güzel bilgileri yazmaktır. 

   İnşâAllah Rusya ve Ukrayna arasındaki savaş en kısa sürede biter ve mazlum insanlar, bebekler, çocuklar, kadınlar rahata erer. Babalarda ailelerine kavuşur.

   2 ÜLKE İÇİN ÖNEMLİ BİLGİLER

   Rusya telefon kodu +7.

   Rusya telefon numarası örneği 007.

   Rusya plaka kodu RUS.

   Ukrayna telefon kodu +380.

   Ukrayna telefon numarası örneği 00380.

   Ukrayna plaka kodu UA'dır.

   Yazımızı binler, on binler , belki de yüzbinlerin okuyacağını ümit ediyor, başka bir yazımızda daha görüşmek üzere hepinize Saygılarımızı sunuyoruz...



   Kaynaklar; harita site (ücretsiz), nato site, RUSYA VE UKRAYNA'DA NELER OLUYOR, rusya ukrayna savaşı, PERDE ARKASINDA AMERİKA, ukrayna rusya savaşı amerika, amerika'nın türkiye'yi kuşatma planı, abd'nin türkiye'yi kuşatma planı, rusya telefon numarası örneği, ukrayna telefon numarası örneği, rusya alan kodu, rusya tel kodu, rusya kod numarası, rusya ülke kodu, rusya'nın plakası, nato kaç ülkeden oluşuyor, nato amerika, nato ne demek kısaca, ANALİZLER, rusya ukrayna anlaşma.

Öne Çıkan Yayın

Lastiğin üzerindeki Harfler ve Rakamlar ne anlama gelir