darbeler sorgusu için yayınlar alaka düzeyine göre sıralanmış olarak gösteriliyor. Tarihe göre sırala Tüm yayınları göster
darbeler sorgusu için yayınlar alaka düzeyine göre sıralanmış olarak gösteriliyor. Tarihe göre sırala Tüm yayınları göster

13 Ocak 2021 Çarşamba

Darbelerin Türkiye'ye Kaybettirdiği Trilyonlar

   62 yıl önce yani 1959 yılında Türk Dil Kurumu Sözlüğü'ne fiili anlamı ile giren bir kelime, Darbe ! Teknik olarak ne anlama geliyor önce ona bakalım, sonra derin analizlerimizi yazmaya başlarız.

   Türk Dil Kurumu'nun 2011 yılında yayınladığı sözlükteki anlamı aynen şudur; Bir ülkede baskı kurarak, zor kullanarak veya demokratik yollardan yararlanarak hükümeti istifa ettirme veya rejimi değiştirecek biçimde yönetimi devirme işi.

Darbe
Darbelerin Kaybettirdikleri

   Şimdi kendi kendinize  diyebilirsiniz bu haftaki konuyu niçin darbe seçtiniz ? Bizce bu konu çok irdelenmeli, her şey açığa çıkmalı. Böylece bugüne kadar şikayet ettiğimiz başka konuların ana sebeplerinden birinin, darbeler veya benzer anlamı ifade eden muhtıra, ayaklanma, girişimler olduğunu daha iyi anlarız. 

   Öncelikle darbeler  ile Ülkemiz yıllar boyunca neler kaybetti, onlardan bazılarını sırasıyla yazalım. Daha sonra ise analizlerimize devam edelim. İlk darbe 27 Mayıs 1960 yılında yapılmıştır ve yazacaklarımız darbeden sonraki 61 yılın genel toplamlarıdır.

   68 YILDA KAYBETTİKLERİMİZ:

- 1924 yılında Vecihi Hürkuş, projesini hazırladığı ilk Türk uçağı ''Vecihi K-VI''yı tasarladı ve üretti. Uçağı için uçuş müsaadesi istedi ama sertifikayı verebilmek için toplanan teknik heyette tayyareyi kontrol edecek personel bulunamadığından uçuşta gecikmeler oldu. Sonunda teknik heyetten bir kişi biz bu lisansı sana veremeyiz, eğer kendi yaptığın uçağa güveniyorsan atla, uç, bizi de bu yükten kurtar dedi. Bunun üzerine 28 Ocak 1925'te ilk uçuşunu yaptı. Ama nemi oldu, izinsiz gerçekleştirdin denilip, cezalandırıldı !

- Şakir Zümre Kurtuluş savaşı yıllarında Türkiye'ye yurt dışından silah ve cephane gönderdi. Bundan dolayı TBMM tarafından İstiklal Madalyası ile ödüllendirildi. Daha sonra 1925 yılında Türkiye'nin ilk savunma sanayi fabrikasını kurdu. Burada tayyare bombaları, havan topları, denizaltı imha topları, mayın, el bombaları üretmeye başladı. İkinci Dünya Savaşından sonra Marshall Planı ile yapılan yardımlardan dolayı (1948-1951) fabrikaya mühimmat ürettirilmedi. Çünkü dediler ki;

- ''Yerli imalata gerek yok, Amerikalılar bunu zaten bedavaya veriyorlar'' 

   Fabrika daha sonra soba üretmeye başladı. Düşünün askeriyemize bomba ve top üreten fabrika, bildiğimiz sobaları üretmeye başladı. Şakir Zümre 1966 yılında vefat ettikten 4 yıl sonra 1970 yılında soba fabrikası da kapandı. Şimdi düşünün, yaklaşık 68 senede aldığımız silahların ve yapamadığımız ihracatın boyutunu. Yaklaşık 1 trilyon doları geçmiştir.

Şakir Zümre
Şakir Zümre

- 1944 yılında Nuri Demirağ ilk yolcu uçağımızı (Dünya Havacılık Otoritesi tarafından ''A sınıfı yolcu uçağı'' kategorisine alındı) İstanbul'dan Ankara'ya uçurdu. Ama sonraları bir şekilde engellenip rafa kaldırıldı. Sonra neler mi oldu, bol bol yolcu ve savaş uçakları alındı yıllar boyunca. Bu uçaklara ödenen para ve yapamadığımız ihracat kayıplarının toplamı 1,5 trilyon doları geçmiştir.

Nuri Demirağ
Nuri Demirağ


- Ülkemizin yerli ve milli silah sanayimizin temellerini atan Nuri Killigil Paşa fabrika kurarak top, havan, uçak bombaları imal etmeye başlayarak ülkemizin savunmasına katkılar sağlamaya başlamıştır. Ama 1949'da yaşanan patlama da (sabotaj ihtimali çok çok yüksek) Nuri Killigil Paşa işletmeye girmiş, ama sonra kendisinden haber alınamamış ! Dolayısı ile fabrika kapanıyor. Bundan sonra neler mi oldu, tabi ki yurt dışından ithalatlar. Peki bunların bugüne kadar ki ülkemize maliyeti ve yapamadığımız ihracat kayıplarının toplamı sizce ne kadardır ? Yaklaşık 1 trilyon dolar

Nuri Killigil Paşa
Nuri Killigil Paşa


- 1961 de yapılan Devrim Arabası çeşitli sebeplerle rafa kaldırılıyor. (Arabaya benzin konulması unutulduğu için, yolda benzin ilavesi yapılmıştı. Ama sonra gazeteler ne manşet attı, biliyor musunuz ? 100 metre gitti, bozuldu! Gerisine sizler karar verin). Halbuki 2 araba vardı ve biriyle Cemal Paşa Anıtkabir'e gitmişti ama bu konuşulmadı hiç. Daha sonra ne mi oluyor. Tabi ki ithalat, ithalat, baya bir ithalat. Yaklaşık 60 yılda ödenen para ve yapamadığımız ihracat kayıplarının toplamı 1,5 trilyon doları geçmiştir.

Devrim Araba
Devrim Araba


- Sağlık alanında gerek alet, gerekse ilaçlara ödenen paralar, yapamadığımız ihracat kayıpları ile beraber toplam yaklaşık 1 trilyon dolar.

- Petrol, doğalgaz ve türevleri olan hammaddeler için ödediğimiz paraların toplamı ve yapamadığımız ihracat kayıpları ile beraber toplam para yaklaşık 2,5 trilyon dolar.

- Teknolojik aletler bilgisayar, telefon, beyaz eşya vs. için ödediğimiz paraların toplamı ve yapamadığımız ihracat kayıpları yaklaşık 0,5 trilyon dolar

   Daha başka ürünleri de ince detaylarına kadar incelersek darbelerin ülkemize verdiği ithalat zararı ve  yapamadığımız ihracat rakamlarının toplamı, 61 yıl için yaklaşık, 9 ile 12 trilyon dolar arasıdır. Rakamı duyunca çoğunuz şok oldunuz, çünkü darbeler ile ülkemizin ilerlemesi engellendi. Eğer darbeler olmayıp, günümüzdeki gibi büyümeye 61 yıl önce başlasaydık, ülkemiz bugün çok farklı konumda olurdu Dünya'da. Burada ki toplam rakama 10 trilyon dolar dersek, rakamın büyüklüğünü anlamak için şu örneği verebiliriz ayrıca. Toplam 8.000 kişinin çalıştığı bir tekstil fabrikasının yıllık cirosu 1 milyar dolardır. Buna göre 10 trilyon dolar, bu 8.000 kişilik fabrikanın tam 10.000 katı yapmaktadır. Bu örnekle konumuz, daha iyi anlaşılmıştır.

Darbelerin
Darbelerin Kaybettirdikleri


   Sonuç olarak darbeler ile ülkemize ve bizlere neler yapıldı. Bunları maddeler halinde yazalım:

- Bizleri ha bire hazırcılığa alıştırıp, ellerimizdeki paraları aldılar

- Üretimden bizi uzaklaştırıp, ithalatımız arttı, işsizlik arttı, ihracatımız azaldı

- İthalatın artıp, ihracatın azalmasından dolayı cari açık arttı, enflasyon arttı. 

ithalat
2019 ithalat ilk 20 kalem listesi


   Peki bu durumlar ülkemizde nelere sebep oldu ? Tabi ki ekonomik krizlere, piyasa dalgalanmalarına, faizlerin yükselmesine. Çünkü bir ülkenin büyümesi, o ülkenin yaptığı ihracatla doğru orantılıdır. İhracatınız ne kadar artarsa, Gayrisafi Millî Hasıla'nızda (Gsmh) artar demektir. Peki bazıları ne yaptı bu kriz zamanları. Hemen hazıra konmak için Imf'e başvurdu. Bizim bu kurumla ilk tanışmamız ise hemen darbe sonrası yani 1961'de oldu. Bu yılda  Imf'nin kapısı çalınarak, kredi alınmaya başlandı. 

   Imf borç verirken, devletlere bir çok emirler de veriyordu. Kısaca borç alan, emir alır sözü oldu. Yani Imf size borç verir gibi yapıyor ama devletleri emri altına alıyordu. Şükür ki bu imf defterini 2013 yılında Devletimiz kapattı. Bu imf'den dolayı ödenen milyarlarca sdr para var. Bunlar milletten alınan vergilerle ödendi. 

   Darbeleri anlatırken önemli bir konuya da değinelim. Dünya'daki küreselciler yıllarca büyüdüler. Neden mi, çünkü her sektörde en büyük durumdalar. Dolayısı ile ne iş olursa olsun, büyük paralar bunların kontrolünde olmaktadır. Buda onlara güç katmaktadır. Güç ise onlara hırs ve ölümsüzlük duygusu vermektedir. Böylece tüm dünyayı kontrol edecekmiş gibi davranıyorlar. Peki bizler neler yapmalıyız bunlara karşı?

   Her ülke üretebildiği kadar her türlü ürünleri kendileri üretirse, bu küreselcilere gidecek paraların muslukları sıkılmış olur. Musluklar sıkılınca önce para , sonra güç, sonra da hırslarını kaybedecekler. Böylece dünya rahat bir nefes almaya başlayacaktır. Yoksa küreselciler asıl amaçlarına ulaşmak için hiç boş durmayacaklar. Oda robotik insanlardan oluşan ve kontrol altında tutulan bir Dünya !

   Bu ne demek oluyor diyebilirsiniz. En basitinden bir örnek verelim. Herhangi bir ülkede seçim olacağını düşünelim. Bu küreselciler kimin seçilmesini istiyorsa, bir şekilde robotik insanlara emir verecek (hipnoz gibi). Böylece seçimde istedikleri aday, seçimi kazanacak. Kazandıktan sonra da o ülke onların kontrolüne otomatikman girmiş olacak. Bunlar olmaz olmaz demeyin, büyük amaçların da buna benzer çok planlar var.

   Ayrıca son 40 gün içinde bazıları şu konuşmaları yaptı. Önce bu konuşmaları yazalım, konuşmaların normal mi, anormal mi olduğuna sizler karar verin. Daha sonra ise yazımıza kaldığımız yerden devam edeceğiz.

- Bu son bütçe oylamanız olacak, 2020 bütçesi için denildi

- Erken seçim olmalı

- Bugünün koşullarında darbe yapabilecek kabiliyet yok

- Zamanında Adnan Menderes seçime gitseydi, darbe olmazdı 

   Biraz oturup düşündüğümüz de seçimlere 2.5 sene varken, birilerinin bunları demesini eğer  normal bir durum olarak algılarsak, hata yapmış oluruz. Çünkü 15 temmuzdan önceki son 6 ayda bu tarza benzer, konuşmalar olmuştu. Sonra ise 15 temmuz darbe girişimi ! O yüzden Dünya'da ülkemizin değeri her geçen gün artarken, bir taraftan da üst akıl sessizce hamleler planlıyor.

   Bundan dolayı bizler her zaman çok uyanık olmalıyız. Niçin uyanık olmalıyız, çünkü üst akılın planlarına karşı engel olarak gördükleri Dünya'da 7-8 ülke var. Eğer üst akıl bu ülkeleri dize getirirse, tüm Dünya kontrol altına kolayca gelecektir. Bu ülkelerden 4 tanesi şöyledir; Türkiye, Pakistan, Katar ve Azerbaycan.

   3 gün önce Pakistan'ın çoğu yerinde elektrikler kesildi. Benzer durum hatırlarsanız 15 temmuzdan 3-4 ay önce bizim ülkemizde de olmuştu. Yani buradan şu sonuç çıkabilir, birileri Pakistan'da darbe benzeri bir şeyler planlıyor olabilir. Niçin Pakistan'da bunu yapmak istiyor olabilirler. Eğer Pakistan'ı güçsüz duruma düşürürlerse, Türkiye'nin bir kolunu zayıflatmış olacaklar. 

   Türkiye ve Pakistan her zaman birbirlerine kardeş gibidir. Kardeşlerden birinin zayıf olması, diğerine de zarar verir. O yüzden kendimiz için değil, tüm dünyadaki Müslüman kardeşlerimiz için, bizlerin çok uyanık olması lazım. 

   Allah dünyayı bizlere yiyin, için, eğlenin diye yaratmadı. Bizler burada bir sınavdayız. Bu sınav hayatında başarılı olmak için, tüm dünyadaki Müslüman kardeşlerimize sahip çıkmalıyız. Onları yalnız bırakırsak, bizleri bir gün parçalara ayırırlar. Unutmayalım ki bir elin nesi var, iki elin sesi var

Türkiye
Türkiye Pakistan Bayraklar

   ÜST AKILIN PLANLARI ve ZAMANLAMASI

   Bu kadar anlatımlarımıza göre hepinizin aklında şu soru oluşmuştur. Acaba birileri neler yapmak istiyorlar, üst akılla beraber? Yapmak istedikleri şeyler tek başlarına cesaret edecek durumlar değildir. Kendimizi onların yerine koyalım ve biraz empati yapalım. Acaba bunlar neler yapmayı düşünüyorlar. Bizler gerek ulusal, gerekse de uluslar arası olaylara bakarak, şu 3 seçeneği yapabilecekleri kanaatine vardık. Bu 3 seçeneği şimdi yazacağız, eğer bizler bunları iyi analiz edersek, onlardan her zaman bir adım önde oluruz. Seçenekler sırasıyla şöyledir;

1) İç karışıklık yapacak, sokak hareketleri 

2) Darbe girişimi yapmak

3) Devlet büyüklerine suikast planları

   Bu seçeneklerle beraber şu soruyu da beraber işleyelim. Acaba küresel güçler ve üst akıl bunlardan birini yapmayı düşünüyorsa, bunun tahmini bir zamanlaması var mı, varsa o zaman aralığı nedir ?

   Eğer yurt dışı bağlantılı üst akıl, ülkemizde iç karışıklık veya darbe türü bir durumu aklından geçiriyorsa, burada şuna dikkat etmeliyiz. Önümüzdeki aylarda ülkemizde önemli neler olacak. Eğer bunu iyi analiz edersek, onların yapacağı hamleleri de önceden görmüş oluruz. 

   Önümüzdeki aylarda duran en önemli konu şu an için HSK üye seçimleridir. Çünkü Hsk demek, tüm hakim ve savcıların atamasını yapan kurum demektir. O zaman Mayıs'ta Hsk üyeliklerinin Meclis'te seçimi olacaktır. Bu bilgiler ışığında bu seçimden 30 ila 45 öncesi zaman çok önemlidir. Yani Nisan ayı! Bu aya çok iyi dikkat edilmelidir. Birileri darbe yapamayacağını iyi biliyor artık, ama darbe yapamazlarsa bile girişimde bulunabilirler. Amaç ülkeyi demoralize etmek olacaktır.. Eğer böyle bir darbe girişimine kalkışırlarsa, üst akıl bu sefer farklı 4-5 tane örgütleri, bir araya toplayabilir. Buna karşı çok dikkatli olmalıyız.

   Darbe yapamayacaklarını bilen üst akılın asıl amacı,  karışıklık çıkartmak olacaktır. Böylece ülkeyi 3-5 senede olsa yerinde saydırmak istiyorlar. Vatanımız da iç karışıklık isteyenlerin en büyük hayallerinden biride, ne tesadüftür ki 2013 yılında kapattığımız Imf defterinin, borç krediler alarak tekrar açılmasını sağlamaktır. Teknoloji o kadar gelişiyor ki, ülkemizin 3-5 sene yerinde sayması demek, eskinin 20 yılına bedel demektir, yani 20 yıl geride kalsın istemektedirler. 

Türkiye
Türkiye


   Böyle iç karışıklık gibi bir durum yapılmaya çalışılırsa eğer, küreselciler büyük iletişim araçlarını hemen kapatabilir veya bazı önemli Devlet Büyüklerine bloklamalar yapabilirler. En son Amerika Başkanı Trump'un tüm sosyal hesaplarına bloke koydular ! Demek ki istedikleri an yapabiliyorlarmış. Ayrıca seçim olmadan önce de Trump'un bazı yazılarına bloklamalar yapıp, anketlerde ise manipülasyonlar yaptılar. Bu da demek oluyor ki bunların basın özgürlüğü, sadece lafta, sadece işlerine gelince var, gelmeyince hepsi birden rafa kaldırılıyor.

   Amerika'da bu kadar yapılan manipülasyon ve sosyal medya kısıtlamalarının benzerlerini ülkemizdeki 2023 seçimlerinde, üst akıl % 99 yapacaktır. Şimdiden bunlara çok iyi hazırlıklı olmalıyız.

   Devlet büyüklerine suikast planları olabilir mi, bu her zaman olabilecek bir ihtimaldir. Bu yüzden korumalar öncesine göre, her zamankinden daha dikkatli olmalıdır. Rus Büyükelçi Karlov suikastı, hiç bir zaman unutulmamalıdır. Dolayısı ile Devletlerin arasını açmak isteyenler, bu tarz taktikleri her zaman yapabilir. 

   Özellikle başka ülke ziyaretlerinde dikkatli olunmalı veya keskin nişancı gibi durumlara. Ayrıca halkın içinde gezerken ikram edilen yiyeceklere fazladan dikkat edilmeli. Çünkü düşman sizin en samimi duygularınızı, sizden daha iyi bilir. O yüzden sizi en zayıf olduğunuz anda, samimi duygularınızdan vurmaya çalışabilir. Bu durumu korumalar bizden daha iyi bilir ama biz yine de yazalım.

   Bu yazılanların toplamında herkese düşen bazı görevler vardır, özellikle gençlerimize. Bunları sırasıyla yazalım.

   BİZLERE DÜŞEN GÖREVLER

- Dünya'yı iyi takip etmeliyiz. Nerede neler oluyor, bunun yansıması Ülkemize nasıl olabilir ?

- Dünya'daki olayları iyi analiz etmeliyiz. Yani neden-sonuç durumlarını iyi çözersek, Ülkemizde olabilecek durumları kolayca bulabiliriz

- Yerel, ve Ulusal gelişmeleri takip edip, neyin yalan, neyin doğru haber olduğunu iyi gözlemleyip, ülkemiz üzerinde emelleri olanların YALAN HABERLERDEN ! oluşan algı operasyonlarına yenik düşmemeliyiz.

- İletişim ve Elektriklere dikkat. Darbe veya karışıklık anlarında ilk olarak bunların irtibatını kesmeye çalışırlar. O yüzden böyle bir durum olursa, çevremizdeki enerji merkezlerinin etrafını koruma altına almalıyız. Ayrıca yabancı menşeili iletişim programların yanında, mutlaka Türk menşeili programlar da telefonlarınızda kurulu olsun. Acil bir durumda, yabancı kaynaklar iletişim araçlarını kullanıma kapatabilir, bu yüzden bizler yerli kaynaklarla kontaklar kurabiliriz.

- Küreselcilerin en büyük özelliği çoğu zaman farkında olmadan, bizleri testlerin içine katabilirler. Bunlara karşı uyanık olmalıyız. Mesela 19 milyar dolar para ödenerek satın alınan Whatsapp'ın son aldığı kararın arkasında ne var? Bunu biraz detaylı analiz yaptığımız da vardığımız sonuç şudur: 

   Bu kadar para ödenen bir yatırımda normalde böyle bir karar alınmaz, resmen ayağına kurşun sıkmak gibi bir durumdur. Eğer alınıyorsa burada % 99 bir DENEME TEST KONTROLÜ vardır demektir. Yani küreselcilerin asıl amacı olan robotik insanlık için, bizce bir test yaptılar. İnsanlar ne kadar bizim dediklerimize uyacak, ne kadarı uymayacak. Böylece robotik insanlığa yavaş yavaş geçmeyi planlamaya başladılar. Ama hiçte ummadıkları tepkiyle karşılaştılar. Biz böyle birlik olursak, Dünya'da küreselciler fazla adım atamaz, bunu unutmayalım.

Türkiye
Türkiye


   Evet sayın değerli okurlarımız, yazdıklarımızdan sonra 5 harfli bir kelime olan ''DARBE'' nin aslında özgül ağırlığının ne kadar büyük olduğunu daha iyi anladınız. Çoğu zaman şikayet ettiğimiz durumların asıl kaynağını gördünüz. Eğer 61 yıl içinde hiç darbeler, muhtıralar olmasa idi, ülkemiz her yönden şu andakinden 2 kat iyi yerde olacaktı. 

   Bu yüzden geçmiş tarihimizi iyi araştırıp, günümüzün teknolojini de iyi kullanarak, geleceğe daha sağlam adımlarla yürüyelim. Ve şunu da asla unutmayalım, düşmanlar asla uyumaz, uyur derseniz, bir gün farkında olmadan kuyumuzu kazarlar. Bu yüzden her zaman çok çalışmalıyız, Ülkemizi büyütmeliyiz. Onların ''üst akıllarına'' karşı bizim ''YERLİ ve MİLLİ AKLIMIZ'' her zaman üstün gelmeli. Buda siz gençlerin, hem maddi , hem de manevi çalışma azimlerinize bağlıdır. Birlikte BÜYÜK TÜRKİYE için çalışmaya...

   Yazımızı sonlandırmadan önce, bu analizimizi herkesin okuması için tüm tanıdıklarınıza paylaşabilirsiniz. Unutmayalım ki birlikten, kuvvet doğar.

   Bir sonraki yazımızda tekrar görüşmek üzere, herkese Saygılar



   Kaynaklar ve etiketler; wwwtdkgovtr, wwwaacomtr, wwwticaretgovtr, wwwtrthabercom, wwwtrcooltextcom, wwwgooglecom, wwweskisehirgovtrdevrim-arabasi, wwwtwittercom/paylasim, ŞAKİR ZÜMRE, NURİ KİLLİGİL, VECİHİ HÜRKUŞ, DEVRİM ARABASI, NURİ DEMİRAĞ, Darbeler Tarihi, darbelerin verdiği zararlar

4 Nisan 2022 Pazartesi

Çürütülen Soğanların Finansörleri Üzerinden, Dünya Analizimiz

   Önceki yıllarda seçim zamanlarında görmeye çok alıştığımız durumlardan biri, soğan ve patates üzerinden provokasyon haberleridir. Bu haberleri görünce, insan ne diyeceğini şaşırıyor! Bir taraftan çürüyen ürünlere mi üzülelim, yoksa bir taraftan bu çürütülen ürünlerden dolayı piyasada fiyatların artmasına mı kızalım?

   Bu sene soğan ve patatesin yanında diğer sebze ve meyveler üzerinden de provokasyon haberlerini duymaya başladık. 2023 seçimlerine birileri şimdiden çalışmaya başlamış gıdalar üzerinden, bu çok kolay şekilde gözüküyor. Zaten Biden seçilmeden önce bunu açıkça deklare etmişti.

Çürütülen Soğan
Çürütülen Soğanlar

   Daha çok değil, önceki senelerde köylülerin depolarında kalan patatesleri mağdur olmasınlar diye devlet satın alıp, yardıma muhtaç kişilere dağıtmıştı. Her konuda Devlet üreticilere yardım ederken, bir anda bu çürütülen soğanları haberlerde görünce, acaba bunları yapanlarda hiç vicdan yok mu diye insan kendine sormadan duramıyor. En basitinden israfın dinimizdeki yeri nedir, onlara baksınlar. A'râf Suresi 31. ayeti kerimenin tefsiri şöyledir;

- ''Ey Âdemoğulları! Her namaz kılacağınızda güzelce giyinin, yiyin için fakat israf etmeyin. Çünkü Allah israf edenleri sevmez''

   Allah'tan korkanlar soğanları saklayıp, çürütüp, israf edemez. Bu resmen stokçuluğa girer. Stokçuluk yapanlar cüzzam hastalığı ve iflasla baş başa kalabilir, bununla ilgili Hadis-i Şerif vardır. Bu stokçulukla ilgili önceden detaylı bir yazı yazmıştık, tekrardan okumak isteyenler bu linkimize bakabilir.

   Bu soğanı çürütüp yol kenarlarına atma işi, patatesi çürütüp atma işi ile diğer sebze ve meyvelerdeki benzer durumlara bakılınca, bunun devlete karşı planlı bir meydan okuma ! olduğunu görebiliyoruz. Çünkü aynı anda ülkenin her tarafında böyle durumlar olamaz. Belki 3-5 ilde olabilir ama aynı anda 81 ilde bu durumlar oluyorsa, bu tamamen planlı demektir. Aksini iddia eden varsa 1.5 TL'ye satılan soğanların kısa sürede 6-7 TL'ye nasıl çıktığını ve bu yol kenarlarındaki çürümüş tonlarca soğanı açıklasın bir zahmet.

   Devletimiz şunu iyi takip edip bulmalıdır. Daha 2 hafta önce fiyatları çok düşük olan soğanları köylülerden birileri ucuza satın alıp, bekletip, çürümesini mi bekledi? Çürüyünce de yolların kenarına mı attırdılar? Bunu yapanlar kimlerdir? 

   Durumlar böyleyse, bunlar nasıl mı bulunacak, çok kolay. Bu soğanların bulunduğu iller belli. O illerin hangi ilçelerinde ve hangi köylerinde bu tarz ürünlerin üretildiği de belli. O köydeki muhtarlara İçişleri Bakanlığı soracak, köyde kimler soğanlar alıp, toplattı. Sonra ise çürüttü? Hiç bir köylümüz, alıcı yok diyemez. Çünkü 1.5 TL'den 5-6-7 TL'ye fiyatı çıkarılıyorsa, demek ki alıcılar var. 

   Devletimiz bunları acilen bulup, hapis cezası ve tüm malvarlıklarına el koyma kararı ile cezalandırması gerekir. Yoksa bu tarz provokasyon haberlerin, ardı arkası kesilmez, her zaman ve her üründe yaparlar...!!! Yeter ki fırsatını bulsunlar, yapacakları stokçuluğun parasını birileri finanse etsinler.

   Ayrıca Devletimiz Milletin yararına olması için % 7 kdv indirimi yaptı ama bu fiyatlara yansıdı mı, maalesef. Çünkü ara zamanda firmalar fiyatlara % 10-15 zam yapıp, sonra % 7 indirim yaptık dediler. Sonuçta son fiyatlar inmemiş oldu. Bunu nasıl mı anlıyoruz? Kdv indiriminden önce alınan fişlerle, sonra alınan fişleri karşılaştırınca ayan beyan ortada görünüyor her şey. Bu yüzden burada devletimiz ne gerekiyorsa acilen yapmalı, değil mi ?

   SEBZE ve MEYVE FİYATLARINDAKİ ANORMALLİKLER 

   Şimdi ise gelelim sebzelerdeki anormal fiyatlara, örneklerimiz;

10 TL'ye patates

20 TL'ye marul

25 TL'ye domates

30 TL'ye patlıcan

40 TL'ye biber 

   Bunlar nasıl fiyatlardır, el insaf ! Burada şunu merak ediyoruz. 

   Bildiğiniz gibi sebze ve meyve fiyatları her gün hallerde oluşan fiyatlara göre, market ve manavlara yansır. Hallerde aşırı fiyatlar olunca otomatik market, manav ve pazarlarda fiyatlar yükselir. O zaman kimler hallerde fiyatları yükseltiyor? 

   Ayrıca bazen televizyon veya internette görüntüler görüyoruz, kasa kasa sebzelerin çöplere, nehirlere döküldüğüne dair. Bu ürünleri çöpe attırarak, fiyatların zamlanmasını sağlayan kimlerdir, bunları kimler finanse ediyor ??? Konuyu derinlemesine analiz edince, sizin de gördüğünüz gibi ne sorular çıkıyor karşımıza. O yüzden bizler olaylara basitten bakmıyoruz, bir bütün olarak ele alıp, sizler için analiz ederek yazıyoruz. Sizlerde her zaman böyle yaparsanız, ülkemize karşı oynanan oyunları çok rahatlıkla görürsünüz.

   GELELİM GIDADAKİ STOKÇULUK ve ANORMAL FİYATLARA

   Evlerin olmazsa olmazı un, yağ, şeker ve yumurtadır. Bunların gerek fiyatlarında olan anormal zamlar, gerekse de ürün yokmuş gibi piyasaya korku vererek yapılan algı operasyonlarını birlikte düşündüğümüzde bunları kimler yapıyor diye soru sorarız. Evet bunlar kimler?

   Dikkat ettiyseniz şunu görmüşsünüzdür. Sebze ve gıdalarda bu planları yapanlar, şu 3 amacı kendilerine hedef seçmişlerdir.

1) Piyasada ürünlerin yarısını çöpe attırıp, kalanını da 2 kat zamla satıp, sonuçta az işle aynı parayı kazanmak.

2) Piyasaya korku verip 2 yılda satacakları ürünü 1 yılda satmaya çalışmak. Böylece bu korkuyu ne kadar diri tutarlarsa, sizin seneye alacağınız ürünü, şimdiden size sattırmak.

3) Bu korku ile normalde 100 birime alacağınız ürünü  150 belki de 200 birimle size satarak, paradan para kazanmak

   DÜNYADA BENZİN, ELEKTRİK ve DOĞALGAZ FİYATLARI UÇUŞTA

   Dünyada birileri sanki düğmeye basmış gibi benzin fiyatları uçuşa geçti. O kadar arttı ki, bazı ülkelerde litresi 3 euro'ya kadar yaklaştı nerdeyse.

   Hem sebze-meyve hem akaryakıt hem elektrik hem de gıdada olanları birlikte görüp, dünyada olan benzer durumları da düşünürsek, aklımıza bazı deli sorular geldi. Şimdi onları sırasıyla yazalım.

  DÜNYAYI NEREYE GÖTÜRMEK İSTİYORLAR, AKILDA DELİ SORULAR...

- Dünyada kimler ne planlıyor?

- Niçin bir anda dünyada kıtlık havası oluşturulup, fiyatlar uçuşa geçirildi?

- Küresel ısınma kelimesinin ha bire kullanılması, kıtlık havasının provası için mi ?

- Küresel ısınma diyordunuz, bu sene sıcaklıklar gelmedi nerdeyse. O zaman bizler küresel ısınmadan değil de, küresel soğumadan korkmalıyız, değil mi ?

- Küresel soğuma olursa ne meyvenin, ne de sebzelerin olmayacağını biliyorsunuz değil mi ?

- Bu kadar büyük bir organizasyonları dünyada kimler finanse ediyor?

- Kimler dünyada hammaddeleri stok yapıyor ?

- Türkiye'de kimler sebze, meyve ve gıdada stokçuluk işlerini yürütüyor?

- İnsanlara korku vermekteki asıl amacınız nedir ?

- Önceki yazılarımızda da yazdığımız gibi dünyada robotik insanlığa geçiş planlarımı yapıyorsunuz ?

- Robotik insanlık planı ile tek merkezden dünyayı mı yönetmek istiyorsunuz ?

- Niçin dünyada ulusalcı devletler istemiyorsunuz ?

- Hep konuşulur ama net olarak biziz diyemediğiniz, küreselciler kimlerdir ?

- Kendilerini niçin direkt tanıtmaz, küreselciler ?

- Ekonomik darbe, kelimesini duymuştuk ta şimdi başka darbe kelimeleri mi türetiyorsunuz ?

- Kısaca sebze, meyve, yakıt, doğalgaz üzerinden ülkelere darbeler mi yapmaya çalışıyorsunuz?

- Gıda darbesi, enerji darbesi ve akaryakıt darbesi terimlerini dünya literatürüne mi alacaksınız?

- Bir taraftan aşırı zam yapanlar, kazandıkları paralarla çürütülen soğan ve diğer sebzelerin finansını mı yapıyor?

- Yani akaryakıt ve doğalgaz fırsatçılığı yapan büyük dünya baronları, soğan ve sebzeleri çürütmek için paramı harcıyorlar ?

- Sırada marketlerdeki poşetlerin 25 kuruş fiyatını az deyip (önceden bedavaydı) bunu seçime yaklaşırken 50 kuruş yaptırmak için planlarınız mı var, millette tepki oluşturmak için ?

- Başka büyük planlarınız var mı, mesela seçimlere giderken 1-2 saatlik elektrik kesintilerine sebep olacak arızalar çıkartmak gibi ?

- İleride içme suları üzerinden insanları susuz bırakma gibi planlarınız var mı ?

- Dünya için şöyle bir planımız yok diyebilir misiniz acaba? Ceplerinizde istediğiniz kadar paranız olsun ama biz istersek;

    a) Sizleri kışın soğuğunda, doğalgaza ulaştırmayarak üşütebiliriz

    b) Gıdalardaki tedarik zincirlerini kırarak, sizleri bırakabiliriz

    c) Lüks arabalarınız olsa bile sizlerin benzine ulaşmamanızı sağlayarak, arabalarınıza bindirmeyiz

   Aklımıza gelen bazı deli soruları ulusal ve uluslararası düşünerek sizler için yazdık. Cevapları sizler kendiniz vermeye çalışın, bakalım ne sonuçlara ulaşacaksınız.

   ANALİZLERLE SONUÇLARA DOĞRU

   Sonuç olarak ne sebze, ne meyve, ne akaryakıt nede doğalgazda yapılanlar birbirinden bağımsız değildir. Arada resmiyette olmasa bile perde arkalarında devasa bağlar vardır. Bunu hiç bir zaman unutmayalım. Ayrıca şunu da diyelim, hayatın normal akışında bu kadar olumsuz durumlar kolay kolay peş peşe gelmez. Geliyorsa 2 kere, hatta 3 kere düşünelim deriz.

   Korona virüs sürecinde dünyanın zengin para baronları şunu iyi keşfetti. Biz millete, sağlığını kaybedebilirsin aç kalabilirsin gibi korkuları iyi verirsek, bizler kısa zamanda para üstüne paralar kazanırız. Bu yüzden çok dikkatli olalım, oyunlarına gelmeyelim.

   Sizlere dünyada oynanan oyunların birazının perde arkalarını yazmaya çalıştık. Okuyup, arkadaşlarınıza da okutursanız herkes bilgilerine ek bilgiler katmış olur. Böylece bakış açınız daha çok gelişir. Unutmayalım dünya artık 2 boyutlu düşünmeden, 3 boyutlu düşünmeye geçti. Belki ileride 4 boyutlu düşünmeler başlayabilir.

   Şunu asla unutmayalım, birlikten kuvvet doğar, biz birlikte büyük Türkiye'yiz. Daha sonra ise dünyadaki mazlumlarla beraber büyük bir dünyayız. Tekrardan ilgilerinize teşekkür eder, başka yazılarımızda yine görüşmek üzere, herkese Saygılar sunarız...



Kaynaklar; wwwgooglecom, wwwkurandiyanetgovtr/tefsir, KITLIK, karaborsa, karaborsacılık

30 Haziran 2022 Perşembe

Türkiye, Finlandiya, İsveç ve Nato

 Türkiye, Finlandiya ve İsveç arasında Madrid'de üçlü muhtıra imzalandı. Bu muhtıra ile Nato, Finlandiya ve İsveç'e resmi davet yaptı, Türkiye'ye ise teşekkür etti. Bundan sonra 7 aşamalı plan uygulanacak, muhtıra maddelerinin yapılıp yapılmadığı denetlenecek, eğer denetimler uygun olursa Nato'ya üye 30 ülkenin parlamentolarında bu 2 ülkenin katılım protokolleri onaylanacak. Türkiye'de bu onay Meclis'te yapılacaktır. Bu onaylama süreleri yaklaşık 6 ay ile 30 arası, ortalamada ise 1.5 yıl sürebilir. Bu 30 üye ülkenin hepsinin parlamentosu onaylarsa, tam üyelik gerçekleşmiş olur.

Bu anlaşma öncelikle ülkemiz için hayırlı olsun diyelim. Daha sonra ise akıllarımızda kalan bazı sorular var, onları yazalım. Çünkü yabancılar söz verir ama uygulamada ne kadar yaparlar, onlara bakmak lazım gelir.

Türkiye Finlandiya
Türkiye Finlandiya İsveç

   Buna en iyi örnek Amerika'dır. Bizlere bir yandan sizlerle iyi müttefik ülkeyiz diyor ama diğer taraftan Suriye ve Yunanistan'a binlerce tır askeri malzeme sevkiyatı yapıyor. Bunun yanında terör örgütleri için sizlerle işbirliği yaparız diyor ama bir taraftan da kendisinden istenen örgüt üyelerini yıllardır vermiyor. Irak ve Suriye'ye huzur getireceğim diyerek bu ülkelere asker çıkarttı, ama sonra tam tersi ülkelerde huzur bırakmadı, insanları göçlere zorladılar. Sonra ne oldu, milyonlarca göçmeni adeta ülkemize doğru yönlendirdi. Burada Amerika bizi ekonomik olarak zorlamaya çalıştı.

   Ayrıca F-35 uçakları için para ödedik hem vermedi,  hem de F-35 programından bizleri çıkardı. Bunlar gibi başka örnekler yazabiliriz. Yani yabancılar kolay söz verir ama uygulamaya gelince akıllarda hep soru işaretleri bırakırlar.

   Bu yüzden imzalanan üçlü muhtıra ile akıllarımızda kalan bazı sorular var. Şimdi onları yazacağız. Amacımız ülkemizin üzerinde eğer birilerinin planları varsa, onların bozulması için bizimde bir katkımızın olmasını sağlamaktır. Yani karınca misali, Vatan için üzerimize düşen görevi yapmaktır.

AKLIMIZDA KALAN SORULAR

1) Öncelikle onlarca ülkenin ülkemiz için büyük methiyeler düzmesi bizi işkillendiriyor, neden bu kadar bizlere methiyeler düzmeye başladılar? 

2) Bazı Avrupa ülkeleri yıllardır terör örgütlerinin yaptıklarına ses çıkarmıyor, ama sorsanız bizlere dostuz diyorlar. Bu çelişki neden?

3) Sözleşmede İsveç ve Finlandiya terör örgütlerine destek sağlamayacaktır, terörizmi reddeder ve kınar denilmektedir. Tam üyelik olana kadar destekler sağlamayıp, tam üye olurlarsa ve sonra destek yaparlarsa ne olacak, nasıl bir yaptırım olacak?

4) Veya tam üye olana kadar hiç destek vermeyip, sonra farklı yeni isimlerle terör örgütleri kurulup onlara destek verirlerse ne olacak? Kalkıp sonra onlar bize, bunlar o an yoktu. Bu oluşumlar iyi niyetli derneklerdir derseler, nasıl bir yaptırımı olacak?

5) Yine sözleşmede iki ülkenin pkk'nın yasaklanmış bir terör örgütü olduğunu teyit eder, buna ilaveten pkk ve tüm terör örgütleriyle bağlantılı şahısların faaliyetlerini engelleyeceklerini taahhüt eder denilmektedir. Tam üyelikten sonra ortaya yeni dernek isimleri, adı hiç duyulmamış örgüt isimleri ve şahısları ortaya çıkartılıp, destek verilirse aynı şekilde engelleme yapacaklar, değil mi ? Yoksa bunları bilmiyoruz, önce biraz araştırma yapalım, kimdirler, nedirler diye mi söyleyecekler, tam üyelik bittikten sonra?

6) Sözleşmede Türkiye tarafından sağlanan bilgi, delil ve istihbaratı dikkate alarak Türkiye'nin terör zanlılarına dair sınır dışı veya iade taleplerini ivedilikle ve bütün boyutlarıyla işleme koyacak denilmiştir. Bu maddeyi gören örgüt üyeleri hemen şimdi o ülkeyi terk edip, adı hiç kayıtlara girmeyen yeni üyeler bu iki ülkede dolanırsa, aynı işlem onlara da şu an yapılacak değil mi ? 

7) Bu örgütlerin elinde bu 2 ülkeye ait silahlar kesinlikle olmayacak değil mi ?

8) Yine sözleşmede terör örgütünün tüm uzantıları ve paravan örgütler, para toplama ve adam devşirme faaliyetlerine yönelik soruşturma başlatacak ve bunları yasaklayacaktır denilmektedir. Peki bu hemen kısa sürede olacak mı ? Yoksa 10-15 yıl mı sürecek? Bir örnek yazalım, Sabancı suikastı faili fehriye erdal'ı Belçika 26 yıldır vermiyor!

9) Amerika Suriye ve Yunanistan'a sevkiyat yapmayı bırakacak mı?

10) Amerika Suriye ve Yunanistan'a bugüne kadar gönderdiği silahları geri alacak mı?

11) Avrupa Birliği'nin bazı ülkeleri Türkiye'ye yaptığı silah ambargolarını kaldıracak mı? Madem bir Nato Birliği var 30 ülke, hepsi iyi niyetini göstermesi lazım, değil mi ?

12) Finlandiya ve İsveç'te bulunan örgüt üyeleri hemen yakındaki başka ülkelere giderse, onlarda teslim edecek mi?

13) Dünyada terörün bitmesi isteniyorsa, Amerika'nın bazı oluşumlara yaptığı destekleri önce kendisinin kesmesi lazım değil mi?

14) Türkiye'ye lazım olan silah ve uçakları engelleyen Amerika, bir anda niçin iyilik perisi kesildi?

15) Biden'ın başkan seçilmeden önce Türkiye için söylediklerini düşününce, aklında 2023 seçim sonrasına planlarımı var acaba diye sormadan geçemiyoruz? Yani şimdi Finlandiya ve İsveç'e siz terör örgütlerine desteği keseceğiz diye telkinde bulunup, Türkiye ile bir anlaşma yapalım. Daha sonra tam üyelik için benim aklımda  planlar var, 2023 seçimleri için demiş olabilir mi? Çünkü Biden seçilmeden önce şunları demişti;

- Düşündüğümüz şeyle ilgili sesimizi yükseltmemiz lazım, bedel ödemeli !

- Erdoğan'ı yenecek duruma gelmeleri için daha fazla verim almalı ve güçlendirmeliyiz görüşündeyim. Bunlar darbe ile değil, seçim süreci ile olmalı !

16) Son kez yine soruyoruz tam üyelik bittikten sonra, desteklere devam edilirse, ne olacak? (farklı dernek isimleri adı altında örgüt isimleri ve şahıslar ortaya çıkartılıp) 

17) Nato niçin Rusya'yı kendine hep düşman gibi görmektedir?

18) Nato'nun bir amacı Rusya ile Türkiye arasında anlaşmazlıklar çıkartmak olabilir mi?

   Şimdilik bu kadar soru yeter diyelim. 2 hafta önce yazdığımız bir analiz yazımız vardı, sonbahara girerken planlar diye. Bu yazımızda kendilerinden çok emin şekilde konuşanlar var demiştik. Bu yazımızı tekrar bu linkten okuyunuz, sonra yukarıda yazdığımız 18 soruyu birlikte düşünün deriz.

   Çünkü Türkiye'miz dünyada çok önemli bir konumdadır, bu yüzden her zaman uyanık ve dikkatli olmalıyız. Yoksa bizlere karşı bir taraftan dostmuş gibi görünüp, diğer taraftan planlar yapabilirler. Bunların en basit örnekleri bugüne kadar yaşadığımız darbeler, darbe girişimleri ve terör örgütlerine verdikleri desteklerdir.

   Önemli bir analiz yazımızı, sizler için olabilecek en kısa şekilde yazmaya çalıştık. İstesek bu yazı 10-15 sayfa olabilirdi, ama kısa ve öz olmasını istedik. Yapılan anlaşmaya karşı ülkeler umarız sadık kalırlar ve ülkemiz için hayırlı olur İnşallah. Yazımızı okuduğunuz ve herkese gönderip bilgilerine ek bilgiler kattığınız için, hepinize teşekkür eder, Saygılar sunarız...



Kaynaklar; wwwgooglecom (resim), isveç

17 Ocak 2022 Pazartesi

Geçmişten Günümüze Gemiler ve Teknolojilerimiz

   Masmavi rengiyle adeta insanları büyüleyen denizlerden, yukarılara doğru baktığımızda bembeyaz bulutlarla kaplı gökyüzünü görürüz. Bu görüntüleri görünce Allah'a 1000 kere şükretsek azdır. Çünkü bir tarafta yeşilliği, bir tarafta beyazlığı, bir tarafta ise maviliği bizlere Allah C.C. sunmuştur. Bu doğa güzelliklerini denizler üzerinde bir yunus balığı gibi yüzen, gemilerden seyretmek ise harika bir durumdur. Evet, bu yazımızda gemilerden bahsedeceğiz. 

Fatih Gemisi
Fatih Gemisi

   Tarihi geçmişi eski olan gemiler ilk olarak yaklaşık M.Ö. 4000 yıllarında Eski Mısırlıların, uzun kamışlı tekneler yapmasıyla görülmeye başlanmıştır. Sonra yıllar geçtikçe teknelerin özellikleri ve boyları da büyümeye başlamıştır. Daha sonra Vikingler uzun tekneler yapmaya başlamıştır. Sonra kalyon tekneler yapılmaya başlanmıştır. Zaman geçerek 19. yüzyılda ise yelkenli teknelerin yerini buharlı gemiler almaya başlamıştır.

Gemi
Gemiler

   Gemilerin şu an o kadar çok çeşidi var ki, say say bitmez. Bu çeşitliliği kısa kısa yazıp, sonra analizimize başlayalım.

Gemi çeşitleri genelde şu isimlerle olmaktadır;

- Balıkçı gemileri

- Yolcu ve Taşıt taşıyan gemiler

- Yük gemileri

- Askeri muharebe gemileri

- Askeri destek gemileri

- Hizmet gemileri

- Bilimsel araştırma gemileri

- Gezinti ve Yarışma gemileri

Kısa olarak gemi çeşitliliğini yazdık, şimdi analizimize başlayalım.

   Dünyada sanayi devrimi ile yaklaşık 1800'lü yılların ilk çeyreğinde buharlı makineler, gemilerde kullanılmaya başlamıştır. Daha sonra buharlı gemilerde uskur tekniği (gemilerin arkasında ve suyun içinde olan pervane) çok kullanılmaya başlayınca, yelkenli gemilere olan talep azaldı. Zırhlı savaş gemilerin donanmalarda kullanılmaya başlaması ile sektör ivme artırmaya başladı dünyada.

   Osmanlı'da ve Türkiye'de gemilerin zamanla yolculuğu nasıl olmuştu ? Bunları inceleyip, yazmaya başlayalım. Fatih Sultan Mehmet'in 1453 yılında gemileri karadan yürüterek İstanbul'u fethetmesi, Osmanlı'nın deniz kuvvetlerine ne kadar önem verdiğinin önemli bir göstergesidir.

   Osmanlı'nın en önemli denizcisi Barbaros Hayreddin Paşa'dır (1478-1546 yılları) veya gerçek adıyla Hızır Reis'tir. Başarılarından dolayı Kanuni Sultan Süleyman 1533'de Barbaros'u devlet hizmetine çağırdı ve onu Kaptan-ı Derya (donanma komutanı) olarak atadı. Barbaros Paşa çok değerli denizciler yetiştirdi. Bunların bazıları şunlardır;

- Turgut Reis

- Salih Reis

- Piri Reis

- Murat Reis

- Seydi Ali Reis (Hint Okyanusuna açıldı) ve Kılıç Ali Reis'tir. 

   Barbaros Hayreddin Paşa 27 Eylül 1538 tarihinde haçlı donanmasına karşı Preveze Deniz Savaşı'nı kazanmıştır. Zaferin kazanıldığı 27 eylül günü, daha sonraları ''Türk Deniz Kuvvetleri Günü'' olarak kutlanmaktadır.

   Osmanlı zamanında Van Gölü üzerinde yüzen ilk Türk gemilerini, 3 tane Kadırga inşa ederek Mimar Sinan yapmıştır 1577 yıllarında.

Kadırga Gemi
Kadırga Gemi

   Osmanlı'da 1650 yılına kadar kürekli gemiler (Kadırga) vardı. Bu yıldan 1840 yıllarına kadar yelkenli gemiler oldu.

   Osmanlı Donanması 1827 yılında ansızın yapılan Navarin Baskını ile 50 den fazla gemisini kaybetmişti. Bu durum tedirginliğe sevk etti ve Sultan Mahmut 10 yıl içinde yaklaşık 20 tane yelkenli gemi yaptırdı. Sonra bu gemiler yapılırken bir yandan da buharlı gemilere geçiş yavaş yavaş adımlarla başladı.

   Böylece askeri denizcilikte olan hamleler, makineye dayalı sanayileşmenin başlamasına sebep olmuştur. 1840 yılları Osmanlı'da buharlı gemilerin çoğalmaya başladığı zamandır. Bu gemilerden ticari amaçlı filo yapılmıştır. 1850 li yıllardan sonra ise yelkenli gemi yapımı bitmeye başlamıştır. Yelkenli gemilere uskur eklenerek, buharlı gemilere dönüştürülmeye başlanmıştır. Buharlı gemilerle beraber denizaltılarda yapılmaya başlamıştır dünyada. Osmanlı'da savaşta kullanılmak üzere ilk denizaltı Abdülhamid zamanında 1886 yılında İsveç yapımı alınmak için 2 tane sipariş verildi. Denizaltılardan birine Abdülhamid, diğerine Abdülmecid adı verilip 1888 yılında donanmaya katıldı.

Kısaca Osmanlı'da sırayla şu gemiler olmuştur;

- Kadırga (kürekli gemi)

- Yelkenli Kürekli Gemi (kalyon)

- Buharlı Gemi

- Denizaltı Gemisi

Kalyon Tekne
Kalyon Tekne

   Cumhuriyet döneminde ise ilk denizaltı siparişi 1925 yılında Hollanda'ya 2 tane ile yapıldı. 1928 yılında ise Türk donanmasına teslim edildi. Bu denizaltılar yaklaşık 20 yıl görev yaptı.

   Ülkemiz 1960 ile 2000 yılları arası durdurulmaya çalışıldı darbe ve muhtıralarla (1960 darbesi, 1971 muhtırası, 1980 darbesi, 28 şubat 1997 post modern darbesi). 

   Daha sonra ise 2007 e-muhtıra ve 2016 yılı 15 temmuz darbe girişimi ile ülkemize çok zamanlar kaybettirildi. Şimdi düşündüğümüzde 1960 ile 2016 arasındaki 56 senede bu darbeler ve muhtıralarla ülkemizin enerjisi boşa harcanmasaydı neler olurdu ? Bununla ilgili 12 ay önce geniş bir analiz yazısı yazmıştık, ve ülkemizin trilyon dolarlar kaybettiğini detayları ile yazmıştık. Yazımızı tekrar okumak için linki şöyledir. Geçmişte olanları unutmadan çok çalışmak, herkesin görevidir. Bu kadar darbe ve muhtıralarla uğraşan ülkemiz bunlara rağmen, son 20 yıldır deniz araç ve teknolojilerinde çok büyük gelişmeler kaydetmiştir. Şimdi bunları yazalım, böylece gençlerimiz kendilerine daha büyük hedefler koyarlar. Böylece çok çalışarak, Vatana hizmet ederler. 

GÜNÜMÜZDE GEMİLERİMİZİN TEKNOLOJİK GELİŞİMLERİ

Milli savaş gemilerimiz,    

Amfibi gemilerimiz,

Sismik araştırma gemilerimiz,

Sahil güvenlik gemilerimiz,

Lojistik gemilerimiz ve botlarımızı kendimiz üretebiliyoruz, % 70 yerlilik oranı ile.

   Silahlı insansız deniz araçları üretip, bunların sürü şeklinde hareket eden versiyonlar üzerinde de çalışmalar devam etmektedir şuan.

   Ayrıca envanterde olan önceki deniz araçları, günümüz teknolojileri ile modernize edilmektedir. Üretilen ve modernize edilen deniz araçlarımızın silah, radar, muhabere ve elektronik sistemleri yerli ve milli ürünlerle donatılmaktadır. Örnek, Atmaca Gemisavar Füzesi

Atmaca
Atmaca Gemisavar Füzesi

   Önceden bizlere satılmayan sistemlerin benzerlerini, şimdi ülkemiz üretmeye başlamıştır.

   Ülkemiz dünyada kendi savaş gemisini Milli olarak tasarlayan ve inşa eden 10 ülkeden biridir. Hem de uygun fiyat ve daha iyi özelliklerle.

   Üretilecek fırkateynlerimiz de yerli ve milli ana silah grubumuz olan, dikey atım sistemli hava savunma füzelerimiz (MDAS) kullanılacaktır. Normalde bu dikey atım sistemi bugüne kadar dışarıdan alınıyordu.

   Yeni tip denizaltılarımız vardır.

   Üzerine iha'ların ve helikopterlerin inebileceği amfibi gemimiz Anadolu'nun, hizmete alınması için çalışmalara devam edilmektedir.

Anadolu
Anadolu Gemisi

MİLGEM Gemi'mizden 5 tane olup, 3 tane daha yapılması için çalışmalara başlanmıştır ve aynı anda inşa edilecektir. 

Bu MİLGEM Gemilerimizin isimleri şunlardır:

- TCG Heybeliada        (Ada Sınıfı Korvet Projesi)

- TCG Büyükada          (Ada Sınıfı Korvet Projesi)

- TCG Burgazada         (Ada Sınıfı Korvet Projesi)

- TCG Kınalıada           (Ada Sınıfı Korvet Projesi)

- TCG İstanbul F 515    (İlk Milli Fırkateynimiz) 2023'de görev başında olacak, İstanbul Fırkateyni

TCG İstanbul F 515
TCG İstanbul F 515 

   İnsansız ve otonom deniz araçlarımız yapılıyor. Bu araçlarla beraber kara, deniz ve hava araçlarının müşterek görev yapacağı sistemler tasarlanmaktadır. Örnek, ilk Silahlı İnsansız Deniz Aracı ULAQ

Silahlı insansız deniz aracı
ULAQ

   Denizaltı ve uçak gemilerine farklı silah, sensör ve elektronik sistemler entegre edilip, ihracat yapılmak için çalışmalar devam edilmektedir.

   Ayrıca yerli ve milli imkanlarla yapılacak Uçak gemimiz ile dünya zirvelerinin arasında olmaya çalışacağız.

DOĞALGAZ ARAMA GEMİLERİMİZ

- Fatih Sondaj Gemisi

- Yavuz Sondaj Gemisi 

- Kanuni Sondaj Gemisi

- 4. gemimizde yakında katılacak filoya, adı henüz açıklanmadı (Abdülhamid Han, olsa güzel olur diyelim)

Sondaj Gemisi
Sondaj Gemisi

SİSMİK ARAŞTIRMA GEMİLERİMİZ 

- Barbaros Hayreddin Paşa

- Oruç Reis

   Dünyada büyük ülke olmak istiyorsanız, istihbaratınız çok iyi olmak zorundadır. Bu yüzden ülkemiz epeydir çalıştığı projeyi hayata geçirdi. TCG Ufuk, ülkemizin ilk istihbarat gemisi olarak üretilmiş olup, içinde 194 farklı yerli firmanın ürünleri mevcuttur. Bu gemi istihbaratımıza çok önemli bilgiler sağlayacaktır, yolu ve istihbaratları açık olsun.

TCG Ufuk
TCG Ufuk

   Karada, havada ve denizde büyüyen ülkemizin bundan sonraki hedefi, uydu istihbaratı ile uzaydaki yerini alıp İstihbaratımıza büyük faydaların getirilmesidir.

   Evet 1960 ile 2000 yılları arasında ülkemizi olur olmaz tartışmalarla geri bırakanlara rağmen, son 20 yıldır ülkemizde çok güzel projeler yapıldı. Bu hızla projelere devam edersek, önümüzdeki 10 sene içinde denizciliğin her alanında dünyada çok önemli yerlerde olacağız İnşaAllah. Yapılan bunca hizmetlerin daha da artması için, bizlere ne görev düşüyorsa yapmalıyız. Her fâni gibi bizlerde bu dünyada bir yolcuyuz, önemli olan bizlerden sonrasına önemli eserler bırakabilmektir. Böylece dünyadaki mazlumlara, müslüman kardeşlerimize daha çok yardımcı oluruz.

   Bir yazımızın daha sonuna gelirken hepinize ayrıca teşekkür ederiz. Çünkü yazılarımıza gösterdiğiniz ilgiler, bizleri daha çok yazmaya sevk etmektedir. Ne demişler bir elin nesi var iki elin sesi var veya birlikten kuvvet doğar. Başka bir yazımızda daha görüşmek üzere, hepinize Saygılar dileriz...



   Kaynaklar ve etiketler; wwwssbgovtr, wwwroketsancomtr, wwwgooglecom, gemi tarihi, eski gemiler, wwwdenizmuzesidzkktsktr, wwwdzkktsktr, wwwstmcomtr, geminin tarihçesi, geminin geçmişten günümüze gelişimi kısaca, eski gemi isimleri, geminin tarihsel gelişimi, geçmişten günümüze gemilerin değişimi, geminin gelişimi, günümüzdeki gemiler, gemicilik tarihi, ilk gemi ne zaman yapıldı, tarihteki ilk gemi, gemi çeşitleri isimleri, gemi çeşitleri ve isimleri, gemilerin gelişimi, geminin gelişimi, geminin gelişim süreci, gemilerin gelişim süreci, gemilerin gelişim süreçleri nelerdir, gemilerin tarihi, gemilerin tarihçesi, gemi gelişimi

10 Ağustos 2022 Çarşamba

Boru Hatları ile Türkiye'nin, Dünyadaki Önemi

   Ülkemizin dünyadaki jeopolitik konumunun ne kadar önemli olduğunu bilmeyenimiz yoktur. Bu konum yapılan doğalgaz ve ham petrol boru hatları ile daha da kıymetli hale geldi. Nasıl mı diyebilirsiniz. O zaman öncelikle bu hatları yazalım ve haritasını ekleyelim. Daha sonra analizimi yazıp, gerisine sizler karar verirsiniz.

Boru Hatları
Boru Hatları

PETROL BORU HATLARI

Irak-Türkiye; Ham Petrol Boru Hattı

Bakü-Tiflis-Ceyhan; Ana İhraç Ham Petrol Boru Hattı, BTC  (Azerbaycan, Gürcistan, Türkiye)

Bu hatlarla yılda yaklaşık 70 milyar litre, ham petrol taşınmaktadır.

Petrol Boru Hattı
Petrol Boru Hattı 

  Bu arada dünyada en çok petrol rezervine sahip ülkeler aşağıdaki gibidir, bu liste zamanla değişebilmektedir. Burada şuna da dikkat etmek gerekir, petrol rezervine sahip olmak ile üretim yapmak farklıdır. Bazen en çok rezerve sahip olabilirsiniz ama üretim yapmazsanız, bir anlamı olmaz.

DÜNYA PETROL SIRALAMASI

- Venezuela

- Suudi Arabistan

- İran

- Kanada

- Irak

- Kuveyt

- Birleşik Arap Emirlikleri

- Rusya 

- Libya

- Amerika

DOĞALGAZ BORU HATLARI

Buradaki  hatlar Rusya ve Doğu tarafı olmak üzere 2 çeşittir.

Rusya Tarafından Gelen Hatlar 

Mavi Akım Gaz Boru Hattı; Rusya-Türkiye, Karadeniz Durusu / Samsun

Türk Akım Gaz Boru Hattı Projesi; Rusya-Türkiye, Karadeniz Kıyıköy / Kırklareli

Batı Hattı; Rusya-Türkiye doğalgaz boru hattı

Doğu Tarafından Gelip, Avrupa'ya Giden Hatlar

Bakü-Tiflis-Erzurum, Doğalgaz Boru Hattı: BTE   (Azerbaycan-Gürcistan-Türkiye)

Doğu Anadolu Doğalgaz Ana İletim Hattı: İran-Türkiye

Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı: TANAP (Türkiye'de 20 il, 67 ilçe ve 600 köyden geçmektedir) 

Trans Adriyatik Doğalgaz Boru Hattı: TAP (Türkiye'den çıkıp Avrupa'ya gidecek güzergah, Türkiye-Yunanistan-Arnavutluk-Adriyatik Denizi-İtalya ve İtalya'dan da başka Avrupa ülkelerine gidecektir)

Türkiye-Yunanistan Doğalgaz Enterkonneksiyonu: ITG

ITG: Avrupa Birliği INOGATE (Interstate Oil and Gas Transport to Europe)

GGK: Güney Gaz Koridoru

SCP: Güney Kafkasya Gaz Boru Hattı, (South Caucasus Pipeline), Azerbaycan-Gürcistan-Türkiye

SCPX: Scp Boru Hattı Genişleme Projesi

   Bu hatlar yılda yaklaşık toplam, 86 milyar metreküp doğalgaz taşıma kapasitelidir. Ayrıca şu an Karadeniz'de bulunan 540 milyar metreküp doğalgazımız için denizde ve karada boru hattı döşeme çalışmalarına başlanmıştır. Türkiye yılda yaklaşık, 60 milyar metreküp doğalgaz kullanmaktadır. 

Doğalgaz
Doğalgaz Boru Hattı

   Bu arada dünyada en çok doğalgaz rezervine sahip ülkeler aşağıda yazılmıştır, bu liste zamanla değişebilmektedir. Burada şuna da dikkat etmek gerekir, doğalgaz rezervine sahip olmak ile üretim yapmak farklıdır. Bazen en çok rezerve sahip olabilirsiniz ama üretim yapmazsanız, bir anlamı olmaz.

DÜNYA DOĞALGAZ SIRALAMASI 

- Rusya

- İran

- Katar

- Türkmenistan

- Amerika

- Suudi Arabistan

- Birleşik Arap Emirlikleri

- Nijerya

- Venezuela

- Cezayir

   Hem petrol hem de doğalgaz dünya sıralamalarına baktığınız zaman dikkatinizi hassas bir nokta çekmiş olmalı. Oda şudur, en çok rezerve sahip ülkelerin siyasilerine birileri ya darbeler yaptı, yada yapmaya kalkıştı. Soruyoruz neden acaba? Cevabını biraz düşününce, hemen sizlerde kolayca bulacaksınız.

   Yazımızdaki hatları okuyup, haritalara baktınız. Sizlerde gördüğünüz gibi Ülkemiz dünyada karada, adeta enerji koridoru haline gelmiştir. Buda yıllar önce yapılan görüşme ve anlaşmalarla olmuştur. Şimdi sizlere basit bir kaç soru yazacağız. Bu soruların cevaplarını düşününce, bu yapılan hatların önemini daha kolay anlayacaksınız.

AKLIMIZDAKİ SORULAR

1) Türkiye tüm hatlarda sorun çıktı, bu kış bakıma almam gerekli. Dolayısı ile bu kış Avrupa'ya sevkiyat olmayacak derse Avrupa'da neler olur, bir düşünün ?

2) Petrol ve doğalgazın taşınmasından dolayı ülkemizin kazandığı para ne kadar? Buralarda çalışan insanlarımız var, bunların istihdama faydaları var. Bunları biliyor musunuz?

3) Türkiye'den doğalgaz Avrupa'ya ulaşmazsa, mecbur kömür kullanacaklar. O zaman hava kirlenecek, insanlar hasta olabilir. Bunu hiç düşündünüz mü acaba?

4) Avrupa Rusya'ya ambargo yapmaya çalıştı ama Rusya'da karşı hamle olarak ben doğalgazı Ruble ile satacağım ve Rusya'da banka hesabı açıp, parasını buraya yatırmalısınız , yoksa doğalgaz vermem dedi. Şu an son durum bu, yani Ruble ile para ödemeyeceklere gaz satılmayacak. Bu durumlara göre sorumuz şu; Avrupa ülkeleri Rusya'dan doğalgaz alamaz ve Türkiye'de doğalgaz nakliyesine izin vermezse,  Avrupa ülkeleri ne yapacak ?

5) Bu kadar hatlar yapılmamış olsaydı, ülkemizin ihtiyacı nasıl karşılanacaktı? Avrupa'ya da gitmeyecekti, ne yapacaktılar?

6) Doğalgaz ve petrol gibi dünyada vazgeçilmez olan bir konuda elektriktir. Bazıları nükleer santrallere karşıyız diyorlar. O zaman şu alt başlıktaki soruları yazalım:

- Bir nükleer santral Türkiye'ye lazım olan elektriğin % kaçını tek başına üretir, biliyor musunuz?

-Allah göstermesin bir savaş çıksa, size hangi komşu ülke bizlere elektrik satar?

- Elektrik olmazsa neler olacak? Cep telefonları, laptoplar, beyaz eşyalar, yakında arabalar...Soruyoruz elektrik olmadan bunlar nasıl çalışacak? En basitinden buzdolabınızın buzluğunda bulunan ürünler eridiği zaman, ne yapacaksınız?

- Her gün üretimle büyüyen ülkemizde elektrik olmazsa, fabrikalar nasıl çalışacak?

- Fabrikalar çalışamazsa millet işsiz kalacak, buna çözümünüz nedir, merek ediyoruz?

- Millet karanlıkta mı oturacak, yoksa günün belli saatlerinde elektrik kesintileri mi olacak?

İlerleyen yıllarda elektrik enerjisi büyük olan ülkeler, en güçlü olacak demektir. Bizim elektriğimiz olmazsa, nasıl büyükler arasında yer alacağız?

Türkiye
Türkiye Boru Hatları

   Ayrıca Ortadoğu'da bulunan gazın Avrupa'ya nakledilmesi için en kolay, hızlı ve güvenilir güzergah Türkiye'den geçecek olandır. Ortadoğu'dan Avrupa'ya doğru Akdeniz'den yeni boru hattı döşenmesini düşündüler ama denizdeki riskler, maliyetler ve yapım süresinin uzunluğu düşünülünce şimdilik vazgeçtiler. Ayrıca karadan hazır hat varken, kimler bu risklere girip, denizde yeni hat yapmak ister?

   Önemli bir analiz yazımızın daha sonuna geldik. Şöyle haritalara ve bilgilere bakıp, sorduğumuz soruların cevaplarını da birlikte düşününce, Türkiye'nin konumunun dünyada bir pırlanta gibi parladığını göreceksiniz. Bu yüzden özellikle Avrupa ve Ortadoğu Devletleri bizlerle kazan-kazan politikası üzerinde birlikte çalışmak isterlerse, kazanan onlar olacaktır.

   Eğer bazıları gibi bizlere dost görünüp, sonra bizim hakkımızda planlar yapmaya çalışıyorlarsa, bilsinler ki bizler her şeyin farkındayız. Sizler ne planlar yapıyorsanız, bizler çözüyoruz artık. 2016 yılında Amerika'da yayınlanan bir harita üzerine analiz yazısı yazmıştık, burada ülkemizi kaç parçaya bölmek istediklerini yayınlamışlar. Bu haritayı ömrümüzün sonuna kadar unutmayacağız ve sizlerle mücadelemiz ömrümüzün sonuna kadar, ülke olarak devam edecektir. Bu haritalı yazımızı tekrar okuyup, tanıdıklarınıza da okutmanızı tavsiye ederiz, yazıyı okuyunca niçin özellikle tavsiye ettiğimizi daha iyi anlayacaksınız. Okumak için yazımızın linki şöyledir.

   Yazılarımıza gösterdiğiniz ilgiler için şimdiden hepinize teşekkür ederiz. Başka yazılarımızda yine görüşmek üzere herkese Selam ve Saygılar sunarız...



   Kaynaklar ve etiketler; wwwenerjigovtr, wwwbotasgovtr, wwwtanapcom, boru hattı haritası, nato, iran komşuları, doğalgaz ne zaman bedava, türkiye petrol boru hatları nelerdir, türkiye petrol boru hatları haritası, türkiye petrol boru hatları isimleri, türkiye doğalgaz boru hatları nelerdir, türkiye doğalgaz boru hatları haritası, türkiye doğalgaz boru hatları isimleri, dünya petrol üretimi sıralaması, dünya petrol rezervleri sıralaması, dünya petrol tüketimi sıralaması, dünya petrol rezervi sıralaması, boru hatları nedir, boru hatları türkiye, batı hattı nedir, batı hattı projesi, batı hattı doğalgaz boru hattı, bakü tiflis ceyhan boru hattı ne taşır, ırak türkiye boru hattı, ırak türkiye petrol boru hattı, mavi akım nedir, mavi akım doğalgaz boru hattı, mavi akım boru hattı nedir, mavi akım hattı, mavi akım boru hattı nereden geçiyor, türk akım gaz boru hattı projesi, doğalgaz boru hattı türkiye, doğalgaz boru hattı projeleri, bakü tiflis erzurum doğalgaz boru hattı, doğu anadolu doğalgaz boru hattı, trans anadolu boru hattı, trans adriyatik boru hattı, türkiye yunanistan doğalgaz boru hattı, dünya doğalgaz rezerv sıralaması, boru hatlarının önemi 

12 Ekim 2021 Salı

Geçmişten Geleceğe Uçak ve Teknolojiler

   Bembeyaz bulutlarla kaplı gökyüzünden aşağı doğru bakınca yemyeşil ağaçları ve masmavi denizleri görürüz. Bu görüntü karşısında ne kadar şükretsek azdır, çünkü hepsi birbirinden farklı özellikte, çok güzel yaratılmıştırlar. Bu doğa güzelliklerini gökyüzünde bir kartal gibi süzülen, bulutların üstünde ise arabalardan kat kat hızla giden, uçakların içinden görebilmekteyiz. Bu uçakların en bilinenleri yolcu ve savaş uçaklarıdır. Günümüzde yolcu uçakları ortalama 730-950 km/h arası hızlarla, savaş uçakları ise ortalama 2300-3300 km/h arası hızlarla uçmaktadırlar. Bunların yanında özel olarak üretilen, daha yüksek hızlarla giden uçaklarda bulunmaktadır.

   Bildiğiniz üzere ülkemizde 1944 yılında Nuri Demirağ İstanbul'dan Ankara'ya ilk uçağımızı uçurmuştu. Ama sonraları ne hikmetse ! bir şekilde engellenip, ülkemizin uçak yapma hayalleri rafa kaldırıldı. Bu ve buna benzer engellemelerin bize verdiği yaklaşık toplam zarar ile ilgili olan yazımızı önceden yazmıştık, isteyenler bu linkten tekrar okuyabilirler.

Nuri Demirağ
Teknoloji 

   Bizlerde bu konuyu detaylıca inceleme kararı aldık. Amacımız geçmişte yapılan bunun gibi engellemelerin bizlere nasıl zararları olduğunu iyi anlayıp, geleceğe daha sağlam adımlarla gidebilmektir. Ayrıca bundan sonra önümüze çıkabilecek bu tarz engellemelere karşı daha dikkatli olmamız gerektiğini görebilmektir, çünkü gelecek gençlerimizindir.

   Önce yolcu uçaklarından başlayalım. Şu an itibari ile akla ilk gelen 2 yolcu uçak markası, Boeing ve Airbus' dır. Bunlar hakkında kısa bilgiler verip, sonra kendi analizlerimize başlayacağız.

Boeing firması:

   1916 yılında Amerika'nın Washington eyaletinde kurulmuştur. Uçak ve helikopterler yanında, savunma sanayi ürünleri de üreten bir firmadır. Son zamanlarda ürettiği uçak tip isimleri Boeing 737 / 747 / 767 / 777 / 787'dir. Fiyatları ise normal uçaklarda 89 ile 134 milyon $ arası, büyük uçaklarda ise 217 ile 442 milyon $ arasıdır. Firmanın yıllık cirosu ise yaklaşık 58 milyar dolardır.

Boeing
Boeing

Airbus firması:

   1970 yılında Fransa ve Almanya birlikteliğinde kurulup, daha sonra İngiltere, Hollanda ve İspanya'da ortaklık yapmıştır. Yani Avrupa firmasıdır. Uçak ve helikopter yanında, savunma sanayi ürünleri de üreten bir firmadır. Son zamanlarda ürettiği uçak tip isimleri Airbus A220 / A320 / A330 / A350 / A380 / A300 / A310 / A340 /A321'dir. Fiyatları ise normal uçaklarda 80 ile 130 milyon $ arası, büyük uçaklarda ise 200 ile 450 milyon $ arasıdır. Firmanın yıllık cirosu ise yaklaşık 57 milyar dolardır.

Airbus
Airbus

   Bu arada Çin'de kendi yolcu uçağını yapmaya çalışıyor. Devlete ait Çin Ticari Uçak Kurumu (Comac) tarafından çalışmalar devam etmektedir.

   Şimdi ise savaş uçaklarından bahsedeceğiz. Şu an dünya gündeminde olan büyük savaş uçaklarının bazıları şunlardır.

F-35: 

   Amerikan Lockheed Martin firması tarafından üretilmekte olup, firma ciro bakımından savunma sektöründe dünya birincisidir. Savaş uçağının yaklaşık fiyatı 85-90 milyon dolar arası olup, firmanın yıllık yaklaşık cirosu 66 milyar dolardır.

Sukhoi Su-35 ve Sukhoi Su-57 hayalet:

   Rusya tarafından üretilmektedir. Su-57 uçakları 5. nesil uçak olarak piyasaya sürülmüştür. Bu savaş uçaklarının fiyatları yaklaşık 28-40 milyon dolardan başlıyor.

Chengdu J-20 :

   Çin tarafından üretilmektedir, beşinci nesil olarak. 

 B-21 Raider, sır uçaklar (hayalet) :

   Northrop Grumman firması tarafından yapım aşamasında olup, firma ciro bakımından dünya dördüncüsüdür. Yaklaşık yıllık cirosu 38 milyar dolardır.

F-16 Fighting Falcon :

   General Dynamics firması tarafından zamanında üretilmişti. Firma ciro bakımından dünya beşincisidir. Yaklaşık yıllık cirosu 37 milyar dolardır.

   Savaş uçakları ile ilgili bazı teknik detayları yazdıktan sonra analiz yazılarımızı, artık yazmaya başlıyoruz. Bu analiz yazımızı okurken bazen üzülecek, bazen sevinecek, bazen de ülke olarak gururlanacağız. Çünkü dünyada tek bir Türkiye vardır ve ülkemizin yanında dünyadaki tüm mazlumlar toplanmaya başlamaktadır. Birliğimizden kuvvet doğacaktır.

Yıllardır NELER Kaybettik ?

   1944 yılında ilk uçağımızı yaptıktan sonra birileri engel olup rafa kaldırılmasaydı, aradan geçen 77 yılda ülkemiz neler yapardı neler ? Gerek yolcu ve gerekse de savaş uçaklarının fiyatlarını yukarıda yazdık. Bunları üreten firmaların yıllık ciroları 5 ile 66 milyar dolar arasıdır. Ortalama alınırsa her biri yaklaşık 25 milyar dolarlık firmalardır. Bu paranın 10 milyar dolarını uçak ve helikopter tarzı ürünlerden kazanmaktadırlar. Eğer ülkemizde darbeler olmasaydı, bu firmalar gibi şu an ülkemizin, en az 10 tane marka firması olabilirdi. Buda yaklaşık her yıl uçak ve helikopterlerden ilaveten 100 milyar dolar ihracat demek olup, milyonlarca kişiye de fazladan istihdam verilmesi anlamına gelir. Ayrıca sanayi alanında böyle firmalar olsaydı, diğer sektörlerde de dünyada başka markalarımız ve yüzlerce milyar dolar fazladan ihracatımız olabilirdi. 

   Uçak sanayinde 77 yılda gerek ithalata ödediğimiz para, gerekse de yapamadığımız ihracattan dolayı oluşan kaybımız en az 1.5 trilyon dolar yapmaktadır. Rakamın büyüklüğünü görünce sizlerde şaşırdınız, biz neler kaçırmışız. Evet çok fırsatlar kaçırdık, düşünün 1970 yılında kurulan Airbus firmasının tek başına yıllık cirosu şu an 57 milyar dolar. Biz ilk uçağımızı bunlardan önce, 1944'te yapmıştık. Yani bizler onlardan önce başladık ama engellendik ve neler kaybettik ? Biraz empati yaparak düşünün, gerisi sizlerin takdiridir. Uçak sanayi, savunma sanayi ve diğer tüm sektörlerde bizlerin kaybettiği para yaklaşık 77 yılda 10 trilyon dolardır. Bu paralarla bugüne kadar neler yapılırdı, değil mi ?

Günümüze GÜVENLE Bakmak

   Şimdi çok fırsatlar kaçırdık diye ümidimizi kaybetmeyelim, olan ile ölmüş geriye getirilmez, geçen geçmiştir. Artık günümüze ve ileriye odaklanma zamanı hep beraber. Ülkemizde son 20 senedir yapılan arge çalışmaları sonucunda helikopter, iha, siha, eğitim uçakları ve bunun gibi hava taşıtlarında çok büyük yollar kaydedildi. Bunlardan bazılarının isimleri şöyledir;


- Atak helikopteri

- Gökbey Helikopteri

Atak
Atak Gökbey


- Hürjet

- Hürkuş

Hürkuş
Hürkuş Hürjet


- Anka İha

- Aksungur

- Vestel Karayel İha, Siha


Anka Aksungur
Anka Aksungur Vestel Karayel


- Bayraktar mini İHA

- Bayraktar TB2 İHA / SİHA

- Bayraktar Akıncı Tiha

Bayraktar Akıncı
Bayraktar Mini İha Tb2 Akıncı

   Bu projelerin çoğu Tusaş (Türk Uçak Sanayii Anonim Ortaklığı) - Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. tarafından yapılmaktadır. Tusaş havacılık ve uzay sanayi; sistemlerinin üretimi, geliştirilmesi, modernizasyonu ve yaşam döngüsü destek süreçlerinde Türkiye'nin teknoloji merkezi olmuştur. Yıllık cirosu şu an yaklaşık 1.5 milyar dolardır. İlerleyen yıllarda bizim firmalarda yıllık 50-60 milyar dolarları görecektir İnşaAllah.

   Tusaş Uçak Üretim Tesisi (Milli Muharip Uçak Mühendislik Merkezi, Uzay Sistemleri Mühendislik Merkezi ve Kompozit Üretim Binası) 2022 yılının başlarında açılacaktır.

Tusaş Motor Sanayii A.Ş. (TEI, Tei) , TUSAŞ ENGINE INDUSTRIES, INC.

Geleceğe Güvenle Bakacağımız BİTEN ve HAZIRLANAN Projelerimiz;

- Bayraktar Diha, (Dikey iniş kalkışlı, insansız hava aracı)

- Milli Muharip Uçağı (MMU)

- Muharip İnsansız Uçak Sistemi (Mius)

Mmu
Mmu Mius

- Atılgan, Zıpkın, Korkut, Gökdeniz  Hava Savunma Silahları

- 35 mm Modernize Çekili Top Sistemleri

- Sungur ; 1-8 km menzilli Hava Savunma Sistemi 

- Hisar-A ; 15 km menzilli Alçak irtifa hava savunma füze sistemi

- Hisar-O+ 25 km menzilli Orta irtifa hava savunma füze sistemi

- Hisar-U yeni adı Siper ; 100 km menzilli Uzun menzilli hava savunma sistemi

- GUMS ; Geliştirilmiş Uzun Menzilli Hava Savunma Sistemi

Siper
Siper

Gums
Gums

- Bayraktar TB3

- Göktürk Uydusu

- Denizaltı gemilerimiz

- Uçak gemisi

- Lazer Silahlar

- Yerli MR cihazı

- Yerli Motor

- Lityum iyon pil

- Togg Araba

- Uçan Araba

Bizlerin BEKLEDİĞİ Projeler;

- Yerli Yolcu Uçağı

- Kıtalararası füze

- Nükleer başlıklı füze (Dünyada şu an 15.000 adet civarı var)

- Yerli üretim dokuma makineleri

- Yerli üretim pamuk iplik tesisleri

- Çok özel CNC makineleri

- Jiha, Jet motorlu insansız hava aracı. Yeri geldi mi normal hızla iha gibi gidecek. Yeri geldi mide jet motor devreye girip, savaş uçağı gibi  çok hızlı uçması. 

   Nereden nereye, 1944 yılında uçak yapan ülkemiz, bir anda birileri tarafından engelleniyor. Sonra başkaları uçak ve teknolojik ürünler yapıyor. Biz ülke olarak daha çok büyüyeceğimize, tam tersi darbelerle bizlere kıtlıklar yaşattılar, olur olmaz iç işleri ile uğraştırdılar. Biz bunlarla uğraşırken başka ülkeler ise, teknolojide aldı başlarını gitti. Giden gitti, şu ana odaklandığımız da teknolojiyi çok iyi yerden yakaladık ve süratle aradaki farkları kapatıyoruz ülke olarak. Bu hızla gidersek önümüzdeki 10 sene içinde dünyada çok iyi yerlere geleceğiz İnş.

   Gelecek sizin gençler, sizler kendinizi ne kadar ilime, bilime ve insanlığa yararlı işlere verirseniz ülkemiz sizlerle beraber daha çok büyüyecektir. Sizlerde bu ışığı ve enerjiyi görüyoruz ve şimdiden hepinizi tebrik ediyoruz. İnanırsanız, çoğu işi başarırsınız.

   Sizlere 77 yıllık kısa bir yolculuk yaptırdık. Yazımızı başka arkadaşlarınıza da gönderirseniz, onlarda faydalanmış olur. Şimdiden herkese teşekkür eder, başka bir analiz yazımızda görüşmek üzere hepinize Saygılar...



   Kaynaklar ve etiketler; wwwaselsancomtr, wwwbaykarsavunmacom, wwwssbgovtr, wwwtusascom, wwwvestelsavunmacom, wwwsivasgovtrnuri-demirag, wwwboeingcom, wwwairbuscom, wwwdefensenewscom, wwwgooglecom, KITLIK, AKINCI , kızılelma, teknoloji, yolcu uçağı markaları, geçmişten günümüze uçaklar, uçak tarihi, uçağın tarihçesi, uçakların tarihçesi, uçakların tarihi, eski uçaklar, uçağın tarihsel gelişimi, uçakların tarihsel gelişimi, uçağın tarihi gelişimi, uçakların tarihi gelişimi, geçmişte uçak, geçmişten günümüze gelen, geçmişteki uçaklar, ilk uçak ne zaman yapıldı, ilk uçak  

Öne Çıkan Yayın

Kalkınma Yolu Projesi Niçin Önemli?