SAĞLIK etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
SAĞLIK etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5 Aralık 2020 Cumartesi

Korona Virüs kadar Sigarayı da Konuşabilsek

   Son günlerde tüm dünya kendi sağlığını daha çok düşünmeye başladı, korona virüsten dolayı. Korona Virüsün şu an görülen en belirgin özelliği yayılma hızının fazla olması, ölüm oranının az olmasıdır (diğer korona virüs çeşitlerine göre). Televizyonlar da, gazeteler de ve internet te bu virüsle alakalı o kadar haber yapılıyor ki, herkes çok iyi şekilde aydınlanıyor. Bu konuda başta sağlık yetkilileri olmak üzere herkese teşekkür etmek gerekir, insanları bilgilendirdiği ve gerekli tedbirlerin neler olacağını anlattıkları için.

   Özellikle genç neslin başta özenti ile başladığı, sonra vücudunu zehirlediği sigara, bu korona virüsten daha mı az tehlikeli diye bizim de aklımıza soru geldi. Bizde biraz düşünüp, acaba sigara verileri nelerdir diye araştırmaya başladık

Korona Virüsü
Sigara Korona Virüsü

   Verilere bakınca çok ilginç rakam ve oranlarla karşılaştık. Türkiye'nin nüfusu 83 milyon, sigara kullanan kişi sayısı yaklaşık 18 milyon (% 22 ), sigaraya bağlı hastalıklardan ölen kişi sayısı yılda yaklaşık 100.000'dir. Dünya'nın nüfusu ise 7.7 milyar, sigara kullanan kişi sayısı yaklaşık 1.3 milyar (% 17), sigaraya bağlı hastalıklardan ölen kişi sayısı ise yılda yaklaşık 5 milyondur.

   Bu rakam ve oranlar çok büyüktür. Bu yüzden sigaranın insanlara verdiği zararlar büyüktür. Şu an gündem de korona virüs var ve medyada en ince detaylarına kadar anlatılıyor. Sigaranın oranları, korona virüsün nerdeyse 10 katı. Bu yüzden korona virüste yapılan medya tanıtımın daha fazlası sigaranın zararları için yapılırsa, daha iyi olur.

   Ama yıllardır sigaranın zararları için çok büyük tanıtımlar olmuyor. Sadece belli bir oranda oluyor. Şimdi bazı soruları ''medyaya'' sormak istiyoruz.

- Sigaranın zararları için büyük tanıtımlardan, niçin  ve nelerden çekiniliyor ?
- Yılda yaklaşık 700 milyar dolar para kazanan, firmalardan mı korkuluyor ? Yoksa başka şekilde onların  medyaya verdiği reklam paralarının azalmasından mı korkuluyor ?

Ayrıca bazı soruları da ''kendimize'' soralım.

- Sigaranın zararlarından neye güvenerek korkmuyoruz ? 
- Hiç görmediğimiz bir virüsten bu kadar korkuyorsak, öldürme  oranı nerdeyse korona virüsün 10 katı olan, sigaradan niçin korkmuyoruz !?

   Şunu da unutmayalım ,sigaradan yaklaşık Türkiye'de yılda 100 bin, Dünya'da ise 5 milyon  kişi ölmektedir. Korkmak için, başımıza bir musibetin mi gelmesi gerekir. En iyisi yol yakınken, sigara ile yollarımızı ayırmanın vakti geldi deyip, bırakmak, değil mi ?

   Sigaranın korona riskini 14 kat artırıp, tedaviyi zorlaştırdığını biliyor musunuz ? Yeşilay Danışmanlık Merkezi ile konu için, irtibata geçebilirsiniz.

Sigara
Korona Sigara 

Risk
Korona Riski

Tedavi Zorlaştırır
Korona Tedavi Zorlaştırır

   Ayrıca hiç düşündünüz mü sigaranın kağıtları için yılda ne kadar ağaç kullanılıyor, kesiliyor ? Bu sorunun cevabını duyunca daha çok şaşıracaksınız. Evet her yıl sigaranın kağıdında kullanmak için, milyonlarca dönüm ormanlık alanın ağaçları kullanılmaktadır. Çok şaşırdınız değil mi ? Birde sigaradan dolayı çıkan orman yangınları oluyor. Bu sayede ne kadar alan ormanımız yanıyor ? 

   Bu kadar zararı olan sigara için, bundan sonra hem sağlığımızı, hem de ormanları düşünerek sigaradan uzak duralım, birlikte kazanalım, olur mu ? Var mısınız ?




   Kaynaklar ve etiketler; orgm.mebgovtr/meb_iys_dosyalar/2018, bikgovtr, aacomtr, saglikgovtr, yedamorgtr, M. F. T., cigarette, corona virus, corona, SİGARA

23 Mart 2020 Pazartesi

Corona Virüs, Covid-19

   Sağlığımız, çoğumuzun farkında olmadığı en değerli hazinemizdir. Değerini ise hastalanınca anlıyoruz, hem de bazen 10 katıyla. Sağlıklı olmazsak ne bir işi rahat yapabiliriz, ne de dışarıda rahatça yürüyebiliriz.

   Bugünlerde gerek haberler de, gerek sokaklar da, gerekse tüm evler de korona virüs konuşulmaktadır. Konuya girmeden  önce virüs nedir ona bir göz atalım.

Virüs

Bulaşıcı hastalıklara sebep olan, küçük mikroplara denir. Virüsler canlı hücrede yaşarlar, zararlıdır, bakterilere göre küçüktür.

Virüsün tanımından sonra, korona virüs nedir, nasıldır onlara bakalım.

Korona Virüs

Şiddetli şekilde büyük salgınlara neden olabilecek, virüs ailesidir. Hayvanlardan insanlara geçtiği zaman, mutasyona uğrayıp, yayılabilir. Böyle hastalıklar zoonotik hastalıklar olarak adlandırılıp, ölümcül olabilmektedir.

Yapısal
Corona Virüs Yapısal


Korona Virüs Çeşitleri

4 türde sınıflandırılırlar. Alfa, beta, gama ve delta corona virüsler olarak. Alfa ve beta corona virüsler insanlara bulaşırken, gama ve delta corona virüsler sadece hayvanlara bulaşabiliyor.

Yapısal
Corona Virüs Yapısal


Korona Virüs Nasıl Bulaşır

Hasta olan kişiler nefes alıp verdiklerinde, öksürdüklerinde veya hapşırdıkları anda dışarı attıkları damlacıklar yoluyla, insandan insana bulaşabilir.

Korona Virüsten Nasıl Korunulur

Bu konuda alacağımız basit önlemler ile korunabiliriz.
- Elleri yıkamak, herkesin sık dokunduğu yüzeyleri dezenfekte etmek, ellerimizle yüzümüze, gözümüze ve ağzımıza dokunmamak.
- Öksürme ve hapşırma da mendille ağız ve burnumuzu kapatmak.
- Mendiliniz yoksa dirseğinizin iç kısmını kullanmak.
- Tokalaşma ve Sarılma yapmamak.
- Hastalarla aynı tabak ve bardağı kullanmamak.
- İyi pişmemiş veya çiğ hayvan ürünlerini yememek.
- Başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere, koordineli  çalışan diğer bakanlıkların açıklayacağı talimatlara riayet etmek.
- Bunların dışında bakanlığın aşağıda detaylı açıkladığı 14 gün kuralına uymak. Böylece kendimizi ve çevremizdekileri virüslerden koruyabiliriz.

14 gün Kuralı
Corona Virüs 14 gün Kuralı


Korona Virüs Nasıl Etki Yapar

Hafif soğuk algınlığına vesile olan korona virüsler (corona virus), ilk önce üst solunum yoluna (burun ve boğaz) bulaşırken, daha ciddi hastalıklara neden olan corona virüsler ise alt solunum yoluna (akciğerler) bulaşarak zatürreye neden olabilirler.

Korona Virüs Belirtileri

Şu anki en çok karşılaşılan belirtileri ateş, öksürük, nefes darlığı, kas ağrısı ve yorgunluktur.

Korona Virüsler Yüzeylerde ne Kadar Hayatta Kalabilir

Yapılan araştırmalarda oda sıcaklığında, değişik malzemeler üzerinde 4 ile 9 gün arası canlı kalabildiği görülmüştür. Burada etken faktörler olan düşük sıcaklık ve yüksek nemin, virüslerin yaşam sürelerini uzattığı görülmüştür.

Korona Virüs Kuluçka Süresi

Kişi ve durumlara göre 2 ile 14 gün arasıdır.

Korona Virüste RO Değeri

Bir kişinin hastalığı, kaç kişiye bulaştırdığının değeridir. Yapılan araştırmalarda  bu değer 1,8 ile 3,3 arasında değişkenlik göstermektedir. Ortalama 2,5 sayarsak, 1 kişi temas halinde başka 2,5 kişiye bulaştırır demektir. Bu 2,5 kişi başka 6,25 kişiye, bu 6,25 kişi başka 15,62 kişiye, bu 15,62 kişi başka 39 kişiye...Böylece örüntü uzayarak 50 binlere gider. Bu rakamlara bakarak durumun ciddiyetini daha iyi anlamışsınızdır. Dolayısı ile eğer ortamda salgın durumu varsa, lütfen başkaları ile tokalaşmayın, yan yana durmayınız.

Korona Virüs Zamanı Beslenme

Yiyeceklerde sebze ve meyveye ağırlık verilmelidir. Bol C Vitamini yüklü besinler alınmalı.  Ayran, doğal meyve suyu, bol sıvı, bitki çayları, bol su içilmelidir. Su miktarı yaklaşık 2 litre olmalıdır.

Korona Virüs En Çok Kimleri Etkiler

Belli yaşın üzerindeki yaşlılar, bağışıklık sistemi zayıf olanlar, şeker, kanser, akciğer, hipertansiyon ve kronik sağlık sorunu olanlar.

Önceki Korona Virüsler Nelerdir

2002 yılında  Çin'de SARS-CoV, 2012 yılında Suudi Arabistan'da MERS-CoV görülmüştür.

Korona Virüs En Büyük Özelliği

Covid-19 diğerlerine göre hızlı yayılır, ama şu anki görünen verilere göre öldürme oranı düşüktür.

Corona Virüs
Mers Sars

   Sağlıktaki teknik terimler ile Korona Virüs hakkındaki detayları kısa olarak yazmaya çalıştık. Nedir, neler yapılmalıdır..vs.. Bunları okuyunca, sizlerde her şeyi daha iyi anlayıp, ona göre tedbirlerinizi alacaksınızdır.

   Dünyamızı detaylı gözlemlediğimizde doğanın nasıl bir intizamla kurulduğunu, doğa olayları arasında nasıl düzenli bağlantıların olduğunu, insanların doğup, büyüyüp, zamanı gelince nasıl maddi dünya hayatından ayrıldığını daha iyi anlıyoruz. Böylece yüce Allah C.C.'nun kudretini daha iyi görmüş oluyoruz.

Dünyayı yaratan Allah C.C. bazı ayetlerde bizleri uyarıyor. Bu ayetlerden bazılarının meali şöyledir:

- İnsanların kendi elleriyle yapıp ettikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu; böylece Allah dönüş yapsınlar diye işlediklerinin bir kısmını onlara tattırıyor. (Rûm Suresi 41. Ayet)

- Göklerdeki her şey, yerdeki her şey Allah'ındır. (Bu) kötülük edenleri yaptıklarıyla cezalandırması, iyilik edenleri de daha güzeliyle mükâfatlandırması için (böyle)dir. (Necm Suresi 31. Ayet)

- O, göklerin ve yerin eşsiz-örneksiz yaratıcısıdır; bir şey olmasını dilediğinde ona ''ol!'' der, hemen oluverir. (Bakara Suresi 117. Ayet)

- Görmediler mi ki, onlardan önce yeryüzünde size vermediğimiz onca imkânı kendilerine verdiğimiz, gökten üzerlerine bol bol yağmur indirip (evlerinin) altlarından ırmaklar akıttığımız nice nesilleri helâk ettik. Biz onları günahları sebebiyle helâk ettik ve onların ardından başka nesiller meydana getirdik. (En'âm Suresi 6.Ayet)

   Her türlü nimetinden faydalandığımız Dünya'da yaşarken, Allah'a ne kadar şükrediyoruz acaba, hiç kendinize sordunuz mu ? Bizler niçin Dünya'ya getirildik, neler yapmalıyız ? Şu Ayet-i Kerime'nin mealine baktığımızda, bizlere düşen görevleri iyi anlamalıyız.

- Ben cinleri ve insanları, başka değil, sırf bana kulluk etsinler diye yarattım. (Zâriyât Suresi 56.Ayet)

Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'de  (SAV)  bir Hadis-i Şerif'te şöyle buyurmuştur:

Beş şey gelmeden önce, şu beş şeyin kıymetini ganimet biliniz;

- İhtiyarlık gelmeden önce, gençliğin
- Hastalık gelmeden önce, sağlığın
- Fakirlik gelmeden önce, zenginliğin
- Meşguliyet gelmeden önce, zamanın
- Ölüm gelmeden önce, hayatın

   Hadis-i Şerif'ten de görüldüğü gibi sağlığımız kıymetlidir. Her şeyin başı sağlıktır. Bu yüzden önce kendimiz, sonra yakınlarımız, sonra çevremiz için sağlığımızın değerini iyi bilelim.

   Şimdi gelelim önemli bir konuya. Bu korona virüs için baya bir tezler ortaya atıldı. Bunlardan bazıları şöyledir:

- Bu virüs laboratuvarda üretilen, yapay bir virüstür.
- Bu virüsü üreten Amerika'dır, Çin'dir, İsrail'dir ...vs...
- Çin kendi laboratuvarlarında bir çalışma yaparken, tehlikeli bir virüs yayıldı
- Bu virüsü Amerikalı askerler, Çin'e yaydı...

   Bunlar gibi onlarca tezler var, şu an medyada. Burada bizlere düşen çok önemli görev var. Bu virüs yapay veya doğal bir virüs olsun, önemli değil menşei. Çünkü Allah'ın dediği olur sadece Dünya'da. Allah C.C. izin vermezse hiç bir şey hareket edemez. Eğer virüs bizlere kadar gelmişse, şunları hemen gözden geçirmeliyiz:

- Bol düşünmeliyiz, neredeyiz, bugüne kadar Allah rızası için neler yaptık
- Nerede Allah'a kulluk noktasında ne gibi manevi eksikliklerimiz olmuş olabilir
- Bu eksiklerimizi kontrol edip, uygulamaya başlamalıyız
- Bol tövbe istiğfar yapalım
- Çok dua edelim
- Sık sık Kuran'ı Kerim okuyalım
- Sadaka verelim
- Namazları vaktinde kılmaya çalışalım
- Kendimizi fakirlerin yerine koyup, empatiler yapalım
- Bol şükredelim

   Sayılı günler kolay geçer, önemli olan bundan sonraki ömrümüzde manevi olarak nasıl yaşayacağımızdır. Sağlıklı ve Hayırlı günlere,  birlikte kavuşmamız dileklerimizle...

Corona Virus
Korona Corona




   Kaynaklar ve etiketler; wwwsaglikgovtr, diyanetgovtr, sagligimgovtr, tubitakgovtr, Mehmet Taşatan H., Koronavirüs,  

8 Eylül 2019 Pazar

Fazla Kilo, Obezite ve Zayıflama

   Yollar yürüyerek bitermiş derler, bunu günümüzde ''yollar arabayla giderek biter'' diye söylersek, çokta abartmış olmayız galiba. İşleyen demir ışıldar pas tutmaz misali vücudumuz da ne kadar hareket ederse o kadar sağlıklı ve zinde olur. İnsanlar hareketin en büyüğünü yürüyerek yapmaktadırlar.

   Sağlıklı olmak için vücudumuzun belli kilolarda olması gerekir, ne çok fazla, ne çok eksik. Çok fazla olursa üzerimizde bir ağırlık olup, bacaklarımıza yük biner. Bunu şöyle anlatırsak, akıllarda daha kolay kalır. Her gün evden dışarı çıkarken belimize fazladan ağırlıklar bağladığımızı ve yürüdüğümüz tüm yollar boyunca bu ağırlıkları taşıdığımızı düşünün. Hem bedenen yoruluruz, hem de zihnen değil mi ?

   Eğer kilomuz çok az olursa vücut gerekli gıdaları almamış olacağından, her türlü hastalıklara adeta davetiye çıkarılmış olur. İnsan vücudunun ideal kilosunun hesaplanması için değişik hesaplamalar vardır. Biz sizlere kolayca akılda kalacak bir formül söyleyeceğiz, eğer bu formüle göre kilonuzu korursanız, hayatta sağlıklı olabilirsiniz. Tam sağlıklı olmanın yollarını, her zaman doktorlar söyler, bizimkiler sadece bir öneridir.

   İdeal Kilo Hesabının Yaklaşık Hesaplanması;

Erkekler için ; Boyunuzun son iki hanesinin   5 eksiği ile 10 fazlası arası
Bayanlar için ; Boyunuzun son iki hanesinin 10 eksiği ile   5 fazlası arasıdır.

   Bir örnek verecek olursak;   1,75 boyundaki Ali Bey  76 kilo geliyorsa, kilosunun durumuna bakalım. Hesap yapılınca;

75-5 = 70     ile    75+10 = 85   arası rakamlar çıkıyor. Yani 70 ile 85 arası rakam olursa, kilomuz iyi olur. Bunun ortalaması alınırsa en ideal kiloyu bize verir. Yani 70+85 / 2 = 77,5 kilo. Bu rakama bakınca Ali Bey'in 76 kilo ile en ideal kiloya çok yakın olduğu görülmektedir.

   Eğer Ali Bey'in kilosu 76 değil de 96 gibi bir rakam olsaydı, o zaman durum baya ciddi olacaktı. Çünkü günümüzün en önemli sağlık durumlarından olan obezite ile karşı karşıya gelmiş olabilirdi. Önce obezitenin tanımını yapalım, sonra konuya devam edelim.

Obezite; Vücudumuz her gün yediğimiz yiyeceklerle enerji almaktadır. Eğer bu aldığımız enerji günlük harcadığımız enerjiden fazla olursa, bu durumda vücudun harcayamadığı enerji, vücutta yağ oluşumuna sebep olur, böylece de obezite oluşur.

   Ali Bey'in kilosu en ideal kiloya yakın olduğu için sağlığı da iyidir genelde. Eğer yüksek çıksaydı tarifteki gibi obezite ile karşı karşıya kalınabilirdi. Obezite ile artan kilolar vücutta başka hastalıklara da sebep olabilir. Bunlar kas ve iskelet sistemi hastalıkları, kalp ve damar, diyabet, hipertansiyon, solunum sistemi ve bazı kanser türlerinin alt yapısını oluşturabilir. Türkiye'de kadınların yaklaşık % 20,9'u, erkeklerin ise % 13,7 si, ortalama da ise % 17'si obezdir. Bunun tedavisin de bir ekip çalışması gerekir hekim, diyetisyen, psikolog ve fizyoterapistten oluşan.

   Başka hastalıklara sebep olan kiloları sağlık ekibinin çalışması ile zayıflayarak verebiliriz. Bunun yanında kendimizde sağlığımıza dikkat edip, bazı noktalarda hassas olursak, kilo almayı önleyebiliriz. Şimdi önerilerimizi yazmaya başlayalım.

   SAĞLIK İÇİN ÖNERİLERİMİZ

- Her yere araba ile gitmeyelim, yakın yerlere yürüyerek gidelim, böylece vücudumuz hareket ederek, enerji harcamış oluruz. Günde en az 1 saat yürüyebilirsek, çok faydasını görebiliriz.

- Bisiklet sürmeye çalışalım ama elektrikli olanı değil. Böylece hem vücudumuz hareket eder, hem de yağları yakarız.

- Sabah kahvaltımızı mümkün mertebe yapmaya çalışalım. Öğle yemeklerinde fast food denilen hazır yiyeceklerden uzak durmaya çalışalım. Özellikle bazı çalışanlarımız nerdeyse her gün fast food yemektedir. Bunun yerine 5 iş günün en az 3 ünde yemek yemeye çalışalım. İlla fast food da yemek istiyorsanız, tadımlık niyetine ara sıra yersiniz. Akşam yemeklerinde mümkün mertebe çorba yiyelim. Çünkü sıvı olan çorba vücudumuzun bağırsaklarına iyi gelir, kabızlığı önler. Bir örnek verecek olursak devamlı fast food tarzı katı yiyecek yiyen birisi, 10 gün sonra kabız olup, karnında ağrılar hissetmeye başlayabilir.

- Günde bol su tüketilmelidir, en az 2 litre civarı. Özellikle sabah kalktığımız da aç karna 1 bardak içelim, vücut organlarının çalışmasına sebep olur. Şunu unutmayalım ki su, bulunmaz bir doğal ilaçtır vücudumuza. Suyun faydaları o kadar çok ki...Mesela; Böbreklere, Kalp hastalıklarına, Bulaşıcı hastalıklara, Cilde iyi gelmektedir. 
   
   Eğer yeterli su içmezsek, şu sorunlar baş gösterebilir; Unutkanlık, konsantrasyon, kabızlık, baş ağrısı, saç dökülmesi, kepeklenme, bebekli annelerde süt eksikliği, kas krampları.

- Şekerden uzak durmaya çalışalım.

- Gazlı içecek, kafein içecekler ve hazır içeceklerden uzak durmaya çalışalım. Bunun yerine evde yapacağımız doğal içecekleri kullanmaya çalışalım.

- Tuzu dengeli kullanalım, aşırı kullanmayalım.

- Ekmeği yeterli oranda yiyelim, aşırı yemeyelim.

- Tatlı, hamur işi ve kızartmaları az yiyelim (tadında yiyelim, hiç yememezlik yapmayalım), aşırı yemeyelim. Çikolatayı tadında yiyelim, aşırı yemeyelim.

- Yazın kavun, karpuz yiyelim.

- Yemeklerde mümkünse doğal olan, tereyağı ve zeytinyağı kullanalım.

- Mümkün mertebe yemeklerimizde salata yiyelim, burada dikkat edilmesi gereken, hangi mevsimde isek o mevsimin salatasını yapalım.

- Yoğurdu bol yiyelim, özellikle evde yapalım

- Yemekleri yavaş yiyelim, çokta yemeyelim. Karnımızı 3 parça düşünürsek, 1 parçasını yemek için, 1 parçasını içecekler için, 1 parçasını da boşluk için bırakalım, buna göre yiyip içelim.

- Her şeyin hazırı var diye, mutfağımızı unutmayalım. Mutfaktan ne kadar uzaklaşırsak, doğal yemekten uzaklaşmış oluruz. Bu yüzden mümkün mertebe hazır yiyecekler yerine, ev yapımı yemekler yiyelim.

- Doğal çay içelim, çok karışık çaylara dikkat edelim. Bazılarının içindeki maddeler, bazı kimselere küçükte olsa bir yan etki yapabilir.

- Stresi hayatınızdan uzak tutun

- Sigarayı hiç yazmaya gerek bile yok, çünkü bir çok hastalığa sebep olmaktadır. Sigarasız hayat demek, sağlıklı yaşama açılan ilk kapı demektir.

   Eğer bu doğal çözümleri düzenli yaparsanız ve genetik bir  hastalığınızda yoksa, mümkün mertebe kilo almayacaksınızdır. Dolayısıyla kilo vermek için, yani zayıflama içinde, çok düşünmeyeceksiniz.

   Şunu asla unutmayalım insanın en iyi doktoru, kendisidir. İnsan ne yediğini, ne içtiğini, nasıl hareket ettiğini en iyi kendisi bilir. Eğer biz kendi sağlığımıza çok dikkat edersek, olabilecek hastalıkları başlamadan önlemiş olabiliriz.

   Sabah doğan her güneşin, sizlere hayat boyu sağlık ve mutluluk vermesi dileklerimizle...


Zayıflama
Fazla Kilo Obezite

Zayıflama Obezite
Fazla Kilo Zayıflama İdeal Kilo




Kaynaklar;   saglikgovtr, wwwgooglecom, OBEZİTE, diyet, doğal beslenme,

22 Ağustos 2019 Perşembe

Sağlıklı Yaşamın Sırları, Meyve ve Sebzeler

   Dünya'da 4 mevsim vardır ve her mevsiminde kendine özgü özellikleri vardır. Bu mevsimlerde farklı farklı meyve ve sebzeler yetişmektedir. Allah C.C. doğayı öyle güzel yaratmış ki doğada nerdeyse her türlü renk mevcuttur, beyazından siyahına kadar.

   Hiç kendi kendinize sorduğunuz oldu mu acaba, niçin tüm sebze ve meyveler bir kaç renk değil de, çok renk ? Bu renklerin acaba bir özelliği var mı ? Hangi sebze ve meyveler, vücudumuzdaki hangi organlarımıza benziyor ve faydaları nelerdir ?

   Yaptığımız araştırmalara göre sebze ve meyvelerdeki renkler gruplarda toplanarak, ortak fayda sağlıyor. Detayları şöyledir;

Renklerin Dili,  Meyve ve Sebzelerde;

Sarı renk: Güzellik için faydalıdır. Örneğin mısır, limon, muz
Mor renk: Uzun ömür için faydalıdır. Örneğin Kiraz, üzüm, patlıcan
Turuncu renk: Kanserden korumak için faydalıdır. Örneğin Şeftali, havuç, portakal
Yeşil renk: Toksit atma için faydalıdır. Örneğin Fasulye, marul, elma
Kırmızı renk: Kalp, Kan ve Kemik sağlığı için faydalıdır. Örneğin Biber, çilek, domates
Beyaz renk: Bağışıklığı güçlendirmek için faydalıdır. Örneğin Mantar, sarımsak

Şimdi önemli bir soru soralım, doğada niçin Mavi renkli sebze veya meyve yoktur ?

Hangi Vücut Organımıza Hangi Sebze veya Meyveler Benzeyip, Faydalıdır ?

   Hiç dikkat ettiniz mi acaba, bazı sebze ve meyveler bazı organlarımıza benziyor ve benzediği organa fayda veriyor. Bir kaç örnek verelim;

Ceviz: Beynimize çok benzeyip, zeka gelişimi için faydalıdır
Brokoli: Ciğerlere benzeyip, faydası vardır
Domates: Aynı kalpteki gibi domateste de 4 oda vardır, kalbimize faydalıdır
Havuç: Dilimlenince insan gözüne benzer, göze faydalıdır
Fasulye: Böbreğe benzer ve faydalıdır
Tatlı patates: Pankreasa benzer ve faydalıdır

   Kısaca özetlemek gerekirse sebze ve meyveler öyle büyük bir sistemli düzende yaratılmışlar ki, hem renkleri, hem görünüşleri ile vücudumuzun sağlık kaynak deposu olmuştur. Bu yönüyle yüce yaratana ne kadar şükretsek azdır. Bu değerli sebze ve meyvelerin herkese sağlıklı ve uzun ömürler getirmesi dileklerimizle...


Soğan Havuç
Sebzelerin faydaları


Portakal Elma
Meyvelerin faydaları





Kaynaklar ve etiketler; Sırlar, Sarmısak, wwwgooglecom, Sebze, renklerin dili

19 Ağustos 2019 Pazartesi

Sigaranın Faydaları Nelerdir

   Günümüzde nüfusumuzun yaklaşık % 30'u sigara içmektedir. Orana bakıldığında çok büyük bir rakam görünmektedir. Bizde merak ettik, acaba bu sigara niçin içilir diye bir analiz yapalım dedik. Sigara içenlerin başlıca sebepleri şöyledir.

Niçin Sigara İçiyorsunuz ?

- Sigara stresimi alıyor
- Sigara içmezsem şişmanlıyorum
- Sigara bütün dertlerimi unutturuyor bana

   Bu maddeler sigara içenlerin büyük kısmının ortak özellikleridir. Peki bu sebeplerle içilen sigaranın faydaları nedir diye analiz yapınca, şu sonuçlar ortaya çıkıyor

Sigara İçmenin Faydaları ! ;

- Cebinizde bulunan fazla paraların bitmesini sağlayıp, cebinizdeki yükü hafifletiyor
- Parfüm, kolonya esans sürmenize gerek kalmaz, çünkü 24 saat sigara kokusu üzerinizde olur
- Sigara sizin sağlıklı yaşamanızı zorlaştırdığı için, çok gezemezsiniz, dolayısıyla gezmeye harcayacağınız vakit ve paradan tasarruf yapmış olursunuz
- Dişlerinizi beyazlatmak için zaman harcamazsınız, çünkü sarı olur zaten
- Erkekler bıyıklarını siyaha boyatmak için çalışmaz, çünkü sarı renk olur
- Bayır yolları yürümekten kurtulursunuz, çünkü çıkmakta zorlanacağınız için, mecbur arabaya binersiniz
- Sağlıklı bir insan öksürünce hastalandım deyip, hastaneye gider. Sigara içenler ise nerdeyse ömür boyu öksürecekleri için alışkanlık yapar, hastaneye gitmenize gerek kalmaz

   Evet niçin sigara içilir ve sigara içmenin faydalarını yazdıktan sonra, asıl sorumuza gelelim. Sigaranın Zararları Nelerdir ?

Sigara İçmenin Zararları;

- Solunum hastalıklarına yol açar
- Kanser olmayı hızlandırır
- 4000 ten fazla madde vücudumuza  girer
- Sebze ve Meye tüketimimizi azaltır, dolayısıyla sağlıklı beslenemeyiz
- Dengesiz beslenmeye sebep olur
- Cebimizdeki paranın en az % 8 ini alır, götürür

   Kısaca bize faydası olmayan sigarayı bırakalım. En iyi bırakmak, hiç başlamamaktır. Başlayanlar ise hemen bırakırsa, daha sağlıklı yaşama kavuşabilir.

Sigarayı bırakmak için şunlar yapılabilir;

- Doktora gidip psikolojik destek alınır
- Sigaraya vereceğiniz parayla 1 ay boyunca sakız ve çerez alıp, sigara aklınıza gelince onları yiyin ve çiğneyin
- Sigaraya vereceğiniz para ile başka ürünler alın, onlarla zaman geçirin

   Şunu asla unutmayın, sigarayı sırakmak tamamen size bağlı,  beyninizde bitirdiyseniz, gerisi kolay. Sigarasız bir hayat dileklerimizle


Sigaranın Zararları
Sigaranın Faydaları, Sigaranın Zararları





   Kaynaklar ve etiketler; wwwgooglecom, SİGARA, SİGARA FAYDA, No Cigarette, sigara faydaları, birinci sigara, sigaranın yararları nedir, sigaranın zararları kısaca, sigaranın faydaları nedir

17 Ağustos 2019 Cumartesi

Su İçmenin Zararları

   Vücudumuzun % 60 ile 70 arasını oluşturup, hayatımızdaki en önemli nimetlerden biri olan su, doğada bulunan en iyi doğal ilaçtır. Suyun o kadar faydası var ki, anlatmakla bitmez. Bu faydalardan bazısını şimdi yazacağız. Başlığa bakınca su içmenin zararları nedir diye kendi kendinize sormuş olabilirsiniz, onu yazımızın ilerleyen bölümlerinde anlatacağız, ne için zarar ?

Su İçmenin Faydaları;

- Vücut sıcaklığını dengeler
- Toksinlerin temizlenmesi için gerekir
- Derimizin nemlenmesi için gerekir
- Sindirim ve dolaşım sistemimiz için gerekir
- Böbreklerin çalışması için gerekir
- Mineral ve vitaminlerin çözülmesi için gerekir
- Metabolizmanın düzenli çalışması için gerekir
- Cildi güzelleştirir
- Yeni bebekleri olan anneler de süt üretimini artırır
- Bağışıklık sisteminin görevini yapmasına yardımcı olur, böylece dinç ve zinde kalırız
- Eklemlerin kayganlığı artar
- Böbrek taşları, idrar yolu enfeksiyonları ve kabızlık gibi hastalıklardan korur
- Su tüketimi azalırsa, vücutta biriken yağ oranı artar, kilo alımı başlar

Sağlık
Su İçmenin Yararları

   Yetişkin insanlar günde yaklaşık 2 litre civarı su içmelidir. Vücudumuza gerekli olan suyun 2/3 ü içme yoluyla, kalan 1/3 ü ise yediğimiz besinler sayesinde alınır. Aklınıza şu gelebilir, ben çok su içmiyorum ama kahve ve çay çok tüketiyorum, böylece su içmiş gibi oluyorum diyebilirsiniz. Bu tez yanlıştır, çünkü kahve ve çayda, suda bulunan mineraller yoktur, ayrıca bunlar vücuttaki sıvı atılımını artırır.

   Birde şu önemli durum vardır, özellikle kalp ve böbrek  hastaları için. Gereğinden fazla su tüketilirse, vücutta sıvı elektrolit denge bozukluğuna neden olabilir, bu yüzden bu tarz hastalar doktorlarına başvurarak, günde ne kadar su tüketmeleri gerektiğini öğrenebilirler.

Temiz
Doğal Su Kaynakları

   Size önemli bir tüyo verelim. Sabah kalkınca ve gece yatmadan önce 1 bardak su içmeye çalışın, vücut için faydalıdır.

   Şimdi gelelim asıl konumuza, Su İçmenin Zararları ? Buradaki asıl konumuz şudur, Ayakta Su İçmenin Zararları. Bu konumuzu detayları ile anlatmaya çalışalım.

   Ayakta su içme konusunda değişik hadisler vardır. Bu hadislere bakarak şu denebilir; Ayakta su içmek caiz olmakla birlikte, oturarak içmek daha makbuldur. Yani mecbur kalmadığımız sürece, ayaktayken su içmeyelim, oturarak su içelim, bu vücuda daha faydalıdır. Şimdi bilimsel olarak ayakta su içmenin niçin vücuda zarar verdiğini anlatalım. Burada ayakta ve otururken midenin durumuna bakmak lazım.

Zararlar
Ayakta Su İçmenin Zararları

   Otururken içtiğimiz su midede bir süre bekler, böylece su midedeki asitler tarafından temizlenir. Dolayısıyla bir çok organımız su ihtiyacını bu temizlenmiş su ile giderir. Eğer ayakta iken su içersek, direkt On iki parmak bağırsağına gider. Dolayısıyla su içindeki mikroplar temizlenmemiş olup, bağırsaklara mikroplar yerleşir. Böylece hastalıklar başlayabilir.

   Ayrıca suyu yavaş yavaş içelim, ağzımızda birden yutmayalım. Çünkü ağzımız da bulunan tükürük bezlerinin de suyla çok teması lazım ki, tükürük bezleri daha çok tükürük üretsin. Tükürük çok olunca mikrop öldürme özelliği ağzımızda artmış olur. Böylece hem ağzımız, hem de dişlerimiz sağlıklı olur. Peygamber Efendimiz su içme konusunda bir hadiste şöyle buyurmuştur. ''Suyu deve gibi bir solukta içmeyin, iki üç solukta (dinlene dinlene) için. Su içerken Besmele çekin. Bitirince de Allah'a hamd edin. (Tirmizi)

   Su hayat demektir, su olmadan hayatın bir anlamı çok olamaz. Hayatımız olan suyu vücudumuza en yararlı şekilde içmeniz dileklerimizle...


Sağlık
Su hayat demektir





Kaynaklar ve etiketler;  wwwmemorialcomtr, wwwislamveihsancom, wwwebagovtr, wwwtrthabercomtr, wwwislamiyasamcom, su içmenin yararları

1 Mayıs 2018 Salı

Sağlığınız Aileniz için Değerlidir, Tansiyon Hastalığı

   İnsan vücudu kimi zaman o kadar çok hassastır ki ani reflekslere karşı birden ani tepkiler verebiliyor. Normal olan vücut değerleri, bir anda yükselip, alçalabiliyor. Bu durumlarda sağlığımız bozulabiliyor, bu yüzden kendimizi düşünmesek bile, ailemiz için sağlığımıza dikkat edelim. Bugünkü konumuz, Türkiye insanlarının % 30 dan fazlasında bulunan tansiyon hastalığı üzerine olacaktır.

   Şimdi tansiyonu tarif ederek konumuza başlayalım. 

   Tansiyon; Kısaca kanın damarlara yaptığı basınçtır. Damarlardaki kan, dolaşım esnasında bir basınç oluşturur. Bu basınç gün içinde değişkenlikler gösterir, alınan gıda ve harcanan güce bağlı olarak.

Küçük tansiyon
Tansiyon

   Kan basıncı 2 türlü ölçülür;

- Büyük Tansiyon
- Küçük Tansiyon

Yüksek Tansiyon Nedir ;

   Normalde tansiyon değerleri büyük ve küçük için  120 mmHg ve 80 mmHg'dir. Bu değerlerin 120-129 ve 80-84 olması normal, 130-139 ve 85-89 olması ise yüksek normal tansiyon olarak adlandırılır. Kan basıncının 140 ile 90 mmHg'nın üzerine çıkmasına ise Yüksek Tansiyon (Hipertansiyon) denir.

Küçük tansiyon
Büyük Tansiyon

Yüksek Tansiyonun Sebep Olabileceği Durumlar ;

- Felç durumları
- Kalp hastası olma durumu
- Bacak ve boyun damarlarında tıkanmalar
- Kalp yetmezlik durumu
- Böbrek hastalık durumu
- Görme kayıpları
- Beyin damarlarında hasar yapabilir, beyinde kanama olabilir
- Halsizlik hâli
- Yorgunluk durumu
- Burun kanamaları olabilir
- Kulaklarda çınlama sesleri duyma
- Yürürken ve merdiven çıkarken zorlanma
- Sık idrara çıkma
- Bacaklarınızda şişmeler olabilir

Büyük tansiyon
Küçük Tansiyon


Yüksek Tansiyondan Korunmak için Neler Yapılmalıdır ;

- Kilonuzu kontrol altında tutun
- Tuz tüketimine dikkat edin, ortalama günlük 3-5 gram arası olursa iyi olur, fazlası zarar olabilir
- Yemekleri salçasız yerseniz daha iyidir
- Tekel ürünlerinden sakının
- Sebze ve Meyve tüketimini artırın
- Yağ tüketimine dikkat edin
- İlaçlarınızı düzenli kullanın
- Düzenli hareket edin, egzersiz yapın
- Asansör yerine merdiven kullanabilirsiniz
- Yürüyüş yapın, yakın mesafelere araba ile gitmemeye çalışın
- Egzersiz yaparken vücudunuz belli durumları hissederse hemen bırakıp, doktorunuza başvurun (Göğüs ağrısı, baş dönmesi, kol veya çenede ağrı, nefes darlığı başlama, düzensiz kalp atımı, yorgunluk)
- Stresten uzak durun

   Hipertansiyon tedavisi yaşam boyu süren bir hastalıktır. Aileden genetik olarak geçebilir. Obezite olanlar da sık görülebilir. Şeker hastaların da (diyabet) fazla görülebilir. Uyku apnesi sorunu olan kişiler dikkatli olmalıdır.

   Sağlığınız aileniz için çok önemlidir, bu yüzden yerken ve içerken özen gösterip aşırıya kaçmamalıyız. Ömür boyu sağlıklı kalmanız dileklerimizle...

Küçük tansiyon
Büyük tansiyon Küçük tansiyon




Kaynaklar ve etiketler; wwwsaglikgovtr, wwwailehekimligigovtr, wwwacibademcomtr, wwwmemorialcomtr, wwwmsxlabsorg, TANSİYON, BÜYÜK TANSİYON, KÜÇÜK TANSİYON, YÜKSEK TANSİYON, HİPERTANSİYON 

20 Nisan 2018 Cuma

Sağlıklı Yaşam ve Şeker Hastalığı

   İnsanlara hayatta o kadar çok nimetler verilmiştir ki, bazen hiç farkında olmayabiliyoruz. Eğer verilen o nimeti kaybedip onu kazanmak için tekrar çalışmaya başladığımız da, nimetin büyüklüğünü o zaman anlayabiliyoruz. Bu nimetlerin başında sağlığımız gelir. Hasta olmadığımız da anlamadığımız çoğu nimetin değerini, hastalanınca çok iyi anlıyoruz. Şimdi bu yazımız da diyabetten, yani şeker hastalığından bahsedeceğiz.

   Halk arasında şeker hastalığı olarak bilinen diyabetin kısaca tanımı şöyledir; Kandaki glukoz (şeker) miktarının artmasıdır. Bu durum şöyle olur, yediğimiz besinler midede sindirildikten sonra şekere çevrilip, kana geçer. Bu şekerin vücutta kullanılması ve enerji sağlaması için insülin hormonuna ihtiyaç vardır. İnsülin hormonunun salgılanmaması veya az salgılanması, kandaki şekerin yükselmesine neden olur .

Diyabet Hastalığının Belirtileri ;

- Normalden fazla yemek yeme ve doymama hissi
- Sık idrara çıkma
- Ağızda kuruluk ve tatlılık hissi
- Aşırı su içme isteği
- Halsizlik ve yorgunluk
- Kilo kayıpları
- Bulanık görme
- Ayaklarda uyuşma ve karıncalanma
- Yaraların geç iyileşmesi
- Cildimizde kuruluk ve kaşıntı
- Vücuttan ter boşalması
- Sinirlilik hali
- Baş ağrısı
- Kalp atış hızının artması

Diyabet Hastalığının Nedenleri;

- Genetik faktörler
- Pankreas organına zarar veren virüsler
- Vücut savunma sisteminde ki aksaklıklar
- Obezite
- Yaşlılık
- Fazla hareket etmeksizin yaşama şekli
- Aşırı stres
- Gebelikte olabilen durumlar

   Diyabet hastası olup olmadığımızı, hastaneler de yapılacak 2 çeşit test ve bu testleri inceleyip karar verecek olan doktorlarımızdan öğrenebilirsiniz. Hastanelerde açlık kan şekeri ölçümü ve şeker yükleme testleri yapılmaktadır.

Kan Şeker Değerleri Nasıl Olmalıdır;

Açlık Kan Şekeri 70 ile 100 mg/dl
Tokluk Kan Şekeri 140 mg/dl'nin altında olmalıdır.


   Diyabette doktorun vereceği insülin tedavisi ve beslenme tedavisi titizlikle uygulanmalıdır.

Diyet Yaparken Nelere Dikkat Etmeliyiz;

- Kilonuzu koruyun
- Yemek saatlerinizi aksatmayın
- Diyetisyenin önereceği öğünlerde, önereceği miktarlarda yiyin
- Pişirme yöntemlerine dikkat edin, kızartmalardan sakının.
- Yağ seçimine dikkat edin, sıvı yağlar kullanın.
- Kırmızı et yerine, beyaz et tercih edin.
- Sportif faaliyetler yapın, yürüyün, dolaşın.

   Şeker hastalığı ömür boyu süren bir hastalıktır. Tedavisindeki amaç, insüline olan gereksinimi azaltmak ve kan şekerini normal dengesinde tutmaktır. Sağlığınız önemlidir, ömür boyu sağlıklı kalmanız ve mutlu olmanız dileklerimizle...

Diyabet Sağlık
Şeker Hastalığı Diyabet


Sağlık
Şeker Hastalığı Diyabet




Kaynaklar ve etiketler; wwwbeslenmegovtr, wwwmedicalparkcomtr, wwwhsgmsaglikgovtr, wwwharpreetsdietcom, wwwistockcom, ŞEKER HASTALIĞI, DİYABET, DİYET, Sağlık

2 Nisan 2018 Pazartesi

Hayatınızın Mutluluk Kaynağı, Kalp

   İnsanlar hayatta kimi zaman çok sevinirler, kimi zaman da üzülebilirler. Her iki durumda da vücudumuzun en hassas organlarından olan kalp etkilenir. Sevindiğimiz zaman mutluluk verir, üzüldüğümüz zaman ise bizi bir sıkıntı kaplar. Kalp vücudumuzun can damarıdır adeta. Bu kadar önemli olan kalbimizi daha yakından tanımak, bizler için çok faydalı olacaktır.

   Kalp göğüs boşluğunda ve akciğerler arasında yer alır. Kalbimiz atardamar, toplardamar, kılcal damar, kulakçık, karıncık ve kapakçıklarla beraber istek dışı çalışır. Kalbimiz kanın damarlarımıza pompalanmasını sağlayan harikulade bir pompadır. Kalbimizin sol tarafında temiz kan,  sağ tarafında ise kirli kan bulunur.

   Kalp 4 odacıktan oluşur, üstte 2 tane kulakçık, altta ise 2 tane karıncık vardır. Bunların arasında ise kapakçıklar vardır. Bu kapakçıklar açıldığında kulakçıklara dolan kanlar, karıncıklara geçer. Geçme işlemi bittiğinde ise kapakçıklar kapanıp, geri dönme işlemi olmaz.

Damar
Kalp

   Kandaki oksijen miktarı fazla ise buna temiz kan, karbondioksit miktarı fazla ise buna kirli kan denir. İnsan vücut ağırlığının yaklaşık % 7 si kandır. Kanın vücudumuzda dolaştığı boru şeklindeki yapılara damar denir. Bu damarlar 3 çeşittir. Kısa detaylarıyla bunları açıklayalım.

   Temiz kanı kalpten tüm vücuda dağıtan damarlara, atardamar denir. Akciğer atardamarı hariç tüm atardamarlar, temiz kan taşır.

   Vücutta kirlenen kanı ve akciğerlerde temizlenen kanı kalbe getiren damarlara , toplardamar denir. Akciğer toplardamarı hariç tüm toplardamarlar, kirli kan taşır. 

   Kalp ile akciğerler arasındaki dolaşıma küçük kan dolaşımı denilir, burada kan temizlenir. Kalp ile akciğer hariç tüm vücut organları arasındaki dolaşıma büyük kan dolaşımı denilir, burada temiz kanın vücut organlarına dağıtılması ve kirli kanın tekrar kalbe geri getirilmesi sağlanır.

   Atardamar ve toplardamarları birbirine bağlayan ince damarlara, kılcal damarlar denir. Bu damarlar kan ile hücre arasında madde alışverişini sağlar.

   Kalbin atardamar duvarında oluşturduğu basınca nabız denir, kanın atardamar duvarında oluşturduğu basınca tansiyon denir. Kalp karıncıklarının oluşturduğu tansiyona büyük tansiyon, kalp dinlenirken oluşan tansiyona ise küçük tansiyon denir.

   Vücudumuzun önemli organı olan kalp, rahatsızlanırsa neler olur, ilk anda neler yapılmalıdır, bunları kısa ve öz bilgilerle sizlere anlatmaya çalışacağız. Bizim verdiğimiz detaylar bilgi amaçlıdır, tedavi ve teşhisleri, doktorlarımız bilir ve yapar.

   Kalp Krizinin Niçin Olur, Sebepleri;

   Kalp krizi kalbi besleyen damarlardan birinin ani tıkanmasıyla oluşur. Bu tıkanan damarın kalbi beslediği bölgede, kalp dokusunun hücrelerini yitirmesine sebep olur. Buna bağlı olarak ölüme kadar gidebilen sonuçlar olabilir.
 
   Göğüste şiddetli bir ağrı ile beraber bulantı, kusma, terleme ve bayılmayla birlikte bilinç kayıpları olabilir. Bazı hastalarda kalp krizi mideye vuran bir ağrı yapar, buda fazla önemsenmeyebilir ama ciddi bir durum oluşturabilir. Özellikle yaşlı hastalarda kriz, nefes darlığı ile ortaya çıkar. Bu durum % 80 civarındadır, kalan % 20'lik kısım ise ''Sessiz Kalp Krizi'' durumudur.

   Kalp Krizinin Belirtileri Nelerdir?

  En çok bilinen tipleri şöyledir;
- Göğüste bir ağrı
- Nefes darlığı çekme
- Çarpıntı olması
- Kolaydan yorulma

   Koroner damarlar tıkanınca olan göğüs ağrısı, baskı yapıcı bir tarzdadır, batıcı değildir. Nefes alıp vermekle yada hareketle artış veya azalma göstermez. Genellikle efor sarf etmekle, soğukla veya sinirlenmekle ortaya çıkar. Omuzlara, sol kola, sırta, boyuna, çene ve karna yayılabilir. Yaklaşık 10 ile 15 dakika arası sürer, dinlenmekle veya doktorun verdiği ilaçlarla geçebilir.

   Bazen ise daralmış olan damar bölgesinde dinamik değişiklikler olabilir ve ağrı dinlenme halinde gelir, daha uzun sürer ve ilaca cevap veremeyebilir. Bu tarz ağrılar çok tehlikelidir.

   Sessiz kalp hastalığı genelde şeker hastalarında ortaya çıkar. Fazla şişman kişilerde, kronik akciğer hastalığı olanlarda ve ağrıya dayanıklı olan bayanlarda daha sık görülmektedir.


   Kalp Krizi Anında Neler Yapılmalı; 

- İlk olarak telefonla yakınlarınızı aramaya çalışın
- Gömlek ve kravat varsa, gevşetin
- Bulunduğunuz konumda kapıyı açık bırakın
- Burun deliklerinizi kapatarak, kuvvetlice öksürmeye çalışın
- Aspirin varsa, bir bardak su ile içmeye çalışın
- Bir şey kesinlikle yiyip içmeyin
- Pencereyi açarak, odayı havalandırmaya çalışın
- Oturarak veya yatarak yardımı bekleyin, kesinlikle ayakta beklemeyin
- Soğuk veya sıcak suyun altına kesinlikle girmeyin, özellikle soğuk suyun
- Ayakları kalp seviyesinin üzerine kaldırabilirseniz, iyi olur. Böylece kalbe daha çok kan akışı olur

   Kalp Hastalığından Nasıl Korunabiliriz;

- Kalp sağlığınızı korumak istiyorsanız doymuş yağ ve kolesterolü az olan; meyve, sebze ve lifli gıdalardan bol tüketmelisiniz.
- Tansiyonu yükselten tuzdan günde en fazla 5-6 gram almalısınız
- Check up ve Efor testleri yapmalısınız, senede 1 defa
- Stresten uzak durun
- Sigara içmeyin
- Kilonuza dikkat edin, çok kilo almamaya çalışın
- Haftanın belli günleri temiz havada yürüyüşler yapın

   Kendinizi, ailenizi ve sevdiklerinizi düşünüyorsanız, sağlığınıza özen gösterin, mutlu bir yaşam sürdürün. Ömür boyu sağlıklı yaşamanız dileklerimizle...

Neler Yapılmalı
Kalp Krizi




Kaynaklar ve etiketler;   wwwsaglikgovtr, wwwebagovtr, wwwbiyolojideftericom, wwwhemensaglikcom, wwwmemorialcomtr, wwwodeviorg, KALP KRİZİ

Öne Çıkan Yayın

El Yapımı Hediyelik Ürünler