1 Ekim 2021 Cuma

Dijital Algı ile Dünyayı Yönetmek, Dijital Algı Nedir

   Çapı yaklaşık 12.750 km çevresi ise 40.000 km olan, içinde nefes alıp vererek yaşadığımız mekanın ismidir Dünya.

   Farkında olsak ta olmasak ta dünyamızda o kadar nimetler var ki, sayarak bitiremeyiz. Ağaçları ile yeşillikler, suları ile mavilikler, temiz havası ile gökyüzü adeta uçsuz bucaktır,  yaşadığımız dünyada. Bu güzel dünyayı korumak herkese vazifedir, çünkü dünya bizlere emanettir. Bizden öncekiler dünyaya nasıl gelip, yaşayıp gittilerse bizlerde şu an yaşıyoruz ve bir gün bizlerde bu dünyadan gideceğiz. Bu yüzden bizlere emanet bırakılan dünyayı, bizlerden sonra gelenlere iyi bir şekilde bırakmalıyız.

   Toplumun en küçük yapı taşı ailedir. Aileler nasıl iyi yönetilirse, toplumlarda öyle iyi yönetilir. Çünkü aileler mahalleleri, mahalleler şehirleri, şehirler ülkeleri, ülkeler ise dünyayı oluşturur. Tüm sorunlar ve anlaşmazlıklar konuşularak çözülür. Böylece toplumlar arasındaki bağda büyür.

   Zamanla ülkeler arasındaki ekonomik ve siyasi güç farklılıkları artmaya başlayınca bu sefer ortaya yeni bir kavram çıktı. Bunun adına dijital algı denilmektedir, bir bakıma pazarlama gücüde diyebiliriz. Kimin gücü fazla ise dijital algı ile dünyayı yönetmeye çalışmaya başlıyor. İlk başlarda etkisi fazla anlaşılmadı, fakat günümüzde etkisi çok fazladır. Önce algı ne demek onu yazalım, sonra dijital algıya devam edeceğiz.

   Algı nedir: Sözlük anlamı bir şeye dikkati yönelterek onun bilincine varmaya denilir. Peki bu dijital algı ile neler yapılıyor, örnekler vererek yazmaya başlayalım.

Dijital Algı
Dijital algı nedir

  DİJİTAL ALGI ÖRNEKLERİ, Algı nasıl yapılır?

- Önceleri ülkeler diğerlerine karşı büyük çapta askeri tatbikatlar yapardı güç gösterisi için, büyük maliyetlerle. Şimdilerde ise internet üzerinden sahip olduğu silahların belli videolarını yayımlayarak gövde gösterisi yapıyorlar, çok düşük maliyetlerle. Bunu gören diğer devletler bir adım duraklıyor.

- Bir konuda fazla başarıları olmayanlar bunun tam tersini medyada lanse ettirerek, çok büyük işler yapmış algısı oluştururlar.

- Bir ülkenin iç durumunu çok karışıkmış gibi reklam ederek, başka ülkelerin vatandaşlarının gözünde o ülkeye gidilmez algısı oluşturmak.

- Bir gıda markasının ürünlerini olmayan bir durumla reklam ederek, milletin gözünden düşürmek.

- Gençliğe yararlı olmayacak işler için çok faydalıymış gibi reklamlar yapılarak, gençleri hedeflerinden uzaklaştırmak.

- Kendi düşüncelerinden olan iş insanlarının ürünlerini iyi bir şekilde reklam ederek, onun büyümesini sağlamak.

- Kendi düşüncelerinden olmayan iş insanlarının ürünlerini negatif reklam ederek, onların büyümesini engellemek.

- Kendilerini sanal alemde kurdukları sistemle, ulaşılamaz ve çok başarılı göstermeye çalışmak.

- Türlü türlü yalanlarla insanların aklını karıştırmak.

-İşlerine gelince pireyi deve yaparlar, deveyi de pire. Böylece her 2 türlü yoldan kazanım elde ederler.

- Bir ülkeyi kafalarına koydularsa, o ülkenin liderinin zor durumda kalması için her türlü siyasi ve ekonomik baskılarla pes ettirmeye çalışmak.

- Bazen borç almayı marifet gibi reklam ederek, çok önemli iş başarılmış derler. Ama yıllar sonra o borcun ödemesinde sorunlar olunca, borç verenlerin neler yapacaklarını anlatmazlar hiç.

- Çocukları hayali kahramanlarla özenti peşinde koşturup, gerçek hayatta ailelerini zor durumda bırakmaya çalışırlar.

- Gençliğe hayatı toz pembe gösterip, her şey güllük gülistanlık algısı oluştururlar. Daha sonra büyüyen gençler hayatın gerçekleri ile karşılaşınca, onların yeise düşmelerini isterler.

- Ülkeye faydalı olacak işleri faydasız göstertip, yabancı ürünlere özenti yaptırmak.

- Dünya'daki komşu devletlerin birlik olmasını, sanal düşmanlar oluşturarak engellemek.

- Dünya'da kendi kurdukları bazı sistemlere karşı gelen yöneticileri, farklı algı oyunları ile görevlerinden aldırmak.

- Bazı ülkelere demokrasi getireceğiz diyerek, ülkelerin zengin maden yataklarına çeşitli algı oyunları ile el koymaya çalışırlar.

- Bir ülkeye yardım ediyormuş havası estirerek, aslında kendilerinin reklamını yaptırırlar.

- Bize garip gelen davranışları bazıları haftada 3-4 kez yapar, biz ise şaşırırız. Bunu niye yapıyor diye. Aslında asıl amaçları medyanın bunu bol bol anlatması, dolayısı ile ''pr'' yapması.

- Ayrıca yabancı bazı devlet yöneticileri, başka devletlere karşı ilginç çıkışlar yapar. Burada asıl amaç hedef şaşırtmacadır. Millet bu ne diyor ile uğraşırken, onlar kapılar arkasında, başka büyük planlar yapar.

- Güçlü olan ülkenin çıkarlarına başka bir ülke karşı geliyorsa, hemen onun hakkında sosyal medyada değişik manipülasyon haberler yaptırılarak gözdağı verdirilmek istenir.

3 boyut
Üç boyutlu düşünme nedir

   DİJİTAL ALGI İLE NASIL MÜCADELE ETMELİYİZ
   
   Bu örneklerden de anlaşıldığı gibi dijital algı, çok büyük bir plan. Bu yüzden 7'den 70'e herkesin bu algı oyunlarına karşı 3 boyutlu düşünmesi gerekir. Bir şey duyduğunda hemen ona inanmamalı, arka planlarında nelerin olabileceğini düşünmelidir. Çünkü bu algı planlarını yapanlar ikinci ve üçüncü adımları her zaman düşünmüşlerdir. O yüzden herkes olanları farklı pencerelerde düşünüp, araştırırsa hepimiz için daha hayırlı olabilir.

   Bizler birlik olduğumuz sürece, güçlü oluruz. Algı operasyonları yapanlar şunu iyi biliyor ki dışarıdan yıkılamayan toplulukların içinde bir kırılma yapabilirsek, işimiz kolaylaşır. Bunlara hiç bir zaman fırsat vermeyelim. Tüm dünya mazlumları ile beraber, güçlü bir kardeşlik için hayata merhaba diyelim.

   Son satırlarına yaklaştığımız yazımız sizlerin olaylara karşı düşünce boyutunuzu umarım daha da genişletmiştir. Bu yüzden bu yazımızı sizler okuduktan sonra, başkalarına da okutursanız iyi olur. 

   Farklı bir analiz yazımızda daha görüşmek üzere herkese Saygılar...


NOT 1: Bu yazımızı 2021 yılında hazırlamıştık ve çoğu kimse teşekkür etmişti, dünyada dönen oyunların neler olduğunu yazdığımız için. Bu dijital algıyı yapanların bazıları 2024'ten sonra artık işleri biraz daha ileri götürüp, dijital terörizm yapmakta olduklarını görmekteyiz. Dünyanın farklı yerlerinde başlayan terörizm haberlerine 2021 yılındaki bu dijital algı yazımızı düşünerek, daha detaylı bakmanızı sizlerden istiyoruz.



   Kaynaklar; dijital algı ile yıllardır olan gözlemlerimiz, trcooltext (resim) google, sözlük site, dünya izlenimlerimiz, türkiye izlenimlerimiz, DİJİTAL ALGI İLE DÜNYAYI YÖNETMEK, dijital algılar, DİJİTAL ALGI NEDİR, dünyayı yöneten büyük güç dijital algı, dijital algı ne demek, dijital algı örnekleri nelerdir, dijital algıya örnekler, dijital algı ile mücadele nasıl olmalı, dijital algıya karşı nasıl uyanık olmalıyız, dijital algılar nasıl yapılır, dijital terörizm nedir, dijital terörizm ne demek, dijital terörizm ney, dijital algı nedir ve örnekleri nelerdir, algı nasıl değiştirilir, dijital algı yönetimi örnekleri, dijital farkındalık, dijital algi nedir, dijital algi ne demek, dijital algi ney, sosyal medyada algı yönetimi örnekleri, dijital medyada algı yönetimi, sosyal dijital, dijital algı oluşturmak ne demek, üç boyutlu düşünme ne demek, dijital algı yönetimi, algı nedir kısa ve öz, üç boyutlu düşünmek, üç boyutlu düşünme becerisi, ANALİZLER, dijital algıyı niçin yaparlar.

19 Eylül 2021 Pazar

100 günde Aşı fabrikaları neyin habercisi, Mesajcı RNA aşısı

  Dünya salgın bir hastalık ile uğraşırken dünyanın en büyük doktoru! olan Bill Gates, çok konuşulacak sözler söylemiş yine. Bill Gates'in sözleri şöyledir:

- Dünya Coronavirüsten sonraki yeni bir salgına hazır değil. Tek çözüm, tüm dünyaya yetecek kadar aşıyı 100 günde üretebilecek, devasa büyüklükte mRNA (mesajcı rna) fabrikaları kurmak.

   Bu söz bizlere göre sıradan söylenmiş bir söz değildir. Çok derin manaları ve bağlantıları olan bir sözdür. Kısaca bunlara analizlerimizle değinelim.

Büyük
100 günde aşı fabrikaları

   Önce en basitinden ticarette, bu söz ne anlama gelir, ona bakalım. Burada sözü edilen fabrikalar, çok büyük paralar (milyar dolarlar) demektir. Dolayısı ile bu kadar büyük para harcayacak olan bir yatırımcı, bu paranın 3-4 katını kazanacağına inanmadan, yatırım yapmaz. O zaman akla ilk şu soru gelir. Böyle büyük fabrikaları yapacak olan yatırımcı, nereden bir garanti aldı da, bu fabrikaları yapacak? İlk önce bunun çok iyi irdelenmesi gerek. 

   Eğer virüs doğal bir yolla olmayacaksa, yatırımcı belki de ömrünün sonuna kadar para kazanamayacak. O zaman bu yatırımcının otomatik iflası demektir. Buna da hiç bir yatırımcı girmez. O zaman birileri yapay yollarla virüsler üretip, etrafa dağıtıp, insanlığın başına belamı edecek? Doğal bir virüsün ne zaman olacağını kimse bilemez. Ama yapay bir virüsün ne zaman olacağını, onu planlayanlar bilir. Bu yüzden hem ticari, hem de sağlık açısından bu konu herkes tarafından tüm boyutlarıyla değerlendirilmelidir.

   Şahsen bizler, büyük fabrikalar yapılmalı sözünden sonra, bundan sonrasında bir salgın hastalık daha ortaya çıkarsa bunun yapay bir virüs olacağına %99 inanıyoruz ve tüm dünya toplumunu uyanık olmaya davet ediyoruz. 

   Ayrıca yakın bir zamanda Bill Gates, ineklere kafayı takmıştı. Buda basitten geçilecek bir konu değildir. Nasıl mı? Şöyle bir olasılık yazalım. Koronavirüsten sonraki bir zamanda inek ve benzeri eti yenilen hayvanlarda, bir virüs çıkıp (inek gribi, et gribi gibi isimlerle), sakın bu hayvanları yemeyin, yerseniz virüs size de bulaşır denilebilir? Koronavirüsten çekinen dünya insanları, bu ineklerden de çekinip, et yemeyi bırakır mı? Ondan sonra bol bol yapay etin reklamı yapılıp, milleti yapay et yemeye yönlendirmeye çalışabilirler. Buna şimdiden alışık ve uyanık olmanızı istiyoruz. 

   Burada bir taşla üç kuş vurma planları olabilir. 

- Birinci kuş, insanları doğal etlerden uzaklaştırıp, yapay etlere yönlendirebilirler. 

- İkinci kuş, doğal etlerden insanlara salgın virüsler bulaşıyor deyip, insanlara aşılar olun diyebilirler. Veya et yemeseniz bile inek ve benzeri hayvanlar virüs yayıyor, onları öldürün, ortadan kaldırın da diyebilirler. 

- Üçüncü kuş planları ise tamamen dinimizde vacip olan, kurban ibadetine yöneliktir. Kurban ile ilgili analizi dünyada yazan ilk bizdik, 8 ay öncesinden. O günkü yazdığımız yazıyı tekrar bu linkimizden okursanız, aradaki bağlar daha iyi anlaşılabilir. 

   Bu yazdıklarımız umarız olmaz, ama olma ihtimalini yüksek görüyoruz. Nerden görüyorsunuz diye sorabilirsiniz, cevaben şunu söyleriz: Dünyadaki hareketlenmeleri iyi izlerseniz, sonucun nereye gidebileceğini anlayabilirsiniz.

   Ayrıca analiz yazılarımızdan birinde küreselciler için 2028 yılının çok önemli bir yıl olacağından bahsetmiştik. Niçin önemli olduğunu bu linkten tekrar okuyabilirsiniz. Şimdi Bill Gates'in son açıklamasında geçen büyük fabrikalar yapmak lazım sözünü, küreselciler için önemli olan 2028 yılı ile birlikte düşünürsek, aklımıza şu soru geliyor. Acaba bu fabrikalar 2027 yıl sonu bitirilip, 2028 yılının başında mı hazır olacak? Yani ileride büyük bir yapay salgın planları varsa, bu tarihte mi olacak? Sorularımız çok dikkate değer olup, bizden sorması, takibi sizlerin olacaktır. 

   DÜNYADA OLABİLECEK YAPAY SALGINLAR, NASIL BİTİRİLEBİLİR?

   Eğer birileri yapay bir salgın planlayıp ardından dünyaya yayıp, medyada korku haberleri ile insanları korkutmaya çalışırsa, bu ancak bir şekilde bitirilebilir. Oda tüm dünya insanlığının her şeyi araştırıp, bu salgını kimler çıkartmaya çalışıyorsa onlara karşı, sizler ne yapmaya çalışıyorsunuz diye sormaya başlarsa, bitebilir. Yoksa onların gözünü para hiç bir zaman doyurmaz. Korku ile insanlar üzerinden para kazanana dek, devam ederler. Şunu hiç bir zaman unutmayalım, en iyi ilaç moraldir. Morali bozulan insan, basit bir hastalıkta bile zor iyileşir. O yüzden moralimizi hiç bir zaman bozmayalım. 

   Ayrıca bir önemli konu da canı verende alanda Allah C.C.'dir. Eğer bu dünyada ömrümüz bitti ise, hiç bir şey bizim yaşamamıza sebep olamaz. Veya ömrümüz varsa, hiç bir şey canımızı alamaz. Bu yüzden her zaman Allah'a şükredelim, sabredelim, dua edelim. Korku ile birileri dünyaya hakim olmak istiyorsa, onlara izin vermeyelim. Dünyanın tek sahibi Allah'tır, biz elimizden geleni yapalım, sonra tevekkül edelim.

   Yazımızın sonuna gelirken, dünyada yapay yollarla virüs çıkartmayı düşünenlere karşı, bir Hadis-i Şerif yazalım.

 Ebû Saîd (el-Hudrî) diyor ki, ''Resûlullah'ı (sav) şöyle derken işittim: 

- İçinizden biri bir kötülük görürse onu eliyle, buna gücü yetmezse diliyle değiştirsin; buna da gücü yetmezse kalbiyle (ona karşı kin ve nefret beslesin). Bu ise  imanın asgarî gereğidir.
(M177 Müslim, Îman, 78).

   Hayat boyu sağlıklı, mutlu ve huzurlu kalmanız dileklerimizle, bir sonraki yazımızda görüşmek üzere herkese Saygılar...




   Kaynaklar; diyanet, trcooltext, pngwing site, 100 GÜNDE AŞI FABRİKALARI NEYİN HABERCİSİ, mRna aşısı nedir, MESAJCI RNA AŞISI, yapay virüs, yüz günde aşı fabrikaları, yüz günde aşı fabrikaları, bill gates ailesi zengin miydi, bill gates hastalığı, 100 günde aşı üretebilecek fabrikalar olmalı, 100 günde herkes için aşı, salgınlar nasıl bitirilebilir, mrna aşıları, bill gates aşı, pandemi bill gates, bill gates hazır değiliz, yeni pandemi uyarısı, pandemi ile mücadele, koronavirüs salgını, ANALİZLER, 100 günde aşı.

3 Eylül 2021 Cuma

Neden komşu ülkeler, Komşu komşunun külüne muhtaçtır anlamı

   Yıllardır gündemi takip edenler şu soruyu bazen kendilerine, bazen de başkalarına sormuşlardır. Niçin komşu ülkeler başka ülkelerin dediklerine inanırlar, Türkiye varken?

   Evet çevremizdeki komşu ülkelerin, Türkiye ile komşuluk etmesini istemeyen ülkeler var dünyada. Bunun yanında Türkiye ile onları da korkutuyorlar. Böylece bir taş ile, iki kuş vuruyorlar. 

Harita
Komşu komşunun külüne muhtaçtır

   Türkiye şöyledir, Türkiye böyledir, Türkiye sizi vurabilir, Türkiye toprağınızı alabilir gibi korkutmalar yaparak komşu ülkelere birileri neler mi yapıyor? Bu korkutmaların hemen ardından ellerinde olan eski uçakları, gemileri vs.. satıyorlar. Kendileri ise yenilerini alıyorlar. Bir yandan da diğer komşu ülkelerde askeri üsler kuruyorlar, ha bire onlara eski model silah satıyorlar. Neden acaba komşularımız bunlara inanıyor, neden?

   Soruyoruz, neden? Bugüne kadar ne fayda verdi o ülkeler, komşu ülkelerimize?

     Komşu komşunun külüne muhtaçtır örnekler:

   Uzaktakiler işleri düşünce gelirler, işleri bitince giderler. Ama yakındaki ülkeler her zaman yan komşunuzdur. Bir Atasözümüz ne demiş, ''komşu komşunun külüne muhtaçtır''. Bunu niçin kabullenmek istemezler?

   Bu arada komşu komşunun külüne muhtaçtır atasözünün anlamına bir bakalım, anlamı kısaca şöyledir: Komşular en küçük şey için bile birbirlerine muhtaçtırlar olan sözün geniş açılımı ise, komşu komşunun külüne (veya tütününe) muhtaçtır. 

   Bir afet olayı olsa önce size en yakınınızdaki ülkemi gelir, yoksa  binlerce, on binlerce kilometre uzakta olan ülkeler mi? 

   Niçin günü birlik düşünürler, niçin uzun vadeli düşünmezler? Uzaklardan gelen ülkeler bugüne kadar sizlerin büyümesi için mi çalıştı, yoksa sizlere akıllar verip, ellerindeki eski teknoloji ürünlerimi sattılar?

   Bazı ülkelerin amacı, güçsüz bir Türkiye olsun. Dolayısı ile değişik terör örgütlerine destek verirler, bazı komşularımız da bunlara destek olurlar, neden? O destek verdikleri örgütler bir gün gelip, kendilerine de sorun olacaklarını bilmezler mi?

   Komşum güçlü ve zenginse, zor anımda bana yardımcı olacak diye huzurlu bir düşünceye sahip olacaklarına, bazıları neden tersini yapar?

   Başka bir atasözümüzde derki, ''Komşuda pişer, bize de düşer''. Yani komşum bir şeyler kazanıyorsa, pozitif anlamda bir etkisi, bize de olabilir. Ama bunu ters anlayanlar olabiliyor, neden?

   Birlikten kuvvet doğar, hele bu birliktelik komşularla olursa daha büyük olur. Bu durum rehber edinileceğine, niçin bazı komşularımız tersini rehber edinir, neden?

   Çevremizdeki bazı ülkelere binlerce kilometre öteden gelip te sizlere huzur, demokrasi getireceğim diyenler 20 yılda acaba ne huzuru getirdiler? Yoksa tam tersi karışık bir ülkemi bıraktılar, neden böyle yaparlar?

   Dikkat ettiyseniz binlerce kilometre uzaktan gelenler, hep petrolün olduğu ülkelerdi. Bunlar bir tesadüf müydü, yoksa asıl niyetleri petrol müydü? Komşularımız bunu neden görmek istemezler?

   Ayrıca Türkiye hangi ülkeyle ilişkileri büyütmeye kalkarsa, ne tesadüf o ülkelerde birden iç isyanlar, darbe girişimleri, ekonomik ablukalar ve bunun gibi durumlar olmaya başlıyor, Neden acaba?

   Akdeniz'e son zamanlarda uzaklardan gelen ülkeler, oraya komşu ülkeleri sevdikleri için mi geliyorlar, yoksa trilyonlarca metreküp doğalgaz için mi, neden geliyorlar?

   Merak ediyoruz, komşularda petrol ve doğalgaz olmasa, uzaktan gelenler ne yapardı? Bir gemi bile gönderirler miydi acaba?

   Sonuç olarak bu olanlardan komşu ülkelerimiz mi kâr yaptı, yoksa binlerce öteden gelen ülkeler mi? Neden bunun iyi bir analizini yapmıyorlar, komşularımız.

  Komşulukla ilgili Atasözleri ve Deyimlerden bazı örnekler: 

- Komşu ekmeği komşuya borçtur.

- Komşu iti komşuya ürümez.

- Ev alma, komşu al.

- Kötü komşu insanı mal sahibi yapar.

- Komşu hatırı.

- Komşu kapısı.

  Komşu komşunun külüne muhtaçtır karikatür çizimini biraz bir düşünelim isterseniz. Bakalım bu söz bizlere, komşularımızın ne kadar değerli olduğunu hatırlatacak.

   Bu yazımızı genelde sorular yazarak bitiriyoruz, Neden, neden , neden? Sorularımız çokta, şimdilik bu kadar yazmak yeterlidir diye düşünüyoruz. Bu dileklerle başka bir analiz yazımızda görüşmek dileğiyle, herkese Saygılar sunarız...


NOT 1: Bu yazımızı Eylül 2021 tarihinde hazırlamıştık, bugün tarih 30 nisan 2025 ve bir not eklemek istiyoruz. Son günlerde dünyada olanlara bakınca, Amerika-Rusya-Ukrayna-İran-Çin-Pakistan-Hindistan..vs.., bu yazımızın değeri daha iyi anlaşılmakta. Çünkü ülkelere en iyi yardımı komşuları yapar, uzaklardan gelenlerin ilk amacı para ve güç hırsıdır. Bunu son günlerde tüm devletlerin insanları, çok iyi görmeye başladı. Görmek istemeyenler ise bir savaş çıktığında ancak anlarlar, onlara yapacak bir durumumuz yoktur. Çünkü dünyada artık ticaret ve siyasal savaş planları konuşulmakta, ülkeler bunlara göre ordularını güçlendirmektedir. Yani kısaca ulusalcılarla küreselciler gizliden bir savaş içinde kim kimi eleyecek, bunu önümüzdeki yıllarda hep beraber yaşayarak göreceğiz.



   Kaynaklar; google maps, sözlük, google, türkiye'nin komşu ülkeleri, türkiye ve komşu ülkeler, neden acaba komşu ülkeler, yabancı ülkeler petrol için gelir, komşuda pişer bize de düşer, neden acaba yunanistan, türkiye komşu ülkeler, NEDEN KOMŞU ÜLKELER, türkiye'nin komşuları, KOMŞU KOMŞUNUN KÜLÜNE MUHTAÇTIR ANLAMI, türkiye ile komşuları, komşu devletler, komşu ülkeler neden acaba, komşu komşunun külüne muhtaçtır atasözü anlamı nedir, komşuda pişer bizede düşer anlamı, komşuda pişer bize de düşer anlamı, komşuda pişer bize de düşer atasözü anlamı, komşuda pişer, bize de düşer anlamı, komşuda pişer bizede düşer ne demek, komşu komşunun külüne muhtaçtır cümle, komşu komşunun külüne muhtaçtır atasözü mü deyim mi, komşulukla ilgili kısa atasözleri, komşulukla ilgili deyimler, komşuluk ile ilgili deyimler, komşuluk ile ilgili atasözleri, komşuluk ile ilgili deyim ve atasözleri, komşuluk atasözleri, yunanistan neden böyle, yunanistan'da neler oluyor, ANALİZLER, yabancı ülkeler doğalgaz için gelir.

28 Ağustos 2021 Cumartesi

30 Ağustos Zafer Bayramı önemi, Zafer Bayramı ne zaman

   19 Mayıs'ta başlayan Kurtuluş Savaşı mücadelesinin dönüm noktası Büyük Taarruzdur. Bu taarruz için aylarca planlar ve hazırlıklar yapıldı. Büyük Taarruzun en önemli aşaması ise 30 Ağustos 1922'de kazanılan Başkomutanlık Meydan Muharebesi'dir. Taarruzun sonunda Yunan kuvvetleri dağıtılarak, kaçtı. Bu kaçmaları İzmir'de denize dökülmelerine kadar sürmüştür. Savaş'ta binlerce vatan evladı şehit düşmüştür, bu yüzden şehitlerimize çok borcumuz vardır, hiç bir zaman onları unutmayalım, dualarımızdan eksik etmeyelim. 

Bayram
30 ağustos 1922

  30 Ağustos 1922'de ne oldu?

- Savaşa hazırlık zamanında ordularımız gece yürüyüp, gündüz dinlendiler. Çünkü gündüz Yunan uçakları keşif yapıyordu.
- Orduların Asker sayısı birbirine yakındı. Ama makineli tüfek, uçak, top ve motorlu araçlarda Yunan ordusu önde idi. Kılıçta ise Türk ordusu üstün idi. 
- Savaşta 186.000 askerimiz emir bekliyordu. Bu emir 26 Ağustos 1922 sabahı geldi, topçu atışları başladı.
- Çiğiltepe ele geçirildi.
- 30 Ağustos'ta Yunan ordusu Dumlupınar'da kuşatıldı. Yunan komutan savaşı İzmir'den, Mustafa Kemal Paşa ise direkt Dumlupınar'dan yönetti. Bu yüzden savaşa ''Başkomutanlık Meydan Muharebesi'' adı verilmiştir.
          
30 Ağustos
30 ağustos 1922'de ne oldu

   Siperden bir görüntü.

Zafer
30 ağustos'un önemi kısaca

   Haritalar, siperler ve cepheler ile Başkomutanlık Meydan Muharebesi.



Zafer Bayramı
Başkomutanlık Meydan Muharebesi Haritası

   Cepheden bir görüntü.

Asker
30 ağustos zafer bayramı'nın anlamı
 
   Mustafa Kemal Paşa, düşmanın kaçtığını görünce şu tarihi emrini askerlerine verdi;

  * Ordular İlk Hedefiniz Akdeniz'dir. İleri!

   Böylece savaş devam edip 9 Eylül 1922 tarihinde İzmir düşmandan kurtulmuştur. Daha sonra da Cumhuriyet ilan edilmiştir.

Bayram
30 ağustos zafer bayramı önemi

   Zafer Bayramı ile ilgili bazı sorular ve cevaplar

* 30 Ağustos Zafer Bayramı ne zaman ılan edildi: 1924.

* Başkomutanlık Meydan Muharebesi diğer adları: Dumlupınar Meydan Muharebesi, Büyük Taarruz 26 Ağustos'ta başladı 30 Ağustos'ta zaferle bitti.

* Başkomutanlık Meydan Muharebesi ile Büyü Taarruz aynı mi: Büyük taarruz 26 Ağustos'ta başladı ve 30 Ağustos'ta zaferle bitti.

   30 Ağustos Zafer Bayramı'nın Anlamı
 
   Geleceğin büyükleri, şimdinin küçükleri olan Gençler. Bu Vatan hiç kolay kazanılmadı, kolay yurt edinilmedi. Her zamanda düşmanların gözü Vatanımızın üzerindedir. Bu yüzden tarihimizi hiç bir zaman unutmamalıyız, geçmişimize sahip çıkmalıyız. Geleceğe büyük düşünerek yürümeliyiz. Gelecek sizlerindir, daha büyük bir Türkiye için görüşmek üzere saygıyla kalın...




   Kaynaklar; kulturportali, google, trthaber izlenim, 30 Ağustos Zafer Bayramı hangi gün, Zafer Bayramı hangi yıl, 30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI ÖNEMİ, 30 Ağustos Zafer Bayramı ne zaman, ZAFER BAYRAMI NE ZAMAN, Zafer Bayramı ne zaman, zafer bayramı hangi bayramdır, 30 ağustos ne zaman, başkomutanlık meydan muharebesi diğer adları, 30 ağustos tarihinde ne oldu, 30 ağustos zafer bayramının diğer adı nedir, 30 ağustos zafer bayramı'nın hikayesi nedir, 30 ağustos zafer bayramımız kutlu olsun, 26 30 ağustos 1922'de ne oldu kısaca, 30 ağustos'un önemi kısaca, başkomutanlık meydan muharebesi'nin sonucu nedir, sakarya meydan muharebesi, başkomutanlık meydan muharebesi'nin önemi nedir, başkomutanlık meydan muharebesi diğer adı, 30 ağustos zafer bayramı ne zaman ilan edildi, 30 ağustos'ta hangi bayramı kutlarız, büyük taarruz ve başkomutanlık meydan muharebesi aynı mı, GÜNLER, Zafer Bayramı hangi gün.

25 Ağustos 2021 Çarşamba

26 Ağustos Malazgirt Zaferi, Malazgirt Savaşı nerede oldu


   Yüzyıllar boyunca çeşitli uygarlıklara ev sahipliği yapan Anadolu 26 Ağustos 1071' de kapılarını, Muş ilinin Malazgirt ilçesinin yakınlarında Selçuklu İmparatorluğu ve Doğu Roma (Bizans) İmparatorlukları arasında yapılan Malazgirt Zaferi'yle, Türklere açmıştır. Bu zaferle Türkler atlı-göçebe kültüründen, yerleşik şehir kültürüne geçişi yavaş yavaş başlatmıştır.

   Bizim için çok önemi olan Malazgirt Zaferi'nin öncesinde, zafer sırasında ve sonrasında neler olduğuna teker teker bakalım.

26 Ağustos
26 Ağustos Malazgirt Zaferi

   Bizans en parlak dönemini 2. Bazil ile yaşamıştır. Bazil’in 1025 yılında ölümü ile bu parlak dönem kapanacaktır. Bu dönemde devlet, mali ve askeri yönden hem güçlüydü, hem de devlet adamları ve kumandanları başarılı idi.

   Zamanın bir numaralı devleti haline gelen Bizans, Bazil’in ölümü ve varis bırakmaması nedeniyle yerine geçen kardeşi 8.Konstantin ile geriye gitti. Kardeşi 3 yıl içinde sistemi adeta yerle bir etti. Konstantin eğlence düşkünü biriydi, israfı severdi. Bu yüzden maaşlı askerlerden oluşan orduyu ihmal etti.

   Bizanslılar sürekli baskı altındaydı. Selçuklulara bağlı Türkler tarafından doğudan, Peçenek ve Kuman Oğuz Türkleri ile de batı tarafından.

   Dandanakan Savaşı 1040 ile Selçuklular daha da güçlendi. Savaştan sonra sınırlarını batıya doğru genişletmek için karar aldılar. Anadolu’nun artık bir Türk yurdu olmasını isteyen Selçuklular, bunu başarmak için Anadolu’nun iç taraflarına akınlar yapmaya başladılar, buralar Bizans hakimiyetinde idi.

   İmparator 10. Konstantinos Dukas’ın 1067 yılında ölmesiyle beraber çocuklarını temsilen tahta, karısı Eudokia geçti. Sonraları yönetim baskılarına dayanamayıp, General Romen Diyojen ile evlendi ve tahtı ona bıraktı. Diyojen’in ilk hedefi Selçuklulara karşı savaşmaktı.

   Bizans ordusunun Malazgirt’te sol tarafında Rumeli kuvvetleri, sağ tarafında ise Uz askerleri bulunuyordu. Hattın merkezinde ise Romen Diyojen vardı. Arkadaki kuvvetlere ise Romen Diyojen’in üvey oğlu olan Andronikos komutanlık ediyordu. 

   Selçuklu Sultanı Alparslan’ın ordusunda ise sadece Müslüman Oğuz Türkleri’nden oluşan 50.000 kişilik ordu vardı. Bu orduda 40.000 atlı, iyi silah kuşanmış 4.000 hassa askeri ve gönüllü askerler vardı. Sayı olarak ordu küçüktü ama komutanları çok tecrübeliydi. Kumandanlar şunlardı; Süleyman Şah, Bozan, Sanduk, Altuntaş, Çavlı, Savatekin, Mengücek, Afşin, Atsız, Porsuk, Danişmend, Gevherayin, Aksungur, Çavuldur, Artuk, Saltuk.

Zafer
Malazgirt Savaşı nerede oldu
   
   Halep’ten gelen Türk ordusu ile İstanbul’dan ilerleyen Bizans ordusu, Malazgirt yakınlarında 26 Ağustos Cuma günü, karşı karşıya geldi. Sultan Alparslan, savaş başlamadan evvel karşı tarafa barış teklifinde bulundu ama Romen Diyojen kabul etmedi.

  Malazgirt Ovası’nda namaz kılındı, sonra Alparslan askerlerini toplayıp vasiyette bulundu. Vasiyetinde eğer şehit olursam, giydiğim beyaz elbise kefenim olsun. Nefsimi Allah’ın yoluna adadım. Benim için şehadet de, muzaffer olmakta ebedi bir mutluluktur. Eğer zaferi kazanırsak, İstikbal bizimdir.

   Savaş yaklaşık 14:00 gibi başladı. Türk okçuları, Bizans ordusuna oklar atmaya başladı. Bizans’taki paralı asker olan Müslüman olmamış Türklerden Uzlar ve Peçenekler, savaşın başında Alparslan’ın tarafına geçtiler.
   
Plan
Turan Hilal Taktiği
    
      Hilal Taktiği

   Savaş esnasında Alparslan askeri dehasını kullanarak hilal taktiği için ordusunun belli kısmını pusulara yerleştirdi. Kendisi merkezde kalıp, savaşmaya başladı.

   Sultan Alparslan’ın hazırladığı savaş planı ile Türkler hilal taktiğini yapmaya başladı. Bu taktikte merkezde bulunan askerler yavaş yavaş geri çekilmeye başladı. Diyojen ise Türkler savaştan kaçtı zannederek ordusunu ileri sürdü. Bu esnada pusuda bekleyen Türk kuvvetleri, harekete geçerek Bizans ordusunu çember içine aldı. Geride kalan destek ordusu ise kaçtı. Ermenilerde Bizans saflarını terk edince, Bizans ordusu dağıldı.

   Savaş akşama kadar hızla devam etti. Bizans ordusunun çoğu kılıçtan geçirildi, rütbeli generalleri esir alındı, İmparator Romen Diyojen’de esir alınanlar arasındaydı.

Alparslan
Malazgirt Savaşı kaç gün sürdü

   Malazgirt Savaşı'nın Sonuçları
   
   Esir olan Diyojen kötü bir muameleyle karşılaşmadı. Savaş sonunda bir anlaşma yapılıp 1,5 milyon altını kurtuluş akçesi olarak verecekti. Ayrıca Bizans Devleti de her yıl Selçuklulara 360.000 altın ödeyecekti. Diğer bir madde ise Bizans’ın elinde bulunan Müslüman esirlerin serbest bırakılması olacaktı.

   Bu zafer, Türk Tarihi açısından çok önemlidir. Zaferin peşinden Bizans güç kaybederek, Türk Beyleri Anadolu’nun batı kıyılarına  kadar ulaşıp, yerleşti. Sonrasında beylikler güçlendi. Bunlardan biri olan Osmanlı Beyliği, ileride 3 kıtaya hükmeden bir İmparatorluğa dönüştü. 

   Bizans’ta yenilginin ardından Diyojen tahttan indirildi. Bunu öğrendiğinde ise ordudan kalan askerleri ile harekete geçip, çatışmaya girdi, kaybetti. Bu yenilgiyle Kilikya’da ufak bir kaleye çekildi, sonra teslim oldu. Diyojen’in gözlerine mil çektiler. Sonra Kınalıada’da ki bir manastıra kapattılar ve birkaç gün sonra yaraları yüzünden öldü.

   Malazgirt Savaşının Türk Tarihindeki Yeri ve Önemi

   Romen Diyojen’in yerine geçen 7.Mikhail, Alparslan’la yapılan anlaşmayı tanımadı. Bunun üzerine Alparslan Türk Beylerine, Anadolu’yu fethetmeleri için emir gönderdi. Bu emirleri alan Beyler, Ege ve Marmara kıyılarına kadar, direnişle karşılaşmadan ilerlediler. Buraları yurt edinmek için fetheden Türkler, buralarda bir çok beylikler kurdular. Zamanla Anadolu göçlerle dolarak, tam bir Türk yurdu haline geldi. Böylece üç kıtada hüküm süren Osmanlı İmparatorluğu’na kadar uzanan tarihi süreç başlamış oldu.

   Sultan Alparslan son seferini ise Karahanlılar üzerine gerçekleştirdi. Eylül 1072’de yola çıkan 200.000 kişilik ordunun yine en önündeydi. Barzam Kalesi’ni aldıktan sonra kale kumandanı Yusuf Harizmi’yi huzuruna çağırdı. Yusuf Harizmi, sakladığı hançerle Sultan Alparslan’ı ağır şekilde yaraladı. Alparslan, dört gün boyunca yarası ile mücadele etti. Hayatını kaybettiği gün takvimler 24 Kasım 1072’yi gösteriyordu. Büyük sultanın cenazesi, Türkmenistan’daki Merv şehrine defnedildi.

Ovası
Malazgirt Savaşı ne kadar sürdü

   Dünya'ya 600 yıl hükmeden Osmanlı'nın kuruluşunun adımları, büyük Malazgirt Zaferi ile başlamıştır. Bu zaferi şimdiki gençlere ne kadar iyi anlatabilirsek, gelecek nesillerin  hedefleri o şuurla çok daha ileriye gider. 

Malazgirt Zaferi ile ilgili bazı sorular ve cevapları.

* Malazgirt Savaşı kaç gün sürdü: 1 gün.
* Malazgirt Savaşında Bizans ordusundan ayrılıp Selçuklu Ordusuna geçen Türkler: Uzlar, Peçenekler. 

Zafer
Hilal taktiği hangi savaşta kullanılmıştır

   Malazgirt Zaferi'nin 1.000 yılına az kaldı. Ömür yeterse, o yılları sağlık ve sıhhat içinde birlikte görmek dileği ile hepinize Saygı ve Selamlarımızı sunarız...




   Kaynaklar; muş valilik, interaktiftrthaber site, derstarih site, aa site, Malazgirt Zaferi ne zaman, Malazgirt Zaferi hangi gün, 26 Ağustos Malazgirt Zaferi hangi gün, 26 AĞUSTOS MALAZGİRT ZAFERİ, Malazgirt Zaferi tarihi, 26 Ağustos Malazgirt Zaferi ne zaman, malazgirt savaşı ne kadar sürdü., MALAZGİRT SAVAŞI NEREDE OLDU, malazgirt savaşı turan taktiği, 26 ağustos malazgirt meydan muharebesi, 1071 malazgirt savaşı'nın önemi nedir, malazgirt 1071 savaşı kaç gün sürdü, malazgirt zaferi nerede oldu, malazgirt savaşı nasıl kazanıldı, malazgirt savaşı'nın sonuçları nelerdir, malazgirt savaşı'nın önemi ve sonuçları, Türklere Anadolu'nun kapılarını açan şanlı zafer, malazgirt savaşının sonuçları nelerdir, malazgirt zaferi'nin sonuçları nelerdir, malazgirt zaferi ahlat, malazgirtte kim taraf değiştirdi, malazgirt savaşında alparslan'ın ordusuna katılanlar, malazgirt savaşında alparslan'ın ordusuna katılan türkler, malazgirt savaşında alparslan'ın ordusuna katılan devlet, malazgirt savaşı'nda bizans ordusundan ayrılıp selçuklu ordusuna geçen türkler kimdir, 1071 malazgirt zaferi, malazgirt savaşında alparslan ın ordusuna katılanlar, hilal taktiği hangi savaşta kullanılmıştır, malazgirt savaşı'nın sonuçları maddeler halinde, GÜNLER, Malazgirt Zaferinin sonuçları nelerdir.

20 Ağustos 2021 Cuma

Garip ayakkabılar, Dikenli ayakkabı, Değişik ayakkabılar

   Uzun ince bir yoldayız, gidiyoruz ayakkabılarımızla. Hayatımızda çok önemli yeri olan, bize her mevsimde yardımcı olan ayakkabılarımızın modası artık öyle çok hızlı gidiyor ki, bazen yolda yürürken tarzı ile çok farklı bir ayakkabı görmemeniz elde değil. Böyle bir ayakkabı görünce, o zaman aklınızdan acaba neler geçiyor. O yüzden sizler için biraz araştırıp, garip modeller üzerine yorumlar yapmaya çalışacağız.

   Mesela şunları düşünüyor olabilir misiniz, bu ayakkabıyı giyersem çok dikkat çeker miyim, yoksa herkes çok mu beğenir, yada bunu yapan modacı nasıl tasarım düşünerek bunu tasarlamıştır? Bu sorular aklımızda hemen oluşabilir, cevabı ise düşüncelerde kalır.

   Şimdi tasarımcılarla ilgili biraz empati yapalım ve bizde farklı düşünelim, acaba nasıl bir ayakkabı yapılırsa, nasıl bir tepkiler olur? Aklımıza gelen bazı garip ayakkabı önerileri şunlar olabilir;

- Havada uçuran ayakkabı.
- İçi çivi dolu ayakkabı.
- Güneşin ısı derecesine göre renkten renge giren ayakkabı.
- Yağmur yağınca şişen ayakkabı.
- Kar yağınca topukları büyüyen ayakkabı.
- Çelik gibi sağlam ama bir o kadarda hafif ayakkabı.

   İnsan biraz düşününce bir çok farklı tasarımlar bulabiliyor. Yukarıdaki örnekler bize baya uçuk gelebilir, ama neden olmasın, değil mi ? Birinci Adres sizlere fikir sunar, karar sizlerin olur.

Farklı ayakkabı
Farklı ayakkabı

   Zincirlere vurulmuş ayakkabı.

İlginç
En garip ayakkabılar

Kule gibi yüksek ayakkabı.
    
Arı peteği
Arı peteği gibi ayakkabı

   Nasıl ayakkabılar değil mi?

   
Dikenli ayakkabı
Dikenli ayakkabı erkek

   Kim giymek ister bunları?

Garip ayakkabı
Garip ayakkabı

   Bununla yürünür mü?

Çok farklı
Çok farklı ayakkabı

   Bunlarda ayakkabı mı dedirtecek tasarımlar.
   
Tasarım ayakkabı
Tuhaf ayakkabılar

   Bina gibi ayakkabı.

    
Ayakkabı tasarım
Garip ayakkabılar

   Hayata ilk adımlarımız küçük bir ayakkabı ile başlayıp, zamanla numarası büyüyen ayakkabılarla devam etmektedir. Aslında ayakkabılarımız bize hayatımızın bir özetidir. Ayakkabı numarası büyüyünce insanlar büyür. Ayakkabılarımıza bakarak, hayatın neresinde olduğumuzu çok kolay anlarız. Hayatta her zaman mutlu kalmanız dileklerimizle...




   Kaynaklar; google, haber izlenimleri, radikal site, geyik site, sabah site,  milliyet site, potuks site, trendus site, garip kıyafetler, garip ayakkabılar, farklı ayakkabılar, GARİP AYAKKABILAR, ayakkabı önerileri, DİKENLİ AYAKKABI, nasıl tasarım, DEĞİŞİK AYAKKABILAR, en garip ayakkabılar, en saçma ayakkabılar, farklı ayakkabı modelleri, farklı görünen ayakkabı, tuhaf ayakkabılar, değişik ayakkabı modelleri, ilginç topuklu ayakkabılar, çılgın ayakkabılar, ilginç ayakkabı tasarımları, en tuhaf ayakkabılar, çılgın ayakkabı tasarımları, ilginç ayakkabı modelleri, garip ayakkabı modelleri, tuhaf ayakkabı modelleri, çılgın ayakkabı modelleri, sıradışı ayakkabılar, sıra dışı ayakkabılar, ilginç ayakkabılar, çok garip ayakkabılar, farklı tarz ayakkabılar, özel tasarım ayakkabılar, garip podyum ayakkabıları, çok ilginç ayakkabılar, değişik ayakkabılar erkek, MODA TASARIM, farklı ayakkabı.

Öne Çıkan Yayın

İyi karpuz nasıl Seçilir, İyi karpuz nasıl Anlaşılır