7 Mart 2022 Pazartesi

Rusya ve Ukrayna'dan sonraki Savaş planı ve Kıtlık senaryosu

   27 Şubatta yazdığımız Rusya Ukrayna savaşına göstermiş olduğunuz ilgiye teşekkür etmek için, bir sonraki hamleyle ilgili bir yazı daha yazmaya karar verdik. Bildiğiniz gibi önceki yazımızda Rusya'da birileri Putin'i saf dışı bırakmak için senaryolar yapmış olabileceğinden bahsetmiştik. Bu olursa Rusya'ya küreselci biri gelebilir ve sonraki hedefin Türkiye olacağını yazmıştık, o yazımızı tekrar okumak isteyenler bu linke bakabilir.  Bildiğiniz gibi Putin 15 Temmuz gecesi sabaha kadar Türkiye'yi takip etmişti. Çünkü oda yanı başında Amerika destekçilerini görmek istemiyordu. 

   Bazıları bu nasıl olacak, öyle kolay mı gibi soruları içinden geçirdi. Bizde bu konuyu biraz detaylı irdelemek istedik ve analiz yaparak yazımıza başlayacağız İnşaAllah. Yazmak bizden, okumak ve başkalarına okutmak ise sizlerden olacaktır. O zaman başlıyoruz.

   Rusya Ukrayna arasındaki savaşın nasıl durdurulacağına dair analizimizi 27 Şubat'ta detaylıca yazmıştık. Burada Türkiye'nin arabuluculuğu ile bu savaş ancak bitebilir, şu an görünen odur. Rusya ve Ukrayna heyetleri Türkiye'de yapılacak toplantıda barışırlarsa barışırlar. Yoksa savaş bitmez. Eğer Ukrayna barışmak istemezse durum ABD'nin işine gelir. Eğer Rusya barışmak istemezse, buda Rus halkı için zor sürecin başlaması demektir. Yani her şey Türkiye'de orta yolun bulunması ile ancak olur, olmazsa da ak koyun kim, kara koyun kim ortaya çıkar. Türkiye'nin amacı bölgede herkesin huzurlu yaşamasıdır. Ama başkaları oyun üstüne oyunlar kurmaktadır.

   Rusya Ukrayna savaşına bakınca, aklımıza acaba diye soru geldi? Birileri Rusya'yı ele geçirme planı yaptıysa bu savaşın benzer planını Balkanlar ve Yunanistan üzerinden provokasyonla bize de yapmış olabilirler mi? Yani Yunanistan ile Türkiye'yi bir bahane ile (Adalar, Balkanlar, Kıbrıs, Akdeniz'deki gazdan dolayı..?) savaşa çekmek, Türkiye Yunanistan arasında savaş çıkartmak olabilir mi? Dikkat diyelim!

Türkiye
Türkiye Yunanistan

   Bunu destekleyen en büyük neden, Yunanistan'a Amerika'nın ha bire silah yığmasıdır. Neden Dedeağaç'a tanklar, helikopterler, silahlar yığıyor? Şimdilik Rusya Ukrayna arasındaki durumu gözlemliyorlar. Ayrıca 3 ay önce Kosova ile Sırbistan arasında gerginlik çıkmıştı, bunu da bununla bağlantılı olarak iyi düşünün.

   Bunun yanı sıra Kıbrıs konusunda hem Amerika'nın hem de İngiltere'nin tutumları ve yapmak istedikleri ortadadır. Kıbrıs üzerinden de bizleri tahrik edip, Yunanistan'la bizi savaşa çekme planları var gibi görünüyor, dikkat diyelim! Akdeniz'deki doğalgaz meselesi ise herkesin malumu, her an bir provokasyon yapma derdindeler.

   Akdeniz'e yakın bizim nükleer santralimiz var yapılmakta olan, bunu  Ruslar yapıyor. Rusya Ukrayna savaşına bakarken bunu da göz ardı etmeyelim. Yani Rusya ile aramızı açma girişimlerinden biride bu. Hiç bir şey tesadüf değildir, yeter ki aradaki bağları iyi analiz edelim. Sonra gerisi çorap söküğü gibi gelir.

   Sonuç olarak eğer Amerika Rusya'yı devre dışı bırakıp, oraya kendilerinden birilerini getirirse, ülkemizin 360 derece çevresi (şu an 270 derece çevrili zaten) Amerika üsleri ile dolmuş olacak. Daha sonra Yunanistan ile bizim aramızda bir provokasyonla, savaşa çekmek isteyecekler. Türkiye bu numarayı yer mi, yemez! Amerika'da bunu bildiği için önce Rusya'yı ekarte etmenin peşinde, daha sonra ise Türkiye'yi ele geçiremesem bile ne kadar zarar versem o iyidir mantığı ile bakıyor olaylara. 

Amerikan üsleri
Amerika Üsleri Haritası

   Verilecek zararla Türkiye 20 yıl geride kalsa, onlara yeter. Çünkü Amerika Türkiye'yi engelleyemezse, Afrika, Ortadoğu ve Asya'daki tüm planları sekteye uğrayacak. Burada bulunan ülkeler, Türkiye'den güç almaya başladı. Kısaca Türkiye durdurulamazsa, kendi planları yan yatacak. Ana AMACI budur. Post modern darbe denemeleri, Gezi Olayları, Mit Krizi, 17/25 yargısal darbe teşebbüsleri..vs..buna örnektir. Hepsinde Türkiye zayıflatılıp, geri bırakılmak istendi. Amerika savaşlarla veya darbelerle bizleri deviremeyeceğini bizden çok iyi biliyor. Bu yüzden büyümemizin yavaşlaması için elinden geleni yapacaktır, bunu asla unutmayınız!

   KITLIK SENARYOLARI

   İnsanlığın korktuğu durumların belki de en büyüğüdür, kıtlıkla baş başa kalmak. Bunu dünyanın para baronları yıllar önce iyi çözdü. Bu yüzden özellikle son 3 yıldır dünyanın baronları, piyasadan çok büyük miktarlarda ham maddeleri topluyor. 100 bin, 500 bin, 1 milyon ton veya adetlerde. Bunu toplamalarındaki amaçlarını sırasıyla yazalım, buna göre gerisini sizler düşünün.

AMAÇLARI;

1) Dünyada KITLIK VARMIŞ havası estirmek.

2) Bu kıtlık havası ile insanları tedirgin etmek.

3) Tedirgin olan insanların daha çok ürün satın almasını sağlamak, 2 yılda alacağını 1 yılda almak gibi.

4) Böylece piyasada aşırı talep olacağı için, fiyatlar aşırı zamlanacak.

5) Dolayısıyla maldan kat kat paralar kazanacaklar.

6) Fiyatları aşırı artan ürünlere karşı millette tepki oluşturmak.

7) Bu oluşan tepkileri, kendi amaçlarında kullanmak için planlar yapmak.

8) Eğer ülkelerin liderleri, kendi dediklerine karşı hareket ediyorsa milletin bu tepkisini daha da ileri durumlara yükseltmek için, piyasaya az mal verip fiyatları çıkabildiği kadar yukarılara çıkartmak.

9) Böylece oluşan tepkiler artınca, bunları seçim zamanı kullanmak için algı operasyonları hazırlamak.

10) Seçim zamanı ise milletin kararlarının değişmesine sebep olmak, kendi düşündükleri siyasetçileri önemli yerlere getirmek.

11) Millete kıtlık havası oluşturup, milletin aklında şu bilginin oluşmasını sağlayacaklar. ''Acaba bu dünya nüfusu fazla, gıda yetmeyecek o yüzden nüfusun azalması gerekir''. Gerekirse fazlalık nüfus yaşamasa da olur!

12) Hatırlarsanız yıllar önce dünya nüfusu 500 milyona inmeli diyenler vardı. Bu aradaki bağlantıyı siz düşünün. Burada bizi ilgilendiren konu, Allah C.C.'nün yarattığı bu dünyayı, sadece kendilerinin yönetebileceği hissini insanlara vermeye çalışmalarıdır. Buda çok tehlikeli bir durumdur, Allah'a şirk koşuyorlar bir bakıma. Aman dikkat! diyoruz.

Kıtlık Senaryoları
Kıtlık Senaryoları

   Bu yazdıklarımız bazılarınıza çok ütopik gelebilir, ama dünyadaki stok piyasasını biraz takip ederseniz veya bu işleri bilen birilerine sorarsanız ne demek istediğimizi daha iyi anlarsınız. Son zamanlarda stok işiyle stokçuluk birbirine karıştırıldı. Stok fazla üretilen veya sipariş iptali olan ürünleri satmaktır, stokçuluk ise karaborsacılık yapmaktır (olan ürünleri saklayıp fiyatların zamlanmasını beklemektir).

   Daha önceki bir yazımızda dünyayı ''dijital algı'' ile yönetiyorlar demiştik. Bu yazımızda algının detaylarını anlatmıştık, o detayları tekrar okumak için linkimize buradan bakabilirsiniz.

Şunu unutmayalım dünyada kolay kolay kıtlık olmaz, eğer bizler iyi şekilde üretim yaparsak. Çünkü Allah C.C. her insanın rızkını verir. Şimdi diyebilirsiniz, Afrika'da onlarca insan var, açlıktan ölme riskiyle yaşıyor. Onlar açlık içinde yaşamaya sevk ediliyorlar. Çünkü Afrika'da aç yaşayan insanlar var, ama başka yerlerde obezite yaşayan insanlarda var, yani ''açgözlülük'' var. Bir tarafta yemekleri ve ekmekleri çöpe atanlar, bir tarafta ise yemek ve ekmek bulamayanlar. Dünya insanlığı bu açgözlülüğünden kurtulursa, herkes rahat doyar değil mi? Ayrıca Afrika'yı yüzyıllardır sömürenler kimler, onlara iyi bakın deriz.

Allah C.C. bu nizam-ı âlemi, kusursuz bir şekilde yaratmıştır. İçinde ister 50 milyon insan yaşayabilir, isterse 50 milyar insan. Bunu Allah C.C. bilir ve her insanın rızkını da verir. O yüzden Allah'ın işlerine birileri sakın karışmasın. Bizler kendi işimize bakalım. Bizler doğayı kirletmezsek ve etrafı aşırı şekilde ısıtmazsak dünya kendi dengesinde gider. Böylece ne kıtlık olur nede insanların aç kalması. En basit bu sene o kadar kar yağdı ki topraklar üretim için çok bereketli hâle geldi. Her şeyi bilen, gören ve duyan Allah C.C.' dür, ona bol dua ve tevekkül edip, durumlara karşı sabretmeliyiz.

   Sonuç olarak yukarıda anlattığımız 2 konuyu (savaş ve kıtlık), dijital algı ile birlikte düşünürseniz, dünyada olan her şeyin arasındaki bağlantıları çok rahat sizlerde görebilirsiniz. Bu bağlantıları gördükçe, hiç bir şeyin tesadüf olmadığını, olaylar arasındaki organik bağların nasıl kuvvetli olduğunu görmüş olursunuz.

   Ayrıca şimdiden önemli bir bilgiyi de yazalım. Algı operasyonları ile kıtlık ve savaş planları yapanların bir sonraki hedefleri şu 2 konu olacaktır. Biz şimdiden tüm dünyayı uyaralım. Şimdiden kimse algı oyunlarına gelmesin.

YENİ HEDEFLERİ, ÖNÜMÜZDEKİ YILLARDA

1) Enerji; Kesintiler filan olacak denilip, insanları korkuya sevk etmek.

2) Su; İçecek su bitecek diye, algı operasyonları yapmak.

   İlave bilgi olarak Rusya telefon kodu +7, Rusya telefon numarası örneği 007, Rusya plaka kodu RUS, Ukrayna telefon kodu +380, Ukrayna telefon numarası örneği 00380, Ukrayna plaka kodu UA'dır.

   Önemli bir yazımızın daha sonuna geldik. Sizlerle beraber büyüyen sitemizi, sizler gibi binlerce kişinin okuması için tanıdıklarınıza gönderebilirsiniz. Şimdiden herkese teşekkür eder, başka bir yazımızda daha görüşmek üzere Saygılarımızı sunarız...


   Kaynaklar; harita site, stok, stokçuluk, RUSYA VE UKRAYNA'DAN SONRAKİ SAVAŞ PLANI, amerika'nın planı, KITLIK SENARYOSU, amerika'nın rusya planı, türkiye çevresindeki amerika üsleri, türkiye çevresindeki amerikan üsleri, amerika'nın türkiye'yi kuşatma planı, abd'nin türkiye'yi kuşatma planı, türkiye'nin çevresindeki amerikan üsleri, türkiye'nin çevresindeki amerika üsleri, rusya alan kodu, rusya tel kodu, rusya kod numarası, rusya ülke kodu, rusya'nın plakası, ANALİZLER, amerika'nın ukrayna planı.

27 Şubat 2022 Pazar

Rusya ve Ukrayna'da neler oluyor, Perde arkasında Amerika

   Gündem çok yoğun ve hiç istemediğimiz, üzücü görüntüler dolu medyada. Evet hepinizin de yakından takip ettiği Rusya ve Ukrayna Savaşı'ndan bahsedeceğiz bu yazımızda. 

   Neler oluyor, Rusya niçin savaş başlattı? Ne zaman bitecek? Mazlum Ukrayna Halkı neler yapıyor? Arka planda ne oyunlar planlanıyor olabilir?...vs...Kısaca sorular çok. Biz en iyisi adım adım gidelim, hiçbir şey bilmiyormuş gibi sırayla gelişmeleri paragraflar halinde yazalım, sonra analizimizi yazmaya başlarız.

   Öncelikle gerek Rusya, gerekse de Ukrayna ne Avrupa Birliği'ne, nede Nato'ya üye değildir. Bunu yazımıza başlarken yazdık ki, yazacaklarımız daha iyi anlaşılsın.

   RUSYA NİÇİN Savaş Başlattı UKRAYNA'YA?

   En kısa anlatımla Rusya Ukrayna'nın NATO'ya girmesini istemiyor, bunu açık açık söyledi. Sebep olarak ta Nato'nun üye ülkeler vasıtasıyla, Rusya'yı çepeçevre sarmasından endişe duyuyor. Putin şunun olacağını düşünüyor. Eğer çevrem Nato ülkeleri ile dolarsa, yarın birleşip Nato, Rusya'ya saldırabilir. Bu yüzden kuşatılmayı istemiyor, Nato'ya güvenmiyor. Dolayısıyla Ukrayna'nın Nato'ya girmesine sıcak bakmadı. Ukrayna'da girebilirim deyince olanlar oldu, Rusya Ukrayna'ya savaş açtı. Daha sonra kendisine yakın diğer 2 ülkenin de girmesini istemiyoruz dedi. Bunlar Finlandiya ve İsveç'ti. Haritaya bakılırsa, Putin'in ne demek istediği daha iyi anlaşılmaktadır.

Rusya
Rusya Ukrayna Harita

   RUSYA'NIN UKRAYNA'YA Savaş Açmasının Arkasında Neler Olabilir?

   Bizim gördüğümüz kadarıyla Rusya aslında Ukrayna'ya akıl verip, gaza getiren başta Amerika ve İngiltere'ye karşı sinirli. Bu yüzden Ukrayna'nın Nato'ya girmesini istemiyor. Ayrıca Avrupa Birliği ile de takıntısı var. Bu durumların hepsi birleşince, Putin savaşı başlattı. Peki Putin'in güvenmediği Nato nedir, hangi ülkelerden oluşur, kısaca onu yazalım.

   NATO Nedir Kısaca?

   Nato ingilizce açılımı ''North Atlantic Treaty Organization'' Türkçe adı ise ''Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü'' olan uluslararası askeri bir ittifaktır. Görünen amacı siyasi ve askeri yollarla üyelerini korumayı taahhüt edip, anlaşmazlıkların barışçıl yollarla çözülmesini taahhüt eder. Ukrayna olayında gördüğümüz gibi gerçekte bunları yapabiliyor mu, kocaman?

   NATO 1949 yılında Belçika'nın başkenti Brüksel'de 12 devlet ile kurulmuş olup, şu an 30 üyesi vardır. Bu ülkeler şunlardır:

Birleşik Devletleri-1949     Norveç-1949        Estonya-2004.

Belçika-1949                        Portekiz-1949       Letonya-2004.

Birleşik Krallık-1949          Türkiye-1952       Litvanya-2004.

Danimarka-1949                  Yunanistan-1952   Romanya-2004.

Fransa-1949                         Almanya-1955      Slovakya-2004.

Hollanda-1949                      İspanya-1982         Slovenya-2004.

İtalya-1949                           Çek Cumh.-1999    Arnavutluk-2009.

İzlanda-1949                       Macaristan-1999    Hırvatistan-2009.

Kanada-1949                        Polonya-1999        Karadağ-2017.

Lüksemburg-1949                Bulgaristan-2004   K. Makedonya.

Nato
Nato

   Nato komitelerinde kararlar ''oybirliği'' ile alınır. Bu yüzden bir Nato Kararı, tüm ülkelerin ortak iradesini ifade etmektedir. Nato'nun günlük faaliyetleri ortak bütçelerden finanse edilmektedir. 

   AMERİKA'NIN Amacı Neler Olabilir?

   Gördüğümüz kadarı ile Amerika'nın asıl amacı, Türkiye'yi Rusya veya Ukrayna'dan birine taraf aldırıp, savaşa dahil ettirmek. Çünkü Türkiye'nin hem Rusya ile, hem de Ukrayna ile ilişkileri yüksek düzeyde. Bunu bilen Amerika, bizi savaşa sokmak için, bir tarafta olmamızı istiyor. Bunu İngiltere'de istiyor ama o biraz bunu çaktırmadan yapıyor. 

   Eğer Amerika bunu başarırsa aklında şu var. Bir bahane ile Karadeniz'e gelip, uzun zaman gitmemek. Yani Karadeniz'deki doğalgaz ve önemli madenlere el koymaya çalışacak. Aynen Irak'a huzur getireceği deyip, yıllarca petrollerine nasıl el koydu ise. Bunun benzerini Karadeniz'de yapmayı aklından geçiriyor. Boşuna savaş çıksın diye diller dökmedi, Ukrayna'ya gaz verip, ortada bıraktı.

   Ayrıca Türkiye'ye Rusya ve Ukrayna'dan çok sayıda turistler geliyor. Savaş ile bu turistlerin gelmesini engelleyip Türkiye'nin turizmini Amerika baltalamak istiyor. Kısaca Türkiye'nin ekonomik krize girmesini istiyor. Bununla ilgili demeçleri vardı zaten Biden'ın, Amerika Başkanı olmadan önce. Sayın C. Başkanımız için, bedel ödemeli diyordu. Bunu da bir yazımızda yazmıştık, tekrar okumak isteyenler bu linke bakabilir.

   Amerika gerekirse 3. dünya savaşı yaparız Rusya ile diyerek, aslında Rusya'ya gözdağı vermiyor. Çünkü Rusya her şeyi hesaba alarak başlattı savaşı. Biden burada diğer devletlere ima ile gözdağı veriyor. Ya benimle hareket edersiniz, yada Ukrayna gibi yem olabilirsiniz demek istiyor. Yani kelime oyunları ile taktikler peşinde.

   AB Ne Yapıyor?

   Avrupa Birliği gördüğümüz kadarıyla ancak ''..cağız, ceğiz..'' cümleleri kurar. Başka bir şey yapabilir mi, zor. Çünkü Avrupa'nın doğalgazının %40'ını Rusya karşılıyor. Dün AB Komisyonu Başkanı, Rusya'nın uluslararası para transfer sistemi olan Swift'ten çıkarılacağını duyurdu. Peki bu işe yarar mı ? Bize göre zor. Çünkü Rusya'dan aldıkları gazın parasını nasıl ödeyecekler. Ödeyemeyecekleri için, kışın ortasında kendileri doğalgazsız kalıp, donarlar. Bu hamleyi Putin hesap etmemiş midir ? Fazlası ile yapmıştır. 

   Mesela ödemelerini Çin ile alabilir (Cips sistemi ile) veya kendi yaptığı ve yaygınlaştırmayı düşündüğü Spfs sistemi var. (Dünyadaki diğer bu ödeme sistemlerini önceden bir yazımızda ayrıca yazmıştık, buradan isterseniz okuyabilirsiniz.) Kısaca Rusya planını önceden hazırlamıştır. Bu sistemler çalışırsa, Dolar ve Euro'nun dünyadaki tahtı da yıkılmaya başlar. Yani olan Amerika ve Avrupa'ya olur. Rusya bize göre çok etkilenmez.

   UKRAYNA DEVLET Başkanı Zelenskiy, Ne Yapmak İstiyor ?

   Önce Rusya ve Ukrayna hakkında yaklaşık bazı kısa bilgilere bakalım, sonra cevabı analiz yaparak yazalım.

                                      RUSYA                                    UKRAYNA

Nüfusları:                    145 milyon.                             41 milyon.

Yüzölçümleri:             17 milyon km2.                      600.000 km2.

Asker Sayısı:               950.000.                                   260.000.

Tank:                           12.500.                                     2.500.

Savaş uçağı:                770.                                             70.

Bayraktar Tb-2:             0.                                              12.

Deniz Filo:                   600.                                              35.

Denizaltı:                       70.                                                0.

Ticari Filo:                 2.800.                                          400.

Roketatar:                  3.400.                                          500.

Zırhlı araç:                 30.000.                                        12.000.

Savunma Harc.:         42 milyar $.                               10 milyar $.

   Gördüğünüz üzere Rusya Ukrayna'dan yaklaşık 4 kat büyük her yönden. Bunun yanında Rusya'nın elinde yaklaşık 4.000 tane nükleer başlık bulunmaktadır. Ama bunları kullanacağını zannetmiyoruz. Eğer kullanmaya kalkarsa o zaman ortalık toz duman olur.

   Zelenskiy başta Amerika ve Avrupa Birliği'ne çok güvenerek Nato'ya girmek istedi. Sonra Rusya'nın sinirlenmesi ile savaş başladı. Daha sonra Zelenskiy'i gerek Amerika, gerek se Avrupa yalnız bıraktı. Daha sonra neyle baş başa kaldığını anlayan Zelenskiy, dünyadan yardım istemeye başladı. Etrafındaki çoğu ülke sadece laflar söyledi.

   Daha sonra Zelenskiy'in ordusunda bulunan Bayraktar Tb-2'ler aktif kullanılmaya başlanınca Ruslar'a zarar vermeye başladı. Kendi de meydanlara çıkıp, sonuna kadar savaşacağım dedi. 

   Bu arada Zelenskiy geçenlerde Türkiye'ye boğazları gemilere kapatın dedi. Bunu duyunca aklımıza 3 neden geldi, bunlardan dolayı demiş olabilir diye. Bu nedenler şunlardır;

1) Amerika ve Avrupa'dan yalnız kalınca, halkını düşünerek yardım anlamında istedi Türkiye'den.

2) Art niyetli olarak Türkiye'yi taraf aldırıp, savaşa mı sokmak istiyor acaba? Bu ihtimal her zaman olabilir ama biz şimdilik temkinli giderek, bunu düşünmediğini varsayıyoruz.

3) Birde ha bire Bayraktar Tb2 şöyle yaptı, şunu vurdu demesi, bizi biraz huylandırıyor. Not olarak kalsın burada. Çünkü işin içinde üst akıl varsa, bir tuzak planda var demektir. Eğer üst akıl boğazı kapatın deyip TB-2'leri ha bire diline doluyorsa, boğazda bir Rus gemisine Tb-2'den roket mi atacaklar sorusu aklımıza geliyor. Böylece bizi savaşa çekmeye çalışabilirler, ama biz bu oyunu yemeyiz.

   Bu arada Suriye'nin kendine çaresi yokken, kalkıp direkt Rusya'ya taraf olması gözlerimizden kaçmadı. Esad'ın Suriye'de döktüğü mazlumların ahı, bir gün çıkar kendisinden. Ama ne zaman, Allah bilir.

   Türkiye Nato'ya ve Avrupa Birliği'ne bir şey yapmadığı için biraz kızgın. Çünkü insanlar ölürken bir şey yapmayacaksanız, ne zaman yapacaksınız? Türkiye o yüzden biraz bekledi, baktı ki bunların bir şey yapacağı yok ve Devletimiz kolları sıvadı, arabuluculuk için.

   Hem Putin  hem de Zelenskiy ile arası iyi olan C. Başkanımız Erdoğan bir an önce savaşın bitmesi için gece gündüz çalışmaya başladı. Çünkü savaşın kimseye faydası olmaz, olan mazlum insanlara olur. Türk Devleti için önce insanlık gelir, menfaat gözetmez. Çünkü bizler Osmanlı'nın torunlarıyız, 600 yıl iyilikle dünyaya hükmetmiş bir neslin devamıyız. Bize zorda olana yardım etmek düşer. İyilik bizim her zaman şiarımızdır.

   SAVAŞ NASIL DURDURULABİLİR 

   Gördüğümüz kadarı ile bu savaşı ancak 3 durum durdurabilir. Gerisi ..ceğiz, ..cağız'dan başka bir şey yapamaz. Nedir bu 3 durum?

1) Rus Halkının Putin'e karşı tavır alması, savaşı durdur diye, vicdanen.

2) Ayrıca ölen Rus askerlerinin sayısı çok olursa, bunların aileleri de Putin'e karşı tavır alabilir.

3) Sayın C. Başkanımız Erdoğan'ın iki liderle arası iyidir. İkisi ile önce ayrı ayrı anlaşıp, sonra Türkiye'de bir masada buluşarak anlaşma imzalanabilir. Çünkü ikisi de şu an Dünya'da sadece Erdoğan'a güvenmektedir. Bunun yakında olacağına yürekten inanıyoruz.

   SON BİR NOT: 

   Birde aklımıza şu geldi, yukarıda üst akıldan bahsettik ya. 2024 yılında Rusya'da seçimler var. Eğer birileri Putin'in ayağını kaydırmak için, Ukrayna'yı kışkırtıp üzerine mi çekti acaba? Böylece Putin'in savaşı başlatıp itibar kaybetmesini, daha sonra ise 2024 yılındaki seçimde tekrar Başkan seçilmemesini istemiş olabilirler. %10 dahi olsa bu ihtimalide unutmayalım deriz. Bu ihtimal doğru çıkarsa, o zaman hedef direkt Türkiye demektir. Çünkü Yunanistan'a asker yığıldı, Ermenistan'a yığıldı, Irak ve Suriye'ye yığıldı, Güney Kıbrıs'ta zaten var. O yüzden çok dikkatli olalım!

   Birde Rusya'nın Ukrayna Başkanını değiştirmek için savaş başlattı deniliyor. Bize göre olasılığı düşük, neden mi ? Çünkü yerine gelende NATO'ya girmek isterse, benzer durumlar olabilir. Kısaca Putin NATO'yu çevresinde görmek istemiyor. Putin bu konuda haklımı diye içinizden hemen soru geçmiş olabilir. NATO'nun bugüne kadar ''NELERİ YAPMADIĞINA'' bakarsanız, cevap ortaya kendiliğinden çıkmış olur.

   Uzun bir yazımızın sonuna geldik. Biliyoruz hepiniz yazıyı okurken ne uzunluğu fark ettiniz, nede zamanın nasıl geçtiğini. Biz yazılarımızda öz analizlere yer vermeye çalışırız. Amacımız sizlerle beraber dikkat çekici güzel bilgileri yazmaktır. 

   İnşâAllah Rusya ve Ukrayna arasındaki savaş en kısa sürede biter ve mazlum insanlar, bebekler, çocuklar, kadınlar rahata erer. Babalarda ailelerine kavuşur.

   2 ÜLKE İÇİN ÖNEMLİ BİLGİLER

   Rusya telefon kodu +7.

   Rusya telefon numarası örneği 007.

   Rusya plaka kodu RUS.

   Ukrayna telefon kodu +380.

   Ukrayna telefon numarası örneği 00380.

   Ukrayna plaka kodu UA'dır.

   Yazımızı binler, on binler , belki de yüzbinlerin okuyacağını ümit ediyor, başka bir yazımızda daha görüşmek üzere hepinize Saygılarımızı sunuyoruz...



   Kaynaklar; harita site (ücretsiz), nato site, RUSYA VE UKRAYNA'DA NELER OLUYOR, rusya ukrayna savaşı, PERDE ARKASINDA AMERİKA, ukrayna rusya savaşı amerika, amerika'nın türkiye'yi kuşatma planı, abd'nin türkiye'yi kuşatma planı, rusya telefon numarası örneği, ukrayna telefon numarası örneği, rusya alan kodu, rusya tel kodu, rusya kod numarası, rusya ülke kodu, rusya'nın plakası, nato kaç ülkeden oluşuyor, nato amerika, nato ne demek kısaca, ANALİZLER, rusya ukrayna anlaşma.

Bill Gates ile çiçekli günlere mi, Çiçek hastalığı

   Bill Gates ile ilgili başka analiz yazısı yazmayacağımızı söylemiştik, Aralık ayındaki bu yazımızda. Çünkü toplam 8 yazı yazmıştık, artık yeter demiştik. Herkes o yazıları okuyup, kendi değerlendirmesini yapar diye düşünmüştük. Ama şimdi yine yazma kararı aldık, çünkü bu sefer bazı konulardan bahsetmiş. Konu bize göre geleceğimizin büyükleri olan, çocuklarımız üzerine. Peki Bill Gates nelerden bahsetmiş önce onlara bakalım, sonra analiz yazımızı yazmaya başlayalım.

   BİLL GATES'İN BAHSETTİKLERİ

- Çiçek hastalığı biyolojik silah olarak kullanılabilir.

- Devletler gelecekte pandemilere karşı ar-ge için, on milyarlarca dolar para harcamalıdır. Amerika ve İngiltere bunun bir parçası olmalıdır. Böylece grip ve soğuk algınlığının ortadan kaldırılmasına ön ayak olunabilir.

- Mikrop tatbikatlarını yapacak DSÖ bünyesindeki pandemi güçleri için, yılda 1 milyar dolar gerekecektir.

- Bu mikrop tatbikat güçleri, ülkelerin havaalanlarına yönelik olabilecek çiçek hastalığı saldırıları gibi, biyoterörizm olaylarına karşı, ülkeleri hazırlayabilir.

- Aşılar kolunuza yapıştırılan bir bant haline getirilebilir.

- Ar-Ge aşıları ucuzlatabilir, büyük fabrikalar kurularak.

- İleride bir salgın daha yaşayacağız. Bu yeni pandeminin büyük olasılıkla, koronavirüs ailesinden farklı bir patojenden kaynaklanabilir.

- Doğru yatırımlar şimdiden hükümetler tarafından yapılmalıdır.

   Burada Bill Gates bir ''çiçekten'' bahsetmiş. Bu çiçek nedir, ne değildir önce onlara bakalım. Sonra analiz yazımıza başlayacağız. Bizim bildiğimiz su çiçeği hastalığı var günümüzde, birde 76 yıl önce (1946) biten çiçek hastalığı salgını vardı. Şimdi bunlardan kısaca bahsedelim.

Çiçek Virüsü
Çiçek Virüsü

   SU ÇİÇEĞİ HASTALIĞI HAKKINDA (Chicken pox)

   Su çiçeği hastalığının büyük kısmı 6 yaşına kadar olan çocuklarda, belli kısmı okul çağındaki çocuklarda ve çok az bir kısmı ise büyüklerde görülür. Belirtileri ateş, halsizlik, iştahsızlık, baş ağrısı ve hafif karın ağrısıdır. Bu hastalığın temelinde bir virüs (varisella zoster) vardır. 

   Genelde kendiliğinden iyileşir, bir kez geçiren hayat boyu bağışıklık sağlar. Aşı yapılınca vaka sayısında azalma olmuştur. Belirtisi su dolu döküntülerdir, başta saydam gibidir sonra ise bulanık bir hâl alırlar. Kaşıntı yapar, kaşınmamalıdır. Kaşınırsa mikrop kapıp, ciltte lekelere ve apselere sebep olabilir. Vücut gövdesinden başlayarak yüz ve saçlara kadar görülebilir. Döküntü sayısı 250 ile 500 arası değişebilir. 

   Bulaşıcı olabilir o yüzden hasta, bünyesi zayıf kişilerden uzak tutulmalıdır. Hastalık geçene kadar başkaları ile görüşmemesi gerekir. Hasta olan kişiden başkalarına, solunum yoluyla veya derideki kabarcıkların içindeki sıvıyla temas edilmesi sonucu bulaşmaktadır.

   Günlük banyo yapılabilir. Banyo yaparken lifle kese yapılmamalıdır. Ateş düşürücüler kullanılabilir, ama aspirin kullanılmaz. Kaşıntı giderici kremler kullanılır. Aşı yaptırılırsa koruma artar.

Su Çiçeği
Su Çiçeği

  ÇİÇEK HASTALIĞI HAKKINDA (Smallpox)

   Bu hastalık variola isimli bir virüsten oluşmuştur. En son salgın 1946 yılında olmuştur, bireysel olarak ise en son 1977 yılında görülmüştür. Çiçek hastalığında kabarcıkların kendine özgü bir görünümü vardır ve daha derindir, ölümlü sonuçları olabilir. Çiçek hastalığının belirtileri üşümeyle beraber titreme, mide bulantısıyla beraber kusma, yüksek ateş, baş ağrısı, vücut ağrısı ve halsizliktir. 

   El, kol, yüz, ayak ve bacaklarda görülen bu hastalık zamanla boğazda yaralar şeklinde de görülebilir. İyileşmesi 2-3 haftayı bulabilir.

   Hapşırma, öksürme ve konuşma gibi solunum yolundan çıkan damlacıklarla bulaşır. Vücuttaki kabarcıkların içindeki sıvı ve kabarcığın dışındaki kabuklara birileri temas ederse, bunlara da bulaşabilir. O yüzden hasta olan kişi kendini etraftan izole etmelidir. 

   Bu hastalığa yakalananlar bağışıklık sistemini güçlendirici gıdalar almalıdır. İlk 3 günde aşı olursa korunur. Erken teşhis ve tedavi önemlidir. FDA tarafından onaylanan bir antiviral ilaç vardır (tecovirimat).

Çiçek Hastalığı
Çiçek Hastalığı

   ÇİÇEK HASTALIĞI ile SU ÇİÇEĞİNİN FARKI 

   Bu iki hastalık ismen benzese de birbirlerinden farklıdır. İkisinde de deride döküntüler olur ama çiçek hastalığı daha ciddi ve ağır geçer. Ayrıca çiçek hastalığında görülen kabarcıkların kendine özgü bir görünümü olup, daha derindir.

  BİLL GATES'İN BAHSETTİKLERİNDEN BİZİM ANLADIKLARIMIZ

   Evet bahsedilenleri ve iki hastalık hakkındaki detayları okudunuz. Şimdi analizimizi yazmaya başlayabiliriz. 

   2010 ve 2015 yıllarındaki seminerlerinde adeta günümüzdeki Korona virüs hastalığını olacakmış gibi anlatan ve bunu görsellerle bizlere gösteren Bill Gates, şimdi bunları diyorsa artık bizim 2 kere değil, 10 kere düşünmemiz gerekir. Bizler üzerimize düşeni yaparak düşündük ve aklımıza gelen bazı deli soruları yazmak istedik. Sizlerde soruları okuyup cevaplarını düşünerek, kararınızı verirsiniz.

  AKILDA yine DELİ SORULAR

- Öncelikle Sayın Gates, siz kâhin misiniz? Her şeyi nerdeyse birebir biliyorsunuz.

- Eğer Kâhin iseniz, Afrika başta olmak üzere yıllarca açlık içinde yaşayan insanlara bugüne kadar niçin servetinizden direkt NAKİT paralar vermediniz?

- Eğer Kâhin değilseniz, bunları nereden biliyorsunuz?

- Su Çiçeği ile Çiçek Hastalığından %50-50 alınıp, ''Çiçek Virüsü'' denilecek bir hastalık mı planlanıyor dünyada?

- Tam adı ne olacak sizce, Çiçek virüsü mü? (Smallpox virus), yoksa çiçek..?

- Eğer bu çiçek virüsü doğal olacaksa, kesinlikle bunu bilemezsiniz. Biliyorsanız bu yapay virüs mü?

- Eğer yapay virüs ise, kimler planlıyor bunu?

- Bunu planlayanlarla ticari bağlantılarınız var mı?

- Var ise nasıl bir ortaklığınız var?

- Su çiçeği genelde çocuklarda görülür ve aşı yapılırdı. Korona virüste milyarlarca büyük insan aşı oldu, ama çocuklar olmadı. Aşı olmayan çocukları da aşılamak için, bu yapay çiçek virüs mü ortaya çıkarılacak?

- Çiçek virüsü için yatırımlar yapıyor musunuz?

- Yapıyorsanız başta aşı ve neler üzerinedir?

- Aşı çalışması yapmayı düşünüyorsanız bunu korona virüste olduğu gibi, mRNA teknolojisi ile mi planlıyorsunuz?

- Bu mRNA aşı sevdanızın sebebi nedir? Siz normalde bilgisayar uzmanısınız ya, o yüzden merak edip sorduk. 

- Bildiklerinizi dünya halkı ile paylaşmayı düşünüyor musunuz?

- Tarih tekerrürden mi ibarettir? En son 1946 yılında çiçek hastalığı salgını olmuştu, 1977'den sonra ise doğal yollar ile kimsede görülmemişti.

- Bu hastalıkla insanların işlerine gitmesini engelleyip, üretimi azalttırıp, dünyada kıtlık mı oluşturacaksınız?

- Bu bahsettiğiniz hastalık 2028 yılında mı vizyona girecek. Niçin bu yıl olabileceğini aylar önceki bu  yazımızda yazmıştık.

- Bu çiçek hastalığında ilk 3 günde aşı olunursa koruma olur. Dolayısı ile aşırı şekilde aşıya talep olur. Bu pazarlamanızın bir parçası mıdır?

- Gelelim can alıcı sorumuza. Bu çiçek virüsünün YAPAY ET projesi ile alakası var mı?

- Hayvanlara bu virüs bulaşıp, hayvanlar telef edilerek milleti teşviklerle (ucuz yapay etler piyasaya sürerek) yapay etlere mi yönlendireceksiniz?  

- Bu yapay etleri başarırsanız, hedefiniz Kurban Bayramı'nda Müslümanların kurban kesmesine ne gerek var sözünü, söylemek mi olacak? (Bu analizi dünyada ilk yazan biziz, bizden önce yazanı görmedik 13 ay öncesinden. Bu yazımızı tekrar okumak isteyenler için bu linkimize bakabilir).

- Hükümetler olabilecek pandemi durumlarına  hazırlansın, kurulabilecek pandemi güçlerine milyonlarca dolar ödesin demekle, bir bakıma hükümetlere şantaj yapmış olmuyor musunuz? 

- Yani parayı verirsen salgın senin ülkene gelmez ama vermezsen çekeceğin var der gibi, haksız mıyız?

Çicek
Çiçek

   Şimdilik bu kadar soru yeter diyelim. Zamanla lüzum görürsek yeni bir konu daha yazıp, ilave başka sorularda yazımıza ekleriz.

   Bir yazımızın sonuna daha geldik. Başta dediğimiz gibi Bill Gates ile ilgili başka yazı yazmayacaktık. Ne hikmetse ! dedikleri çıkan Bill Gates'in bu sözlerini kulak ardı edemezdik. O yüzden araştırıp, 3 boyutlu  düşünerek yazdık. Resimlerden de gördüğünüz gibi bu çiçek hastalığı, insanı görüntü itibari ile ürperten bir hastalıktır. Bu hastalık, eğer birileri tarafından yapay olarak planlanıyorsa bize düşen görev, önce Devletlerin buna karşı önlem alması için destek olmaktır. Böylece devletlerde bunu planlayanlara karşı hesap sormalıdır.

   Biz bireyler olarak üzerimize düşen ise Allah'a dua etmektir, onlara fırsat vermesin diye. Eğer böyle planları yapanlar varsa, Allah onlara tuzakların en büyüğünü kurup, planlarını onların başlarına geçirsin diye bol dua edelim, Allah'a yakaralım. 

   Hiç kimse dünyanın huzurunu bozamaz, bozmaya da fırsat vermeyelim. Bu iş bireysel değil, birliktelik ile olur dünyada. Birlikten her zaman kuvvet doğar, bunu asla unutmayalım hayatımızda. Bizden yazması sizden ise önce okuyup sonra  başkalarına göndererek, onların da okumasını sağlamanızdır. Başka bir yazımızda daha tekrar görüşmek üzere herkese Saygılar...


NOT 1: Bu yazımızı 2022 şubatta hazırlamıştık. Bugün 15 ağustos 2024 ve Dünya Sağlık Örgütü dünyada maymun çiçeği virüsü görüldü deyip, acil durum ilan etme kararı aldıklarını duyurdular. 



   Kaynaklar; saglik site, google site, trcooltext (resim), pngwing site, KITLIK, bill gates çiçek hastalığı, BİLL GATES İLE ÇİÇEKLİ GÜNLERE Mİ, çiçek hastalığı, ÇİÇEK HASTALIĞI, smallpox virus, maymun çiçeği virüsü nedir, maymun çiçeği nedir, maymun çiçeği görüntüsü, maymun çiçeği salgını, monkeypox, monkey pox, maymun virüsü belirtileri, maymun virüsü nasıl bulaşır, maymun virüsü öldürür mü, maymun çiçeği virüsü belirtileri, maymun çiçeği virüsü nasıl bulaşıyor, bill gates hastalığı, bill gates ailesi zengin miydi, ANALİZLER, kıtlık.

19 Şubat 2022 Cumartesi

28 Şubat darbesi, Demokrasiye vurulan Postmodern darbe

    28 şubat 1997, Türkiye gibi büyük bir Devlet için yaşanmaması gereken bir gündür o gün. Bu tarihte doğan bir bebek şu an üniversiteyi bitirmiş ve iş hayatına atılmış bir gençtir, o günleri hiç hatırlamıyor. Sadece televizyon ve internetten araştırarak, bilgileri öğrenmiştir. Şeyh Edebali'nin bir sözü vardır;

- Geçmişini bilmeyen, geleceğini de bilemez. Geçmişini iyi bil ki, geleceğe sağlam basasın. Nereden geldiğini unutma ki, nereye gideceğini unutmayasın.

   Evet ne güzel söylenmiş bir söz. Bizim bu yazıyı yazmamızdaki amacımız ise, geçmişi iyi öğrenmek, ona göre geleceğe sağlam adımlarla yürüyebilmektir.

   Biz o gün olanları kısaca yazalım, sonra analiz yazımıza başlayalım.

28 Şubat
28 şubat darbesi

  28 şubat darbesi nedir özet

  Tarih 28 Şubat 1997 idi. O gün uzun bir Milli Güvenlik Kurulu toplantısı yapılmıştı. Toplantıya hükümetten Başbakan Necmettin Erbakan, Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller ve yetkili Bakanlar katılmıştı. Bu toplantı sonunda öyle kararlar açıklandı ki, adeta post modern bir darbe yapılmıştı hükümete, medya üzerinden. Kararları Başbakan imzalamadı o gün.

  28 şubat darbesini kim yaptı: O günkü askeriye ve bürokrasi kanadı.
  28 şubat darbesi ne zaman oldu: 1997 yılında.
  28 şubat darbesi neden yapıldı: İrticayı bahane edenler yaptı. 
  28 şubat olayını kim yaptı: 1000 yıl sürecek diyenler!
  28 şubat 1997'de iktidarda kim vardı: Refahyol Hükümeti.

   ALINAN BİLDİRİDEKİ KARARLARDAN BAZILARI KISACA ŞÖYLEYDİ;

- Tarikatlara bağlı okul ve yurtlar devletin yetkili organlarınca denetim altına alınmalıdır.

- 8 yıl kesintisiz eğitim, tüm yurtta uygulamaya konulmalı.

- Kuran kursları Milli Eğitim Bakanlığının sorumluluğu ve kontrolünde olmalı.

- Yurdun değişik yerlerinde yapılan dini tesisler gündemde tutularak, belli çevrelere mesaj vermek amacıyla siyasi istismar konusu yapılmamalı.

- 677 sayılı yasa ile men edilmiş tarikatların ve bu kanunda belirtilen tüm unsurların faaliyetlerine son verilmelidir.

- İrtica nedeniyle askeriyeden çıkarılan personeller istismar edilerek TSK'yı dine karşıymış gibi göstermeye çalışan bazı yayın organlarının yayınları kontrol altına alınmalıdır.

- TSK'dan ilişiği kesilen personeller diğer kamu kurum ve kuruluşlarında istihdamına imkan verilmemelidir.

- Aşırı dinci kesimin faaliyetleri yasal ve idari yollarla engellenmelidir.

- Belediyeler yasasına aykırı olarak sergilenen olayların sorumluları hakkında gerekli yasal ve idari işlemler kısa zamanda sonuçlandırılmalı.

- Kıyafetle Türkiye'yi çağdışı bir görünüme sevk edecek uygulamalara mani olunmalı.

- Kurban derileri rejim aleyhtarı örgüt ve kuruluşlar tarafından toplanmasına mani olunmalı.

- Ülke sorunlarının çözümünü ümmet kavramı bazında ele alan girişimler yasal ve idari yollardan önlenmelidir.

   Kararların kısa özeti bu şekildeydi. Peki o günlerde söylenen bazı sözler vardı. Birde onlara bakalım.

   O GÜNLERDE SÖYLENENLER;

- Sincan'da demokrasiye balans ayarı yaptık.

- 28 şubat bin yıl sürecek.

- Gerekirse silah bile kullanırız.

- Beceremediniz artık bırakın.

- Rektörler uyardı.

  Bu kararlar ve söylenen sözlerden sonra ülke olarak neler kaybettik. Onları analiz olarak maddeler halinde yazalım.

  NELER KAYBEDİLDİ?

- Karardan sonraki yıllarda yaklaşık 35 milyar dolar fazladan direkt faiz ödendi.

- Bankalardan hortumlanan para yaklaşık 50 milyar dolar oldu.

- 28 Şubatın toplam ekonomik zararı yaklaşık, 280 milyar doların üzerinde oldu.

- İnsanlar fişlendi.

- Öğretmenler soruşturma geçirdi.

- Yatırımlar azaldı, döviz aşırı arttı.

- Büyüme azaldı.

- Enflasyon %99'lara çıktı.

- Demokrasimiz yara aldı, parti kapatıldı.

- Şiir okudu diye 1999 yılında, o zaman İstanbul Belediye Başkanı olan Sayın Erdoğan'a hapis cezası verildi.

   Şükür o günler artık geride kaldı. Peki ya kalmasaydı neler olurdu. Onları maddeler halinde yazalım. Bu yazdıklarımızı empati yaparak çok iyi düşünelim. Ya o günkü durumlar hâlâ şimdi, devam etseydi?

  28 ŞUBAT KARARLARI DEVAM ETSEYDİ, ŞU AN NELER OLURDU?

- Üniversitelerde başörtülü öğrenciler okuyamayacaktı.

- Askerde çocuğunun yemin törenine başörtülü anneler giremezdi.

- Başörtülü olarak memurlar işe gidemeyecekti.

- Peruk satışları tavan yapardı!

- 12 yaştan küçüklere Kur'an-ı Kerim öğretilme yasağı devam ederdi.

- İmam Hatip ve Meslek Lisesini okuyan öğrencilere uygulanan katsayı uygulaması devam ederdi.

- Üniversiteler de ikna odalarına devam edilirdi.

- İrtica kelimesi, gündemden düşmezdi.

- Öğretmenler soruşturma geçirmeye devam ederdi.

- Vakıflar kapatılmaya devam ederdi.

- Türk Silahlı Kuvvetleri'nden ihraçlar yapılmaya devam edilirdi.

- Halkın fişlenmesine devam edilirdi.

- Yöneticiler hakkında kovuşturmalar devam ederdi.

- Halkın seçtiği partileri, irtica ile kapattırmak için çalışmalara devam edilirdi.

- İrtica brifingleri verilmeye devam edilirdi.

- Terörle mücadele bu kadar ilerleyemezdi.

- İrtica ile önleri kesilen gençler kendilerini geliştirip iha, siha, helikopter ve bunun gibi teknolojik ürünler üretemezdi.

- Yapay senaryolar kurulmaya devam ederdi, başka irtica bahaneleri için zeminler hazırlanırdı.

- Bir emirle gazetelere istenen  manşetlerin atılmasına devam edilirdi.

- Batı çalışma grubu gibi oluşumların kurulmasına, devam edilirdi.

- Yurt dışına beyin göçü çok artardı.

- Askeriyeye lazım olacak savunma araçlarını, yurt dışından almaya devam ederdik.

- Heronlar alabilirsek alırdık, ama görüntüler önce başka ülkelere gidip, bize saatler sonra görüntüler kesilerek gelirdi!

   Yazımızın sonuna yanaştık değerli okuyanlarımız. Bazen insan hayatında öyle anlar olur ki, uzun zaman unutamaz. 28 şubat dönemi de böyle anlardan biriydi. O zamanları en çok hissedenler üniversitelerde okuyan başörtülü öğrencilerdi. Allah C.C. buna benzer günleri bir daha bizlere yaşatmasın. Bu da sizlerin elinizde. Nasıl mı? Bunları yapanlara o imkan ve gücü ellerine vermeyerek. Yoksa yine olabilir mi, her zaman olabilir. Tarih tekerrürden ibarettir. Etrafınızdaki başka ülkelere bakın, her sene 2-3 ülkede darbe denemeleri olmaktadır. O yüzden bir daha olmaz diye düşünmeyin.

   Bizler bu yazıyı yazarak herkesin olanları tekrar hatırlamasını, hiç bilmeyen kişilerin empati kurarak yaşananların neler olduğunu hissetmelerini istedik. Birlikten kuvvet doğar, önemli olan insanların birbirine saygı duyması, Vatan için çalışması, kardeşler gibi birbirlerine yardımcı olmasıdır. Bu bilince her zaman hayatımızda yer vermeliyiz.

   Yazımızı başka tanıdıklarınıza gönderdiğiniz için şimdiden tekrar hepinize teşekkür eder, başka bir yazımızda daha görüşmek dileğiyle, herkese Saygılar sunarız...



   Kaynaklar; google site, Şeyh Edebali Sözü, trcooltext, 28 şubat postmodern darbesi nedir, post-modern darbe, demokrasiye vurulan darbe 28 şubat, 28 ŞUBAT DARBESİ, 28 şubat olayı nedir, DEMOKRASİYE VURULAN POSTMODERN DARBE, 28 şubat gerçekleri, 28 şubat'ta ne oldu kısaca, 28 şubat'ta neler yaşandı, 28 şubat süreci, 28 şubat olayı ne oldu, 28 şubat'ı kim yaptı, 28 şubat'ta ne oldu 1997, 28 şubat'ta hangi kararlar alındı, 28 şubat post modern darbesi, 28 subat darbe, 28 şubat darbesi hangi yıl, 28 subat darbesi, 28 şubat darbesi hangi yılda oldu, 28 şubat 1997 darbesi, 28 şubat postmodern darbe nedir, 28 şubat darbesi hangi yıl oldu, 97 darbesi, 1997 darbesi, 28 şubat'ta iktidarda kim vardı, ANALİZLER, 28 şubat'ta neler oldu.

15 Şubat 2022 Salı

Türkçemiz ve önerimiz, Yabancı tabelalar ile ilgili yazı

   Bugün sizlerle güzel dilimiz Türkçemiz üzerine empati yaparak, sizlerle konuşuyormuş gibi yazacağız. Türk Dil Kurumu'na göre Türkçe kelimesi şu 2 anlama gelmektedir.

- Genel Türk Dili.

- Türkiye Türkçesi.

   Anlamını yazdığımız Türkçenin Türk Dil Kurumu'ndaki güncel sözlükte 616.767 kelimesi bulunmaktadır. Bu kelimelerin yüzdelik olarak çoktan aza doğru, ne kadarı hangi dilden diye önce bir bakalım, sonra analiz yazımıza başlarız.

% 1.048 Arapça.

% 0.852 Fransızca.

% 0.220 Farsça.

% 0.078 İngilizce.

% 0.064 Rumca.

% 0.015 Almanca.

% 0.014 İtalyanca.

   Yüzdelik dilimlerin en yüksek olduğu dillerin oranları yukarıdaki gibidir. Kısaca teknik bilgileri yazdık. Şimdi gelelim analizimiz yazımıza başlamaya.

Türkçemiz
Tabelalarda yabancı dil kullanımı

   Güzel ülkemizin zengin dili Türkçemize, son yıllarda yabancı kelimeler girmeye başlamıştır. Gerek günlük konuşmalarımıza, gerekse de yazışmalarımıza. Bundan hariç dükkanların tabelalarında bu yabancı kelimelerde baya artışlar görülmeye başlanmıştır. Acaba neden yapılıyor diye, soru geldi aklımıza.

   Eğer firma ihracat yapıyorsa, yabancı kelimeler kullanması (belli oranda) makul gelebilir. Veya turistlerin yoğun geldiği şehirlerde, yabancılar kolay anlasın diye kullanılıyorsa. 

   Ama yurt içine ürün satan veya hizmet veren firmalar, niçin yabancı kelimeler kullanır acaba? Bununla ilgili kendi kendimize empati yapıp, tahminlerimizi önce yazmak istedik. Bunu yazmadan önce ülkemizdeki tabela standardını yazalım.

   TABELA STANDARDI

   TS 13813 Standardına göre yabancı dilde ifadenin yer aldığı tabelalarda yabancı dildeki ifadeler, Türkçe ifadelerin % 25'ini geçmeyecek büyüklükteki puntolarla yazılması gerekmektedir. 

  TAHMİNLERİMİZ

- Farklı görünmek istemek için yapıyor olabilirler.

- Özentiden dolayı istemiş olabilirler.

- Dikkat çekmek için yapılmış olabilir.

- Belki turist gelebilir diye düşünmüş olabilirler.

- Yabancı isim konularak, daha kaliteli ürün satıyoruz izlenimi vermek, istemiş olabilirler.

- Yabancı isimlere daha çok kişinin gelip kendilerine sorular soracağını, düşünmüş olabilirler.

- Akılda daha kolay kalınıyor gibi düşünmüş olabilirler.

- İmaj yapıyor diye düşünüyor olabilirler.

- Uluslararası bir marka oldum izlenimi vermek istiyor olabilirler.

- Birileri yabancı kelimeleri överek, dilimize yerleştirme planları yapıyor olabilirler.

- Moda gibi bir akımın peşinde olabilirler.

- İlginç bir tabela ile medyada bir haberde yer alabiliriz diye düşünmüş olabilirler.

- Daha kolay ürünü pazarlayabiliriz diye düşünüyor olabilirler.

- Kulağa hoş gelebilir diye düşünmüş olabilirler.

- Çevrenin etkisiyle yapmış olabilirler.

   Niçin ile ilgili tahminlerimizi yazdıktan sonra şimdi de bu tarz tabelaların artmaması için önerilerimizi yazalım.

YABANCI TABELALARIN ARTMAMASI İÇİN ÖNERİLERİMİZ

- Tabelanın % 90'ı Türkçe olup, alt tarafında kısa not olarak yabancı dil olabilir.

- Tamamen Türkçe tabela yapanlara belediyeler işyeri su faturalarında % 10 indirim yapabilir.

- Yabancı tabela yapanlardan, ilave vergiler alınabilir.

- Türkçe tabelalar ile yabancıların Türkçemizi öğrenmesi sağlanabilir. Bunu yapan firmaların isimleri, belediyeler tarafından şehrin önemli yerlerinde reklam edilebilir.

- Turist bir yerden ürün alıp, hatıra fotoğrafı çektirmek istediğinde, tabelada Türkçe olmazsa, bu turist Türkiye'ye geldiğine arkadaşlarını nasıl inandıracak? Bunu herkesin oturup iyice bir düşünmesi lazım.

- Dikkat çekici, esprili özgün isimli Türkçe tabelalar yapmayı düşünmek lazım değil mi?

- Her şeyi yabancı kelimelerle tabelalara yazarsak, yabancılar bizlere niçin soru sorsunlar. Bunu hiç düşündünüz mü?

- Siz yurt dışına gittiğinizde o ülkelerde çok yabancı dilli tabelalar var mı, yoksa kendi dillerinde mi tabelalar? Bunu biraz düşünelim deriz.

- Yabancı tabelalar genelde eğitim seviyesi yüksek firma sahipleri tarafından, zengin mevkilerde olan dükkanlara veriliyor. Bunun incelenmesi gerekir detaylıca.

 - Bazı yabancı tabelalar, Türkçe ile İngilizce karışım olup, normalde anlamı yoktur, yani ortaya karışıktır. O zaman bilmeden Türkçe'mize zarar vermiş olmuyor muyuz?

- Fazla yabancı tabela kullanımı, kültürümüze de zarar verebilir, bunu da düşünelim.

   Önerilerimizi de yazdık, bu analiz yazımız bizim için önemli bir konuydu. Aynı şekilde sizlerde okurken empatiler yapmışsınızdır. Amacımız güzel ülkemizin dilini, daha yüksek yerlere çıkarabilmek. Bununla beraber gelen turistlerinde dilimizden esinlenip, kendi ülkelerinde başkalarına anlatmasına yardımcı olmaktır. 

   Şunu asla unutmayalım, kanunlarla bu konu belli bir yere kadar uygulanabilir ama önemli olan yüreğimizde ki Türkçe sevgisi. Herkes paramı önce gelir yoksa Türkçe Dilimiz mi diye kendisine bir sorması lazım. Sonra bu konu hızlı bir şekilde kendi kendine kolayca çözülür diye düşünüyoruz.

   Bu arada şu notu da yazmak istiyoruz. Yabancı tabelalar için kısıtlamalar yapılacaksa bir dili tamamen yasaklayıp, diğerlerine ayrıcalık olmamalı. Ne yapılacaksa tüm dillerdeki tabelalara eşit olarak yapılmalı, buna çok dikkat edilmelidir. Yani tabelaların %90'ı Türkçe, %10'u başka yabancı diller için olabilir. Sadece bir yabancı dili tamamen yasaklayıp, diğer yabancı dillere serbestlik olmamalıdır.

   Bilgi notları:

   Tabela ingilizcesi nedir: Sign

   Güzel Türkçemizin bir gün dünyada yüzlerce milyon insan tarafından konuşulması dileklerimizi sunar, başka bir yazımızda yine görüşmek üzere, hepinize Saygılar...



   Kaynaklar; tdk site, goc site, yabancı tabelalar ile ilgili yazı, türkiye'de ingilizce tabelalar, tabelalarda yabancı dil kullanımı, türkiye'deki yabancı tabelalar, yabancı tabela yasağı, yabancı tabelalar ile ilgili yazılar, tabelalarda yabancı kelimeler, türkiye'de yabancı tabelalar, yabancı tabelalar ve türkçeleri, tabela önerisi, TÜRKÇEMİZ ve ÖNERİMİZ, tabelalar türkçe olmalı mı, tabelanın türkçe olması zorunlu mu, yabancı dilde tabela yasak mı, türkçe tabela zorunluluğu, tabelanın yüzde kaçı türkçe olmalı, yabancı tabela uyarısı, türkiye'de yabancı tabela kullanımı nedir, YABANCI TABELALAR İLE İLGİLİ YAZI, yabancı tabela denetimi, türkçe tabela teşvik edilmeli, ingilizce türkçe karışık tabelalar, türkçe ingilizce karışık tabelalar, ingilizce türkiye deki yabancı tabelalar, türkçenin yüzde kaçı arapça, çevremizdeki yabancı tabelalar, tabelalarda türkçe kullanımı, almanca tabelalar, türkiyede ingilizce tabelalar, yabancı dilde tabela yasağı, türkiyede yabancı tabelalar, yabancı isimli tabelalar, türkçe olmayan tabelalar, ANALİZLER, türkiye'de yabancı tabela.

10 Şubat 2022 Perşembe

Kendilerinden bu kadar nasıl eminler, Türklerin özellikleri

   Dünyada büyük planlar asırlık yapılmaktadır, yani 100 yıllıktır. Bu planlar da öyle hamleler yapılır ki, adeta her şey baştan yazılır gibi. Son 3-5 yılda dünyada olanlara bakılırsa bunun adımlarını görebiliriz. Mesela her şey dijitale dönüşmeye başlıyor, savaşlar adeta bilgisayarlar üzerinden ''hack''lemek yöntemiyle oluyor..vs..

   İnsanlar alışverişlerini paralarla yapmaktadır ve dünyanın para gücünü belli kesimler ellerinde tutmaktadır. Bu kesim dünyadaki tüm paranın büyük oranını kendi firmaları ile yönetmektedirler. Bu oran her sene küçükte olsa azalmaya başlamaktadır. Çünkü diğer ülkeler yavaş yavaş büyümeye, üretmeye ve kalkınmaya başladı. Dolayısıyla büyüyen ülkeler, bu kesimlerin işlerine gelmemektedir.

   Dünyada şu an 200 civarı ülke vardır. Önümüzdeki 100 yıl içinde bu elit kesim dünyadaki ülke sayısını 400-500 arasında görmek istemektedir, ajandalarında bunların planları vardır şu an. Peki bu nasıl olacak diye içinizden soru geçiriyor olabilirsiniz. Bunu başka bir örnekle açıklayalım hemen.

   Bundan 100 yıl önce dünyada kaç devlet vardı, şimdi kaç devlet var? Bunun cevabını bulduğunuzda önümüzdeki 100 yıl içinde ülke sayısının 400-500 olması imkansız değildir. Nasıl mı olacak? Bazı ülkeleri ikiye, bazılarını üçe, bazılarını da dörde bölüp ayrı ayrı devlet yapma planları var.

Kendilerinden
Kendinden emin olmak

   Peki bunu yapabilirler mi, imkanları var ama önlerinde görünen büyük engel var şu an. Asya ile, Afrika ile, Ortadoğu ile kazan-kazan politikası yürütüp, ticari pastanın büyüğünü bu elit kesim değil de, % 50-50 ortak ticaret yaparak kazanalım diyen güzel Ülkemiz Türkiye. Evet ülkemiz şu an onların önünde en büyük engel gözükmektedir. Niçin mi? 

 Çünkü Türk insanı ve Türk askeri;

- Cesurdur.
- Merhametlidir.
- Yardımseverdir.
- Egoist yani bencil değildir.
- Hoşgörülüdür.
- Saygılıdır.
- Haklının yanındadır.
- Zalimin karşısındadır.
- Zekidir.
- Çalışkandır.
- Azimlidir.
- Açık sözlüdür.
- Mücadelecidir, pes etmez.

   Düşünün 1900'lü yıllarda Osmanlı aynı elit güçlerin karşısında nasıl büyük engeldi? Bu engeli aşmak için Osmanlı'yı yıkmak gerekiyordu. Bunu da o zaman ancak Abdülhamid Han'ı bir şekil tahttan indirerek yapabilirlerdi. Abdülhamid Han 1909 yılında tahttan indirilirken Osmanlı'nın 7 milyon km2 toprağı vardı, sonra neler oldu. Osmanlı'yı dört bir yandan kuşattılar ve şu anki Ülkemiz kaldı, yaklaşık %11'i. Kalan %89'luk Osmanlı topraklarından kaç tane ülke çıkardılar, değil mi?

   Tarih tekerrürden ibarettir derler, 1900'lü yıllarda dünyaya 600 yıl hükümranlık sürmüş olan Osmanlı'yı yıktılarsa, önlerindeki büyük planlar içinde şu an Türkiye'miz hedeftedir. Bunu da gizlemiyorlar, imalı mesajlarla dillendiriyorlar başta Amerika ve İngiltere olmak üzere.

   Peki o zaman bunlar nasıl planlar yapıyor olabilirler diye kendi kendimize onlara sorular soralım. Sonra cevapları ile olabilecekleri birlikte düşünmek, sizlere kalsın. 

  AKILDA DELİ SORULAR:

- Başaracağınıza nasıl bu kadar eminsiniz, bu hisse nasıl kapılıyorsunuz?

- Yunanistan, Irak, Suriye ve Ermenistan'a yığdığınız sözde yardım amaçlı asker ve araçlarla, neler planlamayı düşünüyorsunuz?

- Farklı darbe benzeri başka planlarınız mı var?

- Rusya ile Ukrayna arasında savaş planlarınızın altında başka amacınız mı var?

- Türkiye'yi Rusya ile savaş durumuna mı getirmek istiyorsunuz?

- Türkiye ile Rusya'yı bir savaşa sokarsak, işimiz daha mı kolay olur diyorsunuz?

- Önümüzdeki seçime 4-5 ay kala 12 eylül darbesinde yapılanlar gibi, iç karışıklık planlarınız mı var?

- 2023 seçimleri yaklaşırken seçmen listelerinden başlayıp, seçim gününe kadar olacak bazı derin uyanıklık planları mı yapıyorsunuz?

- 2023 seçim gecesi, ortalığı karıştırma planlarınız mı var?

- Farklı yollarla toplumun % 5-10 arasını hipnoz benzeri bir yöntemle, seçim zamanı etki altına alma planlarınız mı var, farklı teknolojiler kullanarak?

- Kimi siyasetçileri bir şekil korkutarak, siyaset dışına atma planlarınız mı var?

- Ülkemiz ile ilgili planlarınız da, başka hangi ülkeler size yardım ediyor?

- Ülkemizi diğer komşu ülkelerle savaşa sokma planlarınız var mı?

- Amerika'nın asıl amacı, herkesi Rusya-Ukrayna gerilimine odaklandırıp, kendisinin Karadeniz'deki doğalgazları elemi geçirmek istiyor? Dikkat!

- Amerika Avrupa'ya doğalgaz bulmak için çok uzaklarda arama yaparken, aslında bizi mi oyalıyor?

- Kısaca Rusya ile Türkiye'yi savaşla kırdırıp, kendi aradan Karadeniz gazına konmak mı istiyor?

- Türk, Kürt, Çerkez, Alevi, Sünni ve benzer kardeşlerimiz için provokasyon planlarınız mı var?

- 2023'e girerken marketlerde uygulanan poşet parası ile ilgili, 25 kuruşun 50 kuruş yapılması için şimdiden sosyal bir baskı oluşturma politikanız mı var?

- Seçimden 4-5 ay önce, başta patates ve soğan olmak üzere, bir çok sebze ve meyvenin fiyatının çok artırılması için, planınız mı var?

- Yine seçimden önceki aylarda temel gıdaların fiyatlarının aşırı artması için, planlar yaptınız mı?

- Ülkenin hassas değerleri için, milletin sinir uçları ile oynayacak planlar yapıyor musunuz?

- İnternette takipçi sayısı çok olan kişilerle beraber ''pr çalışma'' planları yapıyor musunuz?

- Sizin büyük Haarp Projesi ile ilgili planlarınız var mı, seçime 3 ay kala?

- Bazı kişilere karşı suikast tarzı planlar yapıp, milleti provokasyona mı getirmek istiyorsunuz?

- Elektrikle alakalı siber saldırılar yapıp, ülkeyi elektriksiz bırakma planlarınız var mı?

- Dolar operasyon planlarınızı hiç sormayacağız, o zaten sizin her zaman yanı başınızda duran bir argümanınız.

   Evet gördüğünüz üzere başta Amerika ve İngiltere olmak üzere bazı ülkeler, kendi ülkelerindeki gelişmeleri bırakıp bizim ülkemizdeki 2023 seçimlerine odaklandılar. En büyük sebep, Türkiye'yi karşılarında büyük engel olarak görmeleridir. Bunu aşmak için, canları pahasına ne varsa uygulamaya sokacaklar. Önceden perdenin arkasından yürütürlerdi işlerini, şimdilerde ise direkt kendileri ve onlarla irtibatlı kimler varsa hepsi birden varını yoğunu ortaya koymaya başladı. Diyebilirsiniz Türkiye onlar için niçin bu kadar önemli? En basitinden gelecekte güç savaşları Enerji üzerinden çıkacak. Bununla ilgili geniş detayları başka bir yazımızda yazmıştık, isteyenler bu linkten tekrar okuyabilir. 

   Peki şu an Avrupa'ya lazım olan doğalgaz hatları en güvenilir olarak hangi ülkeden geçebiliyor? Tabii ki Türkiye, bu bile yeter onlara. Düşünün bankalarınızda yüz milyarlarca euro ve dolar paranız var ama kışın doğalgazınız olmazsa üşüyeceksiniz, ne kadar garip durum değil mi? Bu sadece 1 sebep, bunun gibi çok başka nedenlerden dolayı Türkiye onlar için çok önemli.

  Amerikada ambulans ücreti paralı iken, Amerika'nın başka ülkeler hakkında planlar yapması çok ilginç, sizce de öyle değil mi?

   La Galibe İllallah deyip, bizler daha çok çalışmalıyız. Bu topraklar için on binlerce şehit verildi asırlardır. Kimi geldi Çanakkale'de, kimi geldi Antep'te, kimi geldi Maraş'ta, kimi geldi Sarıkamış'ta, kimi geldi 15 Temmuz'da..vs..Bu yüzden bize düşen görev, şehitlerimize olan vefa borcunu ödemek. Karşı taraf nesi var nesi yok geliyorlarsa, bizimde iman gücümüz var. Bunun yanında bol Tevekkül yapmalıyız.

   Önceki yazılarımızda da söylediğimiz gibi bu dünya bizler için bir sınav dünyasıdır. Ortalama insan ömrü 77 yıl civarıdır, herkes bu ömrü yaşar ve gider bu dünyadan. O yüzden önemli olan iyi notlarla gitmemizdir. Bunun da yolu hem maddi, hem manevi olarak çok çalışmaktan geçer. Notlarınızın çok olması dileklerimizle başka bir yazıda görüşmek üzere, hepinize Saygılar...


   Kaynaklar; trcooltext, üşümek, üşüyecek, KENDİLERİNDEN BU KADAR NASIL EMİNLER, türk askeri özellikleri, TÜRKLERİN ÖZELLİKLERİ, türk insanı özellikleri, küreselciler, ülkeleri bölme planları, abd'nin bölme planı, amerika'nın bölme planı, abd'nin türkiye planı, abd nin türkiye planı, türkiye amerika haritası, türklerin genetik özellikleri, türklerin fiziksel özellikleri nedir, kendinden emin olmak nedir, türk'ün özellikleri, amerika'nın türkiye planı, abd'nin planı, abd'nin türkiye planı, amerika türkiye, ingiltere türkiye, ANALİZLER, amerika ve ingiltere planları.

5 Şubat 2022 Cumartesi

Dünya Dereceli Asma Köprülerimiz, Türkiye'nin asma köprüleri

   Bildiğiniz gibi ülkemiz hem Asya, hemde Avrupa Kıtalarında yer almaktadır. Bu 2 kıtayı birbirinden Marmara Bölgemiz'de bulunan İstanbul ve Çanakkale Boğazları ayırmaktadır. Bu durumdan dolayı Türkiye'nin sahip olduğu konuma dünyada ''Avrasya'' denilmektedir. 

   Bu boğaz ve denizler üzerinde önceden yapılan 2 tane köprümüz vardı. Bu köprülerimiz şunlardır;

- 1973 yılında açılan Boğaziçi Köprüsü.

- 1988 yılında açılan Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'dür.

   Boğaziçi Köprüsü'nün adı 2016 yılındaki darbe girişiminden sonra, 25 Temmuz 2016 tarihinde ''15 Temmuz Şehitler Köprüsü'' olarak değiştirildi. Yüksekliği 64 mt, genişliği 33.40 mt, toplam uzunluk 1560 metredir. 

   Fatih Sultan Mehmet Köprüsü ise 64 metre yükseklik, genişliği 39,40 metre, toplam uzunluk ise 1510 metredir.

   Bu köprüler zamanla bölgenin yükünü kaldıramaz hâle gelince, başka ilave köprü planları yapılmaya başlandı. Bunlardan 2 tanesi bitti, sonuncusu ise şu an yapılıyor. Sırasıyla köprülerimiz şunlardır:

Köprüler
Yeni Köprüler

  

  OSMANGAZİ KÖPRÜSÜ ÖZELLİKLERİ

- Osmangazi Köprüsü'nün inşaatına 2013 yılında başlandı, 30 Haziran 2016 tarihinde açıldı.

- 3 kara yolu gidiş şeridi + 3 kara yolu geliş şeridi olmak üzere toplam 6 şerittir.

- 1550 mt orta açıklık.

- Toplam uzunluğu 2682 metre.

- Yapıldığı yılda dünyanın en büyük orta açıklıklı asma köprüleri arasında, 4. sırada gelmektedir.

- 252 metre kule yüksekliği.

- Yaklaşık 36 metre tabliye genişliği.

- Köprüde kullanılan halat, tel ve kablolar uç uca eklense 84.518 km yapar, buda dünyanın etrafını 2 kez dolanmak gibidir.

Osmangazi Köprüsü
Osmangazi Köprüsü

  

  YAVUZ SULTAN SELİM KÖPRÜSÜ ÖZELLİKLERİ

- Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün inşaatına 2013 yılında başlandı 26 ağustos 2016 tarihinde açıldı.

- 4 kara yolu gidiş şeridi  + 4 kara yolu geliş şeridi + 2 demir yolu şeridi olmak üzere toplam 10 şerittir.

- O yıla göre, kara yolu ve demir yolunun aynı tabliye de olması nedeniyle dünyada ilk köprüdür.

- Genişliği 59 metre ile açıldığı yılda, dünyanın en geniş köprüsü idi.

- Yükseklik 322 metre, açıldığı yılda dünyanın en yüksek kuleye sahip asma köprüsü idi.

- 1408 mt ana açıklık.

- Toplam uzunluğu 2164 metre.

- O yıla göre, üzerinde raylı sistem olan dünyanın en uzun asma köprüsüdür 1408 metre ile.

- Köprüde kullanılan halat, tel ve kablolar uç uca eklense 124.382 km yapar, buda dünyanın etrafını 3 kez dolanmak gibidir.

Yavuz Sultan Selim
Yavuz Sultan Selim Köprüsü


  1915 ÇANAKKALE KÖPRÜSÜ ÖZELLİKLERİ

- 1915 Çanakkale Köprüsü'nün inşaatına 2017 yılında başlandı, 18 Mart 2022 tarihinde açılacaktır.

- 3 kara yolu gidiş şeridi  + 3 kara yolu geliş şeridi olmak üzere toplam 6 şerittir.

- Köprüde yaklaşık 45 metre genişliğinde ikiz tabliye sistemi uygulanmaktadır.

- Dünyanın en uzun orta açıklıklı asma köprüsüdür, 2023 metre ile (Türkiye'nin kuruluşunun 100. yılını temsilen).

- Kule yüksekliği 318 metre (3.ayın 18'i ile Çanakkale Zaferi'ni sembolize edecek). Kulenin en ucunda ise Çanakkale Savaşları'nın unutulmaz kahramanı Seyit Onbaşı'nın sırtlayarak namluya sürdüğü top mermisinin tasviri olacaktır.

- Tepe noktası yüksekliği 334 metre ile, dünyanın en yüksek kuleli asma köprüsü unvanına sahip olacaktır. Yüksekliği Paris'te ki Eyfel Kulesi'ni geçmektedir.

- Toplam uzunluğu 4608 metre.

1915 Çanakkale Köprüsü
1915 Çanakkale Köprüsü

   

   Köprülerle ilgili teknik detayları yazdıktan sonra şimdi gelelim analiz yazımıza. Bazıları sorabilir, bu kadar köprü yapmaya ne gerek vardı. Bizde o zaman, bu köprülerin faydalarını yazalım. Böylece hem soruya cevap vermiş, hem de bilgilerimizi tazelemiş oluruz.

KÖPRÜLERİN FAYDALARI NELERDİR

- Zamandan tasarruf yaptırır.
- Yakıttan tasarruf yaptırır.
- Fazla yakıt tüketmekten dolayı oluşan hava kirliliğinde, azalma olur.
- Şehir içi ve boğaz köprülerindeki trafik yoğunluğunda azalma olur.
- Trafik kazalarında azalmalar olup, can ve mal güvenliği artar.
- Trafik yoğunluğunda oluşan yorgunluk ve streste, azalma olur.
- İhracat yapmak için fabrikalara getirilen müşterilerde artış sağlanır.
- Ağır vasıtaların normal şehir içi trafiklerinden, köprülere aktarılması sağlanır.
- Gürültü kirliliği azalacak.
- İstanbul'daki trafiğin belli noktalarda yoğunlaşması azaltılarak, başka noktalara dağıtılması.
- Ticari lojistik seferlerinin artması.
- Ticarette artışlar olması.
- Ülkemizin Markasının artması.
- Yük taşıyan araçlarda ulaşım kısıtlaması kalkarak, ihracatın hızlı termin süreleri ile artması.
- Bölgede kurulmaya çalışılan ''ring hattı'' ile entegre ulaşımın sağlanması.
- Köprüler ve demir yolunun birbirine entegresi ile, ulaşımda kolaylıklar olacak.
- Ülkemizin ekonomide dünyanın sayılı devletler arasına girme planları.
- Bu köprülerde binlerce kişi çalışarak, istihdama katkı sağlandı.
- İstanbul'un dünyadaki önemli finans şehirlerinden, biri yapılma çalışmaları.

Köprülerimiz
Köprülerimiz

   

   Gördüğünüz gibi çok faydaları olan bu köprülerin Vatana ve Milletimize hayırlar getirmesini dileriz. Yol demek, büyümenin ilk adımı demektir. Yol demek ihracat kapılarının açılması demektir. Yol demek hastanelere kolayca ulaşmak demektir. Yol demek medeniyet demektir. Bunun gibi onlarca detay yazabiliriz.

Köprülerimiz
Köprülerimiz

   

   Dünya çaplı bu köprülerimizden hariç diğer yapılan asma köprülerimiz ile yolları birbirine bağlayan köprülerimizden büyük olanlarını yazalım.

                                            DİĞER KÖPRÜLERİMİZİN İSİMLERİ

- Kömürhan Köprüsü: Malatya ile Elazığ'ı birbirine bağlayan köprü, Karakaya Baraj Gölü üzerinde yapılıp 2021 yılında hizmete açılmıştır. Kendi grubunda dünyanın 4. büyük köprüsüdür (2*2 şerit, ters y tipi kule tasarımlı, 168 metrelik tek pilon ve 380 metre orta açıklık) uzunluğu 660 metredir.

- Devegeçidi Köprüsü: Diyarbakır'ı Elazığ'a bağlayan Diyarbakır Ergani yolu üzerinde yapılıp, 2021 yılında hizmete açılmıştır. Toplam 1.142 mt uzunluğundadır (2*571 mt).

- Hasankeyf 2 Köprüsü: Batman Midyat yolunda yapılan Hasankeyf varyantı baraj göleti geçişi kolaylaşmıştır. 1.001 mt uzunluğunda yapılıp, 2021 yılında hizmete girmiştir. 

- Beğendik (Botan) Köprüsü: Siirt ili Pervari ilçesinin Bitlis ve Van illerine ulaşımını kolaylaştırmak için yapılıp 2020 yılında hizmete açılmıştır. 210 mt orta açıklığı ve toplam uzunluğu 450 metredir. 165 mt yerden yüksekliği ile Türkiye'nin en yüksek köprüsüdür.

- Ağın Köprüsü: Elazığ Arapgir Ayrımı Ağın yolunda yapılıp 2017 yılında hizmete alınmıştır. 13 mt genişlik, 520 mt uzunluk ve 1*1 şeritlidir.

-Tohma Köprüsü: Malatya ile Sivas arasındaki Karakaya Baraj Gölü üzerinde yapılıp, 2021 yılında hizmete açılmıştır. 518 mt uzunluğunda, 16 mt genişliğinde ve 21 mt yüksekliğindedir.

- Nissibi Köprüsü: Adıyaman Kahta Siverek Diyarbakır Karayolu, Atatürk Baraj Gölü üzerine yapılıp, 2015 yılında hizmete açılmıştır. Toplam uzunluğu 610 mt, orta açıklığı 400 metre olup 2*2 şeritlidir.

- Çayırhan Köprüsü: Ankara Beypazarı Çayırhan ve Nallıhan yolundadır, 270 metre uzunluğunda çift köprülü olarak yapılmaktadır.

- II. Kılıç Arslan Köprüsü: Silifke Mut Yolu 1.kesimde yapılmakta olup, 410 metre toplam uzunluğa ve 173 metrelik pilon yüksekliğine sahip olacaktır.

Taşova Sanayi Köprüsü: Amasya'da yapılmış olup, 100 mt uzunlukta ve 3 açıklıdır.

Ayancık İkisu Köprüsü: Sinop ilinin Türkeli ile Ayancık arasında yapılmış olup, 140 mt uzunlukta ve 5 açıklıdır.

Şevki Şentürk Köprüsü: Sinop ili Ayancık çayı üzerinde yapılmış olup, 144 mt uzunluğundadır.

Hıdırlık Köprüsü: Tokat ilinde bulunan 770 yıllık Selçuklu döneminin ihtişamlı eseri olan köprü (Yeşilırmak Köprüsü olarak ta biliniyor) restore edilip, açıldı.

Adana 15 Temmuz Şehitler Köprüsü: Adana ilinde yapılmaktadır, 1.669 mt.

   Böyle köprülerin ülkemize kazandırılmasında A'dan Z'ye emeği olan herkese teşekkür eder, başka yeni projeleri tüm ülke çapında heyecanla bekleriz. Yazımızın sonuna gelirken, yapılan bu hizmetlerin ileride çocuklarımıza kalacak büyük bir miras olacağını asla unutmayalım. Bu köprüler eğer 20-25 yıl önce yapılmış olsaydı, ülkemiz şu an çok farklı yerlerde olabilirdi. 

   Unutmayalım yıkmak çok kolaydır, ama yapmak çok zordur. Hepinize çok teşekkür eder, başka bir yazımızda daha sizlerle görüşmek üzere, Saygılar sunarız...



   Kaynaklar; kgm site, ysskoprusuveotoyolu site, 3kopru site, 1915canakkale site,türkiye'nin asma köprüleri, Türkiye'deki asma köprülerin listesi, en uzun asma köprülerin listesi, asma köprüler türkiye, asma köprüler ve isimleri, osmangazi köprüsü özelliği nedir, yavuz sultan selim köprüsü özelliği nedir, 1915 çanakkale köprüsü özelliği nedir, DÜNYA DERECELİ ASMA KÖPRÜLERİMİZ, asma köprülerin uzunlukları nedir, TÜRKİYE'NİN ASMA KÖPRÜLERİ, asma köprülerin faydaları nedir, istanbul köprüleri isimleri, boğaz köprüleri isimleri, istanbul köprülerin isimleri, istanbul boğaz köprülerinin isimleri, istanbul köprüsü isimleri, boğazdaki köprülerin isimleri, yavuz sultan selim köprüsü toplam uzunluk, istanbul köprüleri uzunlukları, boğaz köprüsü yükseklik, istanbul köprü uzunlukları, istanbul'daki boğaz köprülerin isimleri, istanbul'daki köprüler sırasıyla, yavuz sultan selim köprüsü yükseklik, nissibi köprüsü özelliği, osmangazi köprüsü yükseklik, boğaz köprüleri uzunlukları, türkiye asma köprüleri, türkiye köprü uzunlukları, çanakkale köprüsü'nün faydaları, istanbul'daki köprülerin isimleri, 15 temmuz şehitler köprüsü toplam uzunluk, boğaz köprüsü yerden yüksekliği, türkiye'deki köprüler listesi, türkiye'de bulunan köprüler, türkiye'deki köprüler ve isimleri, türkiye'deki önemli köprüler, istanbul'da hangi köprüler var, kaç tane boğaz köprüsü var, istanbul'da kaç asma köprü var, fsm köprüsü kaç km, istanbul'un köprüleri, istanbul'da kaç köprü var isimleri, istanbul'daki köprüler ve isimleri, 1915 çanakkale köprüsü toplam uzunluk, 15 temmuz şehitler köprüsü en uzun açıklık, 15 temmuz şehitler köprüsü kaç km, 15 temmuz şehitler köprüsü yükseklik, istanbul köprü isimleri, istanbulda kaç asma köprü var, köprü isimleri istanbul, YAPILAN YATIRIMLAR, asma köprülerin isimleri nedir.

4 Şubat 2022 Cuma

Togg Arabamız ile Ces 2022 Fuarı'na, Ces Fuarı nerede

   Tarih 29 Ekim 1961 sabahıydı. Ülkemiz için belki de dünyada sanayi girişimlerinin başlayacağı büyük günlerden biri olacaktı. O gün Ülkemizin Mühendisleri 4.5 ay geceli gündüzlü çalışarak 2 tane Devrim Arabalarımızı üretmişti. Ama bu arabayı üreten mühendis ve tüm ustalar alkışlanacağına, arabanın deposuna benzin konulması unutulduğu için (teknik nedenden dolayı trenle Eskişehir'den Ankara'ya giderken nakil sırasında benzin depoları boşaltılmıştı, sonra konulacaktı) adeta cezalandırıldı ve gazetelerin çoğu da şu başlığı atmıştı:

  ''100 metre gitti bozuldu''.

   Evet garip geldi değil mi? Arabalara benzin unutuldu diye bu manşet atılır mı hiç? Halbuki arabalar çalışıyordu. O zaman sorumuz şu.

- Kimler araba sanayisinde bizim olmamızı istemedi? Cevabını sizlere bırakıyoruz.

Togg
Togg araba

   Şimdi sizlere bazı araba markalarının kuruluş tarihlerini yazalım, sonrada 2 soru sorup, geçmişi bir kenara not etmiş olalım.

Ford 1903.

Audi 1909.

Bmw 1916.

Mercedes 1926.

Volkswagen 1937.

Toyota 1937.

Honda 1948.

Hyundai 1967.

   Bu markalardan Toyota geçen sene dünyada 9.56 milyon, Volkswagen ise 8.88 milyon sattı. Rakamların  büyüklüğüne bakınca, yıllık cirolarının ne kadar büyük olduğu kolayca anlaşılır. Yaklaşık yıllık cirolarını yazımızın sonundaki, analizimizde yazacağız. 

   Bizim Devrim arabamız 1961'de yapılmıştı. Buna göre 2 soru soralım.

1) Cirosu milyarlarca dolar olan Hyundai arabasının kuruluşu bizim Devrim'den sonra, fark ettiniz mi? Cevabınız evetse, o zaman bizim 60 yıl boyunca kaç trilyon dolar kaybettiğimizi (ithalat için ödediğimiz paralar ve yapamadığımız ihracat kayıpları) hesaplamakta çok kolay değil mi?

2) Diğer büyük markaların kuruluş tarihlerinin de çok eski olmadığını fark ettiniz mi? Cevabınız evetse, ülkemiz sizce kaç tane büyük araba markası oluşturabilirdi bugüne kadar?

Togg
Togg Araba Resimleri

   Bu soruları yazdıktan sonra geçmişi biraz yad etmiş olduk. Şimdi günümüze gelelim.

   2011 yılında bu ülkede otomobil üretecek ''Babayiğit'' yok mu sorusuyla hızlanan serüven, 2017 yılında cevap bulup, 5 babayiğidin ortaklaşa yapacağı söylenip açıklandı. Sonra 2019 yılında tanıtımı yapıldı. Daha sonrada fabrika inşaatına başlandı. Bir yandan inşaat devam edip, bir yandan da arabanın ince detayları belli olmaya başlanıp, arabaların numuneleri yapıldı.

   18 Aralık 2021 yılı günü Togg arabamızın logosu açıklandı video ile. Açıklamasın da ise şu cümle yazıyordu: ''Doğu ile Batı'nın buluşma, bugün ve geleceğin kesişme noktası''.

Resim görüntüsü şu şekildedir.

Togg
Togg açılımı nedir

   

   Detayları ile logonun videosu ise şu şekildedir.

   Ve geldik 2022 yılına.

   Her yıl Ocak ayında Amerika/Las Vegas Nevada'da dünyanın en büyük teknoloji fuarı olan CES (Consumer Electronics Show) yapılır. Bu fuarda yeni çıkan teknolojik ürünlerin tanıtımı yapılmaktadır. Sıra bizim Togg arabamızın bu fuara katılmasına gelmişti.

   Tüm hazırlıklar yapıldı ve 5 Ocak 2022 sabahı güneş sanki ayrı bir doğmuştu dünyaya. Çünkü arabamız Togg'un sedan modeli ilk defa görücüye çıkacak ve tanıtılacaktı. Togg Ceo'su Mehmet Gürcan Karakaş çok heyecanlı idi, bunu nereden mi anladık? O güne kadarki verdiği röportajlardan. O gün geldiğinde bir röportaj verirken sevinç gözyaşları döktü, bizlerde kendisine ve ekibine çok teşekkür ediyoruz ülke olarak. Böyle bir arabanın üretimi için, çok çalışmalarından dolayı.

   5 Ocak günü Sayın Karakaş tanıtım konuşmasını yaptıktan sonra, arabanın üzerindeki örtü kalkmaya başladı ve kelimelerle tarif edilemeyecek güzellikte, muhteşem bir arabayı görmeye başladık.

   2019 yılında tanıtılan Togg Suv modelinden sonra yapılan bu sedan modeli de çok harika olmuş. Hepsinin ellerine sağlık, çok ince detaylar düşünmüşler, tebrik ediyoruz tüm görev alanları. Ayrıca sektörünün saygın yayını Exhibitor, 2300 katılımcı arasından ''CES'in En iyi 20 Markası''ndan biri olarak Togg'u seçti, bu gurur Türkiye'nin. Teşekkürler hepinize. 

   Şimdi gelelim analizimize.

   Yıl 1961'da yapılan Devrim arabamız engellendi, bizden önce araba üreten firmaların bazıları şu an yılda 10 milyon adete kadar araba üretebiliyorlar. Buda yaklaşık her firmanın 200 milyar dolar ciro yapması demektir. Devrim arabamızdan sonra kurulan Hyundai'nin bile yıllık cirosu neredeyse 90 milyar dolarlar civarında. Yani bizim devrim araba engellenmese idi belki de şu an 50 veya 100 milyar dolarlık satış yapabilen markamız olacaktı. Ayrıca buna ilaveten belki de 3-4 markamız daha olabilirdi. Hesaplar ortada, neler kaybettirilmiş ülkemize. 

   1960-2000 yılları arasında ülkemizin genç beyinleri teknoloji ile yönlendirileceğine darbelerle durduruldu (ilk darbe 27 mayıs 1960 yılında yapıldı), kılık kıyafetle durduruldu. Ne geçti ellerine, kocaman bir hiç. Peki neler kaybettik, yaz yaz bitmez. En basitinden bazı parlak beyinli öğrencilerimiz gidip yurt dışında çalışmaya başladı, bundan büyük ne kayıp olabilir.

   Olanlar geçmişte kaldı, bunlardan iyi dersler alıp, geleceğe iyi odaklanmalıyız. Şu an ülkemizin gençleri çok güzel üretimler yapıyor, her konuda. İha, siha, helikopter, gemi, araba, silah..vs..Kısaca neyi ithalat yapıyorsak onları üretmeye başladık. Bu gençlik çok güzel işler yapacak ilerisi için. Bizim bundan hiç şüphemiz yok, yeter ki boş işlerle engellenmeye çalışılmasın.

Togg
Togg araba

   Bu yüzden önce ülkemiz için, sonra dünyadaki Türkler, Müslümanlar ve Mazlumlar için çok çalışmamız gerekiyor. Dünyada güçlü devletler ha bire küçük ülkelerde huzursuzluklar çıkartıyor, darbelere vesile oluyorlar. Bunların olmaması için bizlerin çok çalışıp, güçlenmesi gerekir. Buda sizlerin elinde gençler, bize düşen sizlere her zaman güvenmek ve desteklemektir.

   Başka bir yazımızda daha görüşmek dileğiyle hepinize Saygı ve Selamlar sunarız...


   NOT 1: Ces 2025 Fuarı 7 Ocak 2025'te Amerika Las Vegas'ta yapılacaktır.



   Kaynaklar; twitter/togg2022, eskisehir valilik/devrim-arabasi, araba markalarının kuruluş yılları, TOGG ARABAMIZ İLE CES 2022 FUARI'NA, togg ces fuarı, CES FUARI NEREDE, ces fuarı nedir, ces fuarı nerede, 1961 devrim arabaları, ARABA TAŞITLAR, made in türkiye, togg benzeri araba, togg arabası, togg araba resimleri, togg araba modelleri, ces dünyanın en güçlü teknoloji etkinliği, ces 2025 nerede, ces fuarı neden önemli, ces nedir, dünyanın en büyük tüketici elektroniği fuarı ces, ces fuarı 2025, ces 2025 las vegas, ces 2025 lasvegas, ces 2025 elektrik elektronik fuarı las vegas abd, ces hakkında, ces 2025 fuarı hakkında, ces las vegas 2025, ANALİZLER, ces fuarı ne zaman.

Öne Çıkan Yayın

İyi karpuz nasıl Seçilir, İyi karpuz nasıl Anlaşılır